Gelecekte Koç Olarak da Parlayabilecek Oyuncular

2017-01-20T12:55:45+00:00 2017-01-20T15:00:14+00:00.

admin69

20/Oca/17 12:55

Eurohoops.net

Eurohoops birkaç yıl geleceğe gidiyor ve bugün Turkish Airlines EuroLeague’in parkesinde yıldızlaşan isimlerden bazılarını Avrupa kulüplerinin kenar yönetiminde takımları çekmiş set çizerken hayal ediyor!

By Nikos Varlas/ varlas@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague sahnesinin başrolünde her zaman oyuncular var! Sahada olanlar onlar ve maçların gidişatlarına da onlar karar veriyor. Koçlarının verdiği talimatları yerine getirmekten onlar sorumlular.

Ve tabii ki bazı oyuncuların “sahada tıpkı bir koç gibi” şeklinde övgüler aldığını duyuyoruz.

Bunu akılda tutarak, Eurohoops geleceğe baktı ve şu anda aktif kariyeri devam eden ancak oynamayı bıraktıktan sonra gelecekte birer koç olarak yıllarca dikkatimizi çekmeye devam edebilecek beş EuroLeague oyuncusunu belirledi.

Oynama stilleri, zekaları, kazanma ve sporun kendisine olan tutkuları, ne kadar iletişime açık oldukları, bunlar sadece bazı sebepler. Oldukça fazla düşündükten sonra şu anda EuroLeague sahalarını onurlandıran beş spesifik ismi belirledik! Geleceğin koçlarından bir ilk beş yaptık!

Bir gün kısa şortlarının yerine takımlarını giyerek maçlara çıkacağını düşündüğümüz seçimlerimiz şu isimler: Sinan Güler, Vassilis Spanoulis, Bogdan Bogdanovic, Nicolo Melli ve Pero Antic!

Her biri eşsiz ve tabii ki şu anda sahada oldukça kuvvetli bir beş olurlar. Onları birkaç yıl içerisinde büyük Avrupa kulüplerinin baş antrenörleri olarak taktik tahtasına çizimler yaparken hayal edebiliyor musunuz? Biz edebiliyoruz!

Koç Sinan Güler: Ustalık ve basketbol DNA’sı!

Onu iyi bir koç yapacak bütün elementlere sahip! Hepsinden önce bir basketbol ailesinden geliyor. Babası Necati Güler, kendi dönemi ve jenerasyonunun en meşhur ve önemli oyuncularından biriydi. Büyük ağabeyi Muratcan Güler yıllardır basketbol oynuyor. 2012’den bu yana ise Beşiktaş forması giyiyor.

Peki, Sinan? Galatasaray Odeabank’ın ve Türk Milli Takımının kaptanı, sahada gerçek bir general! Adeta takım oyuncusunun tanımı gibi. Sadece bütün takım için oynamıyor, oyunuyla bütün takımı yönlendiriyor. ABD’de kolej basketbolu tecrübesinin olması bu oyundaki altyapısının zeminini iyice genişletip sağlamlaştırıyor.

Saha dışında da zeki ve aktif kişiliğiyle öne çıkan Sinan, karizmasıyla da iletişim konusunda meslektaşlarının bir adım önünde. Türkiye’deki popülaritesi yalnızca Galatasaray taraftarları arasında değil, farklı kitlelerce seviliyor. Basketbolu çok iyi anlayan bir guard olarak yüksek oyun zekası, Güler ailesinin basketbol mirasından gelen tecrübey

Sinan Güler’i bir koç olarak kenarda hayal etmek için daha ne gerekebilir ki? Onu şimdiden jilet gibi bir takım ve tarz gözlükleriyle kenarda otururken görebiliyoruz!

Koç Vassilis Spanoulis: Asker gibi oyuncular ve çelik gibi sinirleri olan bir takım!

Evet, belki daha fazlasını söylemeye bile gerek yok! Basketbolla yaşayan, 24 saat, 365 gün bu oyunla nefes alıp veren bir adam. Birçok kez bu sporu ne kadar çok sevdiğini ve saha içindeki aktif görevi biter bitmez, oyunun içinde kalmasını sağlayacak bir görevde yoluna devam etmek istediğini belirtti zaten.

Durumu şimdiden bir başka büyük oyuncuyu, Sarunas Jasikevicius’u hatırlatıyor. O, Euroleague efsanesinden Euroleague koçluğuna geçiş yapmakta hiç zorlanmamıştı! Oyunculuk kariyerinden belli alışkanlıkları koç olarak sürdürecek bir antrenör hayal ediyoruz. Oyuncularını günlük antrenmanlarda fazlasıyla zorluyor, kendilerini geliştirmeleri için bitmek bilmez bireysel çalışmalar yapmalarını istiyor, sadece sahada değil dışında da doğru bir düzen oturtmalarını şart koşuyor. Disiplinden asla ödün vermeyip oyuncularını adeta askere dönüştürüyor!

Koç Spanoulis’den agresif, yaratıcı ve elbette büyük anlarda soğukkanlı takımlar kurmasını bekliyoruz. Top el yakarken bile basketi atan bir takım ona yakışır ki böyle bir koçları varken herhalde öğrenmekten başka çareleri yok!

Aramızda kalsın ama Spanoulis’den söz ediyorsak oyunculuktan koçluğa geçişi biraz daha sürebilir. Oyuncu-koç olarak bir iki yıl sürecek bir geçiş dönemi yaşaması ve tek basketle kaderi belirlenebilecek maçlarda kenardan kendini oyuna sokup maçın kaderini değiştirmesi bizi şaşırtmaz!

Koç Bogdan Bogdanovic: Basketbol içgüdüsü ve Yugoslav ekolü!

Daha önünde uzun ve parlak bir kariyer olacak ama onu şimdiden 15 yıl sonranın önemli koçlarından biri olarak görebiliyoruz. Basketbolun temel konulardaki bilgisi iyinin de ötesinde ve bu sporun tüm sırlarını biliyor. Saf basketbol içgüdüleri ve bu bilgisinin yanında Fenerbahçe‘de bir süredir Yüzüklerin Efendisi Zeljko Obradovic‘in çırağı olarak değeri ölçülemeyecek bir eğitimden geçiyor. Çok sevdiği KK Partizan’ın başında koçluk kariyerini başladığını hayal etmek hiç zor değil.

Güçlü kişiliği, medyayla iletişim becerisi, oyuncularından yüzde 100’ü alma ve önemli maçların sonunda sakin kalmaları konusundaki yeteneğiyle Yugoslav koçluk ekolünün yeni bir temsilcisi olacaktır. Birçok ismin şutla rahat skor ettiği bu ekiplerin hücumda yüksek istatistiklere çıkmakta zorlanacağını hiç sanmıyoruz.

Nedense Bogdanovic’in yıllar geçtikçe fit kalıp kilo almayan oyunculardan olacağını düşünüyoruz. Kenarda tarzıyla göz kamaştıracak ve oyuncularıyla antrenmanlarda girdiği şut yarışmalarında da bol bol galip çıkacaktır.

Koç Nicolo Melli: Akıllı basketbol oynayan sert takımlar

İtalyan basketbolunun antrenör ordusuna yeni bir general geliyor! Yine oyuncu olarak önünde uzun yıllar bulunan ama geleceğin koçu olarak kendisinde bulunması gereken tüm özellikleri bünyesinde toplayan bir isim!

Soğukkanlı kişiliği, oyuncu olarak kariyerinin ilk döneminden itibaren gösterdiği olgunluk, sahada her şeyi yapma ve her şekilde katkı verme konusundaki becerisi… Gelecekte basketbol konusunda net prensipleri olan, akıllı basketbol oynatmak için yola çıkan ve kenardan topu çıkarırken rakiplere çeşit çeşit numarayla gafil avlayacağından şüphemiz yok.

10-15 yıl içerisinde Melli’yi İtalyan takımları içinde yüzünde kirli sakalı, kararlı ve soğukkanlı bir edayla oyuncularına emirler yağdırırken görebiliyoruz! Daha düşünürken dahi insanın içini özgüven ve saygıyla dolduruyor! İlk takımı neresi olur peki? Memleketinin takımı Pallacanestro Reggiana!

Koç Pero Antic: Kemik gibi sert ve basın toplantılarında cevval!

Bizce Antic neredeyse formasını çıkarıp takımları çekmeye ve koç olarak büyük işler yapmaya hazır! Çok az uzun bu oyunu onun kadar iyi biliyor. Sert tarzını yüksek basketbol IQ’suyla birleştiriyor.

Dusan Ivkovic ve Obradovic‘in yanında şampiyonluklar kazanarak edindiği tecrübenin yanı sıra çok güçlü bir kişiliğe sahip. Ayrıca iletişim konusundaki doğuştan gelen becerisi iyi biliniyor! Büyük maçlarda büyük işler yapan bir koç olacaktır. Muhtemelen oyuncu izleme gibi işleri meslektaşları ve yardımcılarına bırakır. Ama maç içinde keskin zekasıyla cesur hamleler yapmaktan ve rakiplerine ince numaralar yapmaktan çekinmez!

Takımları sert, yenmesi zor ve büyük maçlarda iyi performans göstermeye her zaman hazır olacaktır. İletişim konusunda ise onu önceki adaylardan başka bir yere koymak lazım. O eğer antrenörlük yaparsa gazetecilerin hayatını renklendiren ve söylediği sözler dillere pelesenk olan cinsten bir figür olur. Yani Koç Antic’in her gün manşetlerde ya da en azından ön sayfada olacağından şüpheniz olmasın.