Mercek Altında – 26. Hafta: Fenerbahçe’nin Ölümcül Serisi ve En Önemlisi

2017-03-19T09:15:57+00:00 2017-03-19T09:15:57+00:00.

Bugra Uzar

19/Mar/17 09:15

Eurohoops.net

EuroLeague’in normal sezonun bitimine beş tur kala, takımlar en iyi yerde kalmak için her şeylerini veriyor. Koçlar ellerindeki her silahı devreye sokuyor. Yakın Mercek hepsini sizin için detaylarıyla inceliyor.

By Panos Katsiroumpas/ info@eurohoops.net

Merceğimiz bu hafta da Turkish Airlines EuroLeague’in en güzel maçlarını ve haftanın en dikkat çekici basketbol hamlelerini yakın plana alıyor.

Brose BambergFenerbahçe

Sırtına aldı, taşıdı

Bobby Dixon, Zeljko Obradovic‘in ekibinde bu hafta adeta tek başına bir takım gibiydi. Daha ilk çeyrekte 12 sayı atıp son topu da sayıya çeviren Dixon, Bamberg oyuna geri dönmeye çalıştığı her anda devreye girdi.

Perde arkalarından bol bol şut çıkaran Dixon savunma üzeriyken dahi tereddüt etmedi. Sonuç? Göz kamaştırdı. 8/13’le 26 sayı attı.

Takımın en önemlisi!

Ekpe Udoh hakkında daha ne diyebiliriz? Savunmadaki oyunu onu Fenerbahçe‘nin en önemli oyuncusu yapıyor. Bamberg’e karşı neredeyse 39 dakika sahada kaldı, her switch’ten sonra adamını kovalamak zorunda kaldı, en azından potayı sakladı ve Bamberg kısalarının yaratıcılığını önemli biçimde sınırladı.

12 sayı, 5 ribaunt ve 4 blokluk performansından da önemlisi değişmeli savunmadaki çabası ve çalışkanlığıydı.

0-14

Almanya’da ilk yarı biterken fark dört sayı, Bogdanovic sakatlığı sebebiyle saha dışındaydı. Her şey ikinci yarıda dişe diş bir mücadeleye işaret ediyordu. Ama savunmasını da kuşanan Fenerbahçe beş dakika boyunca ev sahibine sayı attırmadı.

Bu sırada gelen 14-0’lık seri farkı 18’e çıkardı. O noktadan itibaren skora tutunup Alman ekibinin yaptığı her karşı hamleye karşılık vererek maçı kazandılar.

Streilnieks yoksa tadı yok
Brose, Letonyalı oyuncusunu çok aradı. Fenerbahçe’nin savunma yöntemini kırmak ve oyunun geldiği noktada perimetreden gönderdiği şutlarla gerçekten katkı yapabilirdi. Zisis ve Causeur de fena değildi ama onun perdelerden çıkardığı direkt şutların yerini tutamadı.

PanathinaikosReal Madrid

Hoşgeldin

James Gist dört ay sonra döndü ve daha sahaya ayak bastığı ilk anda yokluğunun takımını nasıl etkilediği anlaşıldı. Özellikle ikili oyunlarla getirdikleri, Panathinaikos‘un oyununda eksikliği özellikle hissedilen elementlerdi.

Takımı için yerden yere atladı, guard’larla iş

Kelepçeler

Panathinaikos’un savunması Sergio Llull’u tam anlamıyla kelepçeledi. Real’in lideri karşısında tamamen kendisine odaklı bir takım buldu ve bir türlü oyuna giremedi. Calathes ve James’in topa yaptıkları baskı, doğru karşılamalar ve her perdede gelen enerjik çıkışlar işini çok zorlaştırdı. Pao’nun savunması yüzünden Lllull’un şut sayısı ortalamanın yarısında kaldı, normalin iki katı top kaybı yaptı.

Mükemmel dördüncü çeyrek

Hücumda Panathinaikos mükemmel bir çeyrek geçirdi ki aslında maçın en önemli anı da buydu. Her ters eşleşmede rakibi vurarak 30 sayı attılar, aynı zamanda Real’in savunma zaafını da değerlendirdiler. James’in Carroll karşısındaki çabukluğu, Ayon’un pasif savunmasına karşı da avantaj oldu. Singleton her ters eşleşmeden yararlanarak içeride, dışarıda savunmada bulduğu her delikten sayı çıkardı.

Gelecekten manzaralar

Real’in perimetre savunmasında sorunlar vardı ama pozisyon başına savunma istatistiklerinin de felaket olması tesadüf değil. Koç Laso playoff’larda üst düzey hücumlarla karşı karşıya gelecek takımını toplamak için çözümler bulmaya çalışıyor.

Jeff Taylor’ı rakibin en iyi kısasına vermek bir denemeydi. Panathinaikos’a alan baskısı denedi. Uzun oyuncuları yüksek postada konumlandırarak ikili oyunlardan çıkacak ters eşleşmelerden kaçırmaya çalıştı. Panathinaikos’a karşı işe yaramadı ama İspanyol koçun gelecekte ne yapmayı düşündüğünü görmek bakımından ilginçti.

BaskoniaCSKA Moskova

Basketbol kazandı!

Vitoria’da her boyutuyla muhteşem bir maç oynandı. Nefes kesen bir atmosfer, inanılmaz oyunlar, her seviyede oyundan fışkıran tutku ve hırs. Sondaki dramatik finali de ekleyince yılın en iyi maçlarından birini izlediğimize şüphe kalmıyor.

Takımın tutkalı!

Shengelia döndüğünden bu yana Baskonia‘nın Fenerbahçe’yi İstanbul’da, CSKA‘yı Vitoria’da yenmiş olması tesadüf mü? Yokluğu, Bask ekibine çok şey mal olurken dönüşü de bir değil birden fazla çözüm getirdi. Sırtı dönük oyunu, yaratıcılığı, gücü, ribauntlardaki enerjisi, sert perdeleri ve savunmadaki güçlü vücudu… Her şeyden öte o adeta Baskonia’nın simgesi gibi. Hiç şut kaçırmadan 9 sayı atması 6 ribaunt, 5 asist, 2 top çalma ve 1 bloğuyla kusursuz bir performans.

BLOK PARTİSİ
Adam Hanga’nın çılgınlık seviyesinde iyi bir savunmacı olduğunun farkındayız ama CSKA karşısında ilk yarıda yaptıkları mümkün olmamalıydı! Savunmada neredeyse her pozisyonu daha başlamadan okudu. Dört blok yaptı, üçünü rakip oyuncunun içeriye girişine yardıma giderken yaptı. Kurtardığı dört basket maçın sonucu düşünüldüğünde her anlamda hayati oldu.

Dahası takımın en skorer ismiydi, topu yere vurup büyük anlarda büyük oynadı ve boyalı alana adeta saldırdı.

Ölümcül ve estetik

Chase Budinger bu maçta takım için iyi şut attı ama iki hayati hatası neredeyse maça mal oluyordu. Sito Alonso’nun stratejisi Teodosic’in önüne iri bir savunmacı koyup şut atmasını zorlaştırmaktı ama Amerikalı iki pozisyon üst üste Milos’u kaçırdı.

Üst üste yedirdiği iki üçlüğü De Colo’ya müthiş bir savunma yapıp potayı koruyarak telafi eden Budinger bir anlamda takımına bu büyük galibiyeti getiren oyuncu oldu.