Galatasaray, TOFAŞ, Darüşşafaka: Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde Son 16’nın Nabzı

23/Oca/22 22:08 Ocak 23, 2022

admin69

23/Oca/22 22:08

Eurohoops.net

Temsilcilerimizin Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki Son 16 gruplarını Eurohoops Fırın inceledi.

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde normal sezon ve Play-In turları kıran kırana mücadelelere sahne olarak geride kaldı…

Sezona Türkiye’yi temsilen Galatasaray NEF, Beşiktaş Icrypex, Pınar Karşıyaka, TOFAŞ ve Darüşşafaka olarak sıralanan 5 ekip başlamıştı.

B Grubu’nda mücadele eden Pınar Karşıyaka 3 galibiyet – 3 mağlubiyetle 3. sıradan Play-In Turu’na kalıp A Grubu ikincisi Lenovo Tenerife’yle eşleşti. Karşıyaka, İzmir’de bir maç alıp deplasmanda 2 kez kaybedince yola devam etme şansını yitirdi.

E Grubu’ndaki Galatasaray NEF ise 6 maçta 5 galibiyet alarak grubunu lider tamamlayıp direkt olarak Son 16 Turu’na kaldı.

F Grubu’nda mücadele eden TOFAŞ da 4 galibiyet alarak liderlik koltuğunda grubundan direkt olarak Son 16’ya geçiş yaptı.

G Grubu’ndaki Darüşşafaka ise 6 maçta 2 galibiyetle Play-In Turu’na kalıp son 2 sezonun şampiyonu San Pablo Burgos‘un rakibi oldu. Daçka ilk maçı kaybetmesine rağmen destansı bir performansla Burgos‘u 3 günde 2 kez mağlup edip üst tura yükseldi.

H Grubu’ndaki Beşiktaş Icrypex ise 3 galibiyet – 3 mağlubiyetle grubunu 3. tamamlayıp Hapoel Holon’un rakibi oldu. Holon, Kara Kartallar’ı 2 maçta da mağlup ederken Siyah-Beyazlılar Avrupa defterini kapattılar.

Şimdiyse gündem BCL’de Son 16’ya kalan BSL ekipleri…

Eurohoops Fırın, Galatasaray, TOFAŞ ve Darüşşafaka’nın bulunduğu grupları değerlendiriyor.

I Grubu

Galatasaray NEF
MHP Riesen Ludwigsburg
JDA Dijon
Hapoel U-NET Holon

Galatasaray NEF net bir şampiyonluk favorisi olarak adımını attığı grupta çok büyük bir zorluk yaşayacak gibi görünmüyor. Dee Bost – Melo Trimble – DeVaughn Akoon-Purcell üçlüsünün etrafına sağlam duran bir yapılanma kuran Sarı-Kırmızılılar’ın rakipleri tehlikeli olsa da liderlik için ilk aday onlar.

Cim-Bom’un rakipleri arasında ilk olarak Bundesliga ekibi Ludwigsburg‘la başlamak gerekir. Ludwigsburg, Galatasaray’ın bu sezon boyunca karşılaşacağı en tehlikeli rakiplerden birisi olacaktır. Bunun garantisini şimdiden vermek mümkün. Guard ikilisi olarak Jonah Radebaugh ve Justin Simon gibi değerli profillere sahip. Radebaugh takımın oyun kurucu yükünü çeken isimken Simon çift yönlü katkısıyla hem takımın en skoreri, hem de en iyi savunmacısı. 40 yaşındaki Tremmell Darden’ın da toplam 5 maçta 11.4 sayı ortalamasıyla oynadığını unutmamak lazım. Maç başına 82.3 sayı atan Ludwigsburg bu bağlamda BCL’nin 6. sırasında. Yine 38.3 ribaund ortalamasıyla 5. sırada yer alıyorlar. Kısaların üzerine binen yük, asist oranlarının düşmesini ve skorun yükselmesini sağlıyor. Bununla birlikte çok top kaybı yapmıyorlar.

JDA Dijon gruba dahil olan bir diğer ekip. Fransa Ligi’nde mücadele eden Dijon, eski Gaziantep koçu Nenad Markovic’in yönetiminde fena bir sezon geçirmiyor. Kadro yapılanmaları da çok negatif eleştiri kaldıracak bir noktada değil. Yine eski bir Gaziantepli olan Rashard Kelly’nin forma giydiği Dijon, David Holston, Gavin Ware ve Kelly gibi oyuncularla etkili olurken iyi savunma yapan bir takım olarak göze çarpıyor. Tıpkı Ludwigsburg gibi Galatasaray’a sorun yaratma ihtimali bulunan bir ekip olarak Dijon’u öne sürmek gayet mümkündür. Eski Baskonialı Khadeen Carrington’ın da üstlendiği rolü es geçmemek lazım. Riga’yı zor geçtiler ancak Son 16 Turu’nda yabana atılacak bir ekip olmadıklarını ifade etmemek olmaz. Fransa gibi rekabetçi bir ligden gelen Dijon çok ihtişamlı bir kadroya sahip olmasa da Markovic önderliğinde geleceği olabilecek bir takım.

Galatasaray’ın bir diğer rakibi olan Hapoel Holon ise İsrail Ligi’nin uzun zamandır iddialı ekiplerinden bir tanesi olarak karşımızda. Çok sağlıklı bir yapılanmaya sahip değiller ve Beşiktaş gibi eksik bir ekiple karşılaşmaları da biraz şanslarına oldu. Bünyelerinde değerli oyuncular bulundurmuyor değiller fakat bir bütünlük olarak hiç yeterli bir takım olmadılar. İç sahada oluşturdukları atmosferle ciddi bir ekip haline geldikleri doğru. Dış şutör olarak istihdam ettikleri Rafael Menco haricinde Chris Johnson’ın 3-4 numara rotasyonundan üstlendiği rol, Steve Zack’in ribaundlardaki rolü gibi kritik bazı özneler var. Joe Ragland ve Adam Smith gibi istikrar bakımından sıkıntı yaşayabilecek karar vericileri olduğunu da düşünürsek grubun zayıf halkası olarak Holon’u görmek çok isabetsiz olmaz. Fakat ne yapacakları da hiç belli olmaz. Şampiyonlar Ligi’nde maç başına 19.1 asist yaparak bu noktada sıralamada 10. sıraya kadar geldiler. Takımın en skorer oyuncusu 9 maçta 14.9 sayıyla oynayan Chris Johnson olarak öne çıkıyor.