by Eurohoops Team / info@eurohoops.net Anadolu Efes başantrenörü Ergin Ataman, beIN SPORTS Haber kanalında Şükran Albayrak'ın sunduğu Time Out programının konuğu oldu. Kariyeri ve gelecek hedefleriyle ilgili konuşan Ataman, "Verdiğim emeğin karşılığını almışım ve eğlenmişim. Bu sadece bir iş değil benim için. Severek yapıyorum, eğleniyorum, taraftarla bütünleşiyorum. Oyuncularımla zaman zaman arkadaş olup onlarla eğleniyorum. 2000 yılında kimse Final Four'un ne olduğunu bilmiyorken ben 35 yaşındayken Efes Pilsen'de Final Four oynadık. Eski madalyaları saklayan biri değilim. Hep önümüze bakmak istiyorum. Önümüzde playofflar var. Bir madalya daha istiyorum. Şampiyon olmak istiyorum. Kupalar anlamlı tabii ki ama hepsinde çok eğlendiğimi, zevk aldığımı söyleyeyim. Gittiğim birçok yerde bir ilki yaşadım. Siena'da ilk kez Avrupa'da para kazandım mesela. Her gittiğim yerde ilkleri yaşadım ve o heyecanı unutmam çok zor," şeklinde konuştu. 12 Dev Adam A Milli Takım'daki koçluk kariyeriyle ilgili de konuşan Ataman, "İçimde ukde kalan tek yer orası oldu. Ben öyle bir dönemde geldim ki Türk basketbolunda büyük bir değişim yaşandı. Efsane kadro emekli oldu ve yerine yeni bir kadro oluşturuldu. O geçiş dönemdeki ilk senemde dünya sekizincisi olduk. Ama bunu artırmak istiyordum. Madalya istiyordum ancak geçiş dönemlerinde bunu yapmak kolay değil. Sonra da bazı spekülasyonlar neticesinde bir tercih yapmamız gerekiyordu. Galatasaray'da kaldım. İnşallah ilk turnuvada milli takım o madalyayı alır," dedi. Kendisine gelen "Anadolu Efes koçu olduğunuz hâlde neden sürekli Galatasaray ya da Beşiktaş konuşuyorsunuz?" sorusuna verdiği yanıtı ise şöyle açıkladı Ataman: "Bu ülkede bir üç büyükler gerçeği var ve ben bu takımların ikisiyle çok iyi günler geçirdim. Örneğin Beşiktaş'ta Deron Williams'ı getirdik. Neredeyse Kobe Bryant'ı da getiriyorduk. Üç gün Kobe ile görüşüldü, son anda 'Lokavt bitecek, ben vazgeçtim' dedi. Yoksa o dönemde Kevin Durant, Kobe Bryant gibi isimlerle görüşmüştük. Biz Beşiktaş'ta lokavt döneminde bir ateş yaktık sonra Williams dönse de biz o ateşle sezonu üç kupa ile kapattık." Galatasaray'dan Ayrılık Galatasaray'dan ayrılığına da değinen Ataman, şunları söyledi: "Galatasaray'da geçirdiğim beş yıl boyunca 23 yıl sonra gelen Türkiye şampiyonluğu, EuroLeague'de sezonun tek çeyrek finali, daha sonra EuroCup şampiyonluğu gibi sevinçler yaşayıp Galatasaray'ı Avrupa'nın en önemli 10-12 takımı arasına soktuk. Bunu da 35-40 milyon dolarlık bütçe ile yapmadık. EuroLeague'de 11-12 milyon dolar bütçemiz vardı. EuroCup'ı da 6 milyon dolarlık bir bütçe ile kazandık. Tabii ki iki organizasyon arasında fark var ancak burada normal bir bütçe ile tarihi bir başarı kazanmak çok önemliydi. Nitekim aynı başarıyı bu sezon Darüşşafaka tekrarladı. EuroCup kazandığımız sene EuroLeague'den gelen 8 takım vardı. Biz o takımların arasından şampiyon olduk. Ben 50 yıllık Galatasaraylıyım. Galatasaraylıyım diyen herkes kadar Galatasaraylıyım. Beşiktaş ve milli takımdayken de bunu söyledim. Benim Galatasaray'da kişiler ile anlaşmazlığım oldu ve ayrıldım ama ayrılırken de sezon ortasında değil sezon sonunda ayrıldık. Konu benimle ilgili değildi, basketbola bakış açısıyla ilgiliydi. Basketbol kulübe yük gibi görülmeye başlamıştı ve bu benim kabul edebileceğim bir durum değildi. Benim o anlayışı kabul etmeyeceğimi bildikleri için beni oradan kopardılar. Mayıs'ta seçim var ve sanırım herkes hatasını anlamıştır ve basketbola farklı bir bakış açısıyla bakacaklardır. Bana başkanlık kontenjanından Dursun Özbek, genel kurul üyesi unvanını verdi. Bunu en iyi şekilde yerine getirmek istiyorum. Yeri geldiğinde yönetici, yeri geldiğinde başkan olarak üzerime düşeni yapmak istiyorum." Galatasaray'da nelerin değişmesi gerektiği ile ilgili konuşan Ataman: "Bir bütünlük gerekiyor. Sadece yönetim değil dışarıdaki insanlar da Galatasaray'ı sahiplenmeli. Diğer kulüplerdeki gibi bir bütünlük olmalı. Sadece başkan ve vizyon getiremeyen yöneticiler değil herkesin destek verdiği bir oluşum ile güçlü bir yönetim gerekiyor. En başarılı olduğumuz dönemde bile Galatasaray takımı sahipsiz bırakıldı. Bir sene önce başarılı olan takımdan sonra ertesi sezon takımın yarısı verilen sözler tutulmayınca bırakıp gitmiş. Başarı varken herkes pay çıkarmayı biliyor. Futbol için de aynısı geçerli. Çok şükür Fatih hoca geldi ve Galatasaray takımı onun arkasında güçlü bir takım oldu. Igor Tudor zamanında herkes birbiriyle çelişki içindeydi. Ama şimdi Fatih hoca geldi ve onun baskın karakteri sayesinde Galatasaray bugün şampiyonluğa yürüyor. O olmasa Galatasaray bugün dördüncü beşinci olurdu. Mayıs ayında inşallah Galatasaray'ı sahiplenen bir yönetim olur." Aydın Örs Aydın Örs'ün yardımcılığını yaptığı döneme değinen Ataman, şöyle konuştu: "Türk basketbolunun devrimi Aydın Örs'ün başa gelmesiyle başladı. Ondan önce de Efes önemli bir takımdı ancak özellikle Avrupa'daki başarılar geldi. Bu devrim de Aydın Hoca'nın kendi yetiştirdiği öğrenciler ile yaşandı. Orası bizim için bir ekoldü. Çok önemli isimler yetişti oradan. Basketbol eğitimimin %90'ını orada aldım ben de. Sadece Türk basketbolunda değil Avrupa basketbolunda yer yapmış önemli dört antrenör vardı Efes'te." Anadolu Efes'in Sezonu Anadolu Efes'in bu sezon durumuna değinen Ataman, "Kabus bitti. Çünkü EuroLeague bu sezon bizim için kabus oldu. Kötü başlayan sezonu bir türlü çeviremedik. Geldiğimin üçüncü günü Olympiakos maçını son 1 dakikada kaybettik. O bir kırılma noktası oldu. Geldiğimde takım son sıradaydı, oradan başımızı yukarıya kaldıramadık. Taşların yerine oturmaması, kadro uyumunun bir türlü sağlanamaması Efes'in bu sezon başarısını tekrarlayamamasına neden oldu. Anadolu Efes için tabii ki Türkiye şampiyonaları çok önemli ancak EuroLeague daha önemli ve önümüzdeki sezon taraftarlarımız Efes kalitesi izleyeceklerine emin olsunlar. Bu sene hepimiz eksikleri gördük. EuroLeague'de uzun yıllardır koçluk yapıyorum ve başarıya gidecek yol için ciddi ve doğru bir kadroya ihtiyaç var. Bunu kurmaya çalışacağız. Efes Avrupa'da bir ekol ve bu durumda olması mümkün değil. En önemli görevimiz bunu düzeltmek olacak," dedi. Kazanılan Uşak maçı sonrası "Böyle devam ederse taş taş üstünde kalmaz" şeklindeki açıklamasıyla ilgili de konuşan deneyimli çalıştırıcı, "Uşak maçı kaybettiğimiz bir maç değil ve biz faturayı kayıp bir maçtan sonra oyunculara çıkarmadık. EuroLeague'deki son maçlarımızdan birinde iki takımın da iddiası yokken Barcelona geldi, çok iyi oynayıp bizi yendi. Bizim takımda ise o maçta EuroLeague'de sezonun bitmesiyle bir vurdumduymazlık hissettim. İddialı olduğumuz ligde de bunu hissedince bir tedbir almamız gerektiğini düşündüm. Maçlar kazanılır kaybedilir ancak Efes gibi büyük bir takımın formasını giyiyorsanız sahaya çıkıp mücadele etmek zorundasınız. Onlar sizi her zaman galibiyete taşımasa da yapmalısınız bunu. Ben takımda Türkiye Kupası'nı kazanıp sezonun bittiğinin düşünüldüğünü gördüm ama bu kabul edilemez. Türkiye şampiyonluğu istiyoruz ancak karşımızda çok iyi rakipler var. Bundan 10 sene önce Efes çıkınca kazanırdı ancak artık bizden daha iyi bütçeyle mücadele eden rakibimiz var. Eskiden çok daha önemli oyuncular transfer ediliyordu ancak artık daha mütevazı bütçelerle oyuncu transfer ediliyor. Eskiden Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş iddialı değildi. Efes ve Ülkerspor vardı. Ancak bu takımların devreye girmesiyle eski seyirci desteği de kalmadı. TOFAŞ tekrar büyüdü, Bandırma'da Banvit iyi işler yapıyor. Yabancı sayısı da arttı. Efes altyapıdan gelen oyuncularıyla ligi domine ediyordu eskiden. Şimdi o yabancılar iyi oynarsa maçı kaybediyorsunuz. Giresun'da öyle bir maç kaybettik. Yabancı oyuncuları neredeyse 40 dakika oynayıp bizi yendiler. Ligde böyle sonuçlar çıkabiliyor. EuroLeague de eskiye göre çok zorlu. EuroLeague'de 16 takımın sadece oyuncu bütçesi ortalaması 12 milyon euro. Bunun altında kalan tek takım da Zalgiris Kaunas. Biz de Anadolu Efes olarak 7.5-8 milyon euro ile bunu yapmaya çalıştık ama olmadı. Litvanya'da, Sırbistan'da basketbolun bu kadar ekol olduğu ve yerli oyuncuların o takımlarda iyi işler yaptığı takımlar var. Türkiye'de yerli oyuncuları o kaliteye getiremiyoruz. Fenerbahçe mesela 4 yıldır Final Four yapıyor ancak yerli oyunculara baktığınız zaman yok." ifadelerini kullandı. Yerli oyuncuların aldıkları sürelerle ilgili: "En azından Türkiye Ligi'nde yerli oyuncuları oynatacak bir formül bulmamız lazım. Bir anda yabancı sayısı arttı. Anadolu takımlarımızın çoğunda da istatistiklerin %95'ini yabancı oyuncular yapıyor. Türk oyuncular yer doldurmak için oynuyor." Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!