Eurosendrom’a Teşhis: EuroLeague’de Başarı, NBA ve Ötesine Nasıl Yansıyor?

2017-03-17T12:10:28+00:00 2017-03-17T13:44:17+00:00.

Bugra Uzar

17/Mar/17 12:10

Eurohoops.net

Avrupa’daki hangi oyuncular NBA’de başarılı olabilir? Eski Kıta basketbolunun ahiret sorusunu iki farklı testten geçirdik. Sonuç? Bütün gerekçeleriyle aşağıda!

by Andrew Bernucca / Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün

Bu yazı ilk olarak TheDefpen.com’da, 14 Mart 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Ne zaman insanlara Avrupa basketbolunu izlediğimi söylesem, cevapları genelde aynı oluyor: “Aa, ne güzel!” Aslında, bu ne güzel kısmını ben ekledim. Genelde sadece “Aa!” diyorlar. Eğer konuştuğum kişi, yalnızca birkaç arkadaşım gibi, gerçek bir NBA izleyicisi değilse tabii. Genelde hepsi aynı soruyu soruyor:

Avrupa’daki kaç oyuncu NBA’de oynayabilir?

Bu soru, ilk soruyu cevaplamamızı amaçlayan alt sorular dizisiyle dolu bir tartışma başlatıyor. Cevaplamamız gereken ilk soru, ‘NBA’de oynamayı’ nasıl tanımladığımız.

Eğer ‘oynamayı’, bir NBA takımının kadrosunda bulunmak olarak tanımlıyorsak, Avrupa’da NBA’de oynayabilecek bir sürü oyuncu var. İlk aklıma gelen bazı isimler Tyler Honeycutt, Kostas Papanikolau ve Artisom Parakhouski. Yine de bu adamların Avrupa’da olmalarının bir sebebi var ve bu yüzden düzenli olarak NBA’de süre alabilecek adamlar değiller. Ben ‘oynamayı’ böyle tanımlıyorum ve bu yazıda da böyle tanımlanacak.

Artık bu alt soruyu cevapladığımıza göre, ilk soruyu cevaplamamıza yardımcı olan başka bir alt soruya geçebiliriz.

Avrupa’da başarılı olan hangi tip oyuncular, aynı zamanda NBA’de de başarılı olabiliyor?

Bu alt soruyu kullanmamızın sebebi, Avrupa’da başarılı olan her oyuncunun NBA’de başarılı olmayışı. Aslında, Avrupa’da ortalamanın biraz üstündeki diğer oyuncular başarılı NBA kariyerlerine sahip olurken, Avrupa’yı domine eden bazı oyuncular NBA’de sönük kalıyorlar. Bu sorun o kadar çok meydana geldi ki taraftarlar, koçlar, yazarlar ve diğerleri NBA’de dibe vuran Avrupalı yıldızların sorunlarını tarif etmek adına bir kelime buldular.

Bu kelime Eurosendrom. Sorularımızı cevaplamak için Eurosendrom’un spesifik sorunlarını ya da semptomlarını bulmaya başlamalıyız. Eurosendrom’a teşhis koyabildiğimiz zaman, hangi oyuncuların bu sorunu olduğunu ve hangilerinin olmadığını bulmanın yolunu da öğrenebiliriz. O zaman gerçekten hangi Avrupalı yıldızların, spikerlerin soyadlarını öğrenecek kadar iyi olduğuna ve hangilerinin o kadar iyi olmadığına dair bir fikir sahibi olacağız.

Eurosendrom’a teşhis koymak için, bazı testler yapacağız, tıpkı gerçek doktorlar gibi. Bu kısım ilginç olacak, çünkü ben doktor olmak için gerekli zekadan çok uzağım. Yine de bir şansımı deneyeceğim.

İlk testimiz, istatistik testi olacak. NBA’de dibe vuran oyuncuların rakamlarına bakacağız ve daha sonra onları NBA’de başarılı olan oyuncular ile kıyaslayacağız. Uluslararası basketboldaki istatistiklerini kıyaslayacağız ve daha sonra da NBA’deki istatistiklerine bir göz atacağız. Şu anda bir değerlendirme yapmak için, NBA’de oynayan çok fazla Avrupalı oyuncu var. Bu yüzden, bir En İyi Dibe Vuran Takımı ve bir de En İyi Başarılılar takımı yaparak bu karşılaştırmayı yapacağız.

En İyi Dibe Vuranlar Takımı; Vassilis Spanoulis, Nando De Colo, Alexey Shved, Jan Vesely ve Ognjen Kuzmic’ten oluşacak.

En İyi Başarılılar Takımı ise; Pablo Prigioni, Alejandro Abrines, Nemanja Bjelica, Davis Bertans ve Mindaugas Kuzminskas’tan oluşacak. (Bu oyuncuların isimlerini yazmak için araştırmam gerekmiyor oluşu üzücü mü yoksa etkileyici mi bilmiyorum, ama fikir vermesi açısından Çarşamba yazarken hâlâ otomatik düzeltmeye güvendiğimi belirtmeliyim.)

İnceleyeceğimiz ve bu oyuncuları karşılaştıracağımız istatististikler; kullanım sıklığı (USG), oyuncu verimi (PER), etkili sahaiçi isabet yüzdesi (eFG), doğru şut yüzdesi (TS) ve şut başına yaptığı sayı (PPS).*

* Tüm istatistikler RealGM’den gelmektedir ve 9 Mart 2017 itibariyle geçerlidir. RealGM 2011-2012 sezonuna kadar Avrupa’daki istatistikleri incelemeye başlamamıştı. Kullanılan istatistiklerde kariyer ortalamalarını da hesaplamıyorlar, dolayısıyla bunları kendim hesaplamam gerekti. En İyi Dibe Vuranlar Takımı için, Avrupa’daki mevcut sezonlarındaki ortalamalarını kullanmadım.

En İyi Dibe Vuranlar Takımı

Uluslararası Ortalamaları:

Oyuncu USG PER eFG TS PPS
Spanoulis 27.95 15.2 .486 .55 1.3
De Colo 27.71 21.63 .55 .614 1.42
Shved 26.67 18.14 .54 .587 1.33
Vesely 22.36 21.69 .61 .62 1.55
Kuzmic 20.37 18.06 .52 .56 1.27

NBA Ortalamaları:

Oyuncu USG PER eFG TS PPS
Spanoulis 20.4 5.27 .354 .47 1.18
De Colo 17.7 11.75 .491 .528 1.15
Shved 21.73 12.65 .436 .489 1.12
Vesely 12.67 10.88 .521 .514 1.17
Kuzmic 12.45 7.42 .52 .554 1.4


Uluslararası Basketboldan NBA’e Geçişte Ortalama Düşüş:

USG       8.02

PER        9.35

eFG       .077

TS           .075

PPS        .144

En İyi Başarılılar Takımı

Uluslararası Ortalamaları:

Oyuncu USG PER eFG TS PPS
Prigioni 13.77 12.56 .485 .547 1.27
Abrines 19.16 14.24 .558 .593 1.31
Bjelica 19.82 17.72 .559 .586 1.3
Bertans 19.73 14.21 .575 .601 1.33
Kuzminskas 22.68 17.82 .557 .601 1.39


NBA Ortalamaları:

 

Oyuncu USG PER eFG TS PPS
Prigioni 10.9 12.25 .554 .574 1.2
Abrines 15.77 10.16 .55 .581 1.25
Bjelica 14.74 10.9 .527 .551 1.2
Bertans 15.36 13.14 .585 .610 1.32
Kuzminskas 18.43 12.17 .487 .52 1.13


Uluslararası Basketboldan NBA’e Geçişte Ortalama Düşüş:

USG 3.99
PER 3.59
eFG .006
TS .018
PPS .1

 

Bu tabloların ne söylediği ile ilgili kendi çıkarımlarınızı yapabilirsiniz ve belli başlı bazı şeyler direkt dikkatinizi çeker. Fakat ilk dikkatinizi çekmesi gereken şey, bu oyuncuların kullanım sıklığı.

Kullanım sıklığı rakamlarına bakarken fark edilen ilk şey En İyi Dibe Vuranlar Takımı’nda en düşük uluslararası kullanım sıklığı olan Kuzmic’in 20.37’si. En İyi Başarılılar Takımı’nda yalnızca bir oyuncu uluslararası basketbolda bundan daha yüksek bir kullanım sıklığına sahip ve o oyuncu da kulanım sıklığı 22.68 olan Kuzminskas.

Fark edilen başka bir şey de dibe vuran oyuncuların, NBA’e geldikleri zaman, başarılı oyuncular ile karşılaştırıldıklarında kullanım sıklığında çok daha büyük bir düşüş yaşadıkları. Dibe vuran oyuncuların kullanım sıklıklarındaki ortalama düşüş 8.02, yani uluslararası basketboldaki kullanım sıklıklarına oranla %32.77. Başarılı oyuncular kullanım sıklığında ortalama 3.99’luk, yani uluslararası basketboldaki kullanım sıklıklarına oranla %20,98’lik bir düşüş yaşıyorlar.

Fark edilen başka bir nokta da oyuncu verimindeki ve kullanım sıklığındaki düşüşlerin kesinlikle ilişkili olduğu. Başarılı oyuncular ortalama yalnızca 3.59’luk bir düşüş yaşarken, dibe vuran oyuncular oyuncu verimi istatistiğinde 9.35’lik bir düşüş yaşıyorlar. Bu geçişler, başarılı oyuncuların topu ellerine almadan da oyunu etkileyebilecek yetenekte olduklarını söylüyor. Bu da ilginç bir noktaya çıkıyor, çünkü istatistiklerin gösterdiği, bazılarının önceki konunun aksini söyleyebilecekleri başka bir şey daha var. Dibe vuran oyuncuların uluslararası basketboldaki kullanım sıklığı ve verimi, daha iyi oyuncularınkine oranla daha yüksek. Bu durum, açık bir şekilde daha yetenekli oyuncular olduklarını gösterir ve bu da bizi başka bir alt soruya götürüyor.

Başarılı oyuncuların düşük yetenekleri NBA’e aktarılırken, dibe vuran oyuncuların üstün yetenekleri neden NBA’e aktarılmıyor?

Bizi aslında Eurosendrom’un kalbine ve aynı zamanda Avrupalı oyuncular için diğer testimize götüren nokta da bu aslında: Göz testi.

Göz testi, Avrupalı oyuncuları izlediğimiz ve en iyi yetenekleri ile ilgili bir fikir edindiğimiz bir test. En iyi yetenekleri ile ilgili bir kanıya vardıktan sonra, bu yeteneği NBA seviyesinde sergileyip sergileyemediklerine karar vermemiz gerekiyor. Bu noktada, dibe vuran oyuncuların neden zorluk çektiğini fark etmeye başlayabiliriz. Birçoğu aynı üst yeteneğe sahip, sayı atma becerileri. Bu durum en çok Spanoulis, De Colo ve Shved’de bariz. Vesely, Avrupa’da iyi bir post skoreri. Fakat, savunma ve atletizm önemli oranda daha iyi olduğu için bu oyuncular NBA’de en iyi skorerler olabilmek için yeterince iyi değiller. Normalde ürettikleri gibi skor üretemedikleri için, Avrupa’daki gibi tehdit teşkil edemiyorlar. Bu da diğer yeteneklerinden yararlanamamalarına ve neticesinde performanslarında ciddi bir düşüşe yol açıyor.

Diğer yandan, başarılı oyuncular, skor üretme becerileri dışındaki NBA yeteneklerine sahip olmaya meyilli. Prigioni, NBA seviyesinde bir saha görüşüne ve farkındalığa sahipti. Abrines NBA seviyesinde bir şutör ve aynı zamanda çok da zeki bir savunmacı. Bjelica, pick-and-roll ve pick-and-pop setlerinde, devrilen ya da açılan oyuncu olarak NBA’deki oyuncular kadar yetenekli ve kendi vücut ölçüleri için harika bir pasör.

Bertans ve Kuzminskas da konu şut atmak veya pas vermek olduğunda NBA seviyesinde yetenekli olduklarını gösterdiler. Bu oyuncuların hiçbirinin üst yeteneğinin sayı atmak olmadığını fark etmek gerek.

Başka bir göz testi ise, oyuncuların savunma tarafında çaba göstermeleri gerektiği. İyi savunmacılar olmak zorunda değiller; fakat çaba gösterirlerse, bu durum daha fazla NBA deneyimi kazandıkça savunma tarafında gelişmek için iyi bir şanslarının olduğu anlamına gelir. Başarılı oyuncular savunmada yalnızca istikrarlı bir çaba göstermekle kalmayıp bazıları belli zamanlarda iyi savunmacı olma yetilerini de göstermişken; Shved, De Colo ve Vesely gibi oyuncuların tamamı kariyerlerinde, uzun süre, savunmada “kötü çaba” örnekleri sergilediler.

Eurosendrom’un teşhisi burada tamamlandı. Eurosendrom’dan mustarip oyuncular genelde şu semptomları gösteriyor; verimlerini artıran inanılmaz yüksek bir kullanım sıklığına sahipler, en iyi yetenekleri skor yapmak ve savunmada tembellik ediyorlar. Eurosendrom’a karşı bağışıklık sahibi oyuncular, yüksek kullanım sıklığı olmadan başarılı olan oyuncular. En iyi yetenekleri, sayı atmak dışında, NBA seviyesinde bir becerilerinin olması ve savunmada her zaman azami çaba göstemeleri.

Artık teşhisin tamamını açıkladığımıza göre, Avrupa’daki kaç oyuncunun NBA’de oynayabileceği sorusuna cevap aramaya başlayabiliriz. Fakat bir başka yazıda.