by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’yi YouTube’da takip etmek için tıklayın!
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
29 Ekim 2003. LeBron James, Sacramento Kings’e karşı NBA’deki ilk maçına çıkmak üzere. Mike Bibby bunun henüz farkında değil ama birkaç dakika içinde kariyerinin erken dönemine ait bazı sayılarda adeta “pişirilecek”.
Bu yaşanırken, geri kalanımız 18 yaşındaki James’in ürkütücü derecede atletik göründüğünü ve sahayı oldukça iyi okuduğunu fark edecektik. Üstelik bunu kargo şortlarımızı giyerek yapacaktık.
Peki, gerçekten de Hummer kullanan, Sports Illustrated kapağı olmuş, “Seçilmiş Kişi” etiketli bir basketbolcu tüm o abartının karşılığını verebilir miydi?
Cevaplar hemen gelmedi ama o zamanlar sabırlıydık ve dikkat sürelerimiz daha uzundu. Ayrıca kotlar bol paçaydı, pumpkin spice latte diye bir şey yoktu, sosyal medya bir arkadaşınla DVD koleksiyonundan bir şeyler izlemek anlamına geliyordu, Sonics hâlâ Seattle’daydı ve listelerin zirvesindeki şarkı Beyoncé’nin “Baby Boy”uydu. Daha basit zamanlardı.
James 41 yaşına girerken, lige adım attığı günden bu yana geçen yılların ne kadar büyük bir zaman dilimini kapsadığını takdir etmemiz gerekiyor. Bunu yapmanın en iyi yolu da onun çıkış yaptığı tarihe geri dönüp, o dönemde NBA’in ne kadar farklı göründüğünü hatırlamak değil mi?
NBA Manzarası
Ekim 2003’te Tim Duncan ligin son MVP’siydi, Tracy McGrady maç başına 32,1 sayı ortalamasıyla en son skor krallığını kazanmıştı ve Detroit Pistons bir şampiyonluk koşusu için kadrosunu güçlendiriyordu. Duncan’ın San Antonio Spurs’ü ikinci yüzüğünü yeni takmıştı ve sonraki dört sezonda iki şampiyonluk daha kazanacaktı.
Bir önceki sezonun All-NBA birinci beşi, o dönemde ligin kimlerin kontrolünde olduğuna dair net bir tablo sunuyordu. Duncan ve McGrady’ye Kobe Bryant, Kevin Garnett ve Shaquille O’Neal eşlik ediyordu. İkinci beşte ise Allen Iverson, Jason Kidd ve Dirk Nowitzki vardı. Erken 2000’lerin adeta yıldızlar geçidi.
Biraz daha geniş açıdan bakıldığında, o dönemde NBA tarihinin en çok sayı atan oyuncusu Kareem Abdul-Jabbar’dı. Bu unvanı LeBron James’in 7 Şubat 2023’te kendisini geçmesine kadar korudu. Ancak ilk 10’un geri kalanı, bugünkü listeyle kıyaslandığında oldukça farklıydı: Karl Malone, Michael Jordan, Wilt Chamberlain, Shaq, Moses Malone, Elvin Hayes, Hakeem Olajuwon, Oscar Robertson ve Dominique Wilkins (bu sırayla).
Bugün zirvede James var ve ilk 10’da yalnızca Abdul-Jabbar, Malone, Jordan, Chamberlain ve O’Neal kalabildi. Diğer isimlerin yerini Kobe Bryant, Nowitzki, Kevin Durant ve James Harden aldı. Bu son ikisi, LeBron ilk NBA maçına çıktığında sırasıyla sadece 15 ve 14 yaşındaydı. Cooper Flagg’in doğumu mu? O hâlâ üç yıl sonraydı.
Sahadaki Oyun
James, NBA’e oyunun stil açısından dip yaptığı bir dönemde adım attı. 1998-99’dan 2003-04’e kadar olan her sezonda ortalama hücum reytingi, 100 pozisyon başına 105 sayının altındaydı. Bu, modern NBA tarihinde bu kadar düşük skor oranlarının görüldüğü en uzun dönemdi. Çaylak sezonundaki ortalama tempo ise 48 dakikada 90,1 pozisyondu; bu, tarihte kaydedilen en yavaş ikinci tempo olarak yer aldı.
Üç sayılık atış mı? Pek sayılmaz.
2003-04 sezonunda üçlük, gerçek bir silah olmaktan çok bir merak unsuruydu. Baron Davis o sezon 582 üçlük denemesiyle ligi lider tamamladı (ancak yalnızca yüzde 32,1 isabetle). Bu da döneme dair iki önemli gerçeği ortaya koyuyor. Birincisi, verimlilik kavramının — bugün 30 takımın tamamının takıntı hâline getirdiği bir anlayışın — o yıllarda neredeyse hiç anlaşılmadığı çok açık. İkincisi ise üç sayı devriminin daha çok uzak olduğuydu. Davis, en az 400 üçlük deneyen sadece 12 oyuncudan biriydi. Geçen sezon bu barajı aşan oyuncu sayısı 58’di.
Buna paralel olarak, LeBron’un ilk sezonunda 15’ten fazla üçlük deneyen tek uzun Dirk Nowitzki’ydi. 2024-25 sezonunda ise 23 farklı uzun en az 15 üçlük kullandı ve bunlardan altısı Nowitzki’nin o sezon attığı toplam 290 üçlüğü bile geçti.
NBA, bir skor problemi olduğunu biliyordu ve 2001-02 sezonu öncesinde neredeyse tüm “illegal savunma” kurallarını kaldırdı. James’in adım attığı lig, ne yaptığını anlamaya çalışıyordu ve takımların bu değişiklikleri avantaja çeviren hücum düzenleri kurması neredeyse on yıl aldı.
Genel olarak bakıldığında, pozisyonsuz basketbol efsanevi bir kavramdan ibaretti, sahayı açan uzunlar yoktu ve ortaya çıkan ürün, izlenmesi neredeyse en zor NBA dönemlerinden biriydi. Eğer o yıllarda düzenli bir izleyiciyseniz, bu sporda adeta “çıraklığınızı” tamamladınız demektir. Ve şimdi, 20 yılı aşkın bir süre sonra, modern basketbolun estetiğinden asla ama asla şikâyet etmezsiniz.
İş Dünyası, Medya ve Teknoloji
James’in ilk NBA maçı ESPN’de yayınlandı, ancak bugünkü gibi değil; klasik yöntemlerle, standart kablo yayınları üzerinden ya da hâlâ bu sistemi kullanan birkaç kişi için uydu aracılığıyla. Yayın platformları henüz ortada yoktu ve League Pass (sadece DirecTV ve kablo üzerinden erişilebilen) ancak o tuhaf, aşırı takıntılı bir arkadaşınızın bildiği bir şeydi — bugün olduğu gibi sıradan basketbolseverler için bile vazgeçilmez değildi.
Ulusal maçlar haftada hâlâ birkaç gece yayınlanıyordu, ancak bu yıl geri dönen NBA on NBC yayınları 2002’de sona ermişti. Bu açıdan bakıldığında James, izlenmesi görece zor bir dönemde lige adım attı. Çoğu taraftar, kendi takımının maçlarını bölgesel spor kanallarından izliyordu; bu ağlar günümüzde neredeyse tamamen yok olmuş durumda.
Sporcuların marka yaratma fırsatları da doğal olarak çok daha sınırlıydı; çünkü Twitter’ın ortaya çıkmasına yıllar vardı. Bu nedenle hikâyeler ve anlatılar çoğunlukla ulusal muhabirler ve takım takipçileri tarafından şekillendiriliyordu. Evet, spor sayfaları hâlâ çok önemliydi. PEW Research’e göre 2003’te ABD’de günlük gazetelerin tirajı 55 milyonun üzerindeydi; bu rakam bugünkünden yaklaşık üçte iki oranında daha fazlaydı.
Son olarak paradan bahsedelim. 2003-04 sezonunda NBA maaş bütçesi (salary cap) 43,8 milyon dolardı. Bugün ise 2025-26 sezonunda LeBron James de dâhil olmak üzere 26 oyuncu, tek başına bu rakamdan daha fazla kazanacak.
Yetenek Havuzu
NBA’in küreselleşmesi 2003-04 sezonuna gelindiğinde ciddi biçimde yol almıştı; açılış gecesinde kadrolarda 73 Amerikalı olmayan oyuncu yer alıyordu. Bundan 20 yıl önce bu sayı sadece sekizdi; yaklaşık 20 yıl sonra ise rekor kırılarak 43 farklı ülkeden 135 uluslararası oyuncu NBA kadrolarında bulunuyor.
Ancak asıl büyük ilerleme, sadece toplam sayılarda değil, zirvede yaşandı. James’in katıldığı lig, ABD dışından yalnızca bir MVP çıkarmıştı: Hakeem Olajuwon. Tim Duncan ABD Virgin Adaları’ndan geliyordu; onu Amerikalı sayıyoruz.
Kanadalı Steve Nash, 2005 ve 2006’da üst üste iki MVP ödülü kazandı ve sonrasında uluslararası oyuncular sekiz MVP daha aldı — üstelik son yedisinin tamamı onlara gitti.
Hatta James’in son 22 sezonda kazandığı dört MVP’yi hariç tutarsak, Amerikalı olmayan oyuncuların MVP sayısı (10), Amerikalı oyuncularınkinden (8) daha fazla.
Basketbol Stili ve Kültürü
2003’ün moda anlayışını anlatmak için o yılın draft sınıfının giydiği takımlara bakmaktan daha iyi bir yol yok. Bu devasa, bol kesim “canavarları” üretmek için gereken kumaş miktarı, efsanelere göre, tüm tekstil fabrikalarını iflasa sürüklemişti.
Bol kesim modaydı ve takımların şortları (öyle büyüktü ki şortla pantolon arasındaki çizgi neredeyse kayboluyordu) bunu açıkça gösteriyordu. Modern oyuncuların teknik gelişimini sık sık övüyoruz ama tonlarca polyester arasında bacak arasından crossover yapabilen oyuncuların, haleflerinden daha yetenekli olmadığını kim söyleyebilir?
Şortlardan bahsedip, James’in lige giriş döneminde zirve yapan son derece popüler And 1 Mixtape çılgınlığını anmamak olmaz. Sokak basketbolunun etkisi o zaman da en az bugünkü kadar güçlüydü.
Hatta Hot Sauce, Main Event ve The Professor gibi isimlerin, genç basketbolseverler arasında birçok NBA All-Star’ından daha popüler olduğunu söylemek bile abartı olmaz.
Saç bantları çok modaydı, ancak kompresyon kollukları ve taytlar henüz kolları ve bacakları sarmamıştı. Warriors ligin en kötü, Blazers ise en iyi formalarına sahipti. Bu tartışmaya açık değil.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!


