Vesely: “Fenerbahçe’ye Obradovic İçin Geldim”

27/Eyl/17 19:42 Eylül 30, 2017

Mehmet Bahadır Akgün

27/Eyl/17 19:42

Eurohoops.net

Jan Vesely, Fenerbahçe’ye gelme kararını alış süreci, İstanbul’daki yaşantısı, Fenerbahçe formasını giyerken hissettikleri ve NBA’e dönüş ihtimali üzerine konuştu.

Çeviri: Mehmet Bahadır Akgün (@mbakgun) / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kopyalanması, alınması kesinlikle yasaktır.

Fenerbahçe Doğuş‘un yıldız uzunu Jan Vesely, David Aldridge’e dopdolu bir röportaj verdi. Huzurlarınızda o röportajdan satır başları…

– Hem takım olarak hem de kişisel anlamda iyi bir sezon geçirdiniz. Şu an bulunduğun noktayla ilgili ne hissediyorsun?

– Harika hissediyorum. Geçen sezon Fenerbahçe‘deki üçüncü sezonumdu ve Final Four’a üçüncü kez yükseldik. İlkinde yarı finalde kaybetmiştik, ikincide ise finalde. Ama üçüncü, kariyerimin en iyi sezonlarından biri oldu. EuroLeague’i kazandık. Bu yüzden burada oynuyorum. İnanılmazdı.

– Fenerbahçe’ye gitmendeki en büyük sebeplerden birinin Obradovic ile çalışmak olduğunu biliyorum. Seni ne anlamda geliştirdi ve kariyerini nasıl etkiledi?

– Ben Fenerbahçe ile anlaşıp onunla çalışmaya başlamadan önce Yaz Ligi’nde, Vegas’ta kendisiyle görüştüm. Durumumu sordu. Çok da iyi olmadığını söyledim. Peki dedi, ne zaman istersem Fenerbahçe’ye gitmem durumunda çok mutlu olacağını söyledi. Bir yıl sonra Fenerbahçe ile anlaştım. Benim için çok fazla şey yapıyor. Onun için geldim Fenerbahçe’ye. Bana özgüven verdi, takımda bir rol verdi. Takımın liderlerinden biriyim. Bunu sayılarda görmüyorsunuz ama işin enerji, savunma ve takım arkadaşlarıma yardım etmek gibi kısımlarında görebilirsiniz. Böyle şeyler. Kötü geçen NBA kariyerimin ardından bana oynama şansı verdi. Bana üst seviyede oynama fırsatı sundu. Çok beklentisi var ve böylesi bir baskıya bayılıyorum.

– Senin için, yapamadığın şeylere zorlamak yerine güçlü yönlerini kullanan bir koçla çalışmak önemli miydi?

– Kesinlikle, kesinlikle. Obradovic‘in 9 EuroLeague şampiyonluğu var. Her oyuncusunun neler yapabileceğini biliyor ve tüm oyuncularından azami verim almaya çalışıyor. Özellikle de benden. Beni farklı oyuncularla farklı pozisyonlarda oynatabileceğini biliyor. Gelişimime ve iyi oynamama yardımcı oluyor. Bu hücumda farklı varyasyonlar kurmak için takıma da yardımcı oluyor ama özellikle savunmada işe yarıyor. Böyle konularda neler yapabileceğini gerçekten çok iyi biliyor. Size kullanabileceğiniz şekilde bir fırsat sunuyor ve en önemlisi de bu.

– Ligde ve EuroLeague’deki fiziksel seviye ne durumda?

– Çok sert. Kolay değil tabii ki. NBA gibi çok fiziksel değil ama yine de sert maçlar geçiyor. Bazen bir sezonda 55-56 maça çıkıyorsunuz. Mesele skor üretmek değil. Savunma, iyi savunma yapmak. Bu da sizi yoruyor. Önemli olan güçlü olmak değil, formda olmak. Ve reaksiyon göstermek zorundasınız, özellikle Avrupa’da. Sahada reaksiyon vermek için yarım saniyeniz var. Rotasyonun gelişini görmeniz lazım. Savunma ise NBA’dekinden daha yakın. Herkes zayıf tarafa yardım götürüyor, savunmada perdelerde adam değişiyor. Çabuk reaksiyon vermeniz gerekiyor.

– EuroLeague şampiyonluğunda pay sahibi olmak senin için ne anlama geliyor?

– Ben takımın çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koyan bir oyuncu ve insanım. Ben 5 sayı atıp 5 ribaund alırım ama maçı kazanırsak bu 20 sayı atıp 10 ribaund alacağım, double-double veya triple-double yapacağım bir maçtan çok daha fazla mutlu eder beni. Birilerine yardım edebileceğimi düşünüyorum. Eğer biri yorgunsa, ‘Tamam sen dinlen ben senin yerine savunma yaparım’ derim. Sen çok agresif olmayan benim rakibimi al. Maçı kazanırız, kupayı kazanırız. Bence takıma katkım bu. Her maç oyunun iki tarafında da maksimum verimi vermeye çalışıyorum.

– Oradaki atmosfer nasıl?

– İlk olarak, taraftarlar inanılmaz. Her maç yarattıkları atmosfer size o kadar enerji veriyor ki bazen yorgun olduğunuzu düşünmüyorsunuz. Taraftarlar zıplayıp bağırıyor. Artık nasıl oynarsam oynayayım daha fazla enerjim oluyor. Size böyle bir enerji veriyorlar ve sahada size itici güç oluyorlar. Organizasyon harika, standart olarak NBA’e çok yakın. Birçok fırsat var. Yemekler, restoranlar, kahve içilecek yerler… İnanılmaz, alışveriş… Burada hayat güzel. Taraftarlar da size saygı duyuyor. Herkes işin içinde. Özellikle EuroLeague’i kazandıktan sonra durum onlar için çok daha çılgın bir hâl aldı. Herkes LeBron James geliyor gibi yapıyor. Türkiye ve Fenerbahçe için, aynı zamanda kendim için de bu büyük bir başarı. Harika.

– Çekya milli takımından arkadaşın Tomas Satoransky ile Wizards sezonunu konuştun mu?

– Sezon içerisinde birkaç kez konuştuk. Yaz sonunda birbirimizi gördük. Hem benim düğünümde, hem de onun düğününde. Biraz konuşma fırsatı bulduk. Avrupalı bir oyuncu için NBA’deki ilk sezonu kolay değil. Tamamen yeni bir sistem, farklı insanlar, farklı oyuncular. NBA’de oyun daha fiziksel. Kolay değil. Zorluk yaşadı. Ama ona benim de benzer bir durum yaşadığımı söyledim. Sadece pozitif kalmaya çalışmasını söyledim. Tek yapabileceğiniz şey sıkı çalışmak ve koçlarla yönetime orada bulunmayı hak ettiğinizi kanıtlamak. O da bunu yapmaya çalıştı. Basketbol konusunda çok tutkulu. Böyle bir durumun başından geçmesi onun için çok zor ama yeterince olgun biri. Dahası basketbol konusunda öyle çılgın ki iyi işler yapacaktır. Artık sezon bitti  ve önünde yeni bir sezon var. Bence bu sezon mental anlamda onun için çok daha iyi olacak.