Errick McCollum: “Fenerbahçe Formasını Giymek Büyük Sorumluluk”

Mayıs ayının sonunda Fenerbahçe, Fransa temsilcisi Monaco’yu finalde mağlup ederek EuroLeague şampiyonluğunu ilan etti.

Panathinaikos karşısında oynanan yarı finalde kazanılan zafer, sarı-lacivertlilerin kupaya giden yolunu açarken Errick McCollum bu maçta olağanüstü oynadı. Amerikalı basketbolcu, Sportal’a verdiği röportajda Avrupa şampiyonluğu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

EuroLeague’i kazandıktan sonra nasıl hissediyorsun? Her şey yerine oturdu mu?

“Kendimi iyi hissediyorum. Hâlâ biraz gerçeküstü geliyor ve her şeyi tam olarak sindiremedim, çünkü hemen ardından Türkiye Ligi’ne devam ettik. Ama kutlamak için en azından bir günümüz oldu. Geçit töreni çılgıncaydı. İstanbul’da bizi bekleyen çok fazla insan vardı.”

Böyle bir şey bekliyor muydun?

“Nasıl olacağını tam bilmiyordum. Geçmişten bazı görüntüler izlemiştim, sokaklarda kaç kişinin olduğunu, o enerjiyi görmüştüm… ama orada olduğunuzda, his tamamen başka. Gerçekten bize destek verdiler, sevgi gösterdiler. Sezon boyunca bedeninden, zihninden, zamanından, ailenden feragat ediyorsun ve sonra insanların bunu ne kadar takdir ettiğini görmek çok güzel. Kupayı biz kazandık ama onların gözünde bunun ne kadar önemli olduğunu gösterdiler. Bu bir lütuf ve hep hatırlayacağım bir şey. Sokaklar gerçekten çılgındı. Katıldığım en iyi geçit töreniydi.”

Fenerbahçe’nin sadece Türkiye’de değil, dünya çapında yaklaşık 20 milyon taraftarı var. Böyle büyük bir kulüpte oynarken, sosyal medyada sürekli “EuroLeague’i kazanın” gibi mesajlar almak baskı yaratıyor mu?

“Hayır, asla baskı hissetmedim çünkü uzun süredir oynuyorum. Farklı birçok durum yaşadım. Her zaman iyi hazırlanırım — ister video izlemek, rakibi ve antrenörün planını anlamak olsun, ister saha çalışmaları, şut atışları, maç simülasyonları… Hazırsan endişene gerek kalmaz. Bazen heyecanlanırsın, sabırsızlanırsın ama kazanma arzusu hep vardır. İşler yolunda gitmese bile insanların seni desteklediğini bilmek ekstra enerji verir. Sadece kendin ve takım için değil, milyonlarca taraftar için oynadığını bilmek seni motive eder. Ben bunu olumluya çevirmeye çalışıyorum. Genç oyuncular için zorlayıcı olabilir ama Fenerbahçe formasını giymek büyük bir sorumluluk. Zaten kendine yüksek beklentiler koyuyorsan, bu seni baskılamaz.”

Bu da beni şu soruya getiriyor: Panathinaikos’a karşı oynanan yarı finalde, sahadaki en sakin isim sendin. Maçı 13 kritik sayıyla tamamladın. Bir veteran olarak bu sakinliğin genç oyunculara da sirayet ediyor mu?

“Bence evet. Hangi spor veya iş kolu olursa olsun, biri sakin olduğunda bu diğerlerini de etkiler. Uçakta olduğunuzu düşün. Eğer kabin görevlileri sakinse, sen de sakinsindir; ama onlar panik yaparsa, sen de gerilirsin. Ben de olaya böyle bakıyorum. Bir veteran sakinse, takım da sakin kalır. Eğer ben gergin olursam, bu olumsuz bir etki yaratır. Takımımızda lider özelliği olan birçok oyuncu var, herkes sahneye çıkabilir. Ama ben her zaman sakin kalmak, doğru kararlar almak zorundayım. Bu bana doğal geliyor çünkü ben zaten yapım gereği sakin ve iyimser biriyim.”