by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Her büyük şampiyon kendi tarzıyla özeldir ve Nikola Jokić gerçekten de bambaşka biri. Hem yeteneğiyle hem de karakteriyle. Yaptığı işte en iyisi olmasına rağmen, hobisini daha çok seviyor. Üstelik bunu gizlemiyor.
Atlara âşık ve dörtnala koşulan yarışların tutkulu bir takipçisi. Sombor’da “Dream Catcher” adlı bir ahırı var; MVP ödüllerinden birini de burada almıştı. Geçen yaz atlarından biri yarış kazandığında ise çocuklar gibi ağladı.
The Athletic, bu tutkunun nereden geldiğini öğrenmek istedi ve Jokic ile basketbolu değil atları konu alan bir röportaj yaptı. Üstelik bu, Jokić’in hayatı boyunca verdiği sayılı röportajlardan biriydi; zira basın mensuplarıyla konuşmayı pek sevmiyor.
“Bizim orada bir söz vardır. Gençliğinde bir kez at kılı yutarsan, onları sevmekten vazgeçemezsin. Atlarda sevdiğim şey; nasıl koştukları, nasıl davrandıkları, nasıl dinlendikleri, nasıl koktukları. Onları izlemeyi seviyorum, eğitmeyi seviyorum, koşmalarını ve yarışmalarını izlemeyi seviyorum. Yapamadığım ve istediğim tek şey, bizzat yarışmak oldu. Sen ve atın neredeyse tek vücut olduğunuz o hissi özlüyorum.”
Jokić, atların profesyonel sporcu hayatının getirdiği tüm baskılardan kaçışı olduğunu da kabul ediyor:
“Bu, diğer her şeyden kaçış yolum. Orada bana bir NBA yıldızı gibi bakmıyorlar, hatta basketbolcu olarak bile görmüyorlar. Sombor’da hala atlarımı çalıştıran bir arkadaşım var. Oraya ilk gittiğimde 13 yaşındaydım. Ahırda çalışan bir çocuktum ve o beni hala ahır çocuğu olarak görüyor.”
Evcil hayvanlarıyla ilgili neler olduğunu kontrol etmeden geçen tek bir günü bile olmadığını da ekliyor:
“Atları her gün takip ediyorum. Dünyanın dört bir yanında takip ettiğim üç-dört arkadaşım var. Basketbol sahasından uzaklaşmak, doğada olmak, atlarla ve kim olduğunuzu umursamayan arkadaşlarla vakit geçirmek harika. Memleketimdeki bazı arkadaşlarla tam anlamıyla birlikte büyüdüm, bu yüzden atlara olan bu sevginin hiç kaybolmamasını umuyorum.”
The Athletic, bu konu hakkında takım arkadaşlarının görüşlerini de sordu.
Denver’da yardımcı antrenör olarak görev yapan Ognjen Stojaković, “Dürüst olmak gerekirse, bence bu onun ilk aşkı” dedi.
Aaron Gordon ise bir keresinde Sombor’a gidip bir yarışı izlemişti:
“Bence onların ne kadar güzel olduklarını takdir ediyor. İçlerinde görkemli, dürüst ve saf bir şey var. Ona belli bir huzur seviyesi kazandırdıklarını düşünüyorum ve bu paha biçilemez. Hayatı yaşama biçimi, hayata ve oyuna yaklaşımı… Onun neden en büyüklerden biri olduğu bu yüzden çok mantıklı.”
Cam Johnson, Jokić’in atlardan bahsederken her zaman neşelendiğini söylerken, Bruce Brown ise Sırp yıldızın bu spora, milyonlar kazandığı basketboldan bile daha fazla tutku gösterdiğine dikkat çekiyor:
“Bazen sahada çılgın bir şey yaptığında gösterdiğinden daha fazla duyguyu orada gösteriyor. Bu, onun ne kadar tutkulu olduğunu ortaya koyuyor.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!