Serinin başında istediğimiz şeyi elde ettik: Yunanistan’da bir galibiyet ve seri İstanbul’a iki maç için geri dönüyor. Serinin ikinci maçı ilk maçtan çok farklıydı. Oyunumuzu bir hayli geliştirdik, özellikle savunma ve ribauntlar konusunda. İkinci maçta yalnızca 10 hücum ribaundu verdik, ilk maçta ise Olympiakos 18 tane almıştı. Çok fiziksel bir oyun ortaya koyduk ve asla pes etmedik. Playoff’larda bu daha da önemli. Maçın büyük bölümünü geride oynasak da asla kaybedeceğimizi düşünmedik, bu da bize son iki dakikada maçı kazanma fırsatı verdi.

Maçı kazandığımıza çok sevindik ama hiçbir şeyin henüz bitmediğinin farkındayız, bu sadece ihtiyacımız olan galibiyetlerin ilkiydi.

Sanırım birçok kişi Kirk’ün maçı kazandıran basketine şaşırtı ama bir takımı iyi yapan şeylerden biri de tahmin edilemez olmaktır. Hepimiz onun o şutu sokabileceğini biliyorduk. O pozisyonu anlatmam gerekirse; önce bir floater ile çembere kendim topu atmayı düşünüyordum ama sonra onu boşta gördüm ve “bu onun şutu, ona vermeliyim” diye düşündüm. Top biraz çemberde naz yaptı ama sonunda girdi. Alex çalışkan bir adam ve bunu hak ediyordu.