Ekpe Udoh: “Fenerbahçe’deki En Sevdiğim Takım Arkadaşım…”

2024-02-26T15:18:24+00:00 2024-02-26T15:18:24+00:00.

Bilal Baran Yardımcı

26/Şub/24 15:18

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun eski yıldızı Ekpe Udoh, EurohooPOD’un konuğu oldu.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Eurohoops’un podcast programı olan EurohooPOD, bu hafta çok özel bir ismi konuk aldı. Fenerbahçe Beko’nun EuroLeague şampiyonu kadrosunun yıldızlarından Ekpe Udoh, EurohooPOD’un yeni bölümünün konuğu oldu.

Ekpe Udoh, bu programda Antonis Stroggylakis ve Cesare Milanti’nin sorularını cevapladı.

Eurohoops: 2017’de Fenerbahçe ile favori olarak Final Four’a girmiş ve kazanmıştınız. Bunu başaran çok az takımdan birisiniz bence, katılıyor musun?

Udoh: Evet. Özel bir sezondu. İstanbul’daki Final Four’a kalırsak iyi durumda olacağımızı biliyorduk. Tribünler inanılmazdı. Fenerbahçe taraftarları hala inanılmaz. O sezon biz normal sezonu beşinci tamamlamıştık. Bir önceki sene finalde kaybetmiştik bu yüzden kaybın nasıl hissettirdiğini biliyorduk. Bir türlü sağlıklı olamamıştık. Sağlıklı olduğumuz anda her takım bence bizim zor rakip olduğumuzu biliyordu. Biz de bunu gösterdik.

Eurohoops: Belki şu anda Fenerbahçe’de oynamadığın için bu soruyu cevaplamak daha kolay olabilir… Takımda en sevdiğin takım arkadaşın kimdi?

Udoh: Oh. Muhtemelen ya Bobby Dixon ya da Gigi Datome‘dir. Gigi ve ailesi beni içlerine aldılar. Tatillerde beni yanlarına davet ederlerdi. Bana göz kulak oldular. Harikaydı. Basketbol açısından muhtemelen Jan ile aramızdaki bağlantı en iyisiydi. Ben ve Jan, ben ve Gigi… Asistlerimin çoğu bu şekildeydi. Fakat herkes çok iyiydi. Pero Antic… Hep birlikte çok iyi zamanlar geçirdik. Beraber kazandığınızda birbirinizi asla unutamazsınız. Özellikle de bu denli yüksek seviyede.

Eurohoops: Gigi ve Bobby ile saha dışına kadar uzayan özel bağınız nasıldı?

Udoh: Gigi bence 70’lerde doğmalıymış. Çok doğal ve hippi bir insan. Eski toprak. Harika bir insan. Ondan öğrendiğim şeyler, ailesiyle geçirdiğim vakit, saha içinde sahip olduğumuz bağlantı…

Jan ile bağımız daha çok saha içindeydi. Birkaç kez dışarı da çıkmıştık fakat saha içindeki bağlantımız elit seviyedeydi. Şampiyonluk maçının ilk pozisyonunu asla unutamayacağım. O nasıl bir pastı bilmiyorum fakat Jan smaçladı. Maça hızlı bir giriş yapmıştık.

Eurohoops: Gigi hakkında konuştuk, şu anda ikiniz de emeklisiniz. Gigi, Milano‘da ve İtalya milli takımında çalışıyor. Koçluk yapmıyor fakat iki takımın da sürekli havasını kokluyor. İtalya’ya, Virtus Bologna’ya giderken Datome‘yle konuşmuş muydun?

Udoh: Çok konuşamamıştık. O süreç de çok hızlı gerçekleşmişti. İmza attığımda Olimpiyatlar’daydık. Koç Sergio ile görüşmüştüm. İmza atana kadar Gigi ile konuşamadık. Ondan sonra “Lige hoş geldin” minvalinde bir konuşmamız oldu.

Eurohoops: Virtus tecrüben sahaya çıkmak açısından pek tecrübe gibi olmadı…

Udoh: Değildi ya, en iyi tecrübe olmadığı kesin. Oraya gitmemin sebeplerinden biri Milos’la birlikte oynama fırsatıydı. O belki de lig fark etmeksizin tarihin en iyi pasörlerinden biri. Benim için harika bir fırsattı. Belinelli oradaydı, Kyle Williams vardı… İyi bir takımdık. Sene sonunda şampiyon olmuştuk, iyi takım olduğumuzun kanıtıydı. Bana başıma gelen şey belli, o yüzden takıma yardımcı olamamıştım. Fakat orada oynama fırsatı bulduğum için minnettardım.

Eurohoops: Bize o sakatlık sürecini anlatabilir misin?

Udoh: Çok zordu. Yalnızlık çektim, depresif bir dönemdi. O takımla mücadele etmek için sabırsızlanıyordum. O sezon EuroCup’ta, bir sonraki sezon EuroLeague’de yapabileceklerimizden heyecan duyuyordum. Yıllar sonra EuroLeague’e dönmüş olacaktım. Sabırsızlanıyordum. Oluş şekli de çok zorluydu. ABD’ye gidip ameliyat olup iyileşebildiğim için minnettarım. Sağlığıma kavuştum ve sonra Japonya’da oynama fırsatım oldu.

Virtus’ta sezonun sonuna doğru takımla bir arada olabilmiştim. Takımda veteran bir oyuncu olarak saha dışında katkı vermeye çalışıyordum ve EuroCup’ı kazanmamıza şahit oldum. Özel bir sezondu.

Eurohoops: O takımda üç basketbol efsanesi vardı: Sergio Scariolo, Milos Teodosic ve Marco Belinelli. En azından sezon başlamadan önce bu isimlerle beraber çalışmak nasıldı? Milos antrenmanlarda da büyü yapıyor muydu?

Udoh: Kesinlikle. Milos yürüyen büyü zaten. Her gün bu muhteşemliğe şahit olmak harikaydı. Oyuna bakış açılarını görmek… Özellikle döndükten sonra sezonu bitirişlerine şahit oldum, özeldi.

Eurohoops: Virtus’a gelmeden önce dönmeye karar verdiğinde herhangi başka bir takımla görüşmüş müydün?

Udoh: Hayır, EuroLeague takımlarından herhangi biriyle görüşmedim. Japonya’dan teklif gelince ise tekrar basketbol oynama fırsatı geldiği için heyecanlandım.

(Bölümün sonunda) Eurohoops: Bize konuk olduğun için teşekkürler Ekpe, minnettarız.

Udoh: Beni konuk ettiğiniz için teşekkür ederim. Bunu yapmazsam olmaz: Fener taraftarlarına selam olsun. Bütün destekleri için teşekkür ederim.

Bölümüm tamamını izlemek için:

 

 

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!