Tanıklar Anlatıyor: Dirk Nowitzki’nin Hikayesi

10/Nis/20 08:27 Nisan 10, 2020

Semih Tuna

10/Nis/20 08:27

Eurohoops.net
Νοβίτσκι

Yakın çevresi, takım arkadaşları, koçları ve birçok kişinin ağzından: Dirk Nowitzki’nin hikayesi…

by James Herbert / Çeviri: Cem Doğan

Bu yazı ilk olarak 9 Nisan 2019 tarihinde CBCSports’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

******

 Ocak ayında bir idman öncesinde Dirk Nowitzki, Dennis Smith Jr. ile yarışmak için sıraya girdi. 40 yaşındaki oyuncu yarı sahadan başlayacaktı, diğeri ise sahanın en başından.

3… 2… 1… Smith uçtu gitti. Nowitzki yapamadı.

“Sanki ‘Hayır, hazır değilim. Hazır değilim. Hadi idmana’ der gibiydi” diyor Mavericks forveti Ryan Broekhoff.

Smith, Nowitzki’nin ısınmadığı iddiasını kabul etmiyor.

“Başlaması çok zaman aldı” diyor Smith. “Ondan daha çabuk hızlandım. Bunu fark ettiğinde arkasına baktı, ‘Allah, geliyor’ dedi. Sonra da vazgeçti. Akıllı adam.”

Şimdilerde New York Knicks‘te oynayan Smith’e göre yarış şuradan çıkmıştı: “Soyunma odasında herkese sataşıyor, herkesin kendisinin yavaş olduğunu söylemelerinden bahsediyordu. Onun yarı sahadan, rakibinin ise sahanın ucundan başlayacağı bir yarışta herkesi yeneceğine 10.000 dolara bahse gireceğini söyledi. Ben de bunu duydum. Kafama yattı ve ‘Varım’ dedim, tabii iki kez bahsi kazandım. Ama paramı daha vermedi. Yani bu yaz Dallas’ta onu muhtemelen soyup soğana çevireceğim.”

Ama herhangi bir yaz kazancından önce, sırada Nowitzki’nin kariyerini sonlandırması var. Nowitzki resmî bir açıklama yapmamış olsa da, sezon devam ederken takım sahibi Mark Cuban, CBS Sports’a “Bu durum birkaç hafta önce dank etmeye başladı” demişti. Dallas sezonun son maçını, deplasmanda San Antonio ile oynayacak.

“İnsanlar neden imzamı istiyor?”

1998 Nike Hoop Summit. Nelson ‘uzun, ince, zayıf bir Almanı su içerken’ görüyor ve onun şut kabiliyeti ile rekabetçiliğinden hoşlanıyor. Nowitzki, orada bulunmak için 2. ligdeki takımı DJK Würzburg X-Rays’in playoff maçını es geçiyor. Bunun karşılığı veriliyor.

“Hoop Summit’i onun sahneye çıkışı olarak adlandırabiliriz: Neredeyse tüm GM’lerin önünde parladı ve 30 sayının üstüne çıktı” diyor Nelson. “Ve bunu gayet gösterişli bir şekilde yaptı.” 

Dallas onu, 1998 Draftı’nda –beklenmedik bir şekilde o anda seçilmemiş olan, ve listelerinin ilk üç sırasında bulunan– Paul Pierce’ın bile üstünde, 9. sırada seçmişti. Endişeli, hatta gönülsüz bir Nowitzki, Dallas’a aylar sonra, lokavtın bitimiyle geldi. O ve Phoenix Suns‘tan takasla gelen 3. yıl oyuncusu Steve Nash, tanıtıldıkları basın toplantısında, sarı saçlarıyla şakaların hedefi olmuştu. Nelson, “Beach Boys’un bazı üyelerinin kaybolduğunu düşündüm” diyordu.

Greg Buckner (Mavericks oyuncusu, 1999-2002, 2006-2007): İnsanlar, Reunion Arena’da onu yuhalamıştı. Onu seçtiği ve Tractor Traylor’ı takasladığı için Nellie’ye öfkelilerdi.

Donnie Nelson (Mavericks asistan koçu ve oyuncu tarama direktörü, 1997-2002; genel menajer, 2002, günümüz): Bataan Yürüyüşü‘nün 8. yılındaydık: O kadar zamandır playoff yapamıyorduk.

Greg Buckner: Tuhaf bir yıldı. Lokavt sezonuydu. Sezon, Ocak ayına dek başlamamıştı. Haftada bir idman yapılıyordu. Sonra bir çocuk olarak, haftada üç maça çıkmak… Bu bazen tecrübeli oyuncular için dahi zordur. Dil engeli bir de. Yüksek beklentiler. Bunlarla epey uğraştı. Kesinlikle özgüveni yoktu.

Al Whitley (Mavericks malzemecisi, 2005-2006; Mark Cuban’ın özel yardımcısı; Steve Nash’in çocukluk arkadaşı): İlk zamanlar Dirk sürekli “İnsanlar neden benden imza istiyor, el uzatıyor veya benimle fotoğraf çekinmek istiyor?” diye soruyordu. Bunu cidden anlamıyordu, ama insanlara daima zaman ayırıyordu. Onlarla bir bağ kuruyordu.

Marc Gasol (Raptors pivotu): Ondan önce kimse yoktu. O birçokları için öncü oldu. Ve bunu yaptığı için ona; kendisine önyargıyla yaklaşmadığı, ona inandığı ve bir şeyleri değiştirme fırsatı verdiği, o zamanlar kimsenin göremediği şeyi ortaya koymasına olanak tanıdığı için de Dallas’a helal olsun. Kulübü daha güvenli bir yer hâline getirdiğini düşünüyorum. Bir örnek teşkil etti. Bana göre en cesurca kısmı, Dallas’ın yaptığı. Çünkü bu hiç yapılmamıştı ve onlar yaptı. Dirk’ün her gün çalıştığını ve bu şekilde takım arkadaşlarını da etkilediğini gördüler; bu da malum, işe yaradı. Ama bu cesaret isteyen bir şey; çünkü daha önce denenmemiş, ve işe yaramazsa sizi mal gibi gösterebilir.

Donnie Nelson: ‘Cesur’ bir kelime. ‘Korkunç’ ise başka bir kelime.

Greg Buckner: Başlarda bocaladı. Luka Doncic gibi girmedi yani lige. Geldi ve zorlandı. Ona sevgi göstermeden olmayacağını biliyorlardı, başarılı olacağından emin olmak için ona arka çıkmalılardı. Çünkü mental açıdan zorlanıyordu ve oraya ait olup olmayacağından emin değildi.

Donnie Nelson: Ben ve babam (Koç Don Nelson), tüm itibarımızı, tarihimizi, ve ligde yaptığımız her şeyi bu iki genç ve kendini kanıtlamamış adamın ellerine bıraktık. Çoğu zaman, bu tip adamlar zayiat sayılırdı. Özellikle Avrupa’dan geldiyse. Yani aynı zamanda hem diriltici, hem eğlenceli, hem de ürkütücü bir süreçti.

Greg Buckner: İnsanlar buraya ilk geldiği dönemi hatırlamıyor; o bir 3 numaraydı. 4 numara veya pivot değil. Kısa forvetti. İdmanda yaptığı şeyler, yay etrafında yaptıkları ve fiziği, benim daha önce şahit olmadığım şeylerdi. “Bu çocuk bir gün Hall of Fame’e girecek” dedim. “Larry Bird ne kadar iyiydi, neler yapardı bilmiyorum, ama bu çocuğun onun kadar iyi olmamasına imkan yok.” Millet de bana “Hea, tabii. Kafayı Yemişsin” çekiyordu.