by Charles Curtis, Çeviri: Cem Doğan / info@eurohoops.net
Bu yazı 13 Şubat 2014 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış olup uyarlanarak dilimize çevrilmiştir.
NBA yıldızları bir otomobilin üzerinden sıçrayıp smaç vurmadan önce, Dr. J isimli bir adam, serbest atış çizgisinden uçuyordu.
Julius Erving, 1976 ABA Slam Dunk Yarışması boyunca, basketbol tarihindeki en çok hatırlanan anlardan birini yaratmıştı. 1984 yılında NBA yarışmayı tekrar dirilttiğinde, Denver’daki meraklı kalabalığın önünde kendisini bir kez daha herkese hatırlattı.
Daha inanması güç olan şey, Erving’in 1984’teki bu ilk yarışmayı kazanamayıp, birinciliği Larry Nance’e kaptırmasıydı. Diğer katılımcılar şunlardı: Michael Cooper, Clyde Drexler, Darrell Griffith, Edgar Jones, Ralph Sampson, Dominique Wilkins ve Orlando Woolridge.
Carl Scheer (Denver Nuggets eski başkan ve genel menajeri, 1974-1984): ABA’in 1976’da düzenlediği yarışmaya uzanan köklerinden bahsetmeden, All-Star maçı ya da Slam Dunk hakkında konuşamazsınız. Bir gün oturuyoruz, Virginia’daydık sanırım, NBA’den daha iyi oyunculara sahip olduğumuzu en iyi şekilde nasıl gösterebiliriz diye kendi kendimize sorduk. Fakat bizim büyük pazarlarımız, televizyon anlaşmalarımız ya da sahiplik konusunda istikrarımız yoktu… O yıl All-Star maçı Denver’da oynanacaktı. Sonunda, eşsiz bir şey yapmamız gerektiğine karar verdik.
Rick Welts (dönemin NBA ulusal promosyon direktörü): 1984’te All-Star maçı için Denver’a gidiyorduk. Yönetim Kurulu, o haftasonu David Stern’ü başkanlığa seçmişti. İkincil önemdeki konu, Stern’ün başkanlığı organizasyondan sonra devralacağıydı. Bahsettiği şeylerin bir kısmı da oyunumuzun zengin tarihi ile tekrar temasa geçmekle ilgiliydi. Bu sporla ilgili sınırlı bir video arşivi ve çok az sayıda arşivlik materyal vardı.
NBA’de sadece 1.5 yıldır çalışıyordum. Benim işim, gidip NBA’e pazarlama yatırımı yapacak şirketleri bulmaya çalışmaktı. O zamanki NBA ile ilişki kurmaya niyeti olan şirketler için bir hatırlatmaydı.
1984’ten önce All-Star maçları cumartesi günleri oynanırdı. Maçtan önceki akşam genellikle otelde bir ziyafet verilirdi. Sonra da herkes evlere dağılırdı.
Eğer yanlış hatırlamıyorsam, Carl Scheer ve NBA’in emlak işlerine bakan Adrian DeGroot arasında bir görüşme olacaktı. Waldorf Astoria’nın barında buluştuk. Orada Carl şunları dedi: “1976’da ABA Slam Dunk Yarışması’nı düzenleyerek basketbol tarihinde en çok akılda kalan olaylardan birine sahiplik ettik. Bunu tekrar diriltmek, bizim yaptığımız şekilde devre arasında düzenlemek harika olmaz mı?” Böylece yol açıldı.
Scheer: Rick çok yaratıcıydı ve biz Slam Dunk’ı desteklemekten çok memnunduk – ilk kez o söylemiş olabilir. İkimiz de Stern’ü bunun mantıklı olduğuna ikna etmemiz gerektiği konusunda anlaştık.
Welts: O zaman CBS’teydik. Salonda ne olup bittiğiyle alakası olmayan bir devre arası programları vardı. Bunun işe yaramayacağından emindik ama üstünde durmayı hak ediyordu.
Bir zamandır Stern’ün oyunun tarihine dokunma fikriyle ilgili düşünüyordum. Bundan bir süre önce Washington’da eski oyuncuların beysbol maçlarını izliyordum. Yaşlı birinin reklamlara doğru gelip sonra çitlerin üstünde topa vurduğunu hatırlıyorum. O anda kafamda ampuller yanmaya başladı.
Stern’e gidip şöyle dedim: “İkinci bir gün daha yaratıp, o günde de emekli büyük NBA oyuncuları arasında bir maç düzenlesek ve bir smaç yarışması yapsak nasıl olur?” Bu fikri kayda değer buldu.
Sonunda o ve ben, Başkan Larry O’Brien’in ofisine uğradık ve fikre verilen tepkilerin hafif kaldığını söylemek abartılı olurdu. O toplantıdan yeni bir fikir bulmam gerektiği hissiyle çıktım çünkü bunun varacağı bir yer yoktu. Emin değilim fakat, Stern bir hafta ya da 10 gün sonra arayıp şöyle dedi: “İşte anlaşma. O’Brien, son haftasonunda onu küçük düşürecek bir şey yapmaz ve bunun bedavaya gelmesini sağlarsak, istediğimizi yapmakta serbest olduğumuzu söyledi.”
Scheer: Efsaneler maçı için biletleri iki dolardan satacaktık, David Stern bana şöyle dedi, hiç unutmam: “Milletin bu adamları izlemek için iki dolar vereceğini mi sanıyorsun?” Sonuç, kapalı gişe.
Mesele, yaptığımız şey konusunda rahat hissetmekti; bu iş lig çevrelerinde bir kaos yaratmadı, şaka konusu olmadı. Gayet iyi karşılandı. Stern bunu dile getirmedi ama bazı çekinceleri vardı.
Welts: İlk konuştuğumuz şirketin adı Stokely-Van Camp’dı. O zamanlar Gatorade’in sahipleriydiler. Onu hallettik. American Airlines, uçak biletleri için ödeme yaptı. İlk anlaşmayı Schick’le yapmıştık – jilet şirketi, emekliler maçı için sponsor olmuştu.
Ayrıca henüz yeni bir kuruluş olan ESPN’le temastaydım. Canlı yayın yapmıyorlardı. Cumartesi günü yapılacak organizasyon için, bir program da hazırlamak adına anlaştılar, ki bu bizim için mühimdi.