by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Panathinaikos koçu Ergin Ataman, yarın Fenerbahçe Beko ile Ataşehir’de oynanacak karşılaşma öncesinde TRT Spor’un konuğu oldu.
Geniş çaplı açıklamalarda bulunan deneyimli çalıştırıcı, ilk olarak eski takımı Anadolu Efes’in Pablo Laso hamlesini değerlendirdi.
“Vallahi sporda geçmişe bakmayacaksın. Geçmişle ilgili yorum yapmak bana düşmez. Efes’te çok tecrübeli bir kulüp başkanı ve çok tecrübeli bir yönetim var. Sporda bazen şanssızlıklar olur. Özellikle bu sezonla ilgili olarak Efes’in çok büyük şanssızlıklar yaşadığını düşünüyorum.
Şu anda takımın en önemli üç oyuncusu sakat. Poirier yeni yeni oynamaya başladı, Larkin sakatlandı, PJ Dozier de sakatlandı. Yani en iyi üç oyuncunun aynı anda sakat olduğu bir ortamda işiniz tabii ki çok zor. Benchten, yedek oyuncularla çıkıp EuroLeague’de maç kazanmak gerçekten kolay değil. Bu sezon Efes’in yaşadığı sıkıntının temel nedeni bu.
Gelinen noktada çok tecrübeli bir antrenör göreve geldi. Laso, EuroLeague’de şampiyonlukları olan, İspanya’da ve Avrupa basketbolunda çok önemli bir isim. Son iki sezonda Bayern Münih ve Baskonia’da istediğini alamadı, ama bazen çok büyük koçlar bazı takımlarla uyuşamayabiliyor.
Şimdi Efes gibi çok organize, Avrupa’nın en önemli kulüplerinden birine geldi. Bence Laso’nun o otoritesi, ismi ve tecrübesi Efes’i yeniden rayına sokabilir. Özellikle de sakat oyuncular geri döndüğünde.
Dün Fenerbahçe maçını biraz izledim. Poirier’in dönmesi bile tek başına onlara ciddi bir güç katmış. Larkin’in dönüşü biraz daha zor görünüyor ama Dozier de döndüğünde Efes’in yeniden çok tehlikeli bir takım olacağını düşünüyorum.
Şu an beş galibiyetteler. EuroLeague’de çok fazla takım var. Hepsini geçip playoff potasına kendilerini nasıl atarlar, onu artık Laso başaracak. Geçen sezon bunu Banki başarmıştı, adeta bir mucizeydi. Laso da böyle bir misyon üstlendi.
Kendisine başarılar diliyorum. İyi bir arkadaşım, çok sevdiğim bir insan. Çok efendi, basketbolu gerçekten seven, çok birikimli bir koç. İnşallah çok başarılı olur.”
EuroBasket 2025 hakkındaki soruları da yanıtlayan Ergin Ataman, Yunanistan maçının Türk basketbol tarihindeki en iyi maç olduğunu söyledi.
“Yunanistan da turnuvanın favorilerinden birisiydi. O takımı farklı şekilde yenmek ve dünya yıldızlarından Giannis’i durdurmuş olmak, tabi ki Yunanistan’da büyük bir yankı uyandırdı. Çok üzgün olan bazı fanatikler dışında Yunan sporeverlerin de takdirini topladığımızı düşünüyorum. Sonuçta hakemle veya şansla kazanılan bir maç değildi. Maçın başından itibaren 20-25 sayılık farklarla kazanılan çok net bir galibiyetti. Bence Türkiye Basketbol Milli Takımı’nın tarihindeki en iyi maçtı.”
Ataman, milli takımla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu turnuva, Türk basketbol milli takımının Avrupa’da ve dünyada yeniden üst sıralara tırmanışının turnuvası oldu. Çünkü baktığınız zaman, son yirmi beş yıldır hiçbir turnuvada çeyrek final bile oynayamamış bir milli takım, bu organizasyonda adım adım çok zor maçları geçerek finale kadar geldi.
Her şey Letonya galibiyetiyle başladı. Letonya, ev sahibi olması nedeniyle turnuvanın en önemli favorilerinden biriydi. Ardından turnuvanın belki de en büyük favorisi olan Sırbistan’ı yendik. Çeyrek final ve yarı finalde de Yunanistan’ı çok farklı bir skorla geçerek finale yükseldik. Bu, Türk milli takım tarihinin en önemli başarılarından biridir.
Daha önce 2001’de İstanbul’da Avrupa ikinciliği, 2010’da yine İstanbul’da dünya ikinciliği yaşamıştık. Ancak yurt dışında oynanan bir turnuvada ilk kez böylesine büyük bir başarı elde ettik. Bu performans, bütün Avrupa basketbol kamuoyunun da takdirini kazandı. Oynadığımız basketbol, ortaya koyduğumuz mücadele ve takım oyunu herkes tarafından alkışlandı.
Finale kadar geldik ve bütün Türkiye’yi çok mutlu ettik. Biz de büyük bir heyecanla final maçına çıktık. Finalde son bir buçuk dakikaya kadar çok iyi oynadık ve maç genel olarak kontrolümüzde geçti. İlk yarının sonunda Alperen’in faul problemine girmesi bizim için önemli bir kırılma anıydı. Bana göre anlamsız bir faul çalındı ve bu durum ikinci yarıyı etkiledi.
Buna rağmen ikinci yarıda da oyunun kontrolü çoğunlukla bizdeydi. Üç, beş, yedi sayılık farklarla önde oynadık. Ancak maçın son üç-dört dakikasında, fark altı-yedi sayıyken, belki de heyecanın etkisiyle maçı koparmak için bazı dengesiz atışlar kullandık ve bunları kaçırdık. O şutlar girseydi maç büyük ihtimalle kopacaktı.
Sonrasında Almanya, özellikle Schröder’in oyunu ve Daniel Theis’in kritik sayısıyla, maçın bitimine yaklaşık üç dakika kala ilk kez öne geçti ve maç o anda bizim elimizden çıktı. Tabii şunu da kabul etmek lazım: Karşımızda çok tecrübeli bir takım vardı. Oynadığımız rakip, son dünya şampiyonuydu.
Buna rağmen biz bu finali gerçekten hak etmiştik ve çok iyi oynamıştık. Olmadı, buraya kadar geldik. Belki de şampiyonluğa giden yolda önce bir final kaybetmek gerekiyordur. Bunu Anadolu Efes’te de yaşamıştık. 2019’da Vitoria’da CSKA Moskova’ya finali kaybettik, ardından oynadığımız iki turnuvada EuroLeague şampiyonluğuna ulaştık.
Şimdi de aynı hedefle bir sonraki turnuvalara hazırlanacağız. Buradan Türk halkının verdiği destek için çok teşekkür ediyorum. Bu desteği sahada hissettik. Türkiye’deki destek bir yana, Avrupa’nın hemen her şehrinde halkımızın maçları takip ettiğini gördük. Final maçında 10 bin kişilik salonda yaklaşık 7-8 bin Türk taraftar vardı. Avrupa’da bir finalde İstiklal Marşı’nı dinlettik.
Keşke madalya töreninde de bayrağımız göndere çekilirken İstiklal Marşı’nı dinletebilseydik. Olmadı. Önümüze bakacağız. Sporda bazen böyle şeyler olabiliyor.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!