By Fatih Dilber
Zeytinburnu’nda yer alan Abdi İpekçi Spor Salonu, Türkiye’deki basketbol severlerin bir çoğuna -ama çok ama az- bir şekilde dokunmuştur. Kurulduğu günden bu yana hem Milli Takımımıza hem de kulüp takımlarımızın bir çoğuna ev sahipliği yapan, bazıları için ‘mabed’ statüsünü alan İpekçi’nin geçtiğimiz günlerde yıkılma fotoğrafları internette önümüze düştü.
Oraya yeni, modern bir tesis yapılacak.
Bazılarımız oraya trenle, bazılarımız Topkapı’dan minibüsle, bazılarımız metrobüsten inerek yürüyüşle, bazılarımız ise otobüsle ulaştık. Yıkılış fotoğraflarını gördüğümüzde, muhtemelen çoğumuz, içimizden bir parçanın eksildiğini hissetmişizdir. Oraya yeni yapılacak kompleks, artık yeni hikayelere sahne olacak. Umalım ki aynı İpekçi’de olduğu gibi orada da güzel hikayeler biriktirir ve ilerideki nesillere anlatacak hatıralar yaşarız.
Eurohoops Fırın, Abdi İpekçi Spor Salonu’nun en unutulmaz, en önemli 10 karşılaşmasını yazdı… Keyifli okumalar!
10 – Karşıyaka 28 Yıl Sonra Şampiyon
İzmir temsilcisi yarı finalde, Euroleague’de ilk defa final-four oynamış Fenerbahçe’yi 3-1, finalde de Euroleague’de Top 8’e kalmış Anadolu Efes’i 4-1 mağlup ederek tarihi başarı elde etti. Ufuk Sarıca ve Bobby Dixon liderliğindeki Karşıyaka, yakın zamanının en büyük yerel başarısını Abdi İpekçi Spor Salonu’nda yaşıyordu. Karşıyaka’nın bu şampiyonluğu son Basketbol Süper Ligi Şampiyonluğu olarak Abdi İpekçi tarihinde yerini alıyordu. 2012-13 Galatasaray’ın şampiyonluğu, 2011-12 Beşiktaş’ın şampiyonluğu, 2006-07 Fenerbahçe’nin şampiyonluğu da benzer klasmanda olmasına karşın, şampiyonluğa giden yol, harcanan bütçe ve imkanlar Karşıyaka’yı ön plana çıkardı.
9- Kadınlar Final-Eight İstanbul’da, Galatasaray – Fenerbahçe arasında yarı yarıya derbi
Kadınlar Euroleague’de ilk defa bir kulüp, Galatasaray, Final-Eight organizasyonuna ev sahipliği yapıyordu. İlk defa 2 takımla birlikte Final-Eight’te yer alacaktık. 2012 Euroleague Women son 8 maçı, “kadın basketbolunda” iki kulüp taraftarının bu kadar yüksek sayıda iştirak ettiği ender maçlardan biriydi. Belki de güvenlik önlemleri ve davetiye biletler olmasa, iki takım taraftarı 12000 kişilik salonu hınca hınç dolduracaklardı. Bir tarafta Penny Taylor önderliğinde, Angel McCoughtry, Nevriye Yılmaz, Birsel Vardarlı, Ivana Matovic’li Fenerbahçe… Diğer tarafta, Diana Taurasi, Tina Charles, Epiphanny Prince, Işıl Alben’li Galatasaray. Penny Taylor’ın ilk yarıda sakatlanması, Galatasaray’ın ilk yarının sonunda 9 sayılık üstünlüğü… Bütün hikayenin ikinci yarıda tersine dönmesi ve Fenerbahçe’nin galibiyeti. Türk Kadın basketbolunun izleyici adına en yüksek rakamlara ulaştığı ilk anlardan biri… Fakat tribünlerde yaşananlar da bu hikayeye gölge düşürdü. Sonrasında iki takımımız da İstanbul’daki bu organizasyonda kupaya ulaşamadı. Kupa İspanyol temsilcisi Ros Casares’in oldu. Fenerbahçe 4, Galatasaray 5. olarak turnuvayı tamamladı.
8- Kral’ın Başlangıcı
Abdi İpekçi’deki düzenlenen ilk büyük basketbol organizasyonu 1992’de o zamanki ismiyle Şampiyon Kulupler Kupası Final-Four’uydu. 32 yaşındaki koçluğunun ilk yılındaki Zeljko Obradovic’in takımı Partizan, Joventut Badalona, Olimpia Milano ve Estudiantes ile Final-Four’da mücadele edecekti. Final-Four yarı finalinde Olimpia Milano’yu mağlup eden Partizan adını finale yazdırdı. Abdi İpekçi’de iğne atsanız yere düşmeyecek bir ortamda Partizan, trajik bir finalin sonunda Alexander Djordjevic’in bitime 3 saniye kala attığı 3 sayılık basketle Joventut Badalona’yı 71-70 mağlup ederek tarihindeki tek Euroleague Şampiyonluğuna ulaşıyordu. Zeljko Obradovic ise bu şampiyonlukla birlikte gelecek 25 sezonda biri Fenerbahçe’de olmak üzere 9 kez kazanacağı EuroLeague hikayesinin başlangıcındaydı.
7- Dream Team İstanbul’da
Yanlış hatırlamıyorsam 2004 Şubat ayıydı… Türkiye Basketbol Federasyonu’nun sitesinde Dream Team ile iki tane hazırlık maçı oynanacak haberi düşmüştü. Temmuz ayı başında biletler satışa çıkmış, ciddi bir taleple çok hızlı tüketilmişti. Yine Abdi İpekçi, seyirciler açısından çok özel 2 maçı yaşayacaktı. Kadrosunda yıllar sonra Türkiye’de Beşiktaş forması da giyecek olan Allen Iverson, Tim Duncan, bugünün en büyük yıldızlarından LeBron James, Carmelo Anthony, Dwayne Wade gibi büyük yıldızlara sahip ABD ile 8 ve 10 Ağustos tarihlerinde iki kez karşılaştı. Bu maçların ikisini de kaybetsek de bu büyük yıldızları 2004 Atina’daki Olimpiyatların hemen öncesinde izlemek büyük keyifti. İbrahim Kutluay’ın bu iki maçtaki mükemmel performansı ona NBA’in kapılarını açacak, bu hazırlık maçlarından 1 ay sonra Seattle Supersonics ile anlaşacaktı. ABD Milli Takımı ise, Atina’daki Olimpiyatlarda büyük hayal kırıklığı yaratarak 3.olacaktı.
6- Galatasaray EuroCup Şampiyonu
Yakın dönemin Avrupa Kupalarında Türk takımlarının en büyük başarılarından biri. Sezon öncesi finalin en büyük adaylarından biri olarak gösterilse de, Ergin Ataman ve talebelerinin bu yolculuğu kolay olmayacaktı. Çeyrek finalde, belki de çift ayaklı maçlar için dezavantajlı bir skor alsa da Bayern’i geçmeyi başaran, yarı finalde Gran Canaria karşısında uzayan maçın sonunda rakibini elemeyi başaran Galatasaray, finalde Strasbourg karşısında deplasmanda 4 sayılık mağlubiyet alırken evinde Strasbourg’u 11 sayı farkla mağlup ederek kupaya uzanıyordu. Abdi İpekçi’de kapasitesinin çok çok üstünde taraftarı barındıran ortamda kupa Kaptan Sinan Güler’in ellerinde havaya kalkıyordu. Bu başarı Galatasaray basketbol tarihine altın harflerle yazılıyordu.
5- Abdi İpekçi’de Şampiyon Yugoslavya
Eurobasket 2001 bu ülkedeki basketbol sevgisinin zirve noktalara taşınmasının en büyük sebeplerinden biriydi. 12 Dev Adam, Finalde Yugoslavya ile karşılaşacaktı. Salonda nefes alınmayacak bir ortam, müthiş bir destek vardı ama sahadan Milli Takımımız 78-69 mağlup ayrılıyordu. Bodiroga, Stojakovic, Jaric, Tomasevic ve Drobnjak’lı Yugoslavy, son çeyrekte tecrübesiyle sahadan galip ayrılıyordu. Maçın yıldızlarından biri, aynı sezon Efes Pilsen forması giyen ve büyük hayal kırıklığı yaratarak en çok eleştirilen isimlerden biri olan Vlado Scepanovic oldu. Şampiyona bittiğinde hepimiz bu Milli Takımımızın bir başlangıcı, çok daha büyük başarılar gelecek demiştik. Sonrası mı? Hayal kırıklığı ile geçen yıllar…
4- Koraç Kupası’nı Bir Kulpundan Tuttuk
Tarihin en hüzünlü hikayelerinden biridir Efes’in Saporta kupası finalinde Aris’e karşı son saniyelerdeki kaybedişi… Naumoski’nin kariyerinin en rahat atacağı basketlerinden birinin potanın içinden çıkması, belki de basketbolla ilgili kötü hatıralarımızdan biri olarak hafızalarımıza kazınmıştı. Bundan tam 3 yıl sonra Efes Pilsen bu sefer Koraç Kupası’nda zafere ulaşıyordu. Abdi İpekçi Spor Salonu’nda oynanan ilk maçta Stefanel Milano’yu 76-68 mağlup ederek büyük bir avantaj sağlıyordu. Petar Naumoski 31 sayıyla maçı tamamlıyordu. Milano deplasmanında Murat Evliyaoğlu’nun serbest atışları ile beraber Türk Basketbol tarihinin ilk ve en büyük kulüp başarısı olarak yazılıyordu. Aydın Örs’ün yönetiminde, Petar Naumoski liderliğindeki, Efes’te Ufuk Sarıca, rahmetli Conrad McRea, genç Mirsad Türkcan, Volkan Aydın, Tamer Oyguç, Murat Evliyaoğlu isimleri tarihe altın harflerle yazıldı.
3- Efes, Türk Basketbol tarihinde Euroleague Final-Four’u Oynayan Takım
Belki adı Euroleague değildi, SuproLeague’di. Ama gerçekten Avrupa’nın zirvesiydi. Efes Pilsen 1999-2000 sezonunda Ergin Ataman yönetiminde, 3 maçın sonunda Asvel’i çeyrek finalde 2-1 geçerek adını finale yazdırıyordu. Eşleşme başlamadan önce herkesin kafasında 1997’de yine SuproLeague’de saha avantajına rağmen kaybedilen Asvel serisi geliyordu. Ama bu sefer Efes çok kararlıydı. Belki maçın sonunda bir Türk Basketbolu hikayesi olarak maçı krize soksa da sahadan 68-66 galip ayrılıyordu. Bu sonuçla, ilk kez bir Türk takımı Final-Four’da yer alacaktı. Final-four’da ilk maçta Zeljko Obradovic’li Panathinaikos’a kaybeden Efes, üçüncülük maçında Barcelona’yı mağlup ederek Avrupa üçüncüsü oluyordu.
2- 12 Dev Adam Finalde
Abdi İpekçi, 12 Dev Adam ve Eurobasket 2001, içinde o kadar çok güzel hikayeler barındırıyor ki hangi birinden diye bahsetmesek sanırım eksiklik yaşayacağız. Dirk Nowitzki önderliğinde müthiş bir şampiyona geçiren Almanya’ya karşı belki de son birkaç dakikaya girildiğinde kazandık, finaldeyiz diye yaklaştığımız… Fakat son 20 saniye içinde ‘olmadı’ noktasına geldiğimiz bir maçtı. Hidayet Türkoğlu’nun 3 sayılık basketi ve uzatmada bitime üç saniye kala yine Hidayet Türkoğlu’nun turnikesi ile birçoğumuz sevinç gözyaşı döküyorduk. Hırvatistan maçından sonra 2.kez uzatmada oynadığımız, Mehmet Okur ve Orhun Ene’nin sakatlıklarından dolayı forma giyemediği, 4 oyuncusunun 5 faulle kenara geldiği maçta, Milli Takımımız bir rüyayı gerçeğe çeviriyordu.
1- Müthiş geri dönüş, 12 Dev Adam Yarı Finalde!
Eurobasket’in sanırım en özel maçlarından biriydi Hırvatistan maçı. Belki de -ki bence öyle- ülkemizde basketbolu seven bir kitle oluşturmasında Erkek Basketbol Milli Takımımızın bu maçtaki performansının çok büyük etkisi vardı. Bu maç, o sevginin ve sahiplenmenin temelinin atıldığı maçlardan biridir. Çünkü o gün sahadaki oyuncular, sokaktaki insanlarımızın yapılmasını istediklerini sahaya yansıttılar. İlk yarıyı çift hanelerle geride kapayan, 3.çeyrekte 20 sayıya yaklaşan farkla geride olan Milli Takımımız, müthiş bir geri dönüşe imza atıyordu. Mirsad’ın yüreği, Mehmet Okur’un içeriden dışarıdan basketleri, İbrahim Kutluay’ın uzatmalarda attığı üçlük ile maçı kazandık hissiyatı, saha içinde oyuncuların gösterdikleri özveri, efor ve yürek büyük alkışı hak etmişti. 1999’da Haluk Yıldırım’ın köşeden kaçırdığı üçlükle kaçan yarı finale bu kez söke söke kalıyordu Milli Takımımız.
Bonus 1
Belki birçok insan için özel olmayabilir. Abdi İpekçi’de ilk izlediğim maç, benim için çok değerli. İstanbul’a 2001 yılında taşındım. İlk kez Abdi İpekçi’ye 2002 yılındaki Galatasaray – Fenerbahçe Play-Off ilk turu maçına gittim. Abdi İpekçi geçmişini bilenler trenle gitmenin keyfini çok iyi bilirler. O gün trenle tanıştım. Ekonomik krizden geçen ülkemizde, hem Fenerbahçe hem de Galatasaray ciddi bütçe kısıntısına gitmiş, tarihlerinin belki de en vasat kadrosuyla mücadele ediyorlardı. Basketbol sahası içindeki vasatlık, tribünlerde iki takım taraftarının ciddi anlamda sahaya müdahale etmesine yol açtı. Patlayan torpiller, sahaya atılan maddeler, karşılıklı küfürler… Sonunda Fenerbahçe tribünlerinden sahaya atılan musluğun Galatasaray’lı Serdar Tabay’ın kafasına isabet etmesi… Tribünlerin boşaltıldığı bir maç oldu. Seriyi Fenerbahçe, 2-1 kazandı. Seriyle ilgili diyebileceğimiz en önemli şey, Fenerbahçe’nin Damir Mrsic’i vardı.

Bonus 2
9 Şubat 2012’de, o sezon tarihinde ilk kez EuroLeague oynayan Galatasaray’ın rakibi, karşılarına 13-0 ile yenilgisiz gelen ve Avrupa Basketbolunun son dönemde kurulmuş en muhteşem kadrosuna sahip CSKA Moskova’ydı. O gün Abdi İpekçi’de muhtemelen kapasitesinin çok üzerinde bir taraftar topluluğu, basketbol tribünlerinde çok alışık olmadığımız büyük pankartlar ve çok ateşli bir atmosfer vardı. Galatasaray, Rus ekibinin ‘yenilmez’ görüntüsüne aldırış etmeden sahadan galip çıktı, Türkiye’nin spor gündeminin dilinde ise uzun süre bu maç yer aldı. Hem Murat Kosova’nın anlatımıyla izleyiciler, hem de canlı şahit olan taraftarlar için unutulmaz bir karşılaşmaydı.