Fenerbahçe‘nin Sırp yıldızı Bogdan Bogdanovic sezonun sonu ve playoff’ların arifesinde EuroLeague’in resmi sitesi için bir blog kaleme aldı.

Biten sezonu değerlendirdi, Final Four hedefi hakkında görüşlerini dile getirdi, kaçan ev sahibi avantajını, OAKA’da almak zorunda oldukları galibiyeti ve Panathinaikos serisini kazanmanın püf noktasını anlattı.

Ve tabii ki takımda kimsenin sakat olmamasının verdiği sevinç, sözlerinde ilk sırayı aldı.

“En azından benim için gerçekten zor bir sezondu. Çok maç kaçırdım ve hedeflerimden biri 30 maça da çıkmak, herkese karşı mücadele etmekti. Bunun dışında ilginç bir normal sezondu diyebilirim. Basketbolseverler için oldukça heyecanlı ve güzel geçti. Geçmişe kıyasla  daha iyi olduğuna şüphe yok. Ancak çok fazla sakatlık yaşadık ve ev sahibi avantajı olmadan playoff’lara gitsek de herkes şimdi yeniden sahalara döndü ve hazır. Kostas Sloukas ve Luigi Datome‘ye de geçen hafta kavuştuk. Belki bu sezon ilk kez tam kadro olmuyoruz ama bu kez tam zamanında eksiğimiz yok. Herkes sağlıklı ve umarım sezon sonuna kadar da durum değişmez. Şu an tek istediğimiz bu. Kostas bizim için çok önemli bir oyuncu, takımdaki herkesin bir önemi var. Birkaç ay önce birisi bana takımın bensiz nasıl oynayabileceğini sormuştu, ben de biz kadrodaki herkese ihtiyacı olan bir takımız demiştim. Biz böyle oynayamaya alışkınız ve herkes sahada olduğu zaman çok iyi oluyoruz. Daha hızlı oynayıp oyunu iki tarafta da değiştirebiliyoruz. İçeriden, dışarıdan hücum edip tahmin edilemez bir takım oluyoruz. Avantajımız bu.

Ben de daha iyi oynuyorum. Barcelona’ya karşı iyi bir maç çıkardım. Normal sezonu bir galibiyetle bitirmek o gece çok iyi oynamamış da olsak güzeldi. Sonuçta çok önemli bir galibiyet kazandık. Şimdi her şey yeniden başlıyor ve herkes normal sezonun nasıl geçtiğini unutacak. Çünkü ayakta kalan dört takım geçmişte ne olursa olsun, EuroLeague’in en iyi dördü olacak. Playoff’ta İstanbul’dan üç takım var ama hiçbirinin ev sahibi avantajı yok. Ama bu çok da önemli değil. Ev sahibi avantajı güzel bir şey tabii ama evinde oynayacağın iki maçı kazanmak zorunda olma baskısı da zorlu. O ilk iki maçtan birini kaybedersen almak için o kadar uğraştığın avantaj gidiyor. Kazanırsak şöyle olur demeye de vakit yok. Maç maç bakıp seri boyunda daha iyi olduğunu göstermek zorundasın.

Öncelikle Final Four’a gidip bize destek veren dünyanın dört bir tarafındaki Fenerbahçe taraftarlarını mutlu etmek istiyoruz. Seriyi bizi motive ve konsantre tutmak için her zamankinden fazla uğraşan Zeljko Obradovic için de kazanmak istiyoruz. Burada artık dördüncü yılı ve her sezon Fenerbahçe, OAKA’ya gdip kaybetmiş. Bizim için bu bir ekstra motivasyon. Çünkü artık Final Four’a gitmek için OAKA’da bir kez olsun kazanmaya mahkum olduğumuzu biliyoruz. Geçen sezon beraberce bir playoff serisi kazandık ama bu sefer durum biraz farklı. Geçen sezon Real Madrid‘i 3-0’la süpürüp Final Four’a gitmiş, final yapmıştık. Ondan önceki yıl sarı-lacivert forma yarı finaldeydi. Şimdi daha zorlu bir yoldan da olsa Final Four’a bir kez daha gitmeyi ve orada daha da başarılı olmayı umuyorum! Taraftarlarımız İstanbul’da çoğunlukta ve tabii ki bu bizim için ekstra motivasyon kaynağı. Fakat bir yandan da şu an bunu uzun uzun düşünemeyiz. Maçlara odaklanmalı, OAKA’ya konsantre olmalıyız. Mesele bu.

Panathinaikos sert bir takım, bu sır değil. OAKA’daki atmosfer de her rakip için zor. Hak ederek buraya kadar geldiler. Özellikle önemli takımlara karşı çok iyi oynadılar. Orada bir maç kazanmak istiyorsak sıradışı işler yapmalıyız. Taraftarlarıyla aralarındaki bağ bizim Ülker Arena’daki destekçilerimizle aramızdaki iletişime çok benziyor. Yine de böyle salonlarda tecrübeli, güçlü atmosferlere alışığız. Playoff maçlarında bu atmosfer biraz daha özel olur. Herkes orada olmak ister. İnsanlar takımlarının son maçı olabileceğinin telaşıyla daha da çok bastırırlar. Sezonun en çılgın atmosferleri ve en güzel iç saha maçları playoff’larda oynanır.

Fantasy Challenge’da son dönemde kötüyüm. Ama çok oraya dikkatimi veremiyorum. Verebilsem, bence kazanabilirdim! Fakat şu aralar takımıma odaklanmak zorundayım. Fantazide daha iyi olabilirdim ama gerçek takımım tabii ki her zaman önce gelir.

Playoff’lara dönersek, herkes böyle maçlarda oynamak ister. Bu seriler bir rakibe karşı kısa sürede üst üste maça çıktığınız nadir fırsatlardır. O takımdan, en azından serinin oynandığı sırada daha iyi olduğunuzu göstermeniz için en net şanstır. Sizden daha iyi durumdaki bir takımı üç kere yenmek zor olabilir belki ama kimin Final Four’u hak ettiği, kimin etmediği de böyle ortaya çıkar. Sezon boyu çok iyi oynayan takımlara ne kadar iyi olduklarını göstermek için bir fırsat bu. Dolayısıyla hedefimiz basit ve net:

Panathinaikos’tan playoff’larda daha iyi olmak!”