Final Four Savaşları: Kralın Dönüşü ve İntikamı!

10/May/19 13:25 Mayıs 11, 2019

Utkan Sahin

10/May/19 13:25

Eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de Belgrad’da yapılacak olan Final Four öncesi sizleri eski Final Four’lara götürüyoruz. Bu sefer 2007’ye gidiyoruz! Kralın tekrardan zirveye çıktığı seneye!

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Zeljko Obradovic, birçoklarına göre EuroLeague tarihinin en iyi koçu. Bu göreceli bir kavram olduğu için asla doğruyu bulamayız ama onun en başarılı koç olduğu şüphe içermeyen bir gerçek!

Yine de dokuz EuroLeague şampiyonluğuyla tarihte açık ara en çok EuroLeague şampiyonluğu olan koç olan Zeljko Obradovic‘in bile kariyerinde zor zamanları oldu. Kariyerinin ilk sekiz yılında tam beş şampiyonluk yaşayan Zeljko Obradovic, 2002 ile 2006 yılları arasında büyük bir kuraklık yaşadı. Dejan Bodiroga’nın gidişi sonrası yeni bir düzen kurmakta zorlanan Obradovic, bir kere Final Four oynamayı başarsa da final göremedi.

Bütün bunların üstüne 2005-2006 sezonunda Obradovic’in Panathinaikos‘u, ev sahibi olduğu seriyi kaybedince Sırp koç doğal olarak eleştirilmeye başlandı. Ancak Zeljko Obradovic, bir kez daha en iyisi olduğunu göstermeye hazırdı. Hem de en büyük rakibine karşı!

Aslında transfer dönemi Panathinaikos için çok da parlak başlamadı. Takımın en önemli iki yıldızı ayrıldı. Jaka Lakovic, kavgalı bir şekilde Barcelona’nın yolunu tutarken Vassilis Spanoulis ise NBA’in yolunu tuttu. Obradovic, bu iki oyuncunun yerlerini ise farklı tarzda oyuncularla doldurup, liderliği Dimitris Diamantidis’e vermeyi tercih etti. Union Olimpija’da yaptığı büyük çıkışın bir türlü devamını getiremeyen Sani Becirovic’i kadrosuna katan Panathinaikos, diğer önemli hamleyi ise Ramunas Siskauskas ile anlaşarak yaptı.  Yeşiller, kadrosuna kattığı Milos Vujanic ve Dejan Tomasevic gibi rol oyuncularından ise sezon içerisinde beklediği katkıyı alamasa da finalde bu iki oyuncu da sahneye çıktı!

Sezon öncesi Panathinaikos’un şampiyonluğu için belki de kadrodaki değişimden daha da kötü olanı, o senelerde zirvede olan üç takımın ikisinin daha da güçlenmesiydi. Maccabi, CSKA Moskova ve Tau Ceramica üç yıl arka arkaya Final Four’a kaldı. Maccabi, o yaz en değerli oyuncusu Anthony Parker’ı ve onları başarıya taşıyan koçları Pini Gershon’u kaybetse de CSKA Moskova ve Tau Ceramica eskisinden çok daha güçlüydü.

CSKA Moskova, kulübü 35 yıl sonra zafere taşıyan takımın tamamını elinde tutarken Ettore Messina yönetiminde eskisinden çok daha kendine güvenir bir şekilde sezona başladı. Geçmiş yıllarda CSKA Moskova ile Maccabi Tel Aviv’in dominant kadrolarının arkasında kalan Tau Ceramica ise bütün büyük oyuncularını tutarken, kadrosuna Zoran Planinic, Igor Rakocevic ve Mirza Teletovic gibi oyuncuları ekleyerek sezona çok daha iddialı bir şekilde başladı.

Sezon beklenildiği gibi üç takımın dominant performansıyla başladı. Üç takım da normal sezon gruplarını rahat bir şekilde lider tamamladı. CSKA Moskova sadece bir yenilgi, Tau Ceramica ise sadece 2 yenilgi alırken Panathinaikos ise uzun süre yenilgisiz gittiği grubunu son üç maçını da kaybederek tamamladı. CSKA Moskova ile Tau Ceramica, ne kadar güçlü olduklarını Top 16’da da gösterdi. İki takım da hiç kaybetmeden playoff’lara kaldı. Playoff’ta CSKA Moskova geçen sene finalde elediği Maccabi’yi saf dışı bırakırken Tau Ceramica ise Olympiakos’u eledi.

Zeljko Obradovic ise Top 16 grubunda ilk intikamını alırken sezon başında kavgalı ayrıldığı Lakovic’in takımı 20’ye yatırdı. Obradovic’in öğrencileri Top 16’nın devamında da dominant bir performans sergilerken sadece bir maç kaybederek playoff’ların yolunu tuttu. Playoff’ta ise Obradovic, eski koçu Dusan Ivkovic’in takımı Dinamo Moskova’yı iki maçta da yenerek Final Four biletini aldı.

Atina’ya gidecek dördüncü bilet ise biraz sürpriz oldu. Sezon başında Barcelona’nın alabileceği düşünülse de o bileti alan bir başka İspanyol takımı oldu. Sergio Scariolo yönetimindeki Malaga, çok büyük yıldızları olmasa da Top 16’daki kolay grubunun tadını çıkarttı ve kötü başladığı sezonda bir anda ev sahibi avantajıyla kendini playoff serisinde buldu. Barcelona ile çekişmeli geçen playoff serisinin son maçında Pepe Sanchez’in bitime 7.7 saniye kala attığı basket sayesinde kendisini tarihinin ilk Final Four’unda buldu.

OAKA’da yapılan Final Four’da Tau Ceramica ve CSKA Moskova bir adım önde gözükse de Zeljko Obradovic gerçeği bütün her şeyi değiştirdi.

İlk yarı final maçında Panathinaikos ile Tau Ceramica karşı karşıya gelirken Zeljko Obradovic‘in takımı nasıl savunma yapılır dersi verdi!

Sezon boyunca pota altını domine eden Luis Scola hem hücumda hem de savunmada devre dışı kaldı.

Savunmada Tau Ceramica’nın oynadığı ikili oyunlarda üstüne çıkan Panathinaikos, hücumda ise sürekli Mike Batiste’nin üzerinden ikili oyun oynayarak Arjantinli oyuncuyu faul problemine soktu.

Hücumda dış şut konusunda sıkıntı çekse de savunması sayesinde ilk yarıyı domine eden Yunan ekibi, devre arasında 35-21 öndeydi. İkinci yarı Panathinaikos hücumda yaşadığı kriz daha da büyüyünce Ceramica geri döndü. Son çeyrekte Serkan Erdoğan’ın sayılarıyla 10-0’lık seri yakalayan İspanyol ekibi, farkı 6 sayı kadar düşürdü. Obradovic’in molası sonrası Batiste’yi tekrardan hatırlayan Panathinaikos, sürekli faul çizgisine gelerek maçı çözdü ve sahadan 67-53 galip ayrılarak finale yükseldi.

Panathinaikos’un yaptığını sayılarla açıklamak gerekirse, Obradovic’in öğrencileri 83.3 ile sezonun en yüksek sayı ortalamasına sahip takımı olan Tau Ceramica’yı sahadan süpürürken İspanyol ekibini 53 sayıda tuttu.

Hücumda işler iyi gitmese de Panathinaikos, Sani Becerovic ve Mike Batiste’nın 15’şer sayısıyla ayakta kalırken Tau Ceramica’da ise çift haneli sayıları geçen tek oyuncu 11 sayıyla Serkan Erdoğan oldu.

Barcelona’yı devre dışı bırakarak sezonun ilk intikamını alan Obradovic, yarı finalde de Tau Ceramica’yı geçerek bir önceki yıl playoff’ta kaybettiği serinin intikamını almış oldu.

Diğer yarı final ise CSKA Moskova için beklenenden daha zor oldu.

Maç boyunca sezonun aksine hücumda çok zorlanan CSKA Moskova, devrenin sonunda yakaladığı seriyle ayakta kaldı. Üçüncü çeyrekte Rus ekibinin, hücumdaki krizi daha da büyürken Malaga, dış şutlarla maça ortak oldu ve son çeyrek öncesi skor eşitlendi. Herkes acaba büyük bir sürpriz mi geliyor derken, CSKA, Papaloukas’ın önderliğinde tekrardan ayağa kalktı ve Malaga’yı son çeyrekte sadece iki isabette tutarak sahadan rahat bir şekilde galip ayrıldı.

CSKA Moskova’da David Andersen ile Theodoros Papaloukas, performanslarıyla takımlarını finale taşırken Malaga’da ise sezon ortasında takıma katılan Marcus Brown’un performansı hayal kırıklığı yarattı.

Bu sonuçla Panathinaikos ile CSKA Moskova finalde karşı karşıya gelirken, 2002’den sonra Ettore Messina ile Zeljko Obradovic‘in yolları bir kez finalde bir kez daha kesişti.

Kısır geçen yarı final maçları sonrası tabii ki final maçının bol skorlu geçeceği bir gerçekti!

Panathinaikos maça iyi başlasa da Papaloukas’ın oyuna girmesiyle maçı dengeleyen CSKA Moskova, farkın çok açılmasına izin vermedi ve ilk çeyrek sadece bir sayı farkla bitti. İkinci çeyrek ise Panathinaikos’un sezon boyunca katkı alamadığı oyunculardan faydalandığı bölüm oldu. Kenardan gelen Tomasevic ve Vujanic Panathinaikos’u ayağa kaldırırken taraftarını arkasına alan Yunan ekibi, fırtına gibi esti. Fırtına bittiğinde ise CSKA kendini 10 sayı geride buldu.

Üçüncü çeyrekte toparlanan CSKA, Papaloukas önderliğinde pota altındaki üstünlüğünü kullanırken periyot ortasında skoru dengelese de Diamantidis ile hücumda toparlanan Panathinaikos, son çeyreğe 62-57 önde girmeyi başardı. Son çeyrek ise  tam bir sinir harbi şeklinde geçti; Panathinaikos kaçtı, CSKA Moskova kovaladı.

Yunan ekibi Siskaukas ve Diamantidis ile farkı zaman zaman 10 sayıya kadar çıkarsa da her seferinde geri dönmeyi başaran CSKA, Langdon üçlüğüyle bitime 52 saniye kala farkı 2 sayıya kadar düşürdü. Moladan sonra Mike Batiste’nin üç kişi üstünden attığı basketle farkı 4 sayıyı çıkartan Panathinaikos, geri kalan sürede hata yapmayınca maçı 93-91 kazandı ve 20 bin kişinin önünde, evinde şampiyon oldu!

Final Four’un MVP’si biraz da taraftarın etkisiyle Dimitris Diamantidis olurken Yunan efsane finalde 15 sayı, 3 saistle oynadı. Ramunas Kaukenas ise 20 sayı, 5 asistle ona yardımcı olurken Dejan Tomasevic 16 sayıyla maça damga vuran oyunculardan biri oldu.

CSKA’da Theodoros Papaloukas’ın 23 sayı, 8 asistlik performansına yazık olurken Matjaz Smodis 18 sayı, Trajan Langdon 16 sayıyla oynadı. David Andersen’in performansı ise hayal kırıklığı yarattı.

Bu şampiyonlukla Panathinaikos Obradovic döneminde üçüncü, tarihinde ise dördüncü şampiyonluğunu kazanırken CSKA Moskova ise bu şampiyonluk yüzünden üst üstte üç kez EuroLeague kupasını kazanma şansını kaybetti.

Yazının başına dönersek, yaz döneminde eleştirilen ve iki yıldızını kaybeden Zeljko Obradovic, neden en başarılı koç olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Sezon içerisinde bütün hesapları kapatan Obradovic, finalde de ezeli rakibi Ettore Messina karşısında şampiyon olarak şanına yakışır bir geri dönüş yaptı ve kariyerinin altıncı kupasını kazandı!

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!