“Galatasaray Avrupa’da Tanınmış Bir Marka”

2016-01-15T15:21:11+00:00 2016-01-15T15:21:11+00:00.

Semih Tuna

15/Oca/16 15:21

Eurohoops.net

Galatasaray Odeabank’ın oyun kurucusu Şafak Edge, Galatasaray Dergisi’ne özel bir röportaj verdi.

By Eurohoops team/ info@eurohoops.net

Galatasaray Odeabank’ın oyun kurucusu Şafak Edge, Galatasaray Dergisi’ne özel bir röportaj verdi.

Basketbola nasıl başladığını, Galatasaray’a transfer sürecini ve özel hayatını anlatan Şafak Edge’nin röportajından öne çıkanlar şöyle:

“Basketbola başlamadan önce lisanslı olarak futbol oynuyordum. Daha sonra Banvit’in düzenlediği sokak basketbolu turnuvasına katıldım. Orada sergilediğim performans beğenildi ve Banvit takımının antrenmanlarına davet edildim. Profesyonel kariyerim bu şekilde başlamış oldu. Banvit’ten Galatasaray’a geçiş sürecimde çok zorlanmadım. Çünkü Galatasaray’da çok yakın olduğum değer verdiğim Göksenin ve İzzet gibi 2 dostum vardı. Bu anlamda ortama daha çabuk ayak uydurup, saha içi organizasyonuna olduğundan daha hızlı şekilde adapte oldum.

Türkiye’nin Avrupa’da en tanınmış markalarının başında Galatasaray geliyor. Bunu geldiğim ilk gün hissetmiştim şimdi çok daha iyi anladım. Kariyerim anlamında Galatasaray’a gelerek aslında Avrupa’da marka olan bir takıma transferimi gerçekleştirmiş oldum. Bundan sonrası için şahsım adına atılacak en güzel adım Galatasaray’a sonuna kadar hizmet edip bir gün başarabilirsem Barcelona ve Real Madrid’de oynamak olacaktır. Ama söylediğim gibi öncelikli hedefim Galatasaray’da ulaşılabilecek bütün başarılara ulaşmak.

Galatasaray yüz yıllık bir tarihe sahip çok özel bir camia. Bu kadar tarihi kökleri olan camianın formasını giymek başarıya giden yolda daha büyük motivasyonlar sağlıyor. Özellik taraftarımızın bize verdiği desteğe değinmeden edemeyeceğim. Ortada kazandığımız başarılar varsa bunda en büyük katkı tribünde bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan taraftarlarımız. Saha içinde bize etkileri çok yüksek. Bizlere sahada inanılmaz ilham ve güç veriyorlar. Taraftarımızın desteği ile döndürdüğümüz birçok maç oldu. Böyle özel bir taraftarın önünde basketbol oynamak gerçekten büyük onur. Tartışmasız Türkiye’nin en iyi taraftarına sahibiz.

Türk basketbolu 2010 Dünya Kupası’nda çok büyük bir çıkış yakaladı. Şu anda da Avrupa’nın en kaliteli ve en iyi ligine sahip olduğumuzu düşünüyorum. Fakat hepimizin bildiği gibi yabancı kuralı Türk oyuncuları etkiledi. Bu etki Türk basketbolunun geleceğini nasıl etkileyecek hep beraber yaşayıp göreceğiz.

Kendi adıma saha içindeki durumumu değerlendirecek olursam, oyun kurucu olduğum için farklı sorumluluklarım var. Oyun kurucu demek bir anlamda takımı yönlendiren, saha içi organizasyonunun hedefe ulaşmasını sağlayan lider oyuncu demek. Oyun kurucu olarak topa daha çok sahip oluyorsunuz ve o anda istediğiniz oyunu oynama avantajınız var. Bu nedenle basketbol dünyasında oyun kurucunun yeri geldiğinde komutanlık rolünü üstlendiği de ifade edilir. Kariyerim de eskiden Steve Nash’ı izler, onu örnek alırdım. Oyunumu geliştirmemde bana büyük katkıları olduğunu söyleyebilirim.

Genelde evde vakit geçirmeyi seven bir karaktere sahibim. Dışarı çıkacağım zaman ise İzzet ve Göksenin ile beraber program yapıyorum. Daha önceki yıllarda balık tutmaya giderdim ama İstanbul’a geldiğimden bu yana balık tutmaya çıktığımı söyleyemem. Ayrıca özel hayatımda belli bir zamanı sosyal medyaya ayırıyorum. Sonuç olarak yaptığımız işe sosyal medyanın etkisi yüksek. Bu yüzden bende elimden geldiğince sosyal medyada aktif olmaya çalışıyorum.”