By Giorgos Orphanakis / info@eurohoops.net
NBA’le Avrupa basketbolu arasındaki fark giderek büyüyor ve EuroBasket’te de o büyük fark açıkça görülüp hissediliyor. Dünyanın en iyi basketbol liginde mücadele eden atletler, Eski Kıta’nın çarpışmasında fark yaratan isimler olarak öne çıkıyor.
Turnuvada “NBA” oyuncusu payesiyle bulunup takımlarının yıldızı olmayan iki isim hariç (Rus Timofey Mozgov ve Yunan George Papagiannis) hepsi takımlarını yönlendirmesi ve sürüklemesi beklenen isimler olarak mercek altındaydı.
Eurohoops, NBA’li yıldızların 2. Tur’a kadar gelen EuroBasket 2017 macerasını inceledi, hem parlayanları hem de beklentilerin altında kalanları belirledi.
Lauri Markkanen (Finlandiya)
EuroBasket başlamadan önce çok az insan Lauri Markkanen’in varlığının farkındaydı. Fakat Fin yıldız bu tunuvadaki performansıyla ismini basketbol kamuoyuna duyurmayı ve kendisini gelecek yıllarda Chicago Bulls‘la izleyecek NBA dünyasına bir mesaj göndermeyi başardı.
19.5 sayı, 5.7 ribaunt ve 18.8 verimlilik puanıyla turnuvayı bitiren Markkanen %47.7’yle üçlük attı.
2.13’lük boyuyla topu yere vurabilmesi, uzaklardan tehdit oluşturması ve soğukkanlılığıyla tabii ki bizlere Dirk Nowitzki’yi hatırlattı. Bu benzetmenin hakkını verip veremeyeceğini zaman gösterecek.
Dennis Schröder (Almanya)
Almanya için ilk üç hayalleri sürüyorsa bunun en önemli sebebi Dennis Schröder. EuroBasket’in ilk gününden Fransa’ya karşı oynanan ikinci tur maçına kadar ayağını gazdan hiç çekmeyen atom karınca 23.2 sayı, 5.2 asist ortlamalarıyla göz kamaştırdı. Turnuvanın sayı krallığında da ikinci sıraya yerleşti.
Almanya ve Schröder’den bahsetmişken Daniel Theis’a bir değinmeden de olmaz: Boston Celtics‘in çiçeği burnunda uzunu Fransa’ya karşı 22 sayı, 6 ribauntla o da en önemli maçta parladı.
İspanya önlerinde çok büyük bir engel gibi dursa da Chris Fleming’in ekibi ellerinde böyle sorumluluk almaktan çekinmeyen yıldızlar varken eşleşmeye ümitle bakabilir