Ertuğrul Erdoğan: “Galatasaray’da İkincilik Başarısızlıktır”

By Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Galatasaray Odeabank koçu Ertuğrul Erdoğan, sarı kırmızılıların resmi dergisine bir röportaj verdi.

Emin Arma Kaynar’ın sorularını yanıtlayan Ertuğrul Erdoğan’ın röportajından öne çıkan ifadeler şu şekildeydi:

“En büyük keyfim ailemle geçirdiğim zaman”

“Ben saha dışında boş olan bütün zamanımı ailemle geçiririm. En büyük keyfim ailemle evimde geçirdiğim zaman. Ancak basketbol dışında da fazla boş zamanım olmuyor. Basketbol benim en büyük hobim. Maç izlemeyi, basketbol üzerine bir şeyler okumayı veya internet üzerinden basketbol ile alakalı yayınları takip etmeyi çok seviyorum. Bunlar dışında bahçeyle uğraşmayı seviyorum. Ufak bir hobi bahçem var orada zaman harcamak beni çok rahatlatıyor. Netflix çıktıktan sonra eskisi kadar gidemiyorum ama fırsat buldukça sinemaya gitmeyi severim. Bu temponun içinde zaman ayırmak maalesef çok kolay olmuyor. Sezon içerisinde basketbol dışında fazla boş zamanım olmuyor ancak o boş zamanlarımı da evde geçirmeyi seviyorum.”

Bu camianın beni böyle bir göreve layık görmesi benim için onu verici bir olay”

“Şu anda üç büyükler olarak tabir ettiğimiz kulüplerden birinin basketbol şubesinin en önemli takımının başında görev almak benim için ve kariyerim açısından çok önemli bir şey. Bu camianın beni böyle bir göreve layık görmesi benim için onur verici bir olay. Dediğim gibi bu koltuk çok kolay alınacak bir koltuk değil. Bu bir taraftan da büyük bir sorumluluk. Şöyle düşünün ben Galatasaray’ın antrenörü olduktan sonra benim Galatasaraylı arkadaşlarım daha bir Galatasaraylı oldular. Eskisine göre daha çok maçlara gelmeye başladılar, daha çok takip etmeye başladılar. Eskiden futbola daha çok önem veriyorlardı. Şimdi basketbolu da takip etmeye maçlara gelmeye başladılar. Galatasaray baş antrenörü olmak hayatımda birçok şeyi değiştirdi diyebilirim.”

“Daha genç, hedefi olan, paradan ziyade oynamaya ve dakika almaya aç oyunculara yöneldik”

“Çok sağlıklı bir transfer dönemi geçirdiğimizi söyleyemem. Ben o süreci mümkün olduğu kadar açıklıkla anlatmak isterim. Biz de durum böyle olunca ilk olarak bizimle çalışmak isteyen menajerlere yöneldik. İkinci olarak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ortada. Çeşitli ödemelerde sıkıntılar yaşayabileceğimizi düşünerek biraz daha genç, hedefi olan, paradan ziyade oynamaya ve dakikaya almaya aç oyunculara yöneldik. Bunu da belirli ölçüde başardık. Belki ben haziranda transfere başlasam daha farklı oyuncuları getirebilirdim. Bu her takımın kurduğu kadrolarda görülen bir durum. İşin doğasında bu var. Biz bu şekilde kadroyu kurarken de belirli riskler bu stratejiyle beraber geldi. Öncelikle gençliğin de getirdiği bir tecrübe sıkıntısı yaşıyoruz.”

“İskelet bir yapı oluşturup her sene bu iskeletin üzerine koyarak devam etmemiz gerekiyor”

“Bence istikrar her şeyden daha önemli. Her sene koç ve kadro değiştirmek sadece Galatasaray özelinde değil Türk basketbolunun genelinde görülen bir problem. Galatasaray taraftarları da iyi hatırlayacaktır, kadro yapısı bozulmayan Galatasaray takımı EuroCup şampiyonluğu yaşadı. Mali problemler o dönemde de vardı. Bunlar yeni yaşanan olaylar değil. Bizim elimizde 11 tane yeni oyuncu var. Bunların iki tanesi Avrupa basketbolunu hiç bilmiyor. Normal şartlarda kas hafızasına yerleşmiş olması gereken yardım savunmalarını biz haftalardır çalışıyoruz. Dolayısıyla öncelikle bizim sağlamamız gereken unsur istikrar. İskelet bir yapı oluşturup her sene bu iskeletin üzerine koyarak devam etmemiz gerekiyor. Bu öncelikle bir sabır işidir. Çok uzun vadede bu sabrı gösterebilir miyiz? İşin doğrusu ben o kadar da romantik bir insan değilim.”

“Demek ki bir beklenti yaratmışız”

“Zach Auguste klasik bir 5 numara değil, Tai Webster ve Jaka Klobucar tam anlamıyla 1 numara değiller. Nigel Hayes net bir 4 numara değil. Bu oyuncuların hepsi combo olarak tarif edilen oyuncular. Hem kadro kurduğumuz dönemdeki zorluklar hem de yabancı sınırının 5’e düşmesi bizim bu tercihleri yapmamıza sebep oldu. Benim sözleşme imzaladığım dönemde Erol Can Çinko, Can Korkmaz ve Emir Gökalp ile zaten anlaşılmıştı. Biz Ayberk Olmaz ve Caner’i kadroya dahil ettik. Göksenin ve Ege geçen sene de kadroda bulunuyordu. Böyle bir yapının içinde kimyayı oluşturmak da çok kolay değil. Hem transferlerle alakalı zorluklar yaşayacaksınız hem var olan yerli rotasyonuna eldeki şartlarla ekleme yapacaksınız. Dolayısıyla çok da kolay olmayan bir süreç. Fikstürümüz de çok kolay değildi. Şu an takım olarak çok eleştiriliyoruz. Bunu ben bir taraftan pozitif de görüyorum. Bundan 1.5 ay öncesine kadar bana “sahaya çıkabilecek miyiz?” diye mesaj atan taraftar gruplarından şu anda bu eleştirileri alıyoruz. Demek ki bir beklenti yaratmışız. Bunu da doğal karşılıyorum, Galatasaray Kulübü’nde tabii ki bir beklenti olacak. Ancak bu beklentinin karşılığı da sezonun başında bütün maçları kazanarak olmaz.“

“Her maçı kazanmak için oynuyoruz ve mümkün olduğu kadar çok maç kazanmak istiyoruz”

“Eğer bana da büyük bir bütçe verirseniz ben de EuroCup ile alakalı bir şampiyonluk beklentisini ortaya koyarım. O yüzden ne hedeflediğimizi bilmemiz lazım diyorum. Ben koç olarak EuroCup’ta finale kadar gitmeyi istemez miyim? Bu benim ve kariyerim için de çok önemli bir başarı olur. Ancak realite beni şu an maç maç düşünmeye itiyor. Hedefsiz takım olmaz. Bu takıma gerçekçi olmayan hedefler koyup psikolojik olarak kaybetmek çok kolay. Bizim gerçekçi hedefimiz şu: Biz her maçı kazanmak için oynuyoruz ve mümkün olduğu kadar çok maç kazanmak istiyoruz. Gidebildiğimiz kadar da ileriye gitmek istiyoruz. Yalnız eleştirirken, bu takımın nerede hangi şartlarla başladığını ve ne hedeflediğini unutmamak lazım. Galatasaray Kulübü’nde ikincilik başarısızlıktır. Ancak şampiyonluğa giden yolu ve içinde bulunulan şartları iyi analiz etmek lazım. “

“Bu çocuklar her anlamda heyecan veren bir basketbol oynuyor”

“Burada gerçekten işler iyi gitsin diye herkes çok çalışıyor. Durumumuz kusursuz değil bunun farkındayız. Maça gelen seyirciler bile sıkıntılarımız olduğunu görüyor. Fakat günün sonunda bu çocukların bir potansiyeli var ve biz bu şekilde bir risk aldık. Potansiyel, yetenek normal şartlar altında sizi şampiyon yapmaz. Bunların yanına tecrübeyi de ekleyebilirseniz şampiyon olursunuz. Bu sene geçen seneden daha iyiye gidecek ve bir sonraki sene için de iyi bir ışık verecek bir yapılanma senesi. Bu noktada ben taraftardan kredi istiyorum. Günün sonunda işler burada iyi gittiği zaman taraftarın bunda çok büyük rolü olacak. Brescia maçından sonra da ‘bizim için belirleyici faktör bugün taraftar oldu’ demiştim. Gerçekten o gün biz geriye düştüğümüzde harika bir enerji ortaya koydular. Bu enerji de sahaya yansıdı. Biz Galatasaray kulübü ve Galatasaray Basketbol Takımı olarak bu enerjiyi sahada göremezsek bizim seyircisi olmayan takımlardan bir farkımız kalmayacak. Bu çocuklar her anlamda heyecan veren bir basketbol oynuyorlar. Bu kadar iniş çıkışlı bir takım var ortada. Kimse rahat maç izleyemiyor bunun da farkındayım. Kimse ne olacağını kestiremiyor çünkü maçı izlerken. Aynı maçın içerisinde üç kere geri düşüp üç kere öne geçtiğimiz oluyor. Tekrarlamam gerekirse bizim şu anda en büyük eksiğimiz galibiyet. Galibiyetler bizim çocuklarımızın psikolojisini ve özgüvenini yükseltecektir. Hazırlık maçları beklentiyi yükseltti farkındayım ama önemli olan sezon sonundaki durumumuz. Dolayısıyla ben taraftarlardan bu takıma açtıkları krediyi biraz daha arttırmasını ve takımımızı yalnız bırakmamalarını istiyorum. Benim en büyük isteğim bu.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Related Post