Berkan Durmaz: “Basketbol Şampiyonlar Ligi Krizi Çok İyi Yönetti”

2020-11-22T22:03:03+00:00 2020-11-23T10:55:33+00:00.

Mehmet Bahadır Akgün

22/Kas/20 22:03

Eurohoops.net

TOFAŞ’tan Berkan Durmaz, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi.

By M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

TOFAŞ Spor Kulübü’nün genç oyuncusu Berkan Durmaz, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi.

23 yaşındaki milli oyuncu, kariyer hedeflerinden Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde gösterdiği performansa, pandemi sürecinde yaptıklarından Sammy Mejia ile özel ilişkisine kadar birçok konuya değindi.

Huzurlarınızda Berkan Durmaz ile gerçekleştirdiğimiz röportaj…

– Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki JDA Dijon maçından başlamak istiyorum. Takım olarak iyi bir maç oynadınız ama senin bireysel olarak çok üst düzey bir performansın vardı. Şanssız bir mağlubiyet oldu. Dış atışlarda gelişmeye devam ediyorsun. O maçta bunu bir kez daha gösterdin. Kariyerinde gelmek istediğin ve bulunduğun nokta ile ilgili neler düşünüyorsun? TOFAŞ’ta bu kadar sorumluluk almak sana nasıl hissettiriyor?

– Hayat felsefem her zaman daha iyi olmak. Dünden daha iyi, yarından daha kötü olmak. O yüzden her gün kendime bir şeyler katmaya çalışıyorum. Özellikle son dört sezondur şut üzerine çalışıyorum. Samir Ağabey ile çalışıyorum. Serkan Erdoğan bizim bireysel antrenörümüzdü. Onunla da çalışıyordum. Sürekli eksik gördüğüm yerleri tamamlamaya çalışıyorum. Sahada da galip gelirken veya takım iyi şeyler yaparken pastada büyük paya sahip olmak, sorumluluk sahibi olmak benim de hoşuma gidiyor. Sonuçta biz basketbolcuyuz ve sahada oldukça, güzel şeyler yaptıkça mutlu oluyoruz. Böyle bir felsefem var diyebilirim.

– Seni izlemekten çok büyük keyif alıyorum. Bu sezon kariyer maçlarını oynuyorsun fakat maalesef TOFAŞ için takım olarak Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki özellikle son iki maçta işler çok iyi gitmedi. Çok şanssız mağlubiyetler de oldu, uzatmada geldi o mağlubiyetler. Takımın daha sonraki aşamalara geçmesi ile ilgili ne düşünüyorsun? Hedefleriniz neler? Bundan sonra nereye kadar gidebilirsiniz sence?

– Tabii ki de dörtlü grup olması, evimizde iki rakibe kaybetmemiz bizim için dezavantaj gibi gözüküyor ama sonuçta seyircisiz oynanan bir sezon var. Onlar bizi kendi evimizde yendiyse biz de onları kendi evlerinde yenebiliriz. Sonuçta aramızda dağlar kadar fark yok. Biz sadece kendimizi geliştirmeye odaklandığımız zaman takım olarak eminim ki üst turlar için de çok büyük şansımız olacağına inanıyorum.

– Bizim pek de beklemediğimiz bir ayrılık yaşandı, Orhun Ene TOFAŞ’tan ayrıldı. En azından kamuoyu için sürpriz bir ayrılık oldu. Siz böyle bir ayrılığı bekliyor muydunuz? Sizi nasıl etkiledi bu ayrılık?

– Yani biz de sizinle aynı zamanda öğrendik Orhun Ağabey’in ayrıldığını. Tabii ki de sonuç olarak biz profesyonel sporcular olarak işimizi en iyi şekilde yapmak zorundayız. Hayat devam ediyor. Maç kazanmak, bir şekilde reaksiyon verip oynamak zorundaydık. Türkiye Ligi’nde ikide iki yaptık ama Şampiyonlar Ligi’nde uzatmada, kendi evimizde talihsiz kaybettik. Ama tabii ki de bir sürü parametre var maç oraya gelene kadar. Onların üzerine çok çalışıyor. Gerek toplantılar ile, gerek sahaya çıktığımızda o eksikleri gidermek için çok çalışıyoruz. İnşallah ilerleyen dönemlerde o hataları telafi edebileceğiz.

– Henüz 23 yaşındasın. Oyuncuların daha ilerleyen yaşlarda da NBA’e gittiklerini, farklı aşamalar kaydettiklerini görüyoruz. Senin gelecek hedeflerin neler? NBA hayalin var mı yoksa başka şeyler mi planlıyorsun?

– Benim öncelikli hayalim bu sezonu TOFAŞ ile birlikte mükemmel geçirmek. Biraz yavaş bir başlangıç yaptık, burayı çok iyi toparlamak istiyoruz. Geçen sene 7DAYS EuroCup’ta ilk sekize kalmıştık, belki ilk dörde kalabilirdik. Yine o seviyelere çıkıp Türkiye Ligi’nde ilk dört, ilk beş sırayı zorlayıp, playoffta çeyrek final ve yarı finali geçmeye çalışıp finale çıkmak…  Benim öncelikli hayalim bunları başarmak. Daha sonrasında tabii ki her oyuncu seviye atlamak istiyor. Tabii ki benim de kişisel hedeflerim arasında Avrupa kupalarında sorumluluk alan bir Türk oyuncu olmak veya kısmet olursa NBA’de belli bir rolü olan bir oyuncu olmak hedeflerim. Bunları takım dışında bireysel antrenmanlarla hedefime ulaşmak için çalışıyorum. Sahada da bunları kanıtlamak, hem takımıma faydalı olmak hem de kendim de o çalışmaların meyvesini yemek için bunları sürdürüyorum.

– Oyun tarzı olarak bugün oynanan basketbola çok uygunsun. Eskiden senin tarzındaki oyuncular iki pozisyon arasında kalmakla eleştirilebiliyordu fakat sen fiziğin ve yeteneklerin ile özellikle şutlarını da bu kadar geliştirmişken bugün oynanan basketbola çok uygunsun. Bu oyun tarzı olarak kendini benzettiğin bir oyuncu var mı?

– Ben kendimi benzetmiyorum fakat izleyip analiz etmeyi seven birisiyim. O yüzden birçok kişiyi izleyip “onların iyi yönlerini kendi basketboluma nasıl uyarlayabilirim”i düşünüyorum sürekli. İşte topu aldığın zaman şut atmak, post-up’ta hangi kararları vermen gerekiyor, atmak mı lazım, terse mi çevirmek mi lazım? Bunların hepsini izleyerek öğrenmeye çalışıyorum. O yüzden birçok oyuncuyu takip ediyorum. Tek bir kişiye kendimi benzettiğimi söyleyemem.

– Pandemi dönemi herkes için çok ağır geçiyor. Basketbolda da bunun etkilerini görüyoruz. Fakat bütün bu takvim sıkışıklığında Basketbol Şampiyonlar Ligi, esnek bir fikstür organize etti. Bu da ertelenen maçların daha rahat oynanmasını sağlıyor. Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Sence organizasyonun bu anlamda yapmaya çalıştığı şey doğru mu? Siz neler hissediyorsunuz bu süreçle ilgili?

– Bence Basketbol Şampiyonlar Ligi bu krizi çok iyi yönetti. Fırsata çevirdiklerini de düşünüyorum ilerleyen dönemler için. FIBA bu konuda bence çok mantıklı hareket etti. Bizim için de ben tabii ki her zaman mümkün olduğunca çok Avrupa maçı yapmak isteyen, haftada iki maç oynamak isteyen birisi olduğum için gruptaki takım sayısının dörde düşürülmesi, orada ilk ikiye giremeyenlerin elenmesi beni biraz üzdü açıkçası ama FIBA’nın burada almış olduğu kararların son derece mantıklı olduğunu düşünüyorum.

– Pandemi döneminde birçok insan evde çok uzun süreler geçirdi. Birçok insan da bu süreci dizi, film izleyerek geçirdi. İzlediğin bir dizi veya film oldu mu? Sen o dönemi nasıl geçirdin?

– Açıkçası benim çok öyle bir fırsatım olmadı. Sürekli evde antrenman yaparak geçirdim. Kendimi yemek yapma konusunda da geliştirdim. Antrenman, yemek yapma ve arkadaşlarımla sosyalleşmek için oyun oynamaya konsantre oldum ama günlerimin büyük çoğunluğu evde antrenman yapmakla geçti. Hatta şöyle bir şey yaptım, genelde evde boş kaldığım zaman dizi-film izlemek yerine deplasmana giderken dizi izlemeyi seviyorum. Ben The Last Dance’i izlememiştim, o yüzden arkadaş grubumda da büyük linç yedim “Nasıl izlemezsin!” diye. Dedim ki “Deplasmanlara saklıyorum.” Hâlâ da bitirmedim bu arada. Son üç bölümüm kaldı.

– Yemek yapmaktan bahsettin. En iyi yaptığın yemek ya da bu süreçte öğrendiğin yemek ne?

– En iyiden ziyade benim için tadı mükemmel olan şeyler keşfettim. Biri de tatlı patatesi fırında, julyen doğranmış havuç ile pişirmek. Böyle şekerli, hafif, mükemmel bir tadı oluyor. Onu keşfettim. Bir de pancar cipsini keşfettim. O ikisi benim için pandemi döneminde farklı keşiflerden oldu.

– Tam sporcu yiyecekleri.

– Pandemi dönemi başlarken bizim Fenerbahçe maçından iki gün sonra bireysel olarak diyetisyen Gizem Tümay ile çalışmaya başladım. Onunla birlikte aslında ben de keşfettim o tarifleri. Çok da büyük faydasını gördüm. Özellikle pandemi döneminde 8 kilogram kas olarak aldım. Yağsız, mümkün olduğunca az yağlı, çok kas kütlesi almaya çalıştım. 8 kilo aldım. O yüzden benim için o dönem çok kritik ve güzel geçti.

– Sorularımdan bir tanesi de şuydu: Bugünlerde oyuncuların zihinsel sağlıkları ile ilgili konu çok konuşuluyor. Özellikle oyuncuların pandemi döneminde çok zorlandıkları ifade ediliyor. Sana onu sormak istiyordum, bu süreci kendi adına çok verimli geçirdiğini anlayabiliyorum. Senin için nasıl geçti o süreç?

– 15 yaşından beri sürekli milli takım kamplarına gittiğim için kendime vakit ayırabileceğim, çalışabileceğim çok uzun bir dönem olmuyordu. Şimdi böyle bir fırsat yakalamışken ilk günden sezon açılana kadar sadece bir hafta tatil yaptım. O yüzden de çok verimli geçirdim bu dönemi. Bireysel kondisyonerim Erçin Çaçan ile sürekli online programlar yaptık, idman yaptım. Kulüpten eve dumble stoklamıştım. Öyle güzel bir çalışma ortamı yapmıştım kendime. O yüzden benim için çok keyifli geçti.

 

Beşiktaş‘ın bu seneki projesi ile ilgili ne düşünüyorsun? Genç Türk oyuncular önemli süreler alıyor. Oyuncuların bu kadar süre almaları sence ileride faydasını gösterecek mi ülke basketbolumuz için?

– Bence Türk oyunculara sorumluluk verildiği zaman, belli bir süre verildiği zaman bazı şeylerin başarılabileceğini kanıtlamak için mükemmel bir fırsat yakaladıklarını düşünüyorum. Alperen bunu haftalardır yapıyor. Şu an skor anlamında lig liderlerinden birisi sanırım.

– Peki pandemi böyle devam ediyorken lig sence bitebilir mi?

– Şu ana kadar bence gayet iyi gitti. Sadece birkaç maç ertelendi. Ben bitebileceğine inanıyorum. Sonuçta bir şekilde dokuz hafta oynandı ve devamı da gelebilir diye düşünüyorum. Sıra dışı durumlar olursa ligin her türlü biteceğini fakat erteleneceğini düşünüyorum. Ama tabii ki kararı Federasyon veriyor. Benim inancım ligin her şekilde bitebileceği yönünde.

– 2020 yılının bütün lanetini bitirmek için bir basketbol maçını kazanman gerekiyor diyelim. Gelmiş geçmiş tüm basketbolcular arasından kendine dört takım arkadaşı seçmeni rica ediyorum.

– Enteresan bir karışım yapalım. 1 numaraya… 3 numara şu an kesin Sammy Mejia. O burada banko. 5 numaraya Shaquille O’Neal’ı alıyorum. 1 numaraya eskilerden… David Rivers’ı alalım. 2 numara da Majesteleri’ni almazsak ayıp olur.

– Sammy Mejia’yı özlüyor musun?

– Onunla dört sene geçirdik. İlk profesyonel olduğum yıl benimle birlikteydi, şimdi 23 yaşındayım. Uzun zaman birlikte vakit geçirdik, çok şey paylaştık. Tabii ki artık ailenin ferdi gibi olmuştu. Zaten Türk gibi hissediyordu. Birlikte Türk yemekleri yediğimiz yerlere gidiyorduk. Avrupa maçlarından önce kuru fasulye – pilav klasiğimiz vardı. Barış Ağabey, ben, Berk, Muhaymin, Sam Abi… Öyle toplanıp yemek yiyorduk maç öncesi. Saha içinde de çok iyi bir liderdi. Ondan da çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Onu izlerken, o kadar yakından takip ederken çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Özellikle benim için çok faydalıydı çünkü yaptığı her şeyden ben kendime bir şeyler katıyordum. Onun ve Barış abinin bu konularda üzerimde büyük emeği olmuştur.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!