Tai Webster: “Yenemeyeceğimiz Düşünülen Takımları Yenebiliriz”

2018-10-02T10:27:12+00:00 2018-10-02T10:27:12+00:00.

Semih Tuna

02/Eki/18 10:27

Eurohoops.net

Galatasaray’ın yeni oyun kurucusu Tai Webster Eurohoops’a konuştu.

by Yılmazcem Özardıç / info@eurohoops.net

Galatasaray‘ın yaptığı en dikkat çekici transferlerden birisi Tai Webster, buna hiç kuşku yok.

Yeni Zelandalı oyuncu, NCAA’de iyi bir 4 yıl geçirdikten sonra Avrupa’ya ilk adımını Almanya’da atmıştı.

Şimdi ise Galatasaray‘ın saha içi lideri olmaya çalışacak.

Eurohoops, Tai Webster ile bir araya geldi ve önümüzdeki dönemi konuştu.

-Buraya geldikten sonra milli takıma gittiğin bir dönem oldu ve orada bazı hazırlık maçlarını kaçırdın. Adaptasyon sürecinde bu durum bir etki yarattı mı?

“Ben öyle düşünmüyorum. Hazırlık kampında buradaydım, genelde işlerin büyük bölümünü burada yapıyorsunuz zaten. Birkaç hazırlık maçı kaçırdım ama çok fazla idman yapıyoruz zaten, bu da bana kaçırdıklarımı tamamlama fırsatı verdi.”

-Geçen sezon Almanya’da iyi bir sezon geçirdin. Oyun tarzı olarak normal oyun kuruculardan biraz ayrılıyorsun. Takımına daha çok yönlü katkılar veriyorsun, ribaunt bunlara bir örnek. Kendini daha çok ‘modern’ bir guard olarak mı tanımlarsın?

“Tabii, bunu söyleyebilirim. Bu benim için bir avantaj çünkü takımıma her alanda yardımcı olabiliyorum. Takımın neye ihtiyacı varsa onu yapabilirim diye düşünüyorum, bu da bizim adımıza takım olarak bir avantaj olacak.”

-Jaka Klobucar ile yan yana oynayacaksın. O da oyun tarzı olarak kanat pozisyonunda oynasa da önemli bir yaratıcı. Sence o seni saha içinde rahatlatacak mı?

“Tabii ki. Benim omuzlarımdan büyük bir yük alacak. Aynı zamanda takıma şut hazırlamanın yanı sıra bana da şut hazırlayabilecek bir oyuncunun yanında oynamak çok iyi olacak. Ben de sahada her an olup biteni kontrol edemem çünkü. Bu konuda bana yardımcı olabilecek bir oyuncuyla oynamam takımı daha rahatlatacaktır.”

-Nebraska’daki son sezonunda iyi bir yıl geçirmiştin. Draft’ta seçilememek senin üzerinde büyük bir etki bıraktı mı? G-League’e gitmeden Avrupa’ya gelmeye karar verdin. Bu kararından dolayı memnun musun?

“Memnunum diyebilirim. Geçmişe dair pek fazla düşünmeyi sevmiyorum açıkçası. Orada kalsam ne olurdu kim bilir… Ancak Almanya’da çok eğlenceli günler geçirdim, iyi bir sezon geride kaldı ve şimdi buradayım. Bence bu doğru karardı.”

-Galatasaray’da senin için başarı tanımı ne olacak? Takımın potansiyeli ne sence?

“Başarı, takım hedeflerimizi yerine getirmek olacaktır. Bizim takım olarak hedeflerimiz var. Belli noktalara gelmek istiyoruz ve kanıtlayacak şeylerimiz var. Çok yetenekli bir takımız bence, gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz. Bence bu yıl normalde yenemeyeceğimiz düşünülen takımları yenebiliriz.”

-Vegan olduğunu öğrendik. Bu profesyonel basketbolda pek fazla görülen bir şey değil. Bu süreç senin için ne zaman ve nasıl başladı? Nasıl hissettiriyor?

“Kolejdeydim. Yaklaşık iki buçuk sene falan oldu. Çok fazla boş zamanım vardı. Ben de bir gün otururken youtube’un derinliklerine düştüm. Oralardaki o ‘et yemeyin’ mesajı veren videoları izledim saatlerce, belgesellere baktım. Ben de vegan olmayı denemeye karar verdim. Bir ay denedim ve daha iyi hissettim. Söyledikleri doğruymuş dedim kendi kendime. Daha enerjik hissettim, maçlardan sonra yorgunluğum azaldı… Bu gibi avantajlarım oldu. Ne kadar uzun süre gideceğine bakmaya karar verdim, şu zamana kadar da iyi gidiyor.”