Doğuş Özdemiroğlu: “Erdem Hoca ile Konuşmam Kararımı Etkiledi, Darüşşafaka’dan Ayrılırken İçim Rahattı”

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Bu yaz hem koç ekibinde hem de kadroda önemli değişiklikler yaşayan Anadolu Efes, yeniden Avrupa’nın zirvesine oynamak için iddialı bir kadro kurmuş durumda.

Bu süreçte başta Darius Thompson olmak üzere kadrosuna önemli takviyeler yapan Efes, yerli rotasyonu için de birbirinden önemli hamlelere imza attı. Doğuş Özdemiroğlu de yaz döneminin önemli transferlerinden biri oldu.

Son yıllarda Basketbol Süper Ligi’nin en değerli yerli oyuncularınının belki de başında gelen Doğuş, bu yaz altyapısından yetiştiği Darüşşafaka Lassa ile yollarını ayırdı. 27 yaşındaki oyun kurucu, en az iki sezon boyunca Anadolu Efes’in formasını terletecek.

Bu yaz Milli Takımda çok talihsiz bir sakatlık yaşayan ve diz ön çapraz bağları yırtılan Doğuş, tedavi ve rehabilitasyon sürecinin ardından yeni takımıyla çalışmalarına başlayabilecek.

Şu sıralar tedavi süreci devam eden Doğuş Özdemiroğlu, kulübünün düzenlediği medya gününde Eurohoops’un sorularını yanıtladı.

Eurohoops: Maalesef röportaja biraz tatsız başlayacağız ama Anadolu Efes’e transferinden sonra Milli Takımda çok talihsiz bir sakatlık yaşadın. Pozisyonun yaşandığı an sakatlığının ciddi olduğunu anlamış mıydın?

“Ben kariyerimde daha önce hiç böylesine ciddi bir sakatlık yaşamamıştım, sakatlık yüzünden maç kaçırdığım hiç olmamıştı. Pozisyon yaşandığında ilk olarak çok büyük bir acı hissettim, bir anda dizim gidip geldi gibi hissettim. Aslında kalktıktan sonra acayip bir ağrı hissetmedim, sonraki süreç çok kötü değildi benim için. MR’a girmeden önce çok umutluydum, dizimin iç yan bağlarında ufak bir esneme filan çıkar diye düşünüyordum. MR’dan çıkan sonuç benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu çünkü bu sonucu hiç beklemiyordum. Tabii daha önce hiç başıma gelmeyen bir şeydi, sonraki süreçte de bu durumla nasıl başa çıkabileceğimi ve sahalara en iyi şekilde nasıl geri dönebileceğimi araştırdım. Ayrıca daha önce bu sakatlığı yaşamış insanlarla da konuştum. Sonuçta sakatlıklar sporun bir parçası, asıl önemli olan bu sakatlığı atlatıp en iyi şekilde sahalara geri dönebilmek. Ben de şu an bunun için çabalıyorum.”

EH: Sakatlıktan geri dönüş ne zaman bekleniyor?

“7-8 ay gibi bir süreç bekleniyor ama bazıları beklenenden daha çabuk, bazıları ise beklenenden daha geç dönebiliyor. Şu an süre hakkında net bir şey söylemek çok anlamlı olmaz çünkü geri dönüş tarihi, tedavi sürecinin ilerleyişine göre belli olan bir şey. Yine de dizin tamamen yeterli hale gelmesi, iki dizin eşit kuvvette olması ve eski haline dönebilmesi için ortalama 7-8 ay gerektiğini söyleyebilirim.”

EH: Aslında sen Darüşşafaka için bir oyuncudan çok daha fazlasıydın. Darüşşafaka’da eğitim gördün, oranın altyapısından yetiştin ve orada Doğuş Özdemiroğlu oldun. Darüşşafaka’dan ayrılıp Anadolu Efes’e imza atmak senin için zor oldu mu?

“Elbette bu kararı vermek çok zordu çünkü söylediğin gibi ben Darüşşafaka’da doğdum, basketbol dahil her şeye orada başladım. Bu yüzden Darüşşafaka’dan ayrılmak benim için hiç kolay değildi ama artık kendimi yeni bir kulüpte göstermek istedim. Anadolu Efes gibi Avrupa’nın zirvesindeki bir takıma geldiğim için ayrılırken içimin rahat olduğunu söyleyebilirim. Darüşşafaka’da çok uzun yıllar oynadım, orada kupalar kazandım. EuroLeague’de ilk olarak Darüşşafaka formasıyla oynadım, yine de artık kendi konfor alanımdan çıkıp yeni bir meydan okumaya atılmak istedim. Bunu da Anadolu Efes gibi bir kulüpte yapmak istediğime karar verdim ve yeni bir süreç benim için başladı. Sahada başlamadı ama inşallah en kısa süre içerisinde başlayacak.”

EH: Selçuk Ernak’ın ayrılığı Darüşşafaka’dan ayrılma kararını almanda etkili oldu mu?

“Selçuk abi (Ernak), ben, Darüşşafaka kulübü… Orada aile gibi bir ortamımız vardı, Selçuk abinin gitmesi de elbette kararımı etkiledi. Yine de ben artık Darüşşafaka’daki konfor alanımdan çıkmaya ve yeni bir meydan okumaya hazır olduğumu hissediyordum, tabii bu süreçte Erdem Can’la konuşmam da kararımı etkiledi. Kısacası bu kararı almamda birden fazla faktörün etkili olduğunu söyleyebilirim.”

EH: Anadolu Efes dışında farklı bir takımdan teklif aldın mı? Özellikle EuroLeague takımlarından bahsediyorum.

“Hayır, almadım. Zaten Darüşşafaka ve Anadolu Efes dışında herhangi bir kulüple görüşmem olmadı, iki kulüp arasında bir tercih yapmam gerekiyordu.”

EH: Aslında sen son birkaç yıldır Basketbol Süper Ligi’nin en iyi 2-3 yerli oyuncusundan birisin, geçtiğimiz senelerde de EuroLeague’e geçiş yapabileceğin konuşuluyordu. Darüşşafaka’da en azından bir yıl daha kalmandaki ana faktör neydi?

“Benim hedefim hiçbir zaman EuroLeague sahnesine çıkıp orada yedek oturmak olmadı, senin de söylediğin gibi daha önce gidebilirdim ama kendimi iyice hazır hissettiğim ve herkesin beni kabul ettiği bir dönemde gitmek istedim. Bu geçişi yapmadan önce kendime ve basketbol kamuoyuna EuroLeague’de oynayabileceğimi ispatlamam gerekiyordu. Artık buna tamamen hazır olduğumu hissettiğim anda ayrıldım, bu yüzden tam anlamıyla olgunlaşmayı beklediğimi söyleyebilirim.”

EH: Az önce transfer olmadan önce koç Erdem Can’la konuştuğunu söylemiştin. Bu konuşmanın içeriği nasıldı?

“Takımda alacağım rolü, saha içi ve saha dışında neler olacağını konuştuk. Biraz önce sorumuştun ya ‘neden bu sene?’ diye, aslında Erdem abiyle konuştuğumda da artık aynı şeyleri düşündüğümüzü fark ettim. Benim kişisel hedeflerim, Erdem abinin hedefleri ve takımın hedefleri doğrultusunda bu takımda kendime yer edinebileceğimi hissettim. O yüzden Anadolu Efes ile sözleşme imzaladım.”

EH: Koç Erdem Can geçtiğimiz sezon Türk Telekom’da yerli oyunculara çok sık şans verdi, Erdem hocayla birlikte yükselişe geçen yerli oyuncuları gördük. Erdem Can gibi bir koçun buradaki varlığı Anadolu Efes’i seçmende ne kadar etkili oldu?

“Çok etkiliydi, aslında Erdem hocayla konuşmam bu kararı vermemdeki en büyük faktörlerden biriydi. Aslında ben oyuncuları Türk ve yabancı diye ayırmayı çok sevmiyorum, eşit muameleyi gördüğümüzü hissettiğim anda Türk olduğum için ekstra bir ayrıcalık asla beklemem. Ben sadece her oyuncunun eşit muamele gördüğünü hissetmek isterim, Erdem hocanın da benimle aynı düşüncede olduğunu gördüğüm için buraya geldim. Forma şansı için mücadele edip bunu hakkımla elde edebileceğim bir ortamın olması bu kararımda etkili oldu.”

EH: Darüşşafaka formasıyla son maçını geçtiğimiz sezon Anadolu Efes’e karşı çeyrek final serisinde oynadın. Son saniyelerde iki serbest atış kaçırdın, ardından Rodrigue Beaubois maçı kazandıran üçlüğü attı ve elendiniz. Bu durum seni etkiledi mi?

“Tabii ki etkiledi. Sonuçta Darüşşafaka formasıyla oynuyorum, zaten bu benim için hep ekstra bir motivasyon kaynağı oldu. Aslında o fauller bana geldiği zaman atacağımdan çok emindim ama o maç baştan sona benim için çok kötü geçti. İlkini kaçırdıktan sonra ikinciyi de kaçırırsam işlerin çok kötü olacağını hissetmiştim, kaçırdıktan sonra elbette çok üzüldüm. Bir Playoff maçında o faulleri kaçırmak ve üstüne üçlük yiyip maçı kaybetmek çok üzdü beni.”

EH: Bu yaz Milli Takımdaydın ama yaşadığın talihsiz sakatlıktan dolayı Olimpiyat Ön Elemeleri’nde forma giyemedin. Kısa rotasyonunun yetersizliği, Ön Eleme turunda Milli Takıma dair konuşulan başlıca konulardan bir tanesiydi. Maçları izlerken ‘keşke orada olsaydım, çok iyi işler yapabilirdim’ diye düşündüğün oldu mu?

“Tabii ki oldu, kamp döneminde o kadar idman yaptıktan sonra tam maçların başlayacağı zaman sakatlanmak üzücü oldu. Yine de Milli Takıma giden arkadaşlarım ellerinden gelenin en iyisini yaptılar, sonuçta kazanmayı en çok isteyenler yaz boyunca emek harcayıp çalışan oyuncular oluyorlar. Kim Türkiye Milli Takımı’yla Olimpiyat Oyunları’na katılmak istemez ki? Elbette o süreç biraz sancılıydı. ‘Devşirme oyuncular gelecek mi gelmeyecek mi?’ tartışmaları oldu, ondan sonraki süreç nasıl olacak o bir süre belirsizdi. Bu durum ister istemez oradaki oyuncuları da biraz etkilemiştir diye tahmin ediyorum. Elbette Ön Eleme turunda oynamayı çok isterdim ama takımdaki oyuncular da ellerinden gelenin en iyisini yaptılar, sonuçta kaybetmek de sporun bir parçası. Oraya giden oyunculara çok yüklenmemek lazım, onlar sonuç olarak bizim oyuncularımız. Sonuçta Milli Takım bu oyuncularla var oluyor, oyuncuların maksimum performansı verebilmeleri için en uygun ortamın sağlanması gerektiğini düşünüyorum.”

EH: Henüz idmanlara katılamıyorsun ama sonuç olarak Anadolu Efes kulübünün bir parçasısın. Senin gözlemlerine göre şu ana kadar işler nasıl gidiyor, yeni kurulan takımın potansiyelini nasıl görüyorsun?

“Kadro kalitesi olarak bence Avrupa’nın en iyi takımlarından biriyiz. Takımda birçok yıldız oyuncu var ama sonuçta yeni bir koç geldi, bu yaz takıma birçok yeni oyuncu eklendi. Bu nedenle adaptasyon sürecinin tamamlanması biraz zaman alacak, bu sürecin tamamlanmasıyla birlikte iyi oynayan, kazanan ve seyretmesi keyifli bir takımın ortaya çıkacağını düşünüyorum.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Related Post