Hidayet Türkoğlu’ndan: NBA Anıları, Avrupa Basketbolu ve TBF Başkanlığı…

05/Mar/23 14:41 Mart 5, 2023

Berkay Terzi

05/Mar/23 14:41

Eurohoops.net
ORLANDO, FL - NOVEMBER 6: (L-R) Rashard Lewis #9 and Hedo Turkoglu #15 of the Orlando Magic share a laugh during the game against the Philadelphia 76ers on November 6, 2008 at Amway Arena in Orlando, Florida. The Magic won 98-88. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that, by downloading and/or using this Photograph, user is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License Agreement. Mandatory Copyright Notice: Copyright 2008 NBAE (Photo by Fernando Medina/NBAE via Getty Images)

Hidayet Türkoğlu, basketbol kariyeri ve Avrupa basketbolu hakkında konuştu.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Eurohoops’un deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımız için düzenlediği açık arttırmaya buraya tıklayarak katılabilirsiniz.

Türk basketbolunun efsane isimlerinden Hidayet Türkoğlu, Orlando Magic‘ten takım arkadaşı Quentin Richardson’ın podcast programına konuk oldu.

15 yıllık NBA kariyerinden anekdotlar paylaşan Türkoğlu, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlığına ve Avrupa basketbolunun gidişatına da değindi. 43 yaşındaki Türkoğlu, günümüzün Avrupalı yıldızları Nikola Jokic, Luka Doncic ve Giannis Antetokounmpo’dan övgüyle söz etti.

2009’daki başarısından sonra Türkiye’de gördüğü ilgi…

NBA’de 15 yıl boyunca ter döken Hidayet Türkoğlu, kariyerinin en iyi dönemini 2004 ila 2009 yılları arasında Orlando Magic‘te geçirdi. 2007-08 sezonunda En Çok Gelişen Oyuncu ödülünü kazanan Hedo, 2009 NBA Finalleri’nde boy gösteren Magic kadrosunun en önemli parçalarından birisiydi.

O sezon hem All-Star kadrolarını hem de NBA şampiyonluğunu kılpayı kaçırsa da, Türk basketbolunda önemli bir iz bıraktı.

“Bütün ülke sizin adınızı anıyor. Cumhurbaşkanı sizi arıyor, Başbakan sizi arıyor. Hemen hemen sen en çok konuşulan adam oluyorsun. Mehmet Okur 2004 yılında NBA şampiyonu olmuştu ama o başarıyla benimki arasında beş yıl vardı.

Maçlarda iyi oynuyordum ve bir etki yaratıyordum. Bu yüzden her reklamın bir parçası olmamı istiyorlardı. Yemin ederim ki, her reklama, her TV şovuna veya her podcaste sizi yerleştirmek istiyorlar. İnsanlar sürekli etrafınızda olmak istiyor. Neyse ki o zamanlar evliydim. Evli olmasaydım tam bir serseri olurdum (gülüyor).”

Avrupalı yıldızlar Jokic, Giannis ve Doncic’in etkisi…

Hidayet Türkoğlu’nun Amerika macerası 2000 NBA Draftı’nda 16. sıradan Sacramento Kings‘e seçilerek başladı. Görkemli kariyeri 2015 yılına kadar sürdü.

Bu süreçte Avrupa’dan veya çeşitli ülkelerden gelen birçok uluslararası yetenekle birlikte oynadı. Ancak Türkoğlu’nun da söylediği gibi, hiçbiri Nikola Jokic, Giannis Antetokounmpo veya Luka Doncic etkisi yaratmadı.

“Avrupa basketbolunun ilerleyişi ve günümüzdeki etkisi inanılmaz. O zamanlar sadece birkaç Avrupalı vardı. Dirk [Nowitzki] en iyisiydi. Benim için hala gelmiş geçmiş en iyi Avrupalı oyuncu. Sonra Pau [Gasol] vardı, Manu Ginobili vardı, Manu Avrupalı olmasa da, Avrupa’da büyüdü, İtalya’da oynadı ve NBA’e geldi. Tony Parker. Peja [Stojakoviç]. Vlade [Divac].

Bu oyuncuların hepsi All-Star oldu, takımları üzerinde iyi etkiler bıraktılar. Fakat son dört yıla bakarsanız, Avrupalı oyuncular MVP oldu ve NBA Finalleri’ni kazandı.

Jokic, Giannis ve Luka’dan bahsediyorum. Bu adamlar Avrupa basketbolunun imajını değiştirdi ve bu çılgınca. Ayrıca Avrupa’da basketbolun büyümesine de yardımcı oldular. Çocuklar kendilerini giderek daha fazla geliştiriyor ve NBA organizasyonunun bir parçası olmaya çalışıyorlar. Şu anda bir takımın en iyi oyuncusu olabileceklerini ve ligi domine edebileceklerini görebiliyorlar. Gerçekten çok büyük bir etki bıraktılar.”


Federasyon başkanlığı ve Avrupa basketbolu…

“Şu anda farklı bir durumdayım çünkü artık profesyonel hayattayım. Beklentiler ve yaklaşım farklı. İnsanlar size NBA’de oynamış eski bir basketbolcudan daha farklı bir şekilde bakıyor.”

“Federasyon başkanı olmanın iyi ve kötü yanları var. Avrupa’da, burada [ABD’de] olduğundan daha farklı. Avrupa’da her şey sonuçlara bağlıdır. Eğer kazanıyorsan iyisin. Kaybedersen, birilerini suçlamak zorundalar. Bunu her hafta sonu deneyimliyoruz. Her hafta sonu Türkiye’de yaklaşık 50 maç oynanıyor. İlla ki birilerinin kazanması gerekiyor, değil mi? Kazanan taraf için çok iyisin. Fakat kim kaybederse kaybetsin bana, hakemlerime ve organizasyonuma sayıp sövüyor.”

“EuroLeague’de bütçesi 30 milyon dolar olan takımlar ve 3 milyon dolar olan takımlar var. Burada bir dengesizlik hakim. Oyuncuların kalitesi de aynı şekilde. Potansiyel olarak daha güçlü bir takımın daha zayıf bir takımı yenmesi normaldir, değil mi? Bu kimse için şaşırtıcı olmamalı. Ancak bu zayıf takımlar bile, federasyonu daha zengin takımın kazanmasına yardım etmekle suçluyor. Bu nasıl olabilir? Güçlü takımdaki oyuncu tek başına 3 milyon dolar kazanıyor. Bu zayıf takımın bütçesine denk. Sonra gelip federasyonu, hakemleri suçluyorsunuz. İşimizin en zor kısmı bu.”

“Tecrübelerinizle ülkeniz için bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. ABD’de öğrendiklerinizi genç nesillere ulaştırmaya çalışıyorsunuz ancak bazen durumlar gerçekten zorlaşıyor. Bu tür zorlu dönemlerden sonra Amerika’ya gelip bir süre kafa dinliyorum. Zihnimi temizliyorum ve sonra tekrar o savaşa geri dönüyorum.”


Hidayet Türkoğlu’na, zorluklara rağmen onu Türkiye’deki basketbol sisteminin bir parçası olmaya iten şeyin ne olduğu soruldu:

“Dediğiniz gibi, bunun için aptal olmak gerek (gülüyor). Açıkçası bir şeyleri değiştirmek istiyorum. Türk basketbol tarihinde hiç yapılmamış bir şey inşa ediyorum. Bu tür şeyler bana tutku veriyor. Ayrıca, etrafımda bana yardım edecek arkadaşlarım var.

“Eşim bile bazen ‘Buna devam etmek zorunda mısın’ diyor. Türkiye’de maçlara gidiyorsunuz ve 10 bin kişi sizi yuhalıyor. Organizasyonun tepesindeyken işler her şeyin önüne geçer. Bu konuda hiçbir şey yapamam.

Burada NBA maçına geliyorum, insanlar beni ayakta alkışlıyor. Kendi ülkeme dönüyorum, 10 bin kişi beni yuhalıyor. Orlando’ya geliyorum, 20 bin kişi tezahürat yapıyor. Tamamen farklı zihniyetler. Ama Türkiye’de hala başarmam gereken şeyler var. Tabi bunlar hemen bir gün de olacak şeyler değil.”


Sacramento’da Chris Webber ile araba anısı…

Hidayet Türkoğlu, 2000 yılında NBA kariyerine başladığında Sacramento Kings‘te forma giyiyordu. O dönemde Sacramento Kings ligin en iyi takımlarından birisiydi ve takımın yıldızı ise 5 kez All-Star seçilmiş Chris Webber’den başkası değildi. Hidayet Türkoğlu, çaylak senesinde Webber ile yaşadığı bir anıyı da anlattı.

“İlk yılımda Sacramento’da forma giyiyordum. Tabi o zamanlar pek param yoktu. Kazandığım parayı da bizimkilere gönderiyordum. O zamanlar Chris Webber’in 5-6 arabası vardı. Arada bunları sürüyordum. Sonra Ford bana sponsorluk ile Excursion model geniş arabalardan verdi. Bir gün Webber yanıma geldi ve ‘Hey Turk, senin arabana ihtiyacım var’ dedi. ‘Dostum, senin 6 araban var benimkini ne yapacaksın?’ dedim. ‘Ailem gelecek, o yüzden geniş bir arabaya ihtiyacım var’ diye açıkladı durumu. Ben de arabayı verdim tabi. Nasıl hayır diyebilirdim ki? Birkaç hafta sonra arabayı geri getirdi. Jantları değiştirmişti, koltuklarda benim ismim yazıyordu. Arabaya PlayStation falan koymuştu. Arabanın yeni halini görünce mutluluktan ağlamıştım. Çok hoş bir jestti. Bir veteran olarak sevgi gösterirdi.”