Olympiakos Efsanesi: “Obradovic’in Beni Beğendiğini Biliyorum, Ama Benim Kulübe Aşık Olduğumu Biliyorlardı”

2025-12-24T10:34:34+00:00 2025-12-24T10:34:34+00:00.

Berkay Terzi

24/Ara/25 10:34

Eurohoops.net
Giorgos-Printezis-Olympiacos-2017-Spalding

Olimpiakos’un efsane oyuncusu, geniş çaplı açıklamalarda bulundu.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net 

Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Georgios Printezis, “Euro Insiders” podcastinde herkes ve her şey hakkında samimi açıklamalarda bulundu.

Olympiacos efsanesi olan ve iki kez EuroLeague şampiyonluğu yaşayan (2012, 2013) Printezis, Olympiacos’u ikinci ailesi olarak tanımladı:

“Benim için Olympiacos ikinci ailem. Başka takımlara gitseydim EuroLeague’i kazanma şansım daha yüksek olabilirdi. Ama ben daha geleneksel bir insanım. Başka bir takıma gitseydim aynı oyuncu olmayacağımı biliyordum.”

Panathinaikos’a gidip gitmeyeceği sorulduğunda ise şunları söyledi:

Panathinaikos beni ister miydi onu bile bilmiyorum. Željko’nun (Obradović) oyun tarzımı sevdiğini biliyorum. Ama Panathinaikos camiası için benim Olympiacos’ta kalmamın daha iyi olduğunu düşünüyorum. Onlar benim Olympiacoslu olduğumu, takıma aşık olduğumu biliyor. Bence benim Olympiacos’ta kalmam daha iyiydi.”

Vassilis Spanoulis ve Kostas Sloukas’ın bir “ezeli” rakipten diğerine geçişleriyle ilgili olarak Printezis şu değerlendirmeyi yaptı:

“Spanoulis Panathinaikos’tan Olympiacos’a geldiğinde doğru olanı yaptı. Profesyonel davrandı ve kariyeri için en iyisini seçti. Ben ise duygularımla hareket ettim. Bu hamleye, ‘Bunu yapamam çünkü Olympiacosluyum’ diyen kendimden bile daha fazla saygı duyuyorum. Bu benim tarzım, bu Vassilis’in tarzı, elbette Kostas’ın (Sloukas) da. Vassilis’le düşük bütçeyle iki EuroLeague kazandık. Sloukas da Panathinaikos’la EuroLeague kazandı.”

“Fournier’i seviyorum, kaybettiğimiz finallerde elimizden gelen her şeyi verdik”

Printezis, şu anda Olympiacos forması giyen favori oyuncularından biri olarak Evan Fournier’e de değindi:
“Evan Fournier’i seviyorum. Sezona iyi başlamamış olsa bile, o kadar kaliteli bir oyuncu ki hazır olduğunda elinden gelenin en iyisini oynayacağını biliyorum. Ocak ayına kadar bu şekilde devam etse bile onu çok seviyorum.”

Ardından, oyuncu olarak yaşadığı kaybedilen EuroLeague finallerini yorumladı:
“Kolay değil tabii. Ama Real ve Fenerbahçe’ye kaybettiğimiz finallerde garip bir his vardı; içimde iyi bir duygu da vardı çünkü verebileceğimiz her şeyi vermiştik. Bana sorarsanız kazanabilirdik, ama sınırımıza geldik. Daha fazlasını yapamazdık.”

“Geçen sezon Yunan Ligi finallerinde yaşananlar hoş değildi”

Printezis, geçen sezonun Stoiximan GBL finallerinde saha dışındaki olaylar hakkında da konuştu:
“Bu bizim için çok alışıldık bir durum (gülüyor). Ama gördüklerimizin hoş olduğunu söyleyemem. Ben güzel bir atmosferden yanayım ama işin bu noktaya gelmesini sevmiyorum. Yaşanan bazı şeyler çok kötüydü. Bence insanların büyük bir kısmı gördüklerinden hoşlanmadı ve sadece Avrupa’nın en iyi iki takımı arasındaki maçları izlemek istedi. Rekabeti anlıyorum ama bu hoş değildi.”

“Olympiacos benden yüzde 100’ümü aldı, sorumluluk almayı hep sevdim”

Olympiacos’la ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Olympiacos dışında hiçbir takımda böyle bir kariyerim olmazdı. Olympiacos benden yüzde 100’ümü aldı. Küçükken sahaya gidip kafamda senaryolar kurduğumu hatırlıyorum; Milan Tomic, Eddie Johnson, David Rivers olduğumu hayal ederdim.”

2012’de İstanbul’da CSKA Moskova’ya karşı kazanılan EuroLeague finalindeki meşhur basketiyle ilgili olarak Printezis şunları vurguladı:
“Sorumluluk almayı her zaman sevdim. Kendime güvenim vardı ama hiçbir zaman büyük bir egom olmadı. Kariyerimde bir şeyi değiştirebilseydim, daha büyük bir egoya sahip olmayı isterdim. Bazen kendimi, biraz daha özgüvene ya da birilerinin benim hakkımda iyi bir şey söylemesine ihtiyaç duyarken yakalıyorum. Ama maç içinde bunların hiçbiri geçerli değil. Şanslı olduğumu söylemem, çünkü çok çalıştım. Son topları kullanma fırsatını buldum. Şans kavramına pek inanmıyorum. Hep birlikte çalıştık, koç bize inandı. Şansa inanmak, kendini küçümsemek gibi. Mesela ‘şanssızlıktan kaybettik’ diyemezsin.”

“25 yaşındayken Malaga’da emekliliği bile düşündüm”

Printezis, 25 yaşındayken Unicaja Malaga’da forma giydiği dönemde aktif basketbolu bırakmayı bile düşündüğünü de açıkladı:
“Malaga’dayken 25 yaşındaydım. Ne yaptıysam olmadı. Yaptığım hiçbir şeyde başarılı olamıyordum. Tek başıma oynasam bile kaybedecek gibi hissediyordum. Özgüvenim o kadar düşüktü. Benim için profesyonel sporda özgüven her şeydir. Topu bana verdiklerinde ondan kaçmak istiyordum. Hatta emekliliği bile düşündüm. Kendimi çok kötü hissediyordum. İki seçenek arasındaydım: Ya bırakacağım, ya bir yerde sadece eğlenmek için oynayacağım ya da günde beş saat salona girip bir hayvan gibi çalışacağım. Üçüncüsünü seçtim. 3 Şubat’ta kadro dışı kaldım. Her gün sabah iki saat, akşam iki saat çok sıkı çalıştım. Oradan ayrıldığımda Olympiacos’a döndüm, finallerde oynadım ve yaz boyunca iki buçuk ay günde iki antrenman yaptım. Oyuncu olarak ne kadar geliştiğimi söyleyemem ama mentalitem çok gelişti. Dušan Ivković’in güvenini kazanmış olmak beni çok mutlu ediyor.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!