Turgay Zeytingöz: “Avrupa’nın En İyi Takımıyla Oynayacağız”

2017-09-23T14:33:43+00:00 2017-09-23T14:33:43+00:00.

Bugra Uzar

23/Eyl/17 14:33

Eurohoops.net

Eurohoops, Cumhurbaşkanlığı Kupası mücadelesi ve yeni sezon öncesinde Banvit’in Genel Menajeri Turgay Zeytingöz’le Antalya’da konuştu. Hem yeni transferler hem yeni hedefler hem de kadrodaki genç isimlerle ilgili görüşlerini aldı.

by Anıl Can Sedef / info@eurohoops.net

Yeni sezona Türkiye Kupası şampiyonu unvanıyla başlayacak Banvit’te hem yeni bir kadro kurmanın hem de Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı finalini oynayacak olmanın heyecanı var…

Yeşil-turunculu ekibin yöneticisi Turgay Zeytingöz yine tarihi bir heyecan yaşayan takımın yeni kadrosu, hedefleri, yerli yetenekleri ve Fenerbahçe Doğuş‘la girecekleri mücadeleyle ilgili Eurohoops’a konuştu:

Banvit çok başarılı bir sezonun ardından yeniden başlıyor… Tarihi bir sezonun ardından sizin için yeni kadroyla hedef nedir? Yeni Banvit için başarıyı nasıl tanımlarsınız?

Aslına bakarsanız kalitenin her sezon yükseldiği bir Basketbol Süper Ligi’nde hedef belirlemek, hele de bizim gibi düşük bütçeli bir takım için kolay değil. Hedef belirlemek yerine tüm kulvarlarda başarılı olmak için mücadele edecek, iddialı olacak, mücadeleden vazgeçmeyecek bir takım peşindeyiz. Bu seneki hedef de bu. Furkan Korkmaz, NBA’e gitti… Jordan Theodore bir EuroLeague takımına gitti. Orelik yine iyi bir Avrupa takımına gitti. Yerlerini doldurmak için derin bir araştırma yaptık. Bizim için kaliteden çok takım kimyasına uyması daha önemli. Banvit geleneğine uygun, Banvit formasını taşıyabilecek oyuncular aradık. Bu sene de hem takıma sahada katkı yapacak hem saha dışında uyumlu hem de Banvit formasıyla kariyerinde bir adım ileri atacak oyuncular bulduğumuzu düşünüyorum. Hedefimiz hep bir sonraki maç olacak. Hedefimiz şimdi Cumhurbaşkanlığı Kupası finali. Tarihimiz açıdan çok önemli bir maç. Ciddi heyecan duyuyoruz. O gün sahada Avrupa’nın en iyi takımına karşı oynayacağız. Ama biz de mücadelemizi verip kupayı kazanmak için sahada olacağız.

Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde final oynadığınızda artık çok daha fazlasını yapabileceğinizi, çok daha büyük işler başarabileceğinizi düşündünüz mü? Banvit’e bakışınızı değiştirdi mi o maç?

Finaller zaten biraz böyledir. Kafanızdaki bazı şeyleri değiştirir. Şampiyon olmak için önce final oynamak lazım. Aslında biz Türkiye Kupası’nı kazanarak tarihimizde bir ilki gerçekleştirmeyi başarmıştık. Bizim Şampiyonlar Ligi’nde şöyle bir talihsizliğimiz oldu: Tenerife yerine o gün maç Avrupa’nın herhangi başka bir yerinde oynansa kazanıp dönerdik. Ama maalesef Tenerife gibi güçlü, formda bir takımı seyircisinin önünde bizim de kötü bir günümüz olunca yenemedik. Rüya gibi bir sezonu taçlandıramadık. Finalleri getirince daha fazlası için de hevesleniyorsunuz. Ama ne kadarını başarabilirsiniz? Sonuna kadar zorlayacağız. Bizim için hedef hep daha fazlası.

Rüya gibi bir durum denince bugün akıllara Slovenya ve sizin için Gasper Vidmar geliyor…  Onunla turnuvadan önce sözleşme imzaladığınız şanslı hissediyorsunuzdur herhalde?

Vidmar’la hiçbir sorun yaşamadan sözleşmesini uzattık. O artık bizim için aileden biri gibi. İspanya’ya karşı Gasol Kardeşler karşısındaki performansını görünce NBA’den bile ilgi olabileceğini düşündüm. Bence şu anda kapasite olarak orada. Tabii ki çok iyi bir iş yaptık ama bunu biraz öngörmüştük. İlk işimiz onunla kontrat uzatmak oldu. Herkes Dragic ve Doncic’i konuşuyor ama işin teknik yanına yakın olanlar için Vidmar da çok önemli rol oynadı. Hücumdaki perdeleri, Dragic ve Doncic’e alan açması, savunma yardımları, yıldızların savunmadaki yıpranma payını düşürmesi… Tabii ki böyle rüya gibi turnuva ve performansı öngörmek çok zor. Ama Vidmar bizi şaşırtmadı. Muric ve Prepelic gibi eski oyuncularımızı da bu vesilesiyle tebrik ediyorum.

Theodore’u transfer ederken ki kafa yapınızı Socrates‘e anlatmıştınız… Yeni transferlere bakış açınız nasıl? Neler bekliyorsunuz yeni isimlerden?

Theodore gelirken kimse böyle bir sezon beklemiyordu. Herkes eksikleri olduğunu düşünüyordu. Ama uzun bir emek vererek yapılmış bir transferdi bizim için. Hep üstüne koyan bir oyuncuydu, Frankfurt’ta olgunlaştığını kupa kazandırarak göstermişti. Çok da iyi olmasına rağmen geçen sene çok yalnız kaldı. Hem oyun kurucu hem yaratıcı hem de skorer olarak. Biz bu sene takımı oluştururken iki oyun kurucu özellikli oyuncu istedik. Tony Taylor’ı iki senedir izliyorduk. EuroLeague deneyimli, bizce çok yetenekli bir oyuncu. Umarız yine adım atacak oyuncularımızdan olacak, seneye EuroLeague’e gidecek aday oyuncularımızdan. Keza Jack Odum çok zeki bir oyuncu. Taylor ve Odum bazen yan yana bazen yedekleyerek oynayacaklar. “Theodore’a ne olacak” korkusunu bu sene yaşamak istemedik. Angelo Caloiaro, İspanya Ligi’nde iyi performans göstermiş bir oyuncu. Büyük Çekmece’de düşüş yaşasa da belli bir sürekliliği vardı. Onun şutör 4 numara olarak çok değerli olduğunu düşünüyorum. Adonis Thomas gibi 1993’lü bir oyuncuyla anlaştık. Biraz risk gibi ama çok yetenekli bir oyuncu. Bütçemize de uygundu. Cesur ve becerikli bir isim. İleri doğru bir adım atacak oyuncularımızdan. Ve Can Altıntığ… Hem tecrübeli ve yerli hem de becerileri açısından ona güveniyorum. Bize saha içinde ve saha dışında katkı vereceğini düşünüyorum. Özellikle genç isimlerimize katkı yapacağını umuyorum.

Ben de tam size yerli ve genç isimlerin durumunu soracaktım…

Herkes altı yabancılı, çekişmeli bir ligde yerli oyuncuların kolay süre alamayacağını kabul ediyor. Ama biz bu konuda da önemli sorumluluk alıyoruz bence. Türkiye liglerinde birçok altyapı çıkışlı oyuncu bulunuyor. Ama tabii en üst düzeye gelindiğinde süre almak kolay değil. Orada biraz oyuncuların kendisine iş düşüyor, biz onları cesaretlendirmek için çalışıyor. Kadromuzda altı altyapı çıkışlı bir oyuncu var, Türkiye ciddi bir rakam. 10 kişilik rotasyonumuz olacağı düşünülürse en az üç genç isim şans bulacak. Orada bulacakları şansı nasıl kullandıkları onlara bağlı.

Ben sizin de tahmin edeceğiniz iki ismi sormak istiyorum: Berke Atar ve Tolga Geçim’den neler bekliyorsunuz? Özellikle Tolga sizce bir çıkış yapabilir mi?

Berke 1999 doğumlu bir oyuncu, çok genç. Biraz kendisini A takım seviyesinde rakipler karşısında denemeye ihtiyacı var. Vücudu da henüz çok genç. Zaman geçtikçe rotasyona dahil olabileceğini yine de düşünüyorum. Ancak o şansı alabilmesi onun kendisine ve gelişimine bağlı. Kimsenin 1999 jenerasyonundan şüphesi yok. Ama 18 yaşında bir oyuncu olarak A takımda bir şeyler göstermesini bekliyorum. Ciddi bir aşama bekliyorum. Tolga da Furkan gibi çok özel bir oyuncu. Ama özellikle fiziksel durum olarak çok farklılar. Özellikle sağlık durumundaki sıkıntılar… Ama bu sene çok önemli bir sene olacak. Biz de bu sene sağlıklı kalarak takıma katkı vermesini bekliyoruz, herkesin konuşacağı bir isim olmasını umuyoruz.