by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
T.J. Shorts’un EuroLeague devi Panathinaikos ile sözleşme imzalaması, Avrupa basketbolunda adeta bir şok etkisi yarattı.
Bu sadece büyük bir transfer değil; şüphe, azim ve inançla örülmüş uzun ve dolambaçlı bir yolculuğun zirve noktasıydı.
Shorts’un en yakın arkadaşlarından ve en erken destekçilerinden biri olan Chima Moneke için bu an, son derece kişisel bir anlam taşıyordu.
İkili arasındaki yolculuk 2016 yılında, University of California, Davis’te başladı. O dönem henüz hiçbir NCAA Division I bursu almamış, isimsiz bir kolej gardı olan Shorts, UC Davis’i ziyaret ediyordu. Aggies’in yıldız forveti Moneke ise onunla akşam yemeğinde tanıştı ve o sessiz özgüvende kendisine tanıdık gelen bir şey fark etti.
Athletiko’dan Thanasis Asproulias’a konuşan Moneke, “Ondan hemen hoşlanmıştım” dedi.
“Hikâyemiz aynıydı. İkimiz de küçümsendik, göz ardı edildik ve bunun yükünü yanımızda taşıdık. Onu sahada izlemeden bile inanmıştım.”
Bu ortak dışlanmışlık deneyimi, zamanla daha da güçlenen bir bağın temelini attı. Moneke, Shorts’ta kendisinin bir yansımasını gördü. Kısa sürede ayrılmaz oldular. Moneke, Shorts’u küçük kardeşi gibi sahiplendi; ilişkileri saygı ve sert sevgi üzerine kuruluydu.
Üniversitedeki parlak kariyerinin ardından Shorts için zorluklar bitmemişti. Hemen profesyonel teklif almadı. Bunun yerine Çin’de bir turnuva takımına katıldı, Jalen Reynolds gibi deneyimli isimlere karşı sahaya çıktı. Bu onun için sert bir yüzleşme oldu ama aynı zamanda bir kıvılcım yarattı.
“Çok sinirlenmişti,” diye hatırladı Moneke. “O an içindeki ateş tam anlamıyla alevlendi. Açlığı kalıcı hale geldi.”
Sonrasında Shorts Avrupa’da yavaş ama istikrarlı bir tırmanışa başladı: Önce Letonya’da bir sözleşme, ardından Almanya’da Hamburg ve Crailsheim takımlarında geçirdiği sezonlar. Her yıl beklentileri aştı. Ve bu süreç boyunca Moneke, onun yeteneğini savunmayı bırakmadı.
“Sürekli insanlara Avrupa’nın en iyi oyun kurucusu olduğunu söylüyordum. İnanmıyorlardı. Sonra Bonn geldi.”
Telekom Baskets Bonn’da Shorts adeta patlama yaptı. MVP ödülünü kazandı, takımı playofflarda ileriye taşıdı ve Avrupa’nın en tehlikeli oyun kurucularından biri haline geldi. Artık mesele “olup olmayacağı” değil, “ne zaman” olacağıydı.
Bu sorunun yanıtı 2024’te geldi. Shorts, Paris Basketball’a katıldı ve kulübü ilk kez Fransız şampiyonluğuna taşıdı. Kupayı kaldırdıktan 24 saat sonra Moneke’ye mesaj attı:
“Şimdi daha da iyi olmam gerekiyor.”
Moneke şaşırmadı. “O zaten hep böyleydi,” dedi. “Duramaz. Açlıkla şekillenmiş bir adam. Hâlâ onun için ‘çok kısa’ diyorlar. Her başarılı adımından sonra hedefi biraz daha uzağa çekiyorlar. Ama o da bunu yakıt olarak kullanıyor.”
Shorts, Panathinaikos ile sözleşme imzaladığında Moneke bile kısa süreli bir tereddüt yaşadı. Arkadaşının Milan ya da Barcelona gibi bir takımda, sıfırdan tarihi bir proje inşa edeceğini hayal etmişti.
“Ama bana, ‘Ben şimdi kazanmak istiyorum,’ dedi. Her şeyi kendi yöntemleriyle yapmak istiyor. Hep en iyilerle rekabet edebileceğine inandı ve şimdi bunu en büyük sahnede kanıtlayacak.”
Elinde yaklaşık 2.5 milyon Euro’luk bir sözleşme ve Avrupa’nın en köklü kulüplerinden birinin sorumluluğuyla Shorts, yeni bir sayfaya hazır. Arka alanda Kendrick Nunn ile birlikte oynayacak ve Moneke onların uyumu konusunda en ufak bir şüphe duymuyor.
“Nereye giderse gitsin, o hâlâ T.J.,” diyor Moneke.
“Bu yüzden onun Avrupa’nın en iyi oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Artık Panathinaikos’ta ilk iki oyuncu da orada.”
Bugün aralarındaki dostluk, kardeşlik ve şakalaşma arasında gidip geliyor. FaceTime görüşmeleri espriler ve laf sokmalarla dolu, ama altındaki o karşılıklı inanç son derece derin.
“Kötü bir maçtan sonra ona ‘dünyanın en kötü oyuncususun’ derim, sonra da ‘en iyisisin’ diye eklerim. Ve derinlerde bir yerde bunu bilir. Çünkü yaptığı işe inanır. Kendisinden asla şüphe etmez. Asla.”
T.J. Shorts, Panathinaikos formasıyla EuroLeague’deki ilk maçına çıkmaya hazırlanırken yanında tüm o küçümsenmişlikleri, reddedilmeleri ve “asla başaramaz” diyen sesleri getiriyor. Ve onu en yüksek sesle alkışlayacak kişi, bu büyüklüğü ilk gören arkadaşı olacak.
“O hâlâ bitmedi,” diyor Moneke. “Asla bitmeyecek. Çünkü dünya sonunda ona inandığında bile o hala bir sonraki zirveyi arıyor olacak.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!