20/Oca/17 14:25

Işınla Bizi Scottie!

20 Oca 2017 2017-01-20T14:25:57+00:00.

Utkan Sahin

- 20 Oca 2017

Eurohoops.net

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Darüşşafaka Doğuş’un Amerikalı guardı Scottie Wilbekin, son dönemde büyük bir değişim yaşamaya çalışıyor.

Kolej zamanından beri takip ettiğimiz Wilbekin, her zaman cesur, hızlı ve oyunu okuyamayan bir oyun kurucuydu. Florida’da başlayan kolej yıllarında bizlere hep bunu gösteren Wilbekin, aslında o dönemde de hep başka bir özelliğini parlattı. Üçüncü yılında bizlere göründüğünden daha iyi pasör olduğunu gösterdi. Belki de bu yüzden inanılmaz istatistikleri olmasa da NBA takımlarının radarını girdi. Ancak onu Avrupa için özel yapan fiziksel avantajları, NBA’de tutunması için bir fayda sağlayamadı. Avustralya Ligi’nde geçirdiği zamandan sonra 2015-2016 sezonunda Sixers‘ın kadrosunda yer alan Wilbekin, hazırlık maçında Cavs‘ı yıkan üçlüğü atsa da takımdan kesildi ve yolu burada Darüşşafaka‘yla kesişti.

Darüşşafaka Doğuş, geçen sezon bir geçiş dönemindeydi. Euroleague havuzuna giren Daçka, olabildiğince yetenekli oyunculardan kurulu bir kadro kurmak istese de koç ile takımın yönetiminin isteklerinin farklı olması, ortaya karışık bir takım çıkardı. Elindeki kadronun uyuşmadığını fark eden Daçka, sezon içerisinde önemli bir karar aldı. Transfer piyasasına düşen önemli oyuncuları, kadrosunda o alanda eksik olmamasına rağmen kadrosuna katmaya karar verdi. İşte bu mantıkla Wilbekin ve Furkan Aldemir, Darüşşafaka kadrosuna katıldı. Tabii ki bu tercihlerini yanlış bulanlar da oldu. Sonuçta bir basketbol takımında 17 kişilik bir kadro olduğu pek görülmüş bir şey değil.

Böyle bir ortamda takıma katılan Wilbekin, sezon içerisinde büyük karakter değişimleri yaşadı. Takıma katıldığı dönemlerde savunmayı umursayan Wilbekin, sezonun devamında ise savunmayı aktif dinlenmeye çevirdi. Aynı Wilbekin, hücumda ise olumlu bir değişim yaşadı. Topu fazla domine etmeyi seven guard, ilk on maçında 1.2 asist ortalamasıyla oynarken, sezonun son sekiz maçında ise 3.7 asist ortalamasıyla oynadı.

Belki de oyununda yaşadığı bu değişimler, geçtiğimiz yıla göre çok değişen Darüşşafaka Doğuş kadrosunda kendisine yer bulmasını sağladı. Wilbekin sonuçta daha 23 yaşındaydı ve David Blatt’in bu tarz guardları, daha önce nasıl bir seviyeye çıkardığını tüm Avrupa görmüştü. Brad Wanamaker‘ın arkasında yer alan Wilbekin, sezona farklı rollerde başladı. Sezonun başında topa baskı konusunda takımın öncüsü olan Wilbekin, aslında potansiyel olarak savunmada verebileceği önemli şeylerin olduğunu gösterdi. İşin hücum kısmında ise biraz dizginleri elinde tutulan bir at gibiydi. Blatt, başka şeylerle onu motive ederek hücumda istediği sayıda şut atamasa da Wilbekin’in oyuna odaklı kalmasını sağladı. Tabii ki bu plan işlerken, Wilbekin’in dağıldığı birkaç maç oldu ama bu planın ona kattığı noktalar daha fazla oldu.

Amerikalı oyuncu, kolay kolay topu elinden çıkarmasını ikna edebileceğiniz bir oyuncu değil ancak oyuna olan konsantresini artırabilirseniz, hücumu daha verimli oynayabilir. Öyle de oldu. Oyun içerisindeki verimliliği arttı. Fenerbahçe maçıyla birlikte David Blatt, yavaş yavaş dizginlerini bıraktı ve Wilbekin, Darüşşafaka’nın son beş maçta kazandığı üç galibiyetin ikisinde başrolü oynadı. Bunu yaparken, yeri geldiğinde yine topu 24 saniye elinde tuttu ama zaten tarzı böyle olan bir oyuncu. Blatt, bunu değiştirmeye çalışmadı. Sadece bunu yaparken, oyun içi konsantresini yukarıda tutmaya çalıştı ve planı başarılı oldu.

İlk 12 maçta toplamda 18 üçlük isabetiyle oynayan Wilbekin, son beş maçta ise bu sayıyı geçti ve 19 üçlük isabetiyle oynadı. Son beş maçta 19-38 ile %50 üç sayılık yüzdesi tutturan Amerikalı oyuncu, Euroleague’in bu alanda en iyi üçüncü oyuncusu oldu. Blatt, Wilbekin’in dizginlerini bırakmak için doğru zamanı bekledi ve karşılığını aldı. Wilbekin’den nasıl istikrarlı bir şekilde verim alınabileceğini bizlere gösterdi ancak işi daha bitmedi. Oyuncunun hala kendisini geliştirmesi gerektiği pek çok yönü var. Şu anda bir oyuncak hamur gibi. Blatt’in bu hamurla işe bittiğinde yine bir yıldız görüp göremeyeceğimizi ise sezon sonunda hep beraber öğreneceğiz.