NBA’in En İyi Oyun Kurucularının Basketbol Karnesi

2017-03-16T11:58:06+00:00 2017-03-16T11:58:06+00:00.

Bugra Uzar

16/Mar/17 11:58

Eurohoops.net

NBA’in oyun kurucuların yönettiği bir lig olduğuna inanmayanlara The Ringer belgelerle geldi: All-Star olmayı başaran ligin sekiz point guard’ına basketbolun altı boyutunda istatistiklerle baktı. İşte bilgisiyle, belgesiyle, analiziyle NBA’in en iyilerinin en iyi ve en kötü olduğu alanlarda kıyaslaması ve sıralaması!

by Jonathan Tjarks / Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün

Bu yazı ilk olarak 10 Şubat 2017 tarihinde The Ringer’da yayınlanmıştır.

Eğer ligin, oyun kurucuların ligi olduğuna dair bir kanıt arıyorsanız; bu sezon yapılan All-Star seçimlerinde bu pozisyondan sekiz oyuncunun bulunması gibi şaşırtıcı bir gerçeğe bakmanız yeterli. Altı farklı açıdan değerlendirerek, en iyiler arasında en iyinin kimin en iyi olduğu işte burada.

Oyun kurucu olmak için, NBA’de daha iyi bir zaman hiç olmamıştı. Topla parkede dolaşmak, topu potadan geçirmek ve birinin topu çıkarmasını beklemek yerine, günümüzde oyun kurucular oyunun hızına karar veriyor, maçın genelinde topu elinde tutuyor ve takımlarının hücumunu çoğunlukla onlar başlatıyor. Pace-and-space* dönemi aslına bakılırsa 2004’te Suns üçlük tehdidi olan uzun forvetler ile oynayarak sahayı Steve Nash’e açtığı zaman başladı. Aradan 10 yıldan fazla geçmişken, pivotlar üçlük atıyor, savunmalar kırılma noktalarının üzerinde kalıyor. Eğer 90’larda oyun kurucular potaya ulaşmak için sıkışık sokaklar arasında manevralar yapıyorlardıysa, 2010’larda oyun kurucular bomboş otoyollarda yolculuk ediyorlar.

Hücuma yön vermek öyle eğlenceli ki herkes bunu yapmak istiyor. Houston Rockets bu sezon arasında, James Harden’ı oyun kurucu pozisyonuna çekti; birçok kişi bunun yalnızca anlamsal bir değişiklik olduğunu düşünürken, bu değişiklik Harden’ı MVP yarışında ön plana çıkardı. Topu yere vurabilen, pas ve şut atabilen bir oyuncuya geçiş hücumunda topu yönlendirme ve yarı sahada azami alanda oynama özgürlüğünü verirseniz, yapabilecekleri konusunda kimse bir şey söyleyemez. Hiçbir istatistiksel başarı güvenli değildir.

Bu yılki All-Star maçına sekiz oyun kurucu seçildi ve bu sayıya Milwaukee Bucks’ın sayı, ribaund, asist, top çalma ve blok alanlarındaki lideri, her şeyi yapabilen bir canavar olan Giannis Antetokounmpo bu sayıya dahil değil. Sağlıklı olsaydı Chris Paul de bu listeye girebilirdi ve pozisyondaki genişlik öylesine fazla ki, bu durum Mike Conley, Eric Bledsoe, Damian Lillard ve Goran Dragic’in dışarıda kaldığı anlamına geliyor. Yüksek seviyede oynayabilen bir oyun kurucunuz olmadan bu ligi kazanmak çok zor ve dolayısıyla en kötü durumdaki takımların çoğu bu yılın Draft’ında bu pozisyona bir ekleme arayışı içinde olacaklar.

Performansları, etraflarındaki oyunculara çok bağlı olduğu için oyun kurucuları sıralamak anlamsız bir uğraş olur. Steph Curry, arka arkaya iki MVP ödülü kazanan oyuncu ile aynı kişi, fakat artık Kevin Durant ile birlikte oynuyor ve istatistikleri düşüş gösterdi. Diğer yandan, Durant’in ayrılışı ile birlikte Russell Westbrook triple-double ortalaması yakalamış durumda. Kolej basketbolunda, daha az yeteneğe sahip oyuncuların daha iyi olabilmeleri oyun kurucularına bağlıdır, fakat en yüksek seviyedeki basketbolda, bir oyun kurucu yalnızca etrafındaki oyuncuların ona müsaade ettiği ölçüde iyi olabilir. Dolayısıyla, doğrudan bir sıralama yapmak yerine; All-Star seçilen sekiz oyuncuya ek olarak Chris Paul’ü oyunun farklı açılarından değerlendirerek karşılaştırmaya karar verdim.

İstatistikler 8 Şubat 2017, Çarşamba gününe kadar geçerli rakamları içerir.

Kim daha geleneksel bir oyun kurucu gibi oynuyor?

Oyun kurucunun saf bir şekilde oyunu kolaylaştıran, yöneten kişi olduğu günler geldi ve geçti. Savunmacısını bir skor opsiyonu olarak tehdit edemeyen oyun kurucu bir eli arkasında bağlı oynuyor. Yine de, topu hücuma getiren oyuncu hâlâ herkesi hücumun içinde tutmak zorunda. Pas ve skor arasında denge kurmaya çalışmak ince bir iş ve büyük oranda parkedeki diğer 4 oyuncunun yeteneklerine dayanıyor. Peki pozisyondaki çeşitlilik ne durumda? Her NBA salonundaki yüksek çözünürlüklü takip kameraları sayesinde, bir oyun kurucunun her maç topa tam olarak kaç kez dokunduğunu ve kaç kez pas olarak kullandığını öğrenebiliyoruz.

Maç başına topla buluşma sayısı / Maç başına pas sayısı / Pas verme sıklığı

Paul’un eline gelen topları pas olarak değerlendirme sıklığı, tarihi bir oranda top kullanan Westbrook’unkinden neredeyse %15 daha fazla. Geçen sezonla kıyaslandığında, Westbrook maç başına 10 kez daha fazla topla buluşuyor fakat yalnızca 2 pas fazla veriyor. Paul, seçimlerini dikkatlice yapan bir kesinlik silahıyken, Westbrook ise her fırsatta savunmanın üstüne giden sert bir araç. Paul’un oyun stili gelişmiş istatistiklerini artırırken, bu durum oyun stilini kesin bir şekilde daha etkili hâle de getirmiyor. Kariyeri boyunca bir oyun kurucu için harika bir istatistik olan %47,3 ile şut atıyor Paul, fakat acaba skorunu artırmak için veriminden fedakarlık etse daha iyi olur muydu? 2014’teki Clippers-Thunders playoff eşleşmesine bir göz atalım. Paul %51 ile şut atarken 22,5 sayı ortalaması tutturmuştu ve Westbrook da %49 ile 27,8 sayı ortalaması tutturmuştu. 6 maçlık bir seri için 5 sayılık bir farkın çok bir önemi yok; o 5 sayı bir maçta oldukça değerliydi.

Kim daha geniş alanda oynuyor?

NBA’de oyun kurucu olmak, video oyunu oynamak gibi. Takımınızda ne kadar iyi şutör varsa, seviye de o kadar kolaylaşıyor. Eğer rakip savunma potanın 7,5 metreden uzağına dizilmiş 4 oyuncuyu savunmak zorundaysa, potaya gitmek kolay. Eğer rakip savunma boyalı bölgeye toplanıp 4 oyuncunun şutunu riske edebiliyorsa, neredeyse imkansız hâle geliyor. Peki kim ‘kolay’da, kim ‘zor’da oynuyor? Bu hesaplamayı olabildiğince kolay hâle getirmek için, her oyun kurucunun genelde birlikte oynadığı 4 oyuncuyu inceledim ve maç başına kullandıkları ve isabet buldukları üçlük atış sayılarını topladım.

Toplam 3 sayılık atış sayısı / İsabet yüzdesi

Harden, Curry, Irving ve Thomas’ın dördü de epey geniş alanlarda oynuyor ve muhtemelen tesadüfî olmayan bir biçimde Rockets, Cavaliers, Warriors ve Celtics NBA’deki en iyi 6 istatistikten 4’üne sahip takımlar olarak göze çarpıyor. Diğer yandan, özellikle Westbrook ve Kyle Lowry mayınlı bölgelerde takımlarına yön veriyorlar. Raptors’ın 3 sayı tehdidi olan oyuncularının çoğu kenardan geliyor, dolayısıyla Lowry oyunun çoğu bölümünde kendisine alan açması için yalnızca DeMarre Carroll ile oynamak durumunda kalıyor. Thunders’ın ise, Westbrook’un aldırış etmeksizin potaya gittiğini göz önünde bulundurarak, onun yanına bir şutör bulmak için pek bir çaba harcadığı söylenemez. İnsan Harden’ın yerinde Westbrook olsa nasıl istatistikler yapacağını merak etmeden duramıyor.

Bu listedeki 9 takım arasında, yalnızca biri –Al Horford’lu Celtics– ilk 5 pivotundan fazla 3 sayılık atış katkısı alıyor, fakat Warriors (Green’in 5 numara oynadığı durumlarda) ve Cavaliers (Channing Frye) da zaman zaman beş-dışarıda hücumunu kullanıyor. Halen savunmaları dışarıya esnetmek ve ligin elit oyun kurucularının yanına  esnek 5 numaralar eklemek adına yeterince yer olduğu için pace-and-space dönemi kendi zirvesine ulaşmamış olabilir.

Kim daha Morey tarzı oyun kurucu?

Genel menajer Morey’nin yönetimi altında, Rockets, basketboldaki en etkili iki şutu –üç sayılık atışlar ve potaya gidişler- azami hâle getirecek bir hücum inşa etti. Morey tarzı oyun, büyük oranda bu bölgelerdeki üretimi artıran geniş pick-and-roll artışı sayesinde yavaş yavaş ligin kalanını da etkisini altına alıyor. Orta mesafe atıcıları, Sanayi Devrimi’ndeki tekstil işçileri oldu; rızkları ellerinden alındı ve “uzun 2” lanetli kelime hâline geldi. Peki hangi oyun kurucu ideale en yakın şut dağılımına sahip?

Potaya gidişler ve üç sayılık atışların yüzdesi

Oldukça şaşırtıcı bir biçimde, oyun stili laboratuarda bizzat Morey tarafından geliştirilmiş gibi görünen Harden ‘en Morey tarzı oyun kurucu’ değil. Bu onur, Curry ve Lowry’yi çok küçük farklarla geride bırakan Thomas’a ait. Üçü de yaklaşık her beş şuttan dördünü parkedeki bu iki bölgeden kullanıyor. Fakat, Curry ve Lowry şutlarının yarısından fazlasını çizginin gerisinden kullanırken, Thomas ise üçlük atışlar kadar (8,3) potaya da gitmeyi (7,6) tercih ederek iki atışa da eşit fırsat tanıyor. Listedekiler arasında en kısa oyuncu olmasına rağmen, boyalı bölgeye girişlerde yalnızca über-atletik Westbrook’un gerisinde yer alıyor.

Kim en iyi pick-and-roll oyununu oynuyor?

Günümüz oyununda pick-and-roll birçok hücumun temelini oluşturuyor, setlerin çok büyük bir bölümü tepede perdeleme ile başlıyor. Her oyun kurucu ikili oyunlarda iyi, ama hangisi en iyi? Bu soruyu cevaplamak için istatistiklerin ötesine geçmemiz gerekiyor. Oyun kurucuların kaç pick-and-roll oyunu oynadığını ve bunların ne kadarının etkili olduğunu inceleyebiliriz, fakat bu rakamlar hücumlarının şekli, ikili oyunlardaki partnerlerinin yetenek durumu ve oyunu oynadıkları alana bağlı olarak değişir. Andre Drummond ya da DeAndre Jordan ile oynarken topu havaya atmak, Zaza Pachulia ile oynarken atmaktan çok daha kolay.

Pick-and-roll oyununu etkili bir şekilde oynamanın üç ayrı bileşeni var. İlki dripling sonrası şut yeteneği. Pick-and-roll oyununu savunmanın en kolay yolu perdenin altından geçerek top elinde olan oyuncunun şutunu riske etmek. Eğer savunmacıyı şutunuza saygı duymaya zorlayamıyorsanız, oyun da başlamadan bozulabiliyor. Tersi bir şekilde, top elinde olan oyuncu ne kadar iyi bir şutör olursa, rahat bir şut bulmasını önlemek için rakip savunmanın o kadar dışarı açılması gerekiyor ve bu da savunmacıların arkasında oyun fırsatları doğuruyor.

İkincisi, değişmeye karşı hücum etmek. Beş savunmacının da kontrol altında hareket ettiği ve bir kişiymişçesine konuştuğu bir savunmanın giriftlikleriyle uğraşmaktansa, takımlar genelde perdede değişmeyi tercih ediyor. Cavaliers, bu stratejiyi geçen sezonun NBA Finalleri’nde Curry’nin sezon sonunda yaşadığı diz sakatlığı nedeniyle ortaya çıkan kısıtlı hareketliliğinden faydalanmak adına Tristan Thompson ya da LeBron James’i onun üzerinde bırakarak kullandı. Onları dripling ile geçmesini riske ettiler ve bu da Warriors hücumunu etkili bir biçimde durağanlaştırdı.

Yalnızca iyi şut atabilen ve aktif biçimde skoru düşünen bir oyun kurucu pick-and-roll oyununun potansiyelini tam olarak kullanabilir. Savunmacı perdenin altından geçmiyorsa ya da değişmiyorsa, top elinde olan oyuncu boyalı alana girmek veya devrilen uzuna pası atmak, topu almak üzere açılan oyuncuyu bulmak veya kendisi sayı atmak için perdenin açtığı alanı kullanabilir. Bir oyun kurucunun savunmayı manipüle etmek, dar alanlarda pas atmak ve herkesin nerede olacağını bilmek gibi geleneksel yetenekleri burada oyunun içine girer.

Peki pick-and-roll oyununu oynamak için ideal oyun kurucu kim? Bu soruya doğru bir yanıt yok, fakat yanlış yanıtlar var. Muhtemelen ekipteki en kötü üç sayılık atış istatistiklerine sahip Wall ya da Westbrook değil. Topu çok sık kaybeden birini istemezsiniz, ki bu listede kalanlar arasında asist-top kaybı oranı 2/1’den daha az tek oyun kurucu olan Harden için bir sorun. Bire birde değişmeyi istikrarlı bir biçimde cezalandırabilen elit bir skorer istersiniz. Bu da bu sezon bire bir başına yalnızca 0,65 sayı üretebilen Walker’ı listeden eliyor.

Geriye Paul, Irving, Thomas, Lowry ve Curry kalıyor, ki hepsi perdeden çıktıklarında karşılaşılması neredeyse imkansız bir zorluk teşkil ediyorlar. Hiçbirinde alttan geçemezsiniz, onlara karşı uzunu bir adada bırakmak istemezsiniz ve hepsi de çizgiye giderek atış yapar ve isabet bulabilirler. Finallerde değişmelere karşı sorun yaşamış olsa da ben hâlâ Curry’yi seçerdim. Zira kendisi altı kişi arasında en iyi şutör ve en uzun, dolayısıyla şut atmak onun için daha kolay. İşin ironik yanında ise, Curry bu listedeki diğer oyun kuruculardan daha az pick-and-roll oyunu oynuyor.

Kim en iyi savunmayı yapıyor?

Savunmayı ölçmek inanılmaz derecede alengirli, özellikle de oyuncunun sorumluluğunun büyük oranda takımın genel anlayışından geldiği oyun kurucu pozisyonunda. Ayrıca, enerjilerini korumak adına en iyi oyun kurucular genelde daha az yetenekli oyuncularda gizlendikleri için çok fazla sayıda çapraz değişken de mevcut. Bir oyuncunun bire bir mücadelelerde nasıl savunma yaptığını incelemek önemliyken, nasıl kullanıldığına göre savunduğu oyuncuların kabiliyetleri de değişkenlik gösterecektir. Ön alanı elit bir dış savunmacı olan Avery Bradley ile paylaşan Thomas; sırasıyla DeMar DeRozan ve J. J. Reddick ile oynayan Lowry veya Paul kadar zorlu hücumcularla karşı karşıya kalmıyor.

Bir oyuncunun, takımının savunma performansına bireysel katkısını dengelemek için, ana savunmacı oldukları zamanlarda rakibin şut istatistikleri ile sahada oldukları ve olmadıkları zamanlarda takımlarının savunma istatistiklerindeki farkı inceledim. Daha sonra, birbirleriyle kıyaslayarak dokuz oyuncuyu listeledim ve iki sayının da ortalamasını aldım. Bu istatistik savunma performanslarına dair net bir görüntü sunmuyor. Zira, Thomas (dokuzuncu) ile Harden (sekizinci) arasındaki net oran farkı ile Harden ve Lowry (üçüncü) arasındaki aynı. Bununla birlikte, ilginç bir resim söz konusu:

Net oran farkı sırası / Rakip hücumun şut istatistiği sırası / ortalama

Paul ‘All-Defensive Team’in daimi bir üyesi ve Kyrie de savunmada adı çıkmış bir aylak olduğu için rakamlar kabul edilebilir. İtibar anlamında bu listedeki en şaşırtıcı sonuç muhtemelen Wall gibi birinin fiziksel profiline yaklaşık bir profile bile sahip olmayan Walker’a ait. Walker, bu işteki en iyi savunmacılardan biri olan Steve Clifford’un altında oynamanın faydalarını gördü ve daha büyük oyuncuların driplinglerini kesmek adına çabukluğunu kullanmakta bir uzman hâline geldi. Bu sezon hücum faul aldırma sıralamasında ligde üçüncü sırada yer alıyor.

Kim takım arkadaşlarını daha iyi hâle getiriyor?

“Sahadayken – saha dışındayken” istatistikleri asla hikayenin tamamını anlatmaz, çünkü bir oyuncuyu iyi bir yedeği olduğu için cezalandırmak ya da kötü bir yedeği olduğu için ödüllendirmek istemezsiniz. Ancak, bazı şeyler ortaya koyabilirler ve tahmin edeceğiniz üzere, ligin en iyi oyun kurucularının tamamı oyunda olduklarında takımlarının hücumunu ciddi derecede iyileştiriyor.

Sahadayken hücum / saha dışındayken hücum / net

Bu rakamlardaki durumun gücünü görmek için tek yapmanız gereken Kyrie’yi incelemek. LeBron James, Kyrie oyunu kurmadığı zamanlarda kurarak Cavaliers’ın yedek oyun kurucusu gibi görev yapıyor. Duymuş olabileceğiniz üzere, James Cavaliers’ın başka bir oyun kurucuya ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Celtics’in yedek oyun kurucusu Terry Rozier olduğu ve Thomas oyunda olmadığı sırada oyunu kurabilecek makul ikinci bir seçenekleri olmadığı için; Kyrie’nin Cavaliers’ta, Thomas’ın Boston’da yaptığı etkiye yakın bir etki yapması epey zor olacaktır.

Buna rağmen, Kyrie’yi dipte görmek mantıklıyken, Steph’i listenin tepesinde görmek garip. Steph oyunda olmadığı zamanlarda, Warriors’ta Durant genelde sahada, yine de yıldız oyun kurucuları oyunda olmadığı sırada hücum etkinliklerinde büyük bir boşluk söz konusu. Sezon arasında Durant, Boston’da değil de Golden State’te oynamayı seçmiş olmasına rağmen; Warriors, Steph oynamıyorken, Celtics’in Thomas oyunda değilken kaybettiğinden daha fazla kaybediyor. Bu da üç sayılık atışlarda %36,6 ile oynayan bir oyun kurucuya sahip olmak ile %44,1 ile oynayan bir oyun kurucuya sahip olmak arasındaki farkı ortaya koyuyor. Harika bir oyun kurucu olmak için birçok farklı yol var, fakat bir tanesi diğerlerinden çok daha net.

*Hızlı oyun ve hücum sırasında iyi şutörler ile alan açmak temelli hücum sistemi