Yeşilgiresun’un Genç Oyuncuları Okben ve Emircan Soruları Yanıtladı

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Yeşilgiresun Belediyespor’un genç oyuncuları Okben Ulubay ve Emircan Koşut, takımın The Green Park Kartepe Spor Köyü’ndeki kampında Beyaz Gölge ekibinden Murat Özyer’in sorularını yanıtladı.

Öncelikle sohbeti biraz ısıtmak için birbirinize sorular sormanızı isteyeceğim.

Okben Ulubay: Oynadığın pozisyonun ilerde 4 mü 5 mi olmasını istiyorsun? Hangi pozisyonda daha rahat ediyorsun?

Emircan Koşut: Şu anda güç eksikliğim olduğu için 4 numarada daha iyi hissediyorum. İlerde kilo alıp güçlenince iki pozisyonu da aynı rahatlıkta oynayacağımı düşünüyorum.

Emircan Koşut: Milli takımda yaşadığın en önemli şampiyonluk hangisi?

Okben Ulubay: Aslında benim için hepsi değerli ama bence en önemlisi Konya’da düzenlenen U18 Avrupa Şampiyonası’ydı çünkü burada kendi insanlarımızın önünde kupayı kaldırmak önemliydi.

Emircan Koşut: Şu ana kadar milli takımlarda oynamış olduğun oyuncular arasından bir en iyi beş çıkarsan kimleri seçersin?

Okben Ulubay: Tabii ki milli takıma seçilen her oyuncu belirli bir seviyede ama benim oynadığım en iyi beşi yapacak olursam; Kenan Sipahi, Furkan Korkmaz, Cedi Osman, Berk Demir ve Emircan Koşut. Benim beşim bu olurdu herhalde.

Sohbetimize şöyle başlayalım. Bu sezon ikiniz de Türkiye’de değişik bir projenin, Yeşil Giresun’un içerisindesiniz. Hazırlık maçları başladı. Burada da iki tane hazırlık maçı oynayacaksınız. Neden Yeşil Giresun, neden bu proje?

Emircan Koşut: Benim için çok önemli bir proje. Dört tane yabancı olacak ve İnanç Abi dışında takımın geri kalanı gençlerle dolu. Bu bizi hata yapsak bile oyunda tutacak bir şey. Diğer takımlarda ne kadar oynatmaya çalışsalar da bir iki hatada oyundan çıkıyorduk. Bu bizim kendimize güvenimizi azaltıyordu. Oyundayken hata yapmayalım stresindeydik. Burada daha rahatız. Koç da bize özgüveni veriyor. Bence bu sezon çok iyi geçecek ve insanların beklediği gibi düşme hattına yakın çok alt sıralarda olmayacağız. Playoffu zorlayacağız.

Güzel bir şey söyledin. Özet olarak burada olmanın en büyük sebebi aslında Süper Lig’de kendi dakikanı artırmak ve kendine güvenen bir organizasyonun içinde olmak.

Okben Ulubay: Emircan’la ben Efes’te oynarken çok süre alamıyorduk. O yüzden sürekli Pertevniyal’e gidip geliyorduk ama bu üst seviye için ilk seneden itibaren burada çok süre alıp özgüven kazanmak bence çok önemli çünkü her genç oyuncuda özgüven problemi var. Hata yapmamak için oyunda kalmaya çalışıyorlar ama bu daha çok hataya zorluyor. Burada bizim öyle bir derdimiz yok antrenörümüz bizle çok ilgileniyor ve olabildiğince fazla süre veriyor. Burası o yüzden üst seviye için ilk sene açısından çok güzel bir yer. Bize verilmiş bir hediye gibi. Biz eğer bu sene gençler olarak bu projeyi iyi sonuçlandırırsak alttan gelecek oyuncular için de işleri değiştirebileceğimizi düşünüyorum.

Diğer gençlere ve diğer kulüplere de cesaret verme şansınız olacak aslında.

Emircan Koşut: Bir şey eklemek istiyorum. Genç bir takım olduğumuz için teknik ekip gerçekten çok üzerimizde duruyor. İdmana ne zaman erken ya da geç gelsek bizim onları çağırmamızı beklemiyorlar. Kendileri gelip bizi yönlendiriyorlar. O yüzden iyi bir sene bizi bekliyor.

Aslında güzel bir konuya değindin. Sen bu sene Amerika’ya gittin. Bireysel gelişimin altını özellilkle genç oyuncular için çizerek gittin. Tam bu noktada niye Amerika’ya gittin ve orada ne yaptın? Kaç kilo aldın geldin, bu çok konuşuldu röportajından sonra. Bunlarla ilgili bize bir şeyler söyleyebilir misin?

Emircan Koşut: Öncelikle A Milli Takım’dan izin aldık. Orada olsaydım da çok oynayamayacaktım ve o yüzden sonraki senelerde milli takım forması giyebilmem için güçlenmem gerektiğini söyledim.  Oraya öncelikle draft için work-Okben Ulubayt’lara gittim. Los Angeles Lakers ve Orlando Magic’te antrenmanlara çıktıktan sonra Los Angeles’ta birçok NBA oyuncusunun gittiği bir tesiste yaz boyu idman yaptım. Minnesota Timberwolves’un şut koçuyla da çalıştım. Benim için çok iyi oldu. Oraya ilk gittiğim gün ve son günümde testler yaptılar. Zıplamam 6 cm civarında arttı. Dizlerim kalçamın kuvvetsizliğinden dolayı çok içeri kaçıyordu. Bu da bayağı azaldı. Dört kilo alıp geldim. Bu sezon da üstüne koyacağım kilo olarak.

Okben sen yazı nasıl geçirdin?

Okben Ulubay: Benim yazım U20 Milli Takımı ile geçti ve üçüncülük aldık. Bizim de uzun bir kamp sürecimiz oldu ama o bittikten sonra ben yaklaşık 3-4 gün İstanbul’da kalıp ara vermeden Sırbistan’a gittim. Orada özel idmanlar yaptık. Orada Metin Türen, Kenan Sipahi ve Furkan Korkmaz da bizimleydi. Ben orada sadece üç hafta kaldım ama o bile çok etkiledi. Kilo aldım ve fiziğim hemen gelişti. Böyle fırsatlar yakalandığı zaman kesinlikle gitmek lazım. Başka türlü sezon içinde ya da sezon sonunda milli takımlarda kendinizi geliştirmek çok zor oluyor.

Altı yabancılı bir sistem var. Altın jenerasyonlar diye de bir havuz var. Siz de orada emekleri olan oyuncularsınız. Hala da orada değerli arkadaşlarınız ve kardeşleriniz de var. Siz bir yolu yaşadınız ve kendinize de bir yön çizdiniz. Siz bir yoldan geçtiniz ve yol haritası çizdiniz. Genç millide, yıldız millide oynayan arkadaşlarınıza yaşadığınız tecrübelerden yola çakarak neleri aktarırsınız? Bunları yapmayın, bunları mutlaka yapın dediğiniz şeyler neler olur?

Emircan Koşut: Hata yapmaktan korkmamalarını söylerim. Çünkü ben A Takım’a çıktığım ilk iki yılda hata yapmaktan hatta oyuna girmekten korkuyordum. ‘Ya hata yaparsam’ endişesi oluyordu. Tabii ki bunun bana bir getirisi olmadı. Hata yapmaktan korkmadan hata yapsaydım da aynı şey olacaktı. Daha özgüvenli olacaktım. Onun dışında idmandan önce gelince çalışsınlar. Daha doğrusu bunları söylediklerim de benden bir iki yaş küçükler. O kadar şey gelmiyor da. Öylesine şut atmasınlar, maç oynar gibi ciddi çalışmaları yeterli olacaktır.

Okben Ulubay: Kafalarına bir şey koydularsa onun üzerine kesinlikle gitmeliler. Açıkçası ben öyle bir hata yaptım. Son iki üç senede biraz yolumdan saptım ama şimdi çocukluğumda kurduğum hayalimin üzerine yeniden gitmeye başladım. Bence hayallerinin üzerine gitsinler ve onu gerçekleştirmeye çalışsınlar.

Ağustos ayının sonunda Sapanca’da bir arama konferansı yapıldı. Bu konferansın ana başlığı da geleceğimizi gençlere emanet ederken onları bu sistemin içine nasıl çekeceğiz? Bir takım projeler konuşuldu ve orada yıldız milli takımdan bir tane oyuncu vardı. Genelde bu konuda oyuncuların pek fikri alınmadı. Ben sizin ara jenerasyon olarak, bu sistemin içine hamle yapan yaş grubundaki gençler olarak sizin fikirlerinizi duymak istiyorum?

Emircan Koşut: Bence kesinlikle U22 tarzı bir proje olmalı. Her kulübün de U22’ye kadar çıkaracağı bir takımı olmaz belki ama öyle bir organizasyonun düzenlenmesi iyi olur. Ben A Takım’a çıktığımda 17.5-18 yaşındaydım. Benim için gerçekten çok erkendi. Kuvvet olarak çok gerideydim. İdmanlarda bile çok yere düşüyordum. Bu moralimi de düşürüyordu. 17 yaş A Takım’a çıkmak için erken bir yaş oluyor. U20, U22 takımlarından oluşan bir lig tarzı organizasyon olmalı.

Okben Ulubay: Ben Sırbistan’ı örnek verebilirim. Orada birçok takım var ve orada da bizim gibi çok oyuncu var. Ancak onlar liglerinde 25-30 dakika süre alıyorlar ve takımlarında iki yabancı oluyor. Şu anda baktığımızda da hem oyuncuları başarılı hem de ülke olarak başarılılar. Bize de böyle bir şans verilirse sonuçta onlar başarıyorsa biz neden yapamayalım. Türklerin yabancıları geçmesi gerektiği, şanslarını kendilerinin yaratması gerektiği konuşuluyor. Sonuçta Sırbistan böyle bir ekol oluşturmuş. Bunu biz de yapabiliriz bence.

Emircan Koşut: O konuda da mesela Türkiye Ligi, o liglere baktığımızda Avrupa’nın en iyi birinci veya ikinci ligi olarak geçiyor. Önümüzdeki oyuncular, 27-30 yaşlarında kariyerinin zirvesindeki oyuncular. Bizden onların önünde  olmamızı bekliyorlar yani bunun için çalışıyoruz ama mesela maça gelince onların hata yapma lüksü oluyor ama biz hata yapınca suçlu gibi oluyoruz.

Bir de şöyle bir fikir var. 6 yabancılı ya da 5 yabancılı sistem devam etse sizin bu yaşa gelene kadar Avrupa’da oynamadığınız ülke kalmadı. Yenmediğiniz ülke de kalmadı. Acaba yabancılar da Avrupalı olsa ve siz onlarla rekabete girseniz. İki tane kıta dışı Amerikalı ve üç ya da dört tane Avrupalı olsa sizce rekabet şartları eşitleniyor mu? Bu konuda fikrinizi öğrenmek istiyorum.

Emircan Koşut: İspanya’daki sistemi söylüyorsunuz. Kesinlikle. Sonuçta Amerikalılar hem atletizm olarak hem de kuvvet olarak daha iyi. Kimse de gidip 20-21 yaşındaki Amerikalıları transfer etmiyor. Hepsi 27-28 veya 30 yaşlarındalar. Avrupalılar beyaz oldukları için diyeyim atletizmleri daha düşük. O yüzden daha kolay rekabet edebiliriz.

Okben Ulubay: Bence farketmez. Rekabet etmek istiyorsanız, kim olursa olsun rekabete girmemiz gerekiyor.

Related Post