By M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Doğuş‘un İtalyan yıldızı Gigi Datome, EuroLeague’in Cool EuroLeague isimli programına konuk oldu. Ayrıca aynı programda, geçtiğimiz haftalarda Barcelona deplasmanında galip gelen temsilcimizin oyuncularından Sinan Güler ve Wanamaker ile de küçük bir röportaj yapıldı.
Wanamaker ve Sinan Güler’e EuroLeague maçlarında yaşadığı en büyük zorluğun taraftarların bağırması mı yoksa molalarda çalan Despacito isimli şarkı mı olduğu soruldu ve Güler, “O şarkıyı dinlemiyorum açıkçası. O yüzden taraftarların bağırması biraz daha önemli,” şeklinde yanıt verdi.
Wanamaker ise aynı soruya, “Maçın çoğunda oyuna odaklanmış oluyorum ama bazen sahada olmadığımda şarkı duyunca kafamı sallıyorum, ritmik hareketler yapıyorum,” cevabını verdi.
Daha sonra ikiliye “Oyundayken hep odaklanıyor musun yoksa ‘Acaba ocağı kapattım mı?’ ya da ‘Arabamı kilitledim mi?’ gibi düşünceler aklına geliyor mu?” şeklinde bir soru yöneltildi.
Sinan Güler bu soruya, “Çoğu zaman oyuna konsantreyim,” cevabını verdi. Wanamaker ise, “Ben çok iyi bir aşçı değilim. Ocakla çok ilgilenmiyorum o yüzden. Maça konsantreyim,” dedi.
Aynı soru James Nunnally‘ye de yöneltildi ve Amerikalı guard, “Oyunumu oynuyorum. Komik giyinen biri olmadıkça sorun yok,” yanıtını verdi.
Ardından takımın yıldızlarına Fenerbahçe Doğuş oyuncularının bir WhatsApp grubu olup olmadığı soruldu. Sinan Güler, kendisine yöneltilen “Her gün komik görseller atıp rahatsız eden biri var mı? Takım arkadaşlarından herhangi birini sessize aldın mı?” şeklindeki sorulara, “Ben direkt grubu sessize aldım. Maç programı dışında çok baktığım yok,” yanıtını verdi.
Wanamaker ise aynı soruya, “Henüz beni rahatsız eden kimse yok. Sezonun başları, şu an her şey çok iyi,” dedi.
Nunnally‘nin yanıtı ise çok daha net oldu: “Nicolo Melli… Saçma sapan şeyler gönderiyor.”
Daha sonrasında ise Gigi Datome‘nin konuk olduğu kısımda İtalyan yıldız ile yapılan röportajdan satır başları şu şekilde:
– Montebelluna’lı mısın?
– Orada doğdum ama Sardinya’da büyüdüm. Orayı hep özlüyorum.
– Çok seyahat ediyorsun. Roma, Siena, Boston, Detroit, İstanbul… En sevdiğin bir tanesi var mı?
– Kalbimin bir parçası Roma’da kaldı. Muhteşem bir şehir, çok güzel anılarım var. Boston’ı çok seviyorum, çok güzeldi. Detroit çok soğuktu. İstanbul da muhteşem ve eşsiz bir şehir tabii ki.
– Fenerbahçe EuroLeague şampiyonu olursa saçını kestirmeye söz vermiştin değil mi?
– Evet, berber Pero ile iddiaya girdik. Geçtiğimiz sezon Aralık ayının sonlarında çok da iyi oynamıyorduk açıkçası. EuroLeague şampiyonluğu da çok uzak gözüküyordu. Pero geldi, şampiyon olursak saçlarını kesiyor muyuz dedi. Ben de tamam dedim ama bir şey söyler unutursunuz. Ben unuttum, Pero unutmadı. Saçımın tam kesildiği sırada çok eğlenmiyordum çünkü acıyordu. Adam saçı kesmeye değil çekmeye çalışıyordu sanki. Bir iddiaya girdik. Ben de sözümün eri bir adamım. Sözümü tuttum.
– Basketbolu bırakıp bir berber dükkanı açmayı düşündünüz mü?
– Böyle bir seçenek var, olabilir.
– Basketbolcu olmasan ne olurdun Gigi?
– Bilmiyorum, basketbol hayatımın büyük bir parçası. Ama çocuklarla aram iyi. Belki çocuklar için basketbol koçu olurdum. Belki bir öğretmen… Bilmiyorum ama şu kesin, çocuklarla birlikteyken çok rahat oluyorum ve eğleniyorum. Çocuklarla ilgili bir şey olabilirdi.