by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net Eurohoops Türkiye'yi YouTube'da takip etmek için tıklayın! Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! EuroLeague'in 2025-26 sezonunda şu ana kadar 13 maçlık bir süreci geride bıraktık. Bu süreçte basketbolseverler olarak heyecan dolu karşılaşmalara, etkileyici bireysel performanslara ve kıyasıya bir rekabete tanıklık ettik. Açıkçası şu ana dek oynanan müsabakalara baktığımızda hiçbir takım, 'ben şampiyonluğun en büyük adayıyım' izlenimini vermedi. Bu durum, ortaya rekabetçiliğin son derece yüksek olduğu ve her türlü sürprize açık bir lig izlememizi sağladı. Yaz dönemi boyunca yapılan gösterişli transferlerin ardından bazı takımlar, kurdukları kadrolarla birlikte bu sezon son ana kadar rekabetçi olabileceklerinin sinyallerini verdiler. Dolayısıyla şu sıralar ligde Playoff ve Play-In'e kalmaya aday çok sayıda takım var. Eurohoops, bugünkü serisinde 20 EuroLeague takımının en güçlü yönlerini karşınıza getiriyor. Fenerbahçe Beko - Savunma Bu yaz kadrosundan Nigel Hayes-Davis ve Marko Guduric gibi çok önemli iki yıldızı kaybeden Fenerbahçe Beko, dürüst olmak gerekirse bu iki ismin yerini doldurabilme konusunda çok iyi bir iş çıkaramadı. Hal böyle olunca temsilcimiz, EuroLeague'de yeni sezona istikrarsız bir başlangıç yaptı. Özellikle Dubai, Valencia ve Real Madrid karşısında ağır yenilgiler alan Fenerbahçe, bu sezon için akıllarda çok fazla soru işareti uyandırdı. Buna karşın Fenerbahçe Beko için Kasım ayı öylesine pozitif geçti ki bir anda bu soru işaretlerinin büyük kısmı ortadan kalktı. Fenerbahçe Beko, Kasım ayı içerisinde tüm kulvarlarda oynadığı dokuz maçın TAMAMINI kazanmayı başardı. EuroLeague'deki derecesini 8-5'e kadar yükselten Fenerbahçe, bu sezon şampiyon ünvanını korumak için iddialı olacağının sinyallerini verdi. Bu noktada temsilcimiz için en çok öne çıkan nokta ise hiç şüphesiz takım savunması oldu. Bu sezon EuroLeague'de çıktığı 13 maçta potasında sadece ortalama 78.5 sayı gören Saras Jasikevicius'un ekibi, ligin en az sayı yiyen takımı konumunda. Rakiplerini ortalama 108.5 hücum reytingi (100 pozisyon başına atılan sayı) ve 15.5 asistte tutan Fenerbahçe, bu iki alanda da EuroLeague'in zirvesinde yer alıyor. Hal böyle olunca Fenerbahçe Beko'nun bu sezonki en büyük gücünün takım savunması olduğu, epey bariz bir şekilde ortada. Hücum istatistiklerinde beklenen düzeyin çok altında kalmasına karşın Fenerbahçe, takım olarak yaptığı agresif savunmayla yeniden EuroLeague'in zirvesine doğru tırmanışa geçti. Anadolu Efes - Kısa Rotasyonundaki Çeşitlilik Ne yazık ki Anadolu Efes için şu sıralar pozitif şeylerden bahsetmek çok kolay değil. Sezon başından itibaren çok ciddi bir sakatlık krizi yaşayan temsilcimiz; Vincent Poirier, Shane Larkin, PJ Dozier, Rodrigue Beaubois ve Georgios Papagiannis gibi önemli süreler alması beklenen oyuncuları sakatlığa kurban verdi. Hal böyle olunca Anadolu Efes için saha sonuçları gittikçe kötüye gitti. Son olarak AS Monaco deplasmanında gelen 36 sayılık mağlubiyet, çok erken bir koç değişikliğine gidilmesine ve Igor Kokoskov ile yolların ayrılmasına sebebiyet verdi. Dolayısıyla bu tabloda pozitif bir şeyler konuşmak hiç kolay değil. Buna karşın kısa rotasyonunda Shane Larkin, Jordan Loyd, Isaia Cordinier, Nick Weiler-Babb, PJ Dozier ve Rodrigue Beaubois gibi önemli oyuncuları bulunduran Anadolu Efes, 'bu oisimler sağlıklı olduklarında' ligin en derin ve kaliteli kısa rotasyonlarından birine sahip. Buna karşın hem Dozier, Beaubois ve Larkin'in yaşadıkları sakatlıklar, hem de uzun ve forvet rotasyonundaki ciddi sorunlar, Efes'in kısa rotasyonundan yeterince yararlanamamasına sebebiyet verdi. Yine de bu oyuncular sağlıklı şekilde geri döndüklerinde farklı bir tablo ortaya çıkabilir. Panathinaikos - Hücum Gücü Bir süredir basketbol yatırımlarını ciddi şekilde arttıran Panathinaikos, zaten halihazırda EuroLeague'in en kaliteli kadrolarından birine sahipti. Bu yaz yapılan hamleler ise Ergin Ataman'ın ekibinin hücumdaki potansiyelini farklı bir noktaya taşıdı. Yazın Lorenzo Brown ile yollarını ayıran Yunan ekibi, Brown'un yerine geçen sezonun MVP adaylarından biri olan TJ Shorts'u transfer etti. Sezon içerisinde yaşanan uzun krizi sonrası Kenneth Faried'in de takıma eklenmesi, Panathinaikos'u çok daha tehlikeli bir takım haline getirdi. EuroLeague'de maç başına 89.5 sayı atan Yunan ekibi, ligin en skorer ikinci takımı konumunda. Hücum reytinginde ise (100 pozisyon başına atılan sayı) 121.5 reytinge sahip olan Panathinaikos, bu alanda da ligin ikinci sırasında yer alıyor. Özellikle Kenneth Faried eklemesi, Panathinaikos için sezonun gidişatını bariz şekilde etkiledi. Faried geldikten sonra EuroLeague'de çıktığı dört maçın hepsini kazanan Ergin Ataman'ın ekibi, sezon başında ciddi hayal kırıklığı yaratan TJ Shorts'tan da katkı almaya başladı. Hal böyle olunca Panathinaikos, 9 galibiyet ve 4 yenilgiyle zirvedeki Kızılyıldız ve Hapoel Tel Aviv'i yakaladı. Kızılyıldız - Fizik! EuroLeague'de geçmiş sezonlarda bir türlü beklentileri karşılayamayan Kızılyıldız, yeni sezona ise muazzam bir başlangıç yaptı. Özellikle koç Sasa Obradovic'in göreve gelişi sonrası üst üste büyük galibiyetler alan Sırp ekibi, Hapoel Tel Aviv ve Panathinaikos ile birlikte ligin zirvesinde yer alıyor. Bu tablonun ortaya çıkmasındaki en önemli faktör ise Kızılyıldız'ın fizikli yapısı oldu. Yazın kadrosuna Chima Moneke, Semi Ojeleye, Jordan Nwora ve Ebuka Izundu gibi fizikli oyuncuları ekleyen Sırp ekibi, EuroLeague'in fizik gücü en yüksek takımlarından biri. Özellikle kısa rotasyonunda Codi Miller-McIntyre gibi çok fizikli bir oyun kurucunun da olması, Kızılyıldız'ı savunma metriklerinde epey öne çıkarıyor. Maç başına potasında sadece 81.4 sayı gören Kızılyıldız, ligin en az sayı yiyen üç takımından biri. Üstelik maç başına 25.1 savunma ribaundu alan ve rakiplerini yalnızca ortalama 21.3 savunma ribaundunda tutan Sırp ekibi, bu alanda da fark yaratıyor. Hapoel Tel Aviv - Hücum Gücü ve Atletizm EuroCup şampiyonluğunun ardından bu sezon EuroLeague biletini alan Hapoel Tel Aviv, yeni sezona çok hızlı bir başlangıç yaptı. Ligde çıktığı 13 maçın dokuzunu kazanan Dimitris Itoudis'in ekibi, şu an Kızılyıldız ve Panathinaikos ile zirveyi paylaşıyor. Bu süreçte Hapoel'in en çok öne çıktığı nokta ise hiç şüphesiz hücum gücü oldu. Maç başına ortalama 90.7 sayı atan İsrail ekibi, EuroLeague'in en çok sayı atan takımı konumunda. Hücum reytinginde ise 123.8'lik bir reytinge sahip olan Hapoel, bu alanda da ligin zirvesinde yer alıyor. Bu noktada şaşırtıcı olan kısım ise Hapoel'in asist rakamlarının epey kötü olması. Maç başına sadece 16.9 asist yapan Dimitris Itoudis'in ekibi, ligin en az asist yapan beş takımından biri. Maç başına bulduğu 90.7 sayının sadece %51.9'unu asist üzerinden bulan Hapoel, asist yüzdesi istatistiğinde ligin en kötü takımı konumunda. Hal böyle olunca Hapoel Tel Aviv, işin hücum kısmında atletizm seviyesi ve bire bir becerisiyle ciddi anlamda fark yaratıyor. Kadrosunda Vasilije Micic, Elijah Bryant, Antonio Blakeney ve Chris Jones gibi bire bir oynama yeteneği çok yüksek oyuncuları bulunduran Hapoel, ayrıca boyalı alanda Daniel Oturu ve Johnathan Motley'den de çok iyi faydalanıyor. Tüm bunlar, top paylaşımının çok sınırlı olmasına karşın Hapoel'i ligin 'şu ana kadarki' en etkili hücum takımı kılıyor. Zalgiris - Savunma EuroLeague'de geçen sezon çok zayıf bir görüntü ortaya koyan Zalgiris, bu sezon yeni koçu Tomas Masiulis ile birlikte epey rekabetçi bir performans sergiliyor. Ligdeki ilk 13 maçının sekizini kazanan Kaunas temsilcisi, anlık olarak EuroLeague'in dördüncü sırasında yer alıyor. Bu süreçte Zalgiris'in en çok fark yarattığı nokta ise takım savunması oldu. Uzun yıllar boyunca Saras Jasikevicius'un yardımcılığını yapan koç Tomas Masiulis, tıpkı Jasikevicius gibi savunmaya çok büyük önem veriyor. Bu da açıkçası şu ana dek Zalgiris'in rakamlarına direkt olarak yansıdı. Potasında ortalama sadece 80.2 sayı gören Zalgiris, Fenerbahçe Beko'dan sonra EuroLeague'in en az sayı yiyen takımı konumunda. Buna ek olarak rakiplerini ortalama yalnızca 15.9 asistte tutan Kaunas temsilcisi, bu alanda da ligin ikinci sırasında yer alıyor. Üstelik Zalgiris'in rakipleri, maçlarda attıkları sayıların sadece %53'ünü asist üzerinden buluyor. Bu da Litvanya ekibini bu kategoride ligin en iyi takımı yapıyor. Olympiakos - Ribaundlar Kadrosunda Nikola Milutinov, Sasha Vezenkov, Donta Hall ve Alec Peters gibi ribaund sezgisi çok yüksek oyuncuları bulunduran Olympiakos, muhtemelen ribaund alanında EuroLeague'in en iyi takımlarının başında geliyor. Üstelik Thomas Walkup ve Tyson Ward gibi oyuncularından da ciddi bir ribaund katkısı alan Yunan ekibi için bu durum, istatistiklere de yansımış durumda. Maç başına 25.2 savunma ribaundu alan Olympiakos, bu alanda ligin ikinci sırasında yer alıyor. Üstelik maç başına 12.3 hücum ribaundu ortalamasıyla oynayan Georgios Bartzokas'ın ekibi, bu alanda da EuroLeague'in en etkili takımlarından bir tanesi. Olympiakos'un rakiplerine baktığımızda ise Yunan ekibi, rakiplerini maç başına 22 savunma ribaundunda tutuyor. Bu da Georgios Bartzokas'ın takımını bu alanda ligin en etkili üç takımından biri yapıyor. AS Monaco - Top Paylaşımı Vassilis Spanoulis göreve gelmeden önce AS Monaco, kesinlikle top paylaşımı bakımından EuroLeague'in önde gelen takımlarından biri değildi. Maçlarda bulduğu sayıları daha çok bire birler üzerinden bulmaya çalışan Monaco, Spanoulis döneminde ise bambaşka bir görüntüde. Bu sezon şu ana dek maç başına tam 20.7 asist yapan AS Monaco, bu alanda ligin zirvesinde yer alıyor. Maç başına 88.2 sayı atan Monaco, bulduğu sayıların %66.6'sını asist üzerinden buluyor. Bu da Vassilis Spanoulis'in ekibini bu alanda ligin en iyi ikinci takımı yapıyor. Tüm bunlara ek olarak Monaco, top kaybı konusunda da ligin en verimli takımlarının başında geliyor. Maç başına sadece 9.9 top kaybı yapan kırmızı beyazlı ekip, ligin en az top kaybeden takımı konumunda. Ayrıca rakiplerini maç başına 14 top kaybına zorlayan AS Monaco, bu alanda da ligin en iyi ikinci takımı. Valencia - Tempo ve Hücum Ribaundları Bir yıllık EuroCup arasının ardından bu sezon EuroLeague'e geri dönen Valencia, açıkçası lige renk katan takımlardan biri oldu. Koç Pedro Martinez yönetiminde çok akıcı ve tempolu bir basketbol oynayan İspanyol ekibi, aldığı sekiz galibiyet ve beş yenilgiyle rekabetçi olabileceğinin sinyallerini verdi. Geride kalan 13 haftalık süreçte Valencia'nın en çok öne çıktığı nokta, hücumdaki akıcılığı ve temposu oldu. Özellikle iç saha maçlarında bambaşka bir tempoda oynayan İspanyol ekibi, maç başına attığı 89 sayıyla ligin en skorer dört takımından biri. Kısa rotasyonunda Brancou Badio, Omari Moore, Jean Montero ve Darius Thompson gibi tempolu oyuna çok uygun oyuncular bulunduran Valencia, temposunun çok yüksek olması sayesinde bu dört oyuncunun tamamından çok istikrarlı bir şekilde faydalanabiliyor. Valencia'nın bu sezon fark yarattığı bir diğer nokta ise hücum ribaundları oldu. Maç başına 13.2 hücum ribaundu alan İspanyol ekibi, bu alanda EuroLeague'in en iyi ikinci takımı konumunda. Hücum ribaundları, Valencia'nın maç başına 67.8 saha içi atış denemesiyle ligin ikinci sırasında yer almasında hiç şüphesiz çok büyük rol oynadı. Barcelona - Topa Baskı EuroLeague'de yoluna sekiz galibiyet ve beş yenilgiyle devam eden Barcelona, aldığı istikrarsız sonuçların ardından koçu Joan Penarroya ile yollarını ayırdı. Penarroya'nın yerini ise kulüp efsanelerinden Xavi Pascual aldı. Her ne kadar İspanya Ligi ve EuroLeague'de çok istikrarlı gözükmese bile Barcelona'nın bu sezon öne çıktığı bariz bir nokta var. Bu nokta, topa baskıdaki agresiflik. EuroLeague'de rakiplerini bu sezon ortalama 17.2 asistte tutan Barça, bu alanda ligin en etkili dört takımından biri konumunda. Üstelik bu sezon Barcelona'nın EuroLeague'deki rakipleri, bulduğu sayıların sadece %57.6'sını asist üzerinden bulabiliyor. Bu da Katalan ekibini bu alanda ligin en iyi üçüncü takımı yapıyor. Üstelik bu sezon rakiplerini maç başına 13.7 top kaybına zorlayan Barcelona, bu kategoride de üçüncü sırayı alarak topa baskı konusunda ne kadar iyi bir iş çıkardığını ispatlıyor. Real Madrid - Ribaundlar Walter Tavares'in varlığı sayesinde Real Madrid, uzun yıllardır ribaund ve blok istatistiklerinde EuroLeague'in en iyi takımları arasında yer alıyor. Bu sezon Tavares'in yanına Trey Lyles gibi bir gücün daha eklenmesi, Madrid'i ribaundlarda açık ara ligin en iyisi haline getirdi. Maç başına 26.4 savunma ribaundu alan İspanyol ekibi, bu alanda ligin açık ara zirvesinde yer alıyor. Potasındaki savunma ribaundlarının %75.7'sini alabilen Madrid, bu alanda da ligin net şekilde en iyi takımı konumunda. Rakip istatistiklerine baktığımızda da Real Madrid'in dominasyonunu görebiliyoruz. Rakiplerini sadece 8.5 hücum ribaundunda tutan Madrid, beklediğiniz üzere bu alanda da ligin en iyisi. Ribaundları kontrol ederek maçın temposunu ayarlayabilmeleri, ligin en az sayı yiyen 6 takımından biri olmalarında büyük rol oynuyor. Olimpia Milano - Top Paylaşımı EuroLeague'de yeni sezona bir kez daha istikrarsız bir başlangıç yapan Olimpia Milano, bunun üzerine yakın zaman önce bir koç değişikliği yaşadı. Uzun süredir başantrenörlük görevini üstlenen koç Ettore Messina, görevi bıraktığını açıkladı ve koltuğunu asistan koçu Peppe Poeta'ya devretti. Yine de EuroLeague'de fena sayılmayacak bir durumda olan Milano, yedi galibiyet ve altı yenilgiyle Play-In hattının sadece bir basamak altında yer alıyor. Açıkçası bu sezon bazı istatistik kategorilerinde öne çıkmayı da başardılar. Bu sezon maç başına 19.2 asist yapan İtalyan ekibi, ligin en çok asist yapan altıncı takımı konumunda. Maç başına bulduğu 84.5 sayının %64.8'ini asist üzerinden bulan Milano, bu alanda ise ligin en iyi beşinci takımı. Elbette bir Ettore Messina takımı için böyle bir yüzde çok şaşırtıcı değil. Top kayıplarına baktığımızda ise Milano, yine ligin en çok öne çıkan takımlarından bir tanesi. Maç başına sadece 11.3 top kaybı yapan İtalyan ekibi, ligin en az top kaybeden dört takımı arasında yer alıyor. Virtus Bologna - Top Paylaşımı Bu sezon EuroLeague'deki iki İtalyan takımına da baktığımızda topu paylaşma konusunda iyi bir iş çıkardıklarını görüyoruz. Hatta Virtus Bologna, bu alanda Olimpia Milano'nun da üstüne çıkmış durumda. Her ne kadar 81.5 sayı ortalamasıyla ligin en az sayı atan takımlarından biri olsa da Virtus Bologna, top paylaşımı konusunda hiç fena bir iş çıkarmıyor. Maç başına 20 asist yapan Dusko Ivanovic'in ekibi, ligin asist ortalaması en yüksek üçüncü takımı konumunda. Üstelik bulduğu 81.5 sayının tam %68.1'ini asist üzerinden bulan Virtus, bu alanda ise ligin zirvesinde yer alıyor. Bu noktada sorgulanması gereken detay, bu kadar çok asist yapan bir takımın nasıl ligin en az sayı atan beş takımından biri olduğu. Bu da Virtus'un kadro kalitesi bakımından yaşadığı sorunları göz önüne seriyor olabilir. Dubai - Topun Kıymetini Bilmek Bu sezon tarihinde ilk kez EuroLeague'de boy gösteren Dubai takımı, açıkçası sezona iyi bir başlangıç yapmıştı. Buna karşın arka arkaya gelen sakatlık sorunları, Dubai'nin ivme kaybederek daha istikrarsız bir görüntü sergilemesine yol açtı. Hal böyle olunca istatistiklere baktığımızda Dubai takımının öne çıkan çok fazla yönü olmadığını görüyoruz. Buna karşın koç Jure Golemac'ın ekibi, topun değerini bilme konusunda iyi bir iş çıkarıyor. Yeni bir takım olmasına karşın Dubai, bu sezon maç başına sadece 11 top kaybı yapıyor. Ligin en az kaybeden üçüncü takımı konumundaki Dubai, top kaybı yüzdesinde (100 pozisyon başına yapılan top kaybı) %15 ile yine EuroLeague'in üçüncü sırasında yer alıyor. Paris Basketball - Tempo ve Hücum Ribaundları Geçen sezon EuroLeague'de ilk kez boy gösteren Paris Basketball, oynadığı aşırı yüksek tempolu basketbolla lige renk katmıştı. Bu yaz Nadir Hifi dışındaki tüm önemli oyuncularını ve koç Tiago Splitter'ı kaybetmesine karşın Paris, aynı basketbolu oynamaya devam ediyor. Geçen sezon ERA Nymburk'a birebir aynı basketbolu oynatmaya çalışan koç Francesco Tabellini, düşük bütçe ve kadro kalitesine rağmen Nymburk'u Basketbol Şampiyonlar Ligi Playoffları'na taşımayı başarmıştı. Bunun üzerine yazın Paris'in başına geçen İtalyan çalıştırıcı, aynı basketbol ekolünü sürdürüyor. Bir kez daha ligin açık ara en tempolu oynayan takımı konumundaki Paris, maç başına tam 70 saha içi denemesiyle EuroLeague'in zirvesinde yer alıyor. Ayrıca maç başına 89.3 sayı atan Fransız ekibi, yazın ciddi şekilde azalan kadro kalitesine rağmen ligin en çok sayı atan üçüncü takımı konumunda. Bunlara ek olarak Paris, tıpkı geçen sezon olduğu gibi yine hücum ribaundlarında fark yaratıyor. Maç başına tamı tamına 16.3 hücum ribaundu almayı başaran Fransız ekibi, EuroLeague'in bu alandaki açık ara en iyi takımı. En yakın rakibi Valencia'dan ortalama 3 hücum ribaundu daha fazla alan Paris, hücum ribaundlarında ciddi anlamda fark yaratıyor. Bayern Münih - Topa Baskı Açıkçası Bayern Münih için EuroLeague sezonu hiç iyi ilerlemiyor. Ligdeki son dört maçını kaybeden Bayern için açıkçası sezonun flaş transferi Spencer Dinwiddie de henüz beklenen etkiyi yapabilmiş değil. Yine de bu durum, Bayern'in her istatistik kategorisinde çok kötü bir durumda olduğu anlamına gelmiyor. Bu sezon hücumda çok zorlanmasına karşın koç Gordon Herbert'ın ekibi, savunmada kötü bir iş çıkarmıyor. Maç başına potasında 83.1 sayı gören Bayern, ligin en az sayı yiyen altı takımından bir tanesi. Üstelik rakiplerinden maç başına 7.4 top çalan Alman ekibi, bu alanda ligin en iyi dördüncü takımı konumunda. Buna ek olarak rakiplerini maç başına ortalama 13.5 top kaybına zorlayan Bayern Münih, bu alanda da ligin en iyi beş takımından bir tanesi. Yine de sezonun gidişatını tersine çevirmek istiyorlarsa bundan çok daha fazlası gerekecek. Partizan - Topa Baskı Dürüst olmak gerekirse bu sezon Partizan hakkında olumlu bir şeylerden bahsetmek çok zor. Ligin hücum ve savunma metriklerinin çoğunda en alt sıralarda yer alan Sırp ekibi, son olarak koç Zeljko Obradovic'in de istifa etmesiyle iyice çalkantılı bir sürecin içerisine girdi. Bu sezon çıktığı 13 EuroLeague maçının sadece dördünü kazanabilen Partizan, gerçekten korkunç bir durumda. Yine de şu ana dek topa baskı ve topun değerini bilme konusunda kötü bir iş çıkardıklarını söyleyemeyiz. Maç başına rakiplerini 13.3 top kaybına zorlayan Sırp ekibi, bu alanda EuroLeague'in en iyi altı takımı arasında yer alıyor. Ayrıca maç başına 6.8 top çalan Partizan, bu alanda ise ligin en iyi yedi takımından biri. Topun değerini bilme konusunda ise Sırp ekibi, maç başına 11.4 top kaybı ile ligin altıncı sırasında yer alıyor. Yine de bu rakamların galibiyete dönüşmediği herkesin malumu. Baskonia - Top Paylaşımı Bu yaz kulüp efsanesi Pablo Laso ile yollarını ayırıp yerine İtalyan koç Pablo Galbiati'yi getiren Baskonia, kadro kalitesi bakımından tarihinin en kötü dönemlerinden birini geçiriyor. Buna karşın özellikle iç saha maçlarında keyifli ve tempolu bir basketbol oynadıklarını söylemek mümkün. Bu durum, Bask ekibinin asist rakamlarına da yansımış durumda. Maç başına 20 asist yapan Baskonia, ligin asist ortalaması en yüksek üçüncü takımı konumunda. Maç başına attığı 85.5 sayının %64.5'ini asist üzerinden bulan Bask ekibi, akıcı basketbol oynama alışkanlığını sürdürüyor. Maccabi Tel Aviv - Hücumdaki Akıcılık EuroLeague'de çıktığı 13 maçın 10'unu kaybeden Maccabi Tel Aviv, şu sıralar kabus gibi bir dönemden geçiyor. Her ne kadar savunmada kabus gibi bir takım olsa bile Maccabi, Oded Kattash döneminde alışkın olduğu üzere bir kez daha ligin en akıcı hücum eden takımlarından bir tanesi. Maç başına 89 sayı atan İsrail ekibi, ligin en skorer dördüncü takımı konumunda. Üstelik maç başına 20.2 asist ortalaması bulunan Maccabi, kadro kalitesinin düşük olmasına rağmen ligin en fazla asist yapan ikinci takımı. Dolayısıyla Maccabi Tel Aviv'in sorunu, kesinlikle hücumu değil. Buna karşın takımın savunma istatistikleri o kadar korkunç bir durumda ki ligin sondan ikinci sırasında olmaları kimse için şaşırtıcı değil. ASVEL - Hücum Ribaundları Yıllardır EuroLeague'de rekabetçilikten çok uzak bir görüntü sergileyen ASVEL, bu sezon ise gerçekten kabus gibi bir vaziyette. Ligin hücum ve savunma metriklerinde dibe vuran Fransız ekibi, çıktığı 13 maçın 10'unu kaybetti ve son sıraya demir attı. Hal böyle olunca ASVEL'e bakıp olumlu şeylerden söz etmek hiç kolay değil. Buna karşın takımdaki atletizm seviyesinin yüksek olması vesilesiyle hücum ribaundlarında fena bir iş çıkarmıyorlar. Maç başına 12.5 hücum ribaundu alan ASVEL, bu alanda EuroLeague'in en iyi beş takımından biri. Kadrosunda Mbaye Ndiaye, Bodian Massa ve Zac Seljaas gibi iyi ribaundcuları bulunduran Fransız ekibi, özellikle hücum ribaundlarında rakiplerini zorlayabiliyor. Buna karşın maç başına sadece 75 sayı atabildiklerini düşünürsek aldıkları hücum ribaundlarını verimli kullanabilme noktasında pek iyi bir iş çıkarmadıkları ortada. Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın! EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!