Dusan Alimpijevic: “Beşiktaş İçin Sırbistan’ın Tam Zamanlı Teklifini Geri Çevirdim”

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net 

Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi ve BKT EuroCup’ta yoluna dolu dizgin devam eden Beşiktaş’ta koç Dusan Alimpijevic, Anadolu Ajansı’na açıklamalarda bulundu.

Siyah-beyazlılar, şu ana kadar iki kupada oynadığı 14 maçta 12 galibiyet elde etti ve kulüp tarihinde ilk kez Süper Lig’e 8’de 8 ile başladı. Bu başarının arkasında yatan isim ise elbete 39 yaşındaki Dusan Alimpijevic.

“Bu sezon açıkçası çok da farklı değil. Saha içinde de saha dışında da basketbolun ve hayatın tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Başarılar elde etmek için mücadele ediyoruz. Bazı şeylerin istikameti de değişti. Zira basketbol değişti. Geçtiğimiz 3 yılda basketbol, önceki 15 yılda yaşadığı değişimden çok daha büyüğünü kaydetti. Sezon öncesinde giden oyuncularımız önemli ve büyük oyunculardı. Yeni oyuncularımız da çok iyi isimler. Onlarla yeni bir yola çıktık. Şu anda gerçekten iyi gidiyoruz. Elbette her takım gibi bizim de alışmak ve daha iyi olmak için zamana ihtiyacımız var ama şu ana kadarki bulduğumuz takım kimyası beklediğimden daha hızlı gelişti.”

Dusan Alimpijevic, Beşiktaş’ın iki yıl içerisinde yaşadığı gelişimi şu sözlerle vurguladı:

“İki yıl önce küme düşmenin kıyısına gelmiş bir takımken şu an maçlarımız kapalı gişe oynanıyor. Birlikte oynamaktan keyif alıyoruz. Bu çok önemli bir şey. Her şeyi birlikte başarıyoruz. En önemli konu ise burada kulüp yönetimiyle, başkanımızla, yöneticilerimizle, genel menajerimiz ve ekibimizle gerçekten güzel bir uyum içindeyiz. Aynı tutkuyu paylaşıyoruz. Bu da kararımda en etkili şeylerden biri oldu.”

“İki yılı aşkın bir süreden sonra burada Anadolu Efes gibi bir takıma karşı favori hale gelmiş durumdayız. Elbette bu diğer organizasyonlara ve bütçelere kıyasla çok büyük bir başarı. Bu başarının ardında öyle büyük bir sır ya da sihirli değnek yok. Var olan şey çok çalışmak, karakter ortaya koymak, iyi kadro seçimi, iyi kadro mühendisliği, takımın ve organizasyonun içindeki herkesin birbirine duyduğu güven. Tıpkı hayatta olduğu gibi tüm iniş çıkışlara en iyi şekilde mukavemet gösterip sürecimize güvenmek, kendi vizyonumuza ve hedeflerimize inanmak ve bu yönde birbirimizi desteklemek bence bu başarıda altı çizilebilecek konu.”

Beşiktaş’ta kendisini çok iyi hissettiğini dile getiren Sırp başantrenör, şöyle devam etti:

“Diğer kulüplerden gelen tekliflerin yanı sıra EuroCup’ta da önemli bir mücadele var. Ailem burada iyi hissediyor. Diğer yandan taraftarlarla kurduğumuz çok yoğun, kuvvetli bir bağ ve takım kimyası var. Bundan keyif alıyorum. Bir diğer tarafta ise kulübün ve taraftarların yapısıyla, tutkusuyla benimki çok eşleşiyor.”

Alimpijevic, bu sezon büyük hedefler belirlediklerini ve bu hedeflere doğru sağlam adımlarla ilerlediklerini söyledi. Takımın her maçı ayrı ayrı ele alması gerektiğini vurgulayan siyah-beyazlı ekibin başantrenörü, şu ifadeleri kullandı:

“Şu ana kadar 16 maçta 14 galibiyet aldık. Sezon başlamadan birisi bize böyle bir şey olacağını söyleseydi elbette çok sevinirdik. Bu, çok büyük bir başarı. Bu yıl da büyük hedeflerimiz var. Bu hedefler doğrultusunda gayet iyi gidiyoruz. Nasıl gittiğinizden daha da önemli olan sezon sonunu nasıl getireceğinizdir. Günün sonunda bu işi kupayla taçlandırdığınız sürece bu daha önemli olacak. Bizim hedeflerimiz aynı. Ligde yine yapabileceğimiz en iyi şeyi yapmaya çalışıyoruz. Ligde Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes gibi büyük yatırımlara sahip iki takım var. Sezonun sonunu getirme konusunda onlarla rekabet halinde olacağız. Avrupa Kupası’nda da birkaç takım hem bütçe olarak hem de sportif anlamda önemli düzeyde rekabet ediyor. Bahçeşehir Koleji, Hapoel Tel Aviv, Buducnost ve bizim gibi birkaç takım zirveye oynuyor. Maçtan maça, haftadan haftaya, aydan aya bu hedefleri takip edeceğiz.”

Alimpijevic, Sırbistan Milli Takımı’na başantrenör olarak seçilmesinin kendisi için ayrı bir gurur kaynağı olduğunu belirterek, ilk teklif geldikten sonra büyük bir onur duyduğunu ifade etti.

“Elbette bir antrenör için milli takımı çalıştırmak her zaman en büyük onur, kıvanç ve hayaldir. Bunun gerçekleşmesi benim için son derece önemli çünkü bizim ülkemizde çok önemli antrenörler var. Nesillerle beraber basketbol da, basketbol antrenörlüğü de değişiyor. Açıkçası beni ilk aradıklarında bana böyle bir fırsat verdikleri için çok büyük onur duydum. Önümde gerçekten önemli bir mücadele olacak. Fikstür sıkışık. Diğer taraftan Avrupa Ligi takımları, milli takım pencerelerine oyuncu gönderme konusunda eskisi kadar cömert olmayabiliyor. Bu da sadece benim için değil, tüm antrenörler için zorluk teşkil edecek. Yoğun bir yıl geçireceğiz. Elbette Sırbistan Milli Takımı tarihi boyunca en tepedeki 3 veya 5 takım arasında gösterildi. Dolayısıyla benim için önemli bir mücadele olacak.”

Sırbistan’dan gelen tam zamanlı çalışma teklifine neden “imkansız” yanıtı verdiğini de anlatan Alimpijevic, Beşiktaş ile yürüttüğü projeye olan bağlılığını hatırlattı:

“İlk başta milli takımdan bana Beşiktaş’taki kontratımdan çıkarak tam zamanlı olarak teklif gelmişti. Ancak bunun imkansız olduğunu söyledim. Beşiktaş Kulübüne ve başkanımıza bir sözüm vardı. Onlarla iki yıl daha kalmak üzere bir mutabakat gerçekleştirmiştim. Beşiktaş bana çok fazla şey verdi. Benim de artık onlara bir şeyler vermem gerektiğini düşünüyorum. Bu teklifi bu şekilde kabul ettim çünkü hayatımın bu evresinde enerjimin en yüksek olacağı zamanda olduğumu düşünüyorum. Belki bir 10 yıl önce olsaydı böyle bir şey pek mümkün olmayabilirdi veya bundan 10-15 yıl sonra böyle bir teklifi kabul eder miydim bilmiyorum. Şu an içinde bulunduğum enerji ve adanmışlık seviyesi her iki görevi birden taşıyacağıma beni inandırdı. Bu koşulla bu teklifi kabul ettim.”

Türkiye’nin EuroBasket 2025 performansına da değinen Alimpijevic, milli takımın ortaya koyduğu basketbolu övgüyle anarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türkiye, EuroBasket 2025’te en iyi basketbolu oynayan takımdı. Enerji, takım kimyası ve diğer tüm yönlerden baktığınızda altın madalyayı hak etti. Yanlış saymadıysam 12 oyuncunun 8’i Basketbol Süper Ligi’nde oynuyor. Bu bence ülkeniz için çok önemli bir kazanım. Türkiye, yapısal olarak basketbola önemli yatırımlar yapan ve oyunculara ciddi kontratlar veren bir ülke. Bu sebeple oyuncular Türkiye’de kendi liglerinde kalabiliyor. Benim ülkemde bu büyük bir problem. Benim milli takım oyuncularımın birçoğu ABA Ligi’nin dışındaki liglerde oynamak durumunda kalıyor. Ancak Türkiye’de böyle bir problem yok. Bu sizler için çok ciddi bir avantaj.”

Açıklamalarında Alperen Şengün’e ayrıca geniş yer ayıran Alimpijevic, genç yıldızın milli takım performansının değerini vurguladı:

“Herkes biliyor ki Alperen çok güçlü, çok yetenekli ve karakterli bir oyuncu. Yeni jenerasyon oyuncular biraz daha yumuşak bir oyun tarzına sahip. Alperen, sertliğiyle çok ciddi anlamda fark oluşturuyor. Zaten çok iyi bir oyuncuydu. Gelişimini her geçen gün sürdürüyor. IQ’su, oyun bilgisi, çalışma etiği, daha iyi bir oyuncu olma yolundaki enerjisi ve gayreti onu yukarıya doğru çekiyor. Ben onun ‘Baby Jokic’ olarak adlandırılmasına pek katıldığımı söyleyemem. Alperen, Alperen’dir. Jokic, Jokic’dir. Her birinin kendi hikayesi, gelişimi ve yolculuğu var. Onları ortak payda olarak değerlendirdiğim en önemli konu her ikisi de kendi pozisyonları için dahi düzeyde oyuncular. Bence Alperen, EuroBasket’te de milli takımın yarısından fazlasıydı.”

Anadolu Efes karşısındaki mücadeleleri hakkında da konuşan Alimpijevic, bu seviyede favori gösterilmenin kendileri adına önemli bir gösterge olduğunu belirtti:

“Bütçeniz, boyutunuz ne olursa olsun basketbol mutlaka size bir fırsat verebilen bir spor. Mücadele ettiğiniz Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko gibi takımlara baktığınız zaman iki oyuncusunun bütçesi dahi bizim takım bütçesinden fazla olabiliyor. Elbette biz sınırlarımızı en yukarıya doğru zorlamaya devam edeceğiz. Çalışmaya ve sertlik göstermeye devam edeceğiz. Dolayısıyla umudumuz var. Ancak gerçekçi olarak baktığınız zaman durumlar biraz daha farklı. Bizim için sevindirici olan şu ana kadar oynadığımız maçlar içinde bu yıl 50. yılını kutlayan ve konsantre olmuş bir Anadolu Efes’e karşı favori olmak bizim için önemliydi. Daha büyük bir mücadele içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Avrupa Ligi takımları çift maç haftalarında yoğunluktan dezavantajlı gibi görünüyor ama bizim kadromuzdaki 2-3 genç oyuncumuzu hesaba katarsak belli sayıda oyuncu var. Ancak büyük takımların oynamaya hazır 17-18 oyuncusu var. Elbette sakatlıkları kimse sevmez ama sakatlık konusu onlar için çok da büyük bir problem arz etmeyebiliyor. Yerine yeni oyuncu koyabiliyorlar.”

Alimpijevic, basketbol dünyasının iki önemli ismine de ayrı parantez açtı. İlk olarak Zeljko Obradovic’e duyduğu saygıyı dile getirdi:

“Hiç kimse bence Zeljko Obradovic olamayacak. O çok farklı biri. Kesinlikle muhteşem biri. Avrupa Ligi’nde 9 şampiyonluğu var. Farklı bir zamandı belki ama yine de hangi zaman içinde bulunursanız bulunun bu çok zor bir şey. Dolayısıyla o muhteşem ve eşsiz biri. Hiç kimse onun yerini alamayacak. Ben dahil hepimiz elbette Obradovic’den tavsiyeler alırız. Benim onunla yakın ilişkilerim var. Ondan çok şey öğrendim ama bizim de istikametimize gidip kendi kariyer yolculuğumuzu inşa etmemiz gerekiyor.”

Ardından Ergin Ataman için dikkat çekici sözler kullandı:

“Hep Obradovic’den bahsediyoruz ama sizlerin de Türkiye olarak çok önemli bir antrenör değeriniz Ergin Ataman’a sahip olduğunuzu hatırlatmak isterim. Bana sorarsanız tüm Avrupa’da en sıcak, en başarılı; son yıllardaki en önemli antrenör. Sizler için de o eşsiz bir değer. Bunun altını çizmek isterim.”

Son olarak Akatlar’daki taraftar atmosferine değinen Alimpijevic, Sırp televizyonunun bile bu enerjiye hayran kaldığını aktararak şöyle konuştu:

“Evimizde Dolomiti Energia Trento ile oynadığımız son karşılaşmayı bir Sırp televizyonundan yabancı yayıncılarla da tekrarını izledim. 10 dakika boyunca onların, taraftarın oluşturduğu atmosfer karşısında sessiz kaldıklarını ve hayranlık duyduklarını gördüm. Geçen yıl kasım ayında da Avrupa Kupası maçları oynuyorduk. Bu yıl kasım ayında Dolomiti Energia Trento ile oynadığımız maçın kapalı gişe olduğunu görüyorum. Taraftarlarımızın şunu bilmesini istiyorum ki; geçen yıldan farklı olarak bu yıl tüm Avrupa en az bizim kadar taraftarlarımızdan ve Akatlar’dan da bahsediyor. Burada oluşturulan enerjiden de söz ediliyor. Bizim için bu çok önemli. Her maçın kapalı gişe olması çok önemli.”

Taraftar desteğinin belirleyici olduğunun altını çizen Alimpijevic, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“Ligde Anadolu Efes ile oynadığımız maç bizim için son derece yorucu bir maçtı. O maçtan sonra Trento maçını öyle bir enerjiyle oynayabildiysek, o geri dönüşü sağlayabildiysek burada kesinlikle taraftarımızın bize verdiği desteğin ve enerjinin payı çok büyüktü. Büyük maç, küçük maç, öyle veya böyle bir maç değil, tüm karşılaşmaların bizim için çok değerli olduğunun altını çiziyorum. Bu uzun sezon boyunca onları bu heyecanı, coşkuyu ve keyfi bizimle paylaşmak üzere her maçta Akatlar’a bekliyorum.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Related Post