By Yılmazcem Özardıç/ info@eurohoops.net NBA'de normal sezon için artık son bir buçuk aya girdik ve ligin zirvesindeki takımlar, All-Star haftasonunun ardından normal sezonun bitimine kadar asıl savaş olan playoff'lara hazırlanma sürecine başlıyorlar. Tabii ki her takımın kendine has az ya da çok problemleri ve hedef, yani şampiyonluğa giden yolda önlerine çıkan taşlar var. Bazılarının daha çok, bazılarının daha az. Cleveland Cavaliers gibi sezon ortasında neredeyse tüm takımı elden geçiren bir ekibin varlığı özellikle Doğu Konferansı'ndaki Final yarışını sezonun orta bölümündeki resme göre çok daha farklı bir hale getirdi. Vakit kaybetmeden şampiyonluk yolunda bu takımların ne gibi problemleri olduğunu, bu problemleri giderip hedefe nasıl ulaşacaklarını değerlendirmeye başlayalım. Toronto Raptors Doğu Konferansı'nın zirvesinden başlayalım. Toronto bu sezon zirve yarışında ligin en büyük sürprizini yapan ekip bana göre. Cleveland'ın düşüşü veya Boston'ın tamamen yenilenmesinden bağımsız olarak aynı çekirdeği tamamen başka bir takıma dönüştüren Dwane Casey çok büyük bir övgüyü hak ediyor. Takımın benchi sadece Doğu'da veya Batı'daki benchler değil, lig genelinde 100 dakikadan fazla birlikte oynamış herhangi bir beş için uzak ara net sayı farkında ilk sırada. 203 dakika birlikte oynayan VanVleet, Wright, Miles, Siakam, Poeltl beşi 100 pozisyon başına rakiplerine 27.7 sayı fark atıyor. Miles dışında ligde çok fazla bilinmeyen genç oyuncularla bu kadar iyi bir kenar oluşturmak da koçun başarısı. Gelelim, hedeflerine giden yolda problemleri ne ve bunu nasıl çözerler? Daha önceki senelerde Lowry ile DeRozan'ın birebirleri üzerinden oynayan ve playoff'larda bu stille başarılı olamayan Raptors, daha akışkan bir takıma dönüştü ancak burada zorlanması muhtemel olan DeRozan değil Lowry düşüş yaşadı. Lowry hala çok değerli bir oyuncu ama özellikle ikili oyunlarda takımın iç-dış dengesini sağlamak adına Ibaka ile Valanciunas'ı daha çok işin içine katmalı. Aynı şekilde bir diğer problem kenar katkısının ne kadar devam edebileceği. Playoff'larda rotasyonu istemeye istemeye 8-9 kişiye düşürüp hangi oyunculardan verim alacaklarını seçmeleri gerek. Boston Celtics Boston Celtics sezonun ilk maçında Gordon Hayward'ı sakatlığa kurban verdikten sonra çaylak Jayson Tatum'ın lige harika girişiyle çok iyi bir dönemden geçerek NBA'in zirvesine oturmuştu. Ancak takımın Tatum ile Brown gibi iki genç oyuncunun çok yüksek formlarını sürdüremeyeceği için düşüşe geçmesi bekleniyordu ve beklenen oldu. Horford'ın özellikle savunmadaki sezon başından bu yana ekstra gayreti takdire şayan. Nitekim koç Brad Stevens'ın önderliğinde 100 pozisyon başına 101.1 sayı yiyerek ligin en iyi savunma takımı olan bir ekipten bahsediyoruz. Savunmanız iyiyse sırtınız kolay kolay NBA'de yere gelmiyor. Boston da işin hücum tarafında son 20 günde düşüş yaşasa bile ayakta kalmayı başardı. Takımın en büyük problemi bana göre hala daha sürükleyici bir oyuncuları olmaması. Kyrie Irving bu ligin en ama en değerli bitiricilerinden biri ve Brad Stevens'ın elinde eski yıllara göre (LeBron'ın yokluğu da bunda önemli bir etken tabii ki) devamlılığını ve savunma konsantrasyonunu (0'dan ne kadar ileri giderseniz gidin kardır) artırmış durumda. Ancak sürükleyici rolü üstlenmesi beklenen Hayward'dan mahrum kalacak olmaları ve kanat rotasyonunun çok genç yaşı playoff'larda bu kadar üst seviyelerde büyük bir soru işareti. Bunu Marcus Morris'in biraz daha form tutması ve Tatum'ın yeniden ayağa kalkmasıyla çözmeye çalışacaklardır. Cleveland Cavaliers Geldik zurnanın zırt dediği yere. NBA tarihinin en karışık, en drama dolu, en ilginç ve acayip sezonlarından birini yaşıyor Cavaliers. Son 3 sezonun Finalisti, bir kere şampiyon olmuş takım yazın Irving'in ayrılığından sezon içinde takasın son gününe kadar adeta tepe taklak yuvarlandı. Isaiah Thomas'ın dönüşü beklendi, döndü; yükselişe geçen takım bir daha kötü sonuçlar almaya başladı, çok ama çok kötü bir takım kimyası ve savunmayla birlikte izlenmesi acı veren bir ekibe dönüştüler. İzlediğinizde tarihin en iyi 2 oyuncusundan birini hala en üst seviyede gördüğünüz bir takım için bunu söylemek çok acı. Takasın son günü de takımın yarısından çoğunu değiştirerek sil baştan başladılar. Cavaliers'ın en büyük problemi herkesin de bildiği gibi neredeyse tamamen yeni bir takım olmaları. Bunu nasıl aşacaklar, zamanla. Ama tabii ki durum bu kadar basit değil. Hill-Clarkson-Hood-Nance eklemeleri ilk maçlarda inanılmaz sonuçlar verse de Cavs dünyaya dönüyor. Öncelikle daha genç ve savunmacı olduklarından bahsediliyor ancak Clarkson ve Hood kötü savunmacılar. Hill ile Nance savunma olarak pozitif katkılar ama takımın idmanlarda bir araya gelip savunma stratejilerini ve hücum setlerini ayarlaması gerekiyor. LeBron James, playoff zamanı geldiğinde yine işe el atacaktır ve bana göre Finalin en büyük adayı onlar ama hangi oyuncu kritik zamanda Irving'in aldığı kilit açıcı sorumluluğunu alıp altından kalkabilir; daha önceki yıllardan kim katkısının üzerine çıkabilir, bunların çözülecek bir şeyi yok çünkü zaman gösterecek. Houston Rockets Geçtik Batı Konferansı'ndaki şampiyonluk adaylarımıza. Şu anda Batı'nın zirvesinde yer alan Houston Rockets ile başlıyoruz. İlk olarak artık şunu net şekilde söyleyelim: İnanılmaz şeyler sezonun geri kalanında cereyan etmezse James Harden, MVP ödülünü çok da hak ederek evine götürecek. Sakal'ın bu sene oynadığı oyunu anlatmaya gerek yok. Ligin sayı kralı, asist krallığında ikinci, her istatistikte harika sıralarda yer alıyor. Birebirde muhtemelen Kobe'den bu yana gelen en iyi skorer. Son olarak Wesley Johnson'a da yaptığı hareketle rakibinin adeta kariyerini bitirdi. Takımda sakatlıklarla istediği performansı bu sene tam olarak yakalayamayan Chris Paul de var ve bu büyük bir fark yaratıyor. Oyunları geçen sezona göre aynı tarzda devam ediyor ancak neredeyse her parça çok formda. Problemleri ne olabilir, tabii ki Golden State Warriors. Warriors'ı geçmek Houston ne kadar iyi oynarsa oynasın mümkün olmayabilir çünkü karşılarında yetenek tavanı onlardan dahi yukarıda olan bir rakip var. Paul ile Harden şu ana kadar normal sezonda top paylaşımı ve yönlendirme görevlerini son derece verimli şekilde paylaştılar. Playoff'larda bunu ne kadar devam ettirebilirler önemli bir soru işareti. Joe Johnson'ın takıma katılmasıyla ellerinde olmayan bir şey de eklendi: kendi skorunu yaratabilecek bir kanat oyuncusu. Houston'ın yapması gereken Warriors'a karşı oynanacak muhtemel bir Batı Finali öncesi görevleri tam olarak keskinleştirmek ve hata yapmadan oynamaya çalışmak. Golden State Warriors Şimdi buraya ne yazalım, ben de tam olarak bilmiyorum. Son 3 yılın Finalisti, son şampiyon, kaybettikleri Finalin ardından kadroya Kevin Durant'i ekleyen bir takım hakkında yazıyorum. Golden State sezona yavaş girip sonradan vites artırdı ancak bir ara Curry'nin korkulan bilek sakatlığı onların ritmine darbe vurdu. Kazansalar da ritimlerini kaybettiler. Bir daha birlikte oynayamaya başlarken bu sefer All-Star haftasonu öncesinde bazı konsantrasyon kayıpları yaşadılar. Koç Kerr'ün takımı kendine getirmek için molaları oyuncuların koçluk yaptığı bir ortam olarak kullanması da çok yazılıp çizildi. Golden State için tabii ki büyük problemler yok. Ancak sezon içinde de bazı dönemlerde 'laubalilik' olarak nitelendirilebilecek bazı mağlubiyetler aldılar. Playoff'da tabii ki kemerleri sıkacaklardır. Curry ile Durant'in ikili oyunlarını yine normal sezonda çok fazla kullanmayıp playoff'a sakladılar. Iguodala maalesef biraz yaşının da etkisiyle bu sezon bir adım geri atmış gibi duruyor ve onun gibi kenardan gelip sorun çözen bir oyuncunun ne kadar katkı verebileceği meçhul. Geçtiğimiz yıl Batı'da bu kadar güçlü bir rakipleri yoktu ama Rockets, çok kaliteli bir kadro ve makine gibi işleyen bir düzenle karşılarına gelecek. Warriors tabii ki avantajlı ama maç içinde normal sezonda olduğu gibi çok büyük gel gitler yaşamaları durumunda cezalandırılacakları çok net. Minnesota Timberwolves Onları birçok kişi bir şampiyonluk adayı olarak görmüyor olabilir ancak ben Minnesota'nın elinde bulundurduğu kadro ve oyun tarzının Warriors ve Rockets'a belli başlı senaryolarda çok büyük baş ağrıları yaşatabileceğini düşünüyorum. Kadrolarında zaten Jimmy Butler gibi bir manyak var aslında çok fazla şey anlatmama gerek yok. Şu anda sakat durumda ve ne zaman döneceği henüz belli değil ama playoff'larda en önemli oyuncuları tabii ki o olacak. Towns çok iyi bir sezon geçiriyor ancak Wiggins bir değil iki adım geri attı. Minnesota bir şekilde kazanmayı başarıyor, Thibodeau da ilk beşi 38-40 dakika civarında oyunda tutmayı sürdürüyor. Üçüncü sırayı alacaklar gibi. Onların en büyük problemi kadrolarında Wiggins ve Teague gibi iki istikrarsız oyuncu olması ve bu oyuncuların yerlerini dolduracak bench katkısını nereden alacaklarının meçhul durumu. Crawford sonunda yıllara yenilmiş ve kötü bir sezon geçiriyor gibi görünüyor. Savunma olarak potansiyellerinin altındalar bunun temel nedeni ise Butler ve Gibson gibi çok sert savunmacılara Wiggins-(özellikle) Towns gibi oyuncuların ayak uyduramaması. Bjelica, Teague, Crawford ve Tyus Jones gibi yan parçalar da bireysel olarak çok iyi savunmacılar değiller. Thibs'in 2010'ların başında ligi kasıp kavuran ICE ikili oyun savunmasına takımların çözüm bulması koçun da işini zorlaştırıyor. Yan parçalardan daha çok konsantrasyonla bu sorunu çözmeye çalışacaklar. San Antonio Spurs San Antonio'yu bu yazı bir hafta önce yazılsa zirve grubuna eklemezdim ancak Kawhi Leonard'ın meşhur sakatlığından sonunda döneceğine dair çıkan haberler onları direkt olarak bu potaya atıyor tabii ki de. Mart başında dönmesi bekleniyor ve playoff'lar öncesinde forma girmek için bir ayı aşkın bir zamanı olacak Leonard'ın. Ne kadar rahat hareket edebileceği falan soru işareti ancak bu sefer sağlıklı döneceğini var sayarsak Spurs yine ve yine çok tehlikeli bir takım olacaktır. Bu sezon özellikle Leonard yokken Aldridge'in sorumluluk aldığını ve Anderson ile Murray gibi iki genç parçanın da net olarak önemli rollere büründüğünü gördük. Onların en büyük problemi açıkçası kadro kalitesi. Leonard'ın dönüşü tabii ki bu noktada çok yardımcı olacak ancak Gasol, Parker, Ginobili gibi üç 'çok' yaşlı kurdun ne kadar daha benzini kaldığını açıkçası bilemiyorum. Green ve Mills de harika sezonlar geçirmiyorlar. Durum böyle olunca bir şekilde savunma üzerinden ileri gitme tehditi bir takım olacaklarını var saysak bile bu tehditin ne kadar gerçeğe dönüşeceği büyük bir soru işareti. Ben yine de Spurs'ü küçük görmenin çok büyük bir hata olacağını ve Leonard'ın sırtında Houston'a yapacakları disiplinli savunmayla güzel bir seri izleyebileceğimizi düşünüyorum. Leonard'ın sağlığı ile Green-Mills ikilisinin formu onların olumlu yönde çözmesi gereken sorunlar. Yaşlı kurtlar ise piyangoları olacaktır. Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!