Kyle Hines: “Dünyada Fenerbahçe, Partizan, Kızılyıldız Gibi Yerler Çok Fazla Yok”

2025-05-14T20:32:04+00:00 2025-05-14T20:32:04+00:00.

İlker Sirt

14/May/25 20:32

Eurohoops.net

EuroLeague efsanesi Kyle Hines, EurohooPOD podcast’ine konuk oldu.

         by Eurohoops Team / info@eurohoops.net 

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Dört kez EuroLeague şampiyonu ve üç kez Yılın Savunmacısı seçilen Hines, Eurohoops ile yaptığı röportajda NBA ve Avrupa Basketbolunu değerlendirdi.

Olası bir NBA – Avrupa birlikteliğinden de bahseden Kyle Hines:

“Basketbol gerçekten birliğine dayalı bir spor. Avrupa, EuroLeague ile NBA arasında daha fazla kesişim var. Oyunun oynanış tarzı, stil açısından baktığınızda, bu sezon EuroLeague’de görebilirsiniz ki takımlar daha hızlı oynamaya başladı, daha yüksek seviyede bir oyun tarzına geçiş yaptı. 

Her şey artık çok daha hızlı. Mesela Paris örneğine bakın, onların temposu, oyun içindeki birçok şey sürekli hareket ediyor. NBA’de de görebiliyorsunuz ki, savunmaları manipüle etmek için farklı yollar deniyorlar, çeşitli setler uyguluyorlar ki bunları Avrupa’da sıkça görebilirsiniz. 

Bence bu birliğine dayalı. Artık birçok koçun birbiriyle konuştuğunu, fikir alışverişinde bulunduğunu görebilirsiniz. Ve bence oyun ilerliyor. Gelecekte daha fazla benzerlik göreceğimizi düşünüyorum. Ama NBA hala NBA. Hala dünyanın en iyi oyuncularına sahip. En iyi şutörlere, en iyi atletlere…”

Sence Avrupa basketbolu artık NBA’de daha çok takdir ediliyor mu?

“Evet, bence öyle. Mesela MVP ödülünü yeni kazanan Kendrick Nunn’a bakın. Burada, yani ABD’de büyük bir takipçi kitlesi var. MVP olduğunda gördüm ki Derrick Rose bunu retweet etmişti. Isaiah Thomas da dikkat çekti. Ben bir EuroLeague oyuncusu olarak veya EuroLeague ile ilişkilendirilen biri olarak NBA çevrelerinde bulunduğumda insanların şaşıracağını düşünüyorum.

Bence bu artık daha fazla takdir edilen, daha çok kabul gören bir şey haline geliyor. Bunun uluslararası oyuncuların başarısıyla ilgisi olabilir ama aynı zamanda EuroLeague’de oynayan oyuncuların başarısıyla da ilgisi var.  Dolayısıyla, karşılıklı deneyimlerin bir sonucu olarak, bu takdir ve büyümenin arttığını görebiliyorsunuz. “

Daha önce çalıştığı koçlar ve tarzları hakkında da konuşan Hines:

“Koç Messina… Onu gerçekten çok severim, hâlâ konuşuruz.  Ama aklımda kalan bir anı var — bir maçta iyi oynamamıştık ve o maçın video analizinde ben defalarca farklı hatalarla öne çıkarılmıştım. Hatırladığım tek şey, videodaki notlar arasında genelde “pick and roll’da perde yapmadı” gibi açıklamalar olur ya… Onunki sadece “WTF” idi (yani “Bu ne lan?” gibi). Ve bu çok komikti. Bildiğin saçma hatalar yapmıştım işte.

Ya da Itoudis. Daha önce de söyledim, onunla en çok zaman geçirdiğim koç. Yaklaşık yedi yıl birlikte çalıştık. Tutkulu, ateşli bir insan, özellikle de maç anlarında. Aramızda zaman zaman ciddi diyaloglar ve tartışmalar yaşandı.

Bir defasında aramızda ciddi bir tartışma yaşanmıştı. Neredeyse bir ağız dalaşına, hatta kelimenin tam anlamıyla bir kavgaya dönüşecek gibiydi. Yumruklaşmadık ama ortam çok gergindi. Bence bu tamamen benim ve onun birer rekabetçi oluşumuzdan kaynaklanıyordu. İkimiz de oyunu çok seviyorduk, nasıl oynandığına dair çok tutkuluyduk.”

Yakın zamanda seçilen EuroLeague’in en iyi 25 oyuncusu arasına giremeyen oyuncuları değerlendiren Hines:

“Kariyerinin uzunluğu, oyuna olan etkisi ve EuroLeague tarihindeki istatistiksel yeri düşünüldüğünde kesinlikle Nick Calathes derim. Bunun yanında Trajan Langdon ya da JR Holden gibi isimleri de söyleyebilirim. Evet, bu iki oyuncuya oy verdim ama kadroya giremediler.”

Son olarak NBA – Avrupa birlikteliği hakkında konuşan Amerikalı yıldız:

“Bence heyecan verici. Avrupa basketbolunun içinde yer almış biri olarak, EuroLeague’de bulunmuş biri olarak bunun geleceğini önceden görebiliyorduk. Belki de bu işin geliş şekli, zamanlaması insanları şaşırtmış olabilir. Benim tek dileğim, bir EuroLeague hayranı olarak, bu üç yapının – NBA, FIBA ve EuroLeague – oyunun yararına birlikte hareket etmeleri. Bence bu en önemli nokta. Düşününce, bu üç organizasyon basketbolun en büyük üç ismidir. O yüzden, birliği içinde bir model geliştirebilirlerse, bu oyunculara da kulüplere de oyunun tamamına fayda sağlar. Ben buna tamamen destek veririm.”

Soru: Peki, Amerikan izleyicisinin EuroLeague’e ilgisi artar sence?

“Evet, bence artar. Bence basketbolun güzelliği burada yatıyor. EuroLeague’in en özel yanlarından biri de şu: Her maç çok önemli. Bu biraz NCAA turnuvasına benziyor. Her maç, her pozisyon, her dakika değerli.

Amerikan taraftarlar da eğer bunu bu gözle değerlendirirse, bence kesinlikle ilgilerini çekecektir. NCAA turnuvası Amerika’daki en büyük spor etkinliklerinden biri. Bu açıdan bakarsak EuroLeague basketbolunu çok özel kılan şey bu. Ve bir diğer önemli unsur da taraftar kültürü. Dünyada OAKA gibi, Partizan gibi, Kızılyıldız gibi, Tel Aviv, Fenerbahçe gibi çok yer yok. EuroLeague’i özel yapan şey işte bu taraftar ve bağlılık kültürü. Yani insanlar bu atmosferi yaşama fırsatı bulursa, EuroLeague’in ne kadar özel olduğunu anlayacaktır.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!