Toni Kukoc: “Avrupalı Oyuncular Dünya Basketbolunda Büyük Bir İz Bıraktı”

2021-05-18T21:47:55+00:00 2021-05-18T21:47:55+00:00.

admin69

18/May/21 21:47

Eurohoops.net

Basketbol Şöhretler Müzesine katılacağı açıklanan Toni Kukoc açıklamalarda bulundu…

By Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Geçtiğimiz günlerde Avrupa basketbolunun efsane isimlerinden Toni Kukoc’un 2021 yılında Basketbol Şöhretler Müzesi’ne katılacağı duyuruldu.

NBA’de Chicago Bulls formasıyla 3 şampiyonluk kazanan ve döneminin en iyi Avrupalı oyuncularından birisi olan Hırvat efsane, Basketbol Şöhretler Müzesi’ne katılmasıyla alakalı verdiği röportajda günümüzdeki Avrupalı basketbolcularla kendi jenerasyonunu da kıyasladı.

İlk olarak NBA’e katıldığı ilk dönem hakkında konuşan Kukoc, “Belki de Michael Jordan’ın Bulls‘a katıldığım ilk sene takımda olmaması işime yaramış olabilir. Çünkü normalde oynadığımdan daha fazla süre aldım. Sisteme ve takım arkadaşlarıma alışmak için fırsatım olmuştu. NBA’e ilk gittiğimde vücudumdaki kas kütlesini arttırmamı söylemişlerdi. Eğer NBA’e gelmeden önce 2-3 yıl bunun üzerine çalışsam her şey daha kolay olabilirdi. Ancak bunu 1 senede yapmaya çalışınca vücudumun dengesini bozdum. Avrupa’daki kadar hızlı veya uzun süre koşamıyordum. Hem Michael’a hem de Scottie Pippen’a bana yardımcı oldukları ve her antrenmanda meydan okudukları için teşekkür ediyorum. Beni, en iyimi vermeye zorladılar.” ifadelerini kullandı.

Kariyeri boyunca Yugoslavya milli takımıyla da birçok madalya kazanan Kukoc, oynadığı dönemden bugüne kadar basketbolun yaşadığı evrimi ve günümüzdeki Avrupalı oyuncuların NBA’deki takımların ve koçların güvenini kazanması hakkında da konuştu.

Hırvat efsane, “Benin dönemimde en büyük fark maç sayısıydı. Haftada 3-4 maç oynanıyordu NBA çok daha fiziksel bir ligti ve daha atletik oyuncular oynuyordu. Benim için en büyük meydan okuma fiziğimi o seviyeye çıkarırken yeteneklerimi kaybetmemekti.

Günümüzde Doncic, Jokic, Bogdanovic gibi oyuncular NBA’e gitmeden önce kendilerini tanıtmış oluyor. Şu anda onlara duyulan güven duygusu, bize kıyasla çok daha fazla. Takıma katıldıkları anda herkes bu güveni onlara hissettiriyor. Bu sayede takımda daha çok fırsat ve top alıyorlar. İçimizden birisinin NBA’de MVP ödülünü kazandığını görmek çok güzel.” sözlerini kullandı.

Bu seneki en büyük MVP adaylarından birisi olan Jokic hakkındaki düşüncelerini de paylaşan Kukoc, Sırp yıldız hakkında “Jokic’e takımının lideri olma şansı verildi. O da bunu bir iş olarak görmüyor, parkedeki her anından keyif alıyor. Oyunun güzel yanı da bu zaten. Kimsenin görmediği bu tarz şeyler oyunu tamamen değiştiriyor. Jokic’in sahadaki etkisi çok büyük. Sahada olan biteni herkesten önce görmesi onu muhteşem bir basketbolcu haline getiriyor.” açıklamalarını yaptı.

Daha sonra Basketbol Şöhretler Müzesi’ne katılması hakkındaki duygularını da paylaşan efsane isim, “Tabii ki bu konu hakkında bugüne kadar çok düşündüm. Beni kimin sunacağını şimdilik sır olarak saklayacağım. Bunun için birçok aday var. Keşke o gün salona yanımda 100 kişi götürebilsem. Ancak zaten beraber oynadığım oyuncuların, çalıştığım koçların birçoğu şimdiden Müze’ye girdi bile. Bu kadar büyük isimlerle beraber çalışınca harika şeyler yapma ihtimaliniz de artıyor.

Bence Bulls takımının tamamının Basketbol Şöhretler Müzesi’ne alınması gerekiyor. O takım çok nadir görülen bir kadroydu. Takımdaki herkesin birbirine yardımcı olmaya çalıştığı, fedakarlık yaptığı takımlar çok sık bir araya gelmez. Koçlarımız da bizi doğru yola nasıl sokacaklarını çok iyi biliyordu.” ifadelerini kullandı.

Kukoc, son olarak NBA’de oynayan Avrupalı yaşıtlarının, günümüzdeki Avrupalı oyuncular jenerasyonunun lige kabul edilmesini nasıl kolaylaştırdığını “Kendimi diğer oyuncularla kıyaslamayı sevmiyorum. Bunu yapmak gerçekten çok zor. Ama benim jenerasyonum çok özeldi. Yugoslavya milli takımında oynama şansını yakaladığım için çok şanslıyım. Ben Jokic, Giannis, Doncic gibi isimlere karşı hiç oynamadım. O yüzden kendimi onlarla karşılaştıramam. Ancak Avrupalı oyuncular dünya basketbolunda büyük bir iz bıraktı.” ifadeleriyle anlattı.