By Aris Barkas/ barkas@eurohoops.net
Rio Olimpiyat Oyunları ve gerçek anlamda bir dönemin sonu olduğu ortada olan bir basketbol şampiyonasının ardından, herkes Olimpiyatlar’ın ne kadar başarılı olduğuna karar vermeye çalışıyor. Saha içindeki oyun kalitesi ve organizasyonun lojistiği açısından tartışma her türlü görüşe açık ve göreceli olsa da herkesin ortak görüşü her açıdan daha iyisinin mümkün olduğu yönünde. Diğer yandan, tüm bu tartışmalara rağmen oyunların en önemli gelişmelerinden biri neredeyse hiç konuşulmuyor.
Avrupa Olimpiyat Komiteleri Başkanı Patrick Hickey, tutuklanmasının ardından üç ayrı suçtan yargılanıyor: karaborsa bilet satışı yapmak, suç örgütü kurmak ve kaçakçılık. Bu suçlamalar ve yargı süreci İrlanda ve Birleşik Krallık dışında neredeyse hiçbir ülkenin dikkatini çekmedi. Hem de tutuklama anının videosu bulunmasına rağmen. Skandal üzerine prestijli İngiliz gazetesi The Guardian, Hickey’nin Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nde (IOC) yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya olan tek üst düzey yetkili olmadığına da dikkat çekti. Ancak Hickey şimdilik Avrupa basketboluyla direkt bağlantıları bulunan tek zanlı konumunda.
Akıllardan çıkmış olabilir fakat Patrick Hickey FIBA’nın milli takımlara vermeyi planladığı ancak sonradan vazgeçtiği cezaları açıkça destekleyen isimler arasındaydı. Daha net olmak gerekirse cezayı böylesine açık şekilde destekleyen tek IOC üyesiydi. Tabii ki bu bağlantı büyük resme bakıldığında çok bir şey ifade etmiyor ve Hickey’in yaptıklarının bir şekilde FIBA’yla bağlantılı olduğunu anlamına da gelmiyor. Ancak kağıt üstünde ana amacı sportif idealleri temsil etmek ve yükseltmek olarak gözüken organizasyon ve komitelerin sporun para boyutuyla ne kadar içli dışlı olduğunu da hatırlatıyor. Ve en kötü ihtimali akla getiriyor: Sportif ideallerin yalnızca para kazanmak için kullandığı ihtimalini…