By Eurohoops Team / info@eurohoops.net
2010 yazı NBA için çok hareketli bir dönemdi. LeBron James ve Chris Bosh serbest kalmışlardı ve yeni bir büyük üçlünün parçası olabilmek adına bir takım arıyorlardı.
Onlarla ilgilenen ekipler arasında New York Knicks, Miami Heat ve Chicago Bulls fazlasıyla ön plana çıkıyordu. Derrick Rose’un önderlik ettiği Bulls da bu ikili için ilgi çekici bir lokasyondu.
Chicago’nun o dönemki yıldız oyuncusu o zamanlarda bu isimlerin kadroya katılması sürecine hiçbir şekilde müdahil olmadığını belirtti. Otobiyografisinde Rose o dönem yaşananları şöyle anlattı:
„LeBron’ı Chicago’ya gelmeye ikna etme toplantısında ben de vardım. Bir gün antrenmandan sonra ligdeki herkesin duyduğu gibi biz de Bron ile Chris Bosh ve tüm ekibin o meşhur ‚banana boat‘ olayı sonrası beraber bir takıma gitmek istediklerini duyduk.
Genel menajerimiz Gar Forman, yönetimden birkaç kişiyle beraber gelip Chris Bosh, D-Wade ve Bron için bir video kaydetmek istediklerini söyledi. Karşı çıkmadım. Çektik videoyu. Bron ve diğerlerinin videoyu gördüğüne eminim. Sonra benim onları takıma getirmeye istekli olmadığım dedikodusu çıktı. Onu getirmeye çalıştığımı söylemek zorunda mıydım?
Bunu demeye çalışıyorum. Her halükarda kaybedecektim. Takım arkadaşlarıma olan saygımdan ötürü bu insanları takıma getirmeye çalıştığımı rahat rahat söyleyemem. Oyuncular bunu yapmak zorunda mı? Bana doğru gelmiyor. Derrick’in onları ikna etmek istemediği dedikodusunu görünce ortağım olarak Bulls’un çıkıp bunu yaptığımı söylemesi gerekiyor diye düşündüm. Yani ‚Sorun yok, hallettik. O da sorun etmedi‘ demelerini bekledim ama demediler.“
Rose o sezonun sonunda tarihin en genç MVP’si olurken LeBron ve Miami Heat ile 2011 Doğu Konferansı Finalleri’nde karşılaştı. Mağlup olan taraftaydı.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!