Nigel Hayes-Davis: “Üçüncülük Maçı mı? Avrupa’daki En Manasız Maç Yani?”

by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Turkish Airlines EuroLeague Final Four’unun yarı final müsabakasında temsilcimiz Fenerbahçe Beko, Panathinaikos’a mağlup oldu. Temsilcimiz, yarın akşam (26 Mayıs Pazar) üçüncülük maçında Olympiakos ile kozlarını paylaşacak.

Fenerbahçe Beko’nun yıldızlarından Nigel Hayes-Davis, üçüncülük maçının öncesinde Eurohoops’a özel açıklamalar yaptı.

Eurohoops: Mağlubiyet için üzgünüm. Maç başlaması gerekenden yaklaşık yarım saat sonra başladı. Siz de soğuk başladınız, skor 12-0 oldu. Bunun sebeplerinden biri maçın geç başlaması mıydı? Değilse sebep neydi?

Nigel: “Sebep sadece bizim yapmamız gerekenleri yapmamamızdı. Monaco ile Panathinaikos birbirlerine çok benziyorlar, Monaco’ya karşı çok benzer bir oyun planımız vardı. Yapmamız gerekenleri biliyorduk. Baskıyla baş etmeliydik, savunmada ribaund almalıydık. Topu dolaştırmalı, ekstra pasları bulmalıydık. Bunları yaptığımızda geri dönüp farkı bir sayıya kadar indirdik, bundan uzaklaştığımızda ise 15 sayı geriye düştük ve mucize yaratmaya çalıştık. Bütün yıl söylediğim gibi: Bizi durdurabilecek tek şey yine biziz. Dün gece kendimizi yarın şampiyonluk için oynama fırsatından alıkoyduk.”

EH: 2. çeyrekte oldukça iyi karakter gösterdiniz. Senin de dediğin gibi farkı ikiye kadar indirdiniz, 3. çeyreğin sonunda da fark birdi. Fakat o çeyreğin sonunda ve 4. çeyreğin başında işler değişmeye başladı. Ne zaman maç elinizden kayıyor gibi hissettin? O kritik anlarda farkı ne yarattı?

Nigel: “Dürüst olmam gerekirse ben oyundan çıktım. Olan buydu. Maçın içindeydik, fark bire kadar indi. Koç harika bir iş çıkarıyor, muhtemelen benim yorulduğumu, yorgun gözüktüğümü düşündü. Fakat benim kenara gelmem yakaladığımız momentumu, oyun tarzımızı ve hücumumuzu elimizden aldı. O anlarda Panathinaikos farkı korumaya oynuyordu. Eğer öne geçseydik maçın bütün dinamiği değişirdi. Bunu yapamadık. Geride kaldık. Dördüncü çeyreğe Lessort smaçla başladı, taraftarları yeniden işin içine soktu. Biz de maçı tek pozisyonda kazanmaya çalışmaya başladık. Basketbolu böyle oynamaya başlayınca sadece kendi çukurunuzu derinleştiriyorsunuz. Çıkamayacağımız bir çukur kazdık.”

EH: Nihai hedefe, şampiyonluğa ulaşamasanız da bireysel olarak harika bir sezon geçirdin. 50 sayı attın, EuroLeague’in en iyi takımına seçildin. Asıl hedef gerçekleşmemiş olsa da kendi açından sezonu nasıl değerlendirirsin?

Nigel: “Maçtan sonra Saras bize pek çok insanı mutlu ettiğimizi unutmamamızı söyledi. Sadece burada değil, Türkiye’de de, Avrupa’da da pek çok Fenerbahçe taraftarı var. Hepsi takımları Final Four’a kaldığı için heyecanlıydı. Bunu başarmak çok zor. Kesinlikle yaptıklarımızla gurur duymalıyız. Tabii ki şampiyon olmak istiyorduk, artık bu fırsat elimizde yok. Lisedeki koçum bana her zaman ‘sporcuyken hep kendini kazanmanın getireceği büyük zevklere ve kaybetmenin getireceği mutsuzluklara hazırlarsın’ derdi. Ne yazık ki dünden sonra biz mutsuzluk tarafındayız.”

EH: Üçüncülük maçı hakkında pek çok tartışma dönüyor…

Nigel: “Üçüncülük maçı mı? Avrupa’daki en manasız maçı mı diyorsun? Lig ya da kademe fark etmeksizin en amaçsız maçı mı diyorsun?

EH: Evet, ben de sana bunu soracaktım. Böyle zor bir mağlubiyet aldıktan sonra o maçta oynayacak motivasyonu nasıl buluyorsun?

Nigel: “Basketbol oynamak için bir şans. Hayatta bir maç daha oynayacak olmayı isteyeceğin bir dönem gelecek. Basketbol oynamayı, takım arkadaşlarınla birlikte olmayı, 15 bin taraftarın önünde oynamayı isteyeceğin zamanlar olacak. Benim bakış açım bu. Her ne kadar üçüncülük maçı olsa da, amaçsız bir maç olsa da basketbol oynamak için bir fırsat. Sağlıklıyım, hayattayım, sevdiğim sporu yapma şansım var, bunun için para kazanıyorum ve burada benim iyi oynamamı uman ve bizi destekleyen insanlar olacak. Avrupa’daki en manasız maçta oynamaya hazırlanırken düşüncelerin bunlar olabilir.”

EH: Saras takımın başına geldiğinden beri hep burada bir kültür inşa etmekten bahsetti. Hep birlikte takımı beş senenin ardından Final Four’a taşıdınız. Önünüzde güzel bir yol var gibi gözüküyor. Sen geleceği nasıl görüyorsun? Size neler getirebilir?

Nigel: “Bilmiyorum. Geleceği göremeyiz. Neler olacağını kimse bilemez. Takımda kontratları belki uzatılacak, belki uzatılmayacak oyuncular var. Belki bazı oyuncular burada olacak, bazıları olmayacak. Kültürden bahsettin, kültür bireylerle inşa edilir. Mesela bir önceki Fenerbahçe takımı… O takımlarda hep aynı çekirdek vardı. Olympiakos takımına bakıyorsunuz, aynı çekirdek. Real Madrid’e bakıyorsunuz, apaynı çekirdek. Pana bu konuda ayrışan takım fakat bazen muhteşem yetenek seviyesi takım olmayı ve kimyayı yenebilir. Geleceğin neler getireceğine dair bir fikrim yok. Tek bildiğim bugünde olduğum. Bugün antrenman yaptım, iyi hissediyorum. Keşke dün akşam bugün soktuğum şuttan daha çok şut soksaydım ama olan oldu.” 

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Related Post