John Holland’dan Eurohoops’a: Kolej Kariyeri, Beşiktaş Dönemi, NBA ve Bursaspor Maceraları

16/Haz/22 11:32 Haziran 16, 2022

Mehmet Bahadır Akgün

16/Haz/22 11:32

Eurohoops.net

Frutti Extra Bursaspor Basketbol’un Birleşik Amerikalı oyuncusu John Holland, Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.

By Semih Tuna & M. Bahadır Akgün / stuna@eurohoops.net

John Holland, Şubat 2022’de UNICS Kazan ile anlaştığında elbette takımdaki ikinci döneminde hiç maça çıkmadan Rusya’dan ayrılmak zorunda kalacağını beklemiyordu.

Bununla birlikte bölgede hâlâ devam eden savaş durumu nedeniyle takımdan ayrıldı ve daha sonrasında 7DAYS EuroCup’taki temsilcilerimizden Frutti Extra Bursaspor ile anlaşmaya vardı. Bursaspor, EuroCup’ta final oynaması beklenen bir takım değildi fakat Dusan Alimpijevic’in öğrencileri kupa için savaşacak karaktere ve arzuya sahip olduklarını gösterdiler.

Her ne kadar finalde Virtus Bologna’ya kaybetmiş olsalar da Bursaspor, Partizan ve Olimpija Ljubljana gibi takımları da mağlup ederek Avrupa basketbolunda sezonun peri masalını ortaya çıkarmış oldu.

Takıma sezonun ortasından sonra katılan Holland da bu bir zamanlar imkansız görülen başarının elde edilmesinde büyük rol oynadı ve sezonun bitimiyle birlikte hem kariyerine genel bir bakış atmak hem de Bursa’da yaşadıklarını aktarmak için Eurohoops’a özel bir röportaj verdi.

Holland’ın NBA ve Turkish Airlines EuroLeague gibi üst düzey organizasyonlarda deneyime sahip bir oyuncu olduğu düşünüldüğünde ABD’de kolej kariyeri boyunca üst düzey bir kolejde yer aldığı düşünülebilir fakat maalesef durum bu değildi. Holland, Division I takımlarından hiç teklif alamadı ve St. Benedict’s Prep kariyeri sonrasında Boston University’ye katıldı. Kolej kariyerini geçirdiği Boston’da kolej tarihinin en skorer ikinci oyuncusu oldu.

Kendisine kolej kariyerini ve Division I’dan teklif almama sürecini sorduğumuzda şunları söylüyor:

“Uzun bir hikaye. Uzun hikaye. Kolejde oynama hayalim vardı. Yeterince iyi olduğumu düşünüyordum ama teklif gelmedi. Zaten daha sonralarına kadar yazları basketbol oynamamıştım. Üçüncü sınıfa kadar falan beyzbol oynuyordum. İlk yaptığım spor beyzboldu. Hâliyle beni izleyen bir koç da olmamıştı.”

2011 NBA Draftı’nda herhangi bir takım tarafından tercih edilmeyen Holland, Fransa ekiplerinden Roanne ile anlaşarak ülkesinden ayrıldı. Ülkesinden ilk kez ayrılan bir Amerikalı oyuncu olarak hemşehrisi Andre Barrett ile aynı takımda oynama fırsatı yakaladı fakat kendi anlattığına göre bu geçiş yine de kolay olmamış:

“Ne beklemem gerektiğini bilmiyordum. Yurt dışındaki ilk yılımdı. Neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmiyordum ama Andre Barrett yanımda olduğu için şanslıydım. O da The Bronx’lu. Ben de oralıyım. Oyun kurucu o’ydu. İlk yılımı geçirmemde yardımcı oldu. Beni All-Star yaptı. Bana çok yardımcı oldu. İşimi kolaylaştırdı. Hep teşekkür ediyorum ona. Her gördüğümde ona minnettar olduğumu söylüyorum çünkü o olmasa ilk yılı nasıl atlatırdım bilmiyorum. Ama güzel geçti. Fransa’da başladım. Lokavt vardı. İyi de oynadım. Güzel bir başlangıç oldu. Açıkçası ilk deneyimim, Arjantin’de oynadığım milli takım eleme maçlarıydı. Hemen öncesinde onu yapmıştı. Uluslararası basketbolda ilk deneyimim buydu.”