Ragıp Berke Atar: “Marc Gasol’u Örnek Alıyorum”

2017-08-09T15:27:01+00:00 2017-08-09T15:27:01+00:00.

Utkan Sahin

09/Ağu/17 15:27

Eurohoops.net

Banvit alt yapısından yetişen ve Türk basketbolunun son dönemde yetiştirdiği en önemli yeteneklerden biri olan Ragıp Berke Atar, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Türkiye’de 1995-1996 jenerasyonun başlattığı heyecanı şu aralar 1999 jenerasyonu devam ettiriyor.

2015’te Kaunas’ta U-15 Avrupa Şampiyonası’nda bronz madalya kazanan 1999 jenerasyonu, geçen sene ise U-17 Dünya Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanmayı başardı.

Geçtiğimiz hafta sona eren U-18 Avrupa Şampiyonası’nda da başarılı bir performans sergileyen 1999 jenerasyonu yarı finale kadar yenilgisiz gelse de yarı final ve üçüncülük maçlarında küçük hatalarla maçları kaybedince turnuvayı dördüncü tamamladı.

1999 jenerasyonunda Onuralp Bitim, Yiğitcan Saybir, Erkin Şenel ve Şehmus Hazer gibi birçok önemli genç oyuncu bulunsa da son dönemde jenerasyonun öne çıkan oyuncusu Ragıp Berke Atar oldu.

Banvit altyapısında yetişen Ragıp Berke Atar, son iki yılda gösterdiği büyük gelişimi bu turnuvada bir kez daha ortaya koydu. U-18 Avrupa Şampiyonası öncesi U-20 Avrupa Şampiyonası’nda kendinden iki yaş büyüklerle mücadele eden 2.10 boyundaki genç uzun, U-18 Avrupa Şampiyonası’nda ise adeta ortalığı dağıttı.

Gösterdiği performansla turnuvanın ilk beşine seçilen Ragıp Berke Atar, boyuna rağmen sahaya sahaya koyduğu hareketliliğiyle büyük fark yarattı. Ribaundlara ve özellikle hücum ribaundlarına özel bir sezgisi olan 18 yaşındaki uzun, turnuva boyunca pota altını rakiplerine dar etti. Savunmada önemli bir çember savunucusu olacağını gösteren Ragıp Berke, enerjisi ve sert oyunuyla gelecek için büyük bir ümit verdi.

18 yaşındaki bir uzunun doğal olarak bazı eksikleri bulunuyor. Son dönemde dünyada basketbolun hızlanmasıyla birlikte uzun oyuncuların oyuna verdikleri de değişti. Ragıp Berke bu oyuncuların profillerine çok uyuyor ancak bunu tamamlayabilmesi için şut mesafesini geliştirmesi gerekiyor.

Röportaja geçmeden önce Banvit’in Ragıp Berke için ne kadar önemli bir şans olduğunu belirtmek istiyorum. Türkiye’nin en güçlü alt yapılarından birine sahip olan Bandırma şehri, elindeki yeteneklerin üst seviyeye geçmesi için en doğru ortamı hazırlıyor. Ragıp Berke, son iki sezondur Bandırma Kırmızı formasıyla TBL’de önemli şanslar bulurken, bulduğu bu şansların oyuna gösterdiği etki gelişiminde çok net bir şekilde gözüküyor.

Daha fazla uzatmadan gelin Ragıp Berke ile yaptığımız röportaja geçelim!

Banvit altyapısının son dönemde ortaya çıkardığı bir başka önemli yeteneklerden birisi de sensin. Klasik ama istersen seni daha yakından tanımak isteyenler için öncelikle basketbola nasıl başladığın ile başlayalım. 

– Basketbola başlamadan önce futbolla ilgileniyordum. Sonrasında okul çıkışı beden eğitimi öğretmenimin “senin boyun yaşıtlarına göre uzun” demesiyle gidip şansımı denemek istedim. Oradan beden eğitimi öğretmenimin yönlendirmesiyle Ege Elit SK’da basketbol hayatıma başladım, 10 yaşımdaydım.

Son dönemde dünyada uzun oyuncuların profilleri değişmeye başladı. Oyunun hızlanmasıyla birlikte uzun oyuncular da artık daha hareketli ve daha çok yönlü. Sen de bu profile çok benziyorsun. Bunun senin için bir avantaj olduğunu düşünüyor musun? Oyunun güçlü tarafları olarak neler görüyorsun?

– Yüzü dönük oyunumun ve hücum ribaundlarındaki etkinliğimin benim için avantaj olduğunu düşünüyorum.

Son iki yılda oyunun çok fazla gelişme kaydetti. Bu konuda özel çalışmalar yapıyor musun?

– Geçen sene okulum sabahtan olduğu için bazı günler okuldan önce sabah altıda antrenmanlar yapıyorduk. Bazı günler halter bazı günler istasyon ve kondisyon yapıyorduk. Orada gelişme kaydettiğimi düşünüyorum. Her idman öncesi ve sonrası özel olarak halterde çalışıyordum.

Banvit altyapısı dışında çok fazla genç oyuncuların rahat süre alabildikleri bir ortam göremiyoruz. Bu konuda Banvit’in sana ne gibi avantajları var? Diğer bir yandan Türkiye üst seviyeye oyuncu çıkarma konusunda çok başarılı değil. Üstünde bir baskı olduğunu hissediyor musun?

– Genç oyuncu için en iyi kulübün Banvit olduğunu söyleyebilirim. Bandırma Kırmızı’nın Türkiye Basketbol Ligi’nde olması ve benim gibi genç oyuncuların büyük süreler alması çok büyük bir artı. Ligdeki bazı oyuncular eskiden Basketbol Süper Ligi’nde büyük takımlarda oynamış oyuncular. Onlara karsı oynamak gelecek için büyük bir tecrübe. Çok büyük bir baskı var diyemem ama tabii ki üstümde baskı da olması lazım.

Avrupa Şampiyonası’na geçelim. Seni bu yaz iki turnuvada birden izledik. Önce U20’de oynadın ve bu turnuvada kendinden iki yaş büyüklerle karşılaştın. Şampiyonada takım beklentilerin altında kaldı ama senin için nasıl bir turnuva oldu?

– Benim için iyi bir tecrübe oldu. Herkes çok iyi bir derece bekliyordu fakat turnuvadan önce tam bir arada olamamamızın bizi kötü etkilediğini düşünüyorum.

U20’den sonra hemen U18’e geçtin. Uyum sıkıntısı yaşadın mı? Takıma alışkın olsan da iki turnuva arasından fiziksel olarak çok fazla farklılık var. Bunlar seni nasıl etkiledi?

– Fiziksel olarak kendimi daha rahat hissettim, ama U20 de fazla süre alamadığım için kondisyonumu kaybetmiştim. U18’e döndüğümde çok kısa bir süre vardı alışabildiğim kadar alıştım fakat kondisyon bakımından eski formumu yakalayamadım. Bu da son iki maçta giren kramplarla kendini gösterdi ne yazık ki.

1999 yaş grubu milli takımlarda 1995-1996 jenerasyonunun alıştırdığı madalya kültürünü devam ettiriyor. Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında madalya kazandınız. Bu turnuvada da madalya küçük hatalarla kaçtı. Genel olarak jenerasyonun hakkında neler düşünüyorsun?

– Yetenek olarak çok iyi bir jenerasyon olduğumuzu düşünüyorum. Bu sene sakatlıklardan dolayı biraz eksik bir kadroyla gittik ama elimizden geleni yapmaya çalıştık. Umarım U20 de daha iyi işler yapabiliriz.

Şampiyonaya geri dönersek senin için harika bir turnuva oldu. Turnuva boyunca kendi yaşıtların karşısında oldukça dominant bir performans sergiledin ve sonunda da en iyi beşe seçildin. Senin neler yapabileceğini gösterdiğin bir turnuva oldu diyebiliriz ki özellikle NBA Draftları için büyük bir gösterge. Bu şampiyonanın senin için dönüp noktası olduğunu düşünüyor musun? Genel olarak kendi performansını nasıl değerlendirirsin?

– İyi bir turnuva geçirdim. Eksiklerimi ve artılarımı görmek için çok iyi bir turnuvaydı. Şu an için dönüm noktası demek erken olabilir ama geleceğim ve gelişimim açısından çok iyi bir turnuva olduğunu düşünüyorum.

Takıma gelirsek yarı finale kadar her şey yolunda gidiyordu ancak yarı final ve üçüncülük maçında takım işler yolunda giderken bir anda düştü. Neler olduğunu bize anlatabilir misin?

– Turnuva olduğu için böyle şeyler normal. Herkes her gün aynı seviyede oynayamıyor fakat çok küçük detaylarla final şansını kaçırdık. Umarım U20 de bir araya geldiğimizde aynı hataları yapmayız.

Türkiye’de genç oyuncular son dönemde daha cesurlar. Furkan ve Cedi genç yaşta NBA’in yolunu tuttu. Futbolda Cengiz Ünder genç yaşında Avrupa’nın yolunu tuttu. Banvit’te kendini gösterdikten sonra ilerisi için ne gibi hedeflerin var?

– Banvit’te geçirdiğim seneler çok önemli çünkü artık Avrupa’dan NBA’e gitmek Avrupalı oyuncular için daha kolay. Direk NBA olmazsa, ilk olarak iyi bir EuroLeague takımında süreler almak istiyorum, tabii bunların hepsi bana bağlı.

Oyununa dönersek, her şeyi yapabilen bir uzunsun ancak gelişimin de bir yandan sürüyor. Oyununu yayın gerisine genişletmek gibi planın var mı? Kendini en çok hangi konuda geliştirmen gerektiğini düşünüyorsun?

– Bu sene orta mesafe ve 3 sayı atışlarımı geliştirmek istiyorum. Üst seviyede iyi bir oyuncu olmak istiyorsam bunların üstünde çok fazla çalışmam lazım.

Kendine örnek aldığın bir oyuncu var mı?

– Marc Gasol’un oyun tarzını çok beğeniyorum, kendime onu örnek almaya çalışıyorum.

Röportaj için Ragıp Berke Atar ve kulübü Banvit’e çok teşekkür ederiz.