Shane Larkin: “NBA’den Teklifler Aldım Ama Transfer Olumlu Sonuçlanmadı”

By Dionysis Aravantinos / info@eurohoops.net

Shane Larkin’in uzun süredir beklenen geri dönüşüne çok az kaldı. Geçtiğimiz yıl Turkish Airlines EuroLeague’de tarihi bir performans sergileyen Larkin, yaz döneminde NBA’den birkaç teklif almıştı ancak buna rağmen Anadolu Efes ile İstanbul’da kalmaya ve EuroLeague şampiyonluğu için mücadele etmeye karar vermişti. Yaz döneminde iki dizinden de ameliyet geçiren Larkin, hem ING Basketbol Süper Ligi’nde hem de Turkish Airlines EuroLeague’de Anadolu Efes forması giymeye çok yakın.

28 yaşındaki süperyıldız, Eurohoops’un sorularını cevapladı ve geçirdiği yaz dönemini, şu andaki sağlık durumu, önümüzdeki sezonki hedefleri ve NBA’den aldığı teklifler hakkında açıklamalarda bulundu. Larkin, önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan A.B.D. Başkanlık seçimi hakkında da konuştu ve bu seçimler hakkında “Hayatımın en önemli seçimi” ifadelerini kullandı.

Son 7 aydır rekabetçi düzeyde basketbol oynamadın. Dönüşüne çok az süre kala kendini nasıl hissediyorsun?

Shane Larkin:  İyi hissediyorum. Bugün (28 Ekim) oynadığım son EuroLeague maçından beri ilk kez 5’e 5 antrenman yaptım ve kendimi gayet iyi hissediyorum. Sahaya çıkıp, koşup, takım arkadaşlarımla maç yapma şansı yakaladım. Tekrar sahaya çıkıp sevdiğim işi yapma fırsatı yakaladığım için heyecanlıyım.

Sakatlığın hakkında konuşmamız gerekirse tekrar parkelere dönme konusunda ne kadar hazırsın?

SL: Gayet hazır olduğumu söyleyebilirim. 6 Mart tarihinden beri basketbol oynamadığım için ritmimi biraz kaybettiğimi kabul etmem gerekiyor. Direkt o seviyede oynamaya başlayacağımı söyleyemem ama sahaya çıkmadan takıma tam olarak ne vereceğimi de bilemiyorum. Takımıma sahada mücadele edebilecek ve galibiyetlere katkıda bulunabilecek bir oyuncu olarak katkı vermek istiyorum. Takımımın kazanması için elimden geleni yapacağım. Birkaç kez daha antrenmana çıkıp ritmimi iyice kazanmak istiyorum. Büyük olasılıkla ilk 2-3 hafta iniş çıkışlı bir performans sergileyeceğim ama kendimi bulduktan sonra tekrar geçen seneki seviyeme çıkacağımı düşünüyorum.

Yüzde olarak ne kadar hazır olduğunu söylemen gerekirse bize nasıl bir  cevap verirdin? 

SL: Bu zor bir soru ama sağlık açısından %85-90 civarında hazır olduğumu söyleyebilirim. Tekrar rekabetçi seviyede basketbol oynayabilecek seviyeye çıkmam gerekiyor. İki dizimden geçirdiğim ameliyatlardan sonra tekrar sahaya çıkıp rekabetçi şekilde basketbol oynayabileceğimi, savunma ve hücum yapabileceğimi ve dakika alabileceğimi tekrar kanıtlamam gerekiyor. İlk haftalarda %85’imde olacağım, sonraki hafta %90, bir sonraki hafta %95… Yaklaşık 1 aylık bir sürede tekrar %100’üme döneceğimi düşünüyorum.

Yaz dönemi boyunca en çok oyununun hangi alanına çalıştın?

SL: Gayet çok yönlü bir oyunum olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden birkaç ayarlama yapmam gerektiğini düşünüyordum. Dribbling üzerinden gayet iyi şut atıyorum, pas üzerinden iyi şut atıyorum. Boyalı alan etrafında pozisyonları bitirme konusunda iyiyim ve savunmaları rahatlıkla okuyabiliyorum. Tabii ki her zaman kendinizi geliştirebilirsiniz ancak benim spesifik olarak üzerine çalıştığım bir şey yoktu. İstikrarlı ve verimli oynamak istiyorum. Geçtiğimiz yılkı performansımı yenilemek hatta daha iyi bir seviyeye çıkmak için çalıştım.

Savunman üzerine çalıştın mı?

SL: Savunma üzerine çalışabileceğiniz fazla bir şey yok. Genellikle savunma, eşleşmeleriniz ve sahaya yansıttığınız azim üzerinden şekilleniyor. Savunma tarafında da rakipleri durdurmak için elimden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğim. Son yıllarda takımıma yardımcı olabilmek için en iyi yaptığım şey takımımın ihtiyacı olduğu kadar skor üretmekti.

İlk MVP Sıralamamızı 27 Ekim tarihinde yayınladık. Doğal olarak şu ana kadar hiç oynamadığın için sen listede yer almadın. Bir sonraki listemizde seni görecek miyiz?

SL: Bir sonraki sıralamanın ne zaman belli olacağını bana söylemeniz gerekiyor.

Birkaç hafta içerisinde yayımlanacak…

SL: O kadar zaman içerisinde benim de listeye girmem gerekiyor.

Geçen sezon hakkında hem bireysel hem de takım olarak “Keşke” diye düşünüyor musunuz?

SL: Takımdaki herkes yarım kalan sezon hakkında konuşuyor. Tabii ki geçtiğimiz yıl ne kadar başarılı olduğumuzu hatırlıyoruz. Ne zaman bir maça çıksak herkes geçtiğimiz yıl neler olduğunu konuşuyor. Bir önceki sezon üzerine düşündüğüm ve bunu özlediğim anlar oluyor ancak şu anda yeni bir sezondayız. Geçtiğimiz yılın ekmeğini yemeye devam edemeyiz. Şu andaki derecemiz 1-3 ve herkes bize karşı en iyi performansını sergilemeye çalışıyor. Geçtiğimiz sezon, takımların bizi çok daha ciddiye almasını sağladı.

Bu yüzden oturup sürekli olarak geçen sezon hakkında düşünmeye devam edemeyiz. Geçtiğimiz yılı hafızalarımızdan silmemiz gerekiyor. Şu anda puan durumunun 13. sırasındayız ve geçtiğimiz yılki konumumuza dönmek için her maç savaşmamız gerekiyor.

Sana şunu sormak istiyorum. Senden ve bu seneki takımdan neler beklememiz gerekiyor? Sezon başlamadan önce En İyi 100 Oyuncu listesinde ilk sırada yer alıyordun.

SL: Sezon başından beri bazı sakatlıklar yaşadık. Bir türlü maçlara tam kadro çıkamadık. İşler şu ana kadar planladığımız şekilde gitmiyor. Yakında tekrar tam kadro olacağız ve geçen sene olduğumuz noktaya dönebileceğimizi düşünüyorum. Tekrar o seviyeye çıkmamamız için hiçbir sebep yok. Birçok takım geçtiğimiz sezondan beri önemli gelişim gösterdi. Bayern, Zenit ve Zalgiris gibi takımların bu kadar iyi olmasını neredeyse kimse beklemiyordu.

Birçok takım, sezon boyunca mücadele edeceklerini daha şimdiden kanıtladılar. Biz de hala aynı kadro, aynı oyuncular ve aynı takım kimyasına sahibiz. Tekrar tam kadro bir araya gelmek ve pozitif bir yaklaşıma sahip olmamız gerekiyor. Ligde yenemeyeceğimiz hiçbir takım olmadığını düşünüyorum. Ligde henüz kimse farkı çok açmış da değil. Tekrar sahaya çıkıp zirveye çıkabilecek şansımız olduğunu düşünüyorum.

EuroLeague’in ilk 5 haftasında birçok sürpriz sonuçla karşı karşıya kaldık. Sezonun geri kalanı boyunca sence işler böyle mi devam edecek? Sence en iyi takım mı şampiyon olacak yoksa bu sezon bir sürprize şahitlik edebilir miyiz?

SL: Kesinlikle önceki yıllardan biraz farklı bir sezon. Bu tarz sezonlarda her şey olabilir. Maçlar seyircisiz oynanıyor, eskisi kadar baskı yok. Bu şartlar altında birçok sürpriz yaşanabilir, deplasmanda oynanılan maçlarda takımlar konsantre olmakta zorlanabilir. Ancak günün sonunda basketbol oynamaya devam edeceğiz. Takımlar son 2 yılda Sinan Erdem’e geldiklerinde 16,000 kişinin önünde maçları oynuyorduk. Şimdi rakiplerimiz geldiğinde sadece boş koltuklarla karşılaşacak. Bu tabii ki baskıyı azaltıyor.

Bu baskı takımların momentumu arkasına almasını ve skorda farkı açmasını sağlıyordu. Taraftar; rakip oyuncular, hakemler ve rakip koçları baskı altına alıyordu ve bu da momentumun değişmesini sağlıyordu. Sezon maçlarında taraftarın olup olmayacağını bilmediğimiz bu sezonda birçok sürpriz sonuç görebiliriz. Ancak EuroLeague her zaman rekabetçi bir lig oldu. Çok yetenekli takımlar var, bu yüzden herhangi bir takımın şampiyonluğunu sürpriz olarak değerlendirmek ne kadar doğru olur bilmiyorum. En çok isteyen ve çalışan takım şampiyon olacaktır.

Puan durumuna baktığımızda Bayern ve Zalgiris gibi takımların 4-1’lik dereceye sahipken Real Madrid’in derecesinin 1-4, Anadolu Efes’in ise 1-3 olduğunu görüyoruz. Kimse bunu beklemiyordu…

SL: Kesinlikle beklemiyorduk. Kadrolara baktığınız zaman bu ekiplerin bu kadar ciddi değişikliklerden sonra 5-6 haftada bu noktaya gelmesini beklemiyordum. Ancak bazı takımlar bir araya geldiğinde iyi bir ritim yakalar ve iyi oynayarak ligin zirvesine çıkar. 3 yıl önce biz puan sıralamasının diplerinde yer alıyorduk. O sezonu takip eden birçok kişi, bizim şampiyonluk maçına çıkacağımızı tahmin etmemiştir. Neler olacağını asla bilemezsiniz. Basketbolda kazanmak için sahip olduğunu yetenekten çok daha fazlası gerekiyor. Koç faktörü var, takım kimyası başka bir faktör. Momentum, özgüven gibi ek faktörler de var… Birçok takımın şu anda kendilerine güvenerek oynadığını görüyoruz. İlerleyen dönemlerde gelişim gösterecek takımlar da olacaktır. Kimse o takımları hafife almayacaktır. Daha şimdiden herkes o takımlarla oynamak için can atıyor.

Türkiye Liginde ve EuroLeague’de Kostas Sloukas’a karşı defalarca oynadın. Olympiacos’un yeni kadrosunu bir tehdit olarak görüyor musun? Transfer döneminde kadroda yaptıkları değişiklikler hakkında neler düşünüyorsun?

SL: Kesinlikle kadrolarını geliştirdiklerini düşünüyorum. Sert bir şekilde oynayan birçok atletik oyuncu takıma kattılar ve şu anda çok daha hızlı bir tempoda oynuyorlar. McKissic, sürekli olarak tempoyu arttırıyor. Harrison, üç sayı çizgisinin gerisinden çok ciddi bir tehdit. Hassan Martin gibi çok iyi performans gösteren uzun bir oyuncuyu kadroya kattılar. Charles Jenkins çok iyi bir savunmacı. Savunmada sık sık adam değiştiriyorlar ve hücumda da rakiplerinin savunması üzerinde baskı oluşturuyorlar. Olympiacos, kesinlikle dikkat etmeniz gereken bir takım. Geçtiğimiz yıl dönem dönem önemli işler yaptılar ve bunun üzerine koymaya çalışıyorlar.

Kostas Sloukas gibi birçok Final Four deneyimi olan, şampiyonluklar kazanmış kaliteli bir oyun kurucuyu kadrolarına katmaları da tabii ki onlar için çok önemli bir faktör. Bu hamle, genç oyuncuların işini kolaylaştıracak ve daha kolay başarılı olmalarını sağlayacaktır. Sloukas’ın çok fazla sayı attığını ya da asist yaptığını görmüyorsunuz ancak o takımı yönetiyor ve herkesin işini yapmasını sağlıyor. Takımdaki arkadaşlarına işlerin yolunda gideceği güvenini veriyor. Turnuvanın sonuna kadar gidebilecek bir takıma sahipler.

NBA’den bazı teklifler aldığını ancak Anadolu Efes’teki rolünün seni tam anlamıyla tatmin ettiğini söylemiştin. Sözleşme imzalamaya çok yaklaştığın, sana garanti kontrat teklif eden bir NBA takımı oldu mu?

SL: NBA’den birkaç yıllık garanti kontrat bulunan bir teklif aldım. Maddi açıdan bakınca iyi bir ücret teklif etmişlerdi, Anadolu Efes’ten kazandığıma yakın bir para kazanacaktım. Ancak işler tam olarak istediğimiz gibi ilerlemedi ve transfer olumlu sonuçlanmadı. Şu anda Anadolu Efes’le birlikteyim, burada olduğum ve EuroLeague şampiyonluğu kazanmak için bir şansım olduğu için çok mutluyum. NBA’de oynamak harika bir deneyim olabilirdi ancak bu durum geride kaldı. Anadolu Efes’te olmayı çok seviyorum ve burada olduğum için mutluyum. Yaşamayı sevdiğim bir ülkedeyim. Buradaki hayatımı, Efes’teki rolümü, İstanbul’da yaşamayı seviyorum. Bu sezon da elimizden gelenin en iyisini yaparak son 3 yıldır uğruna mücadele ettiğimiz şampiyonluğu kazanmak istiyorum.

3 Kasım tarihinde A.B.D.’de Başkanlık seçimi gerçekleşecek. Bu seçimlerin önemi hakkında bir şeyler söylemek istiyor musun?

SL: Amerika’da yaşanan her şeyi göz önünde bulundurduğumuz zaman bu seçim, benim hayatımda gördüğüm en önemli seçim olacak. İki tarafın da bazı artı ve eksileri var. İşlerin nasıl sonuçlanacağını görmek ilginç olacak. Eğer bir tarafı seçerseniz işler çok gergin, endişe verici ve düzensiz bir hal alabilir. Diğer taraf ise bunun tam tersini vaat ediyor. Amerika’nın çok zor zamanlardan geçtiğini düşünüyorum. İnsanlar ve partiler arasında çok büyük bir gerginlik var. Dünyanın en büyük ülkelerinden birinin başına kimin geçeceğini bilmiyorum ama umarım seçimi kazanan kişi insanların bir araya gelmesini sağlayabilir.

Benim için şu anda en önemli olan şey birliktelik. Ekonominin bu kadar önemli bir şey olması gerektiğini düşünmüyorum. İnsanların kendi evinde huzur içinde yaşaması, sokağa huzur içinde çıkabilmesi, Coronavirüsün kontrol altına alınması gibi şeyler benim için çok daha önemli. Trump ya da Biden’ın kazanması o kadar önemli değil, önemli olan toplumu tekrar bir araya getirebilmek.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

Related Post