Barcelona: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

22/Haz/20 13:19 Haziran 22, 2020

Utkan Sahin

22/Haz/20 13:19

Eurohoops.net

Yaz dönemi yavaş yavaş yaklaşıyor. Eurohoops Fırın da gelecek sezon EuroLeague’de mücadele edecek 18 takım için yol haritası çiziyor…

by Utkan Şahin/ info@eurohoops.net

Avrupa basketbolunda 2019-2020 sezonu, kimsenin hayal bile edemeyeceği bir şekilde tamamlandı.

Tüm dünyada kalıcı bir iz bırakan coronavirüs önce Mart ayında ligin askıya alınmasına sebep oldu, arkasından da Mayıs’ın son günlerinde ligin şampiyonsuz bir şekilde iptal edilmesine yol açtı.

Tabii bu durumun etkileri de kısa, orta ve uzun vadede karşımıza çıkacak.

En basitinden… Tarihin en belirsiz transfer dönemine giriyoruz. Bütçeler ne olacak? Oyuncu maaşları ne seviyeye gelecek? Amerikalı oyuncular gelecek sezon Avrupa’ya ne kadar sıcak bakacak?  Tüm bu soruların cevapları şu anda belirsiz.

Bunlar bir yana, şu anda ortada bir başarı ya da başarısızlık yok. Playoff ve Final Four, takımların hikayesinin yazıldığını yerlerdir. Buna şahitlik edemememiz, hikayenin en önemli kısmını yarıda bırakmış oluyor.

Tüm aksiliklere rağmen Eurohoops Fırın’ın ateşi söndürmeye niyeti yok. Geçen sezon EuroLeague mücadele edecek takımlar için yaz döneminde ne yapmaları gerektiğine dair yazı dizisini bu sene de yazıyoruz.

Bu maceraya CSKA Moskova başladık ve Kızılyıldız, ALBA Berlin, Olimpia Milano, Anadolu Efes, Khimki Moskova ve Bayern Münih’le devam ettik. Bugün sıra, EuroLeague’in görkemli kadrolarından birine sahip olan Barcelona’da!

ALBA Berlin: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Kızılyıldız: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Olimpia Milano: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

CSKA Moskova: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Khimki Moskova: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Bayern Münih: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Barcelona Yaza Nasıl Giriyor?

Haziran’ın sonuna gelmemize rağmen hala sahaya çıkarak…

Bildiğiniz gibi, coronavirüsünün basketbola etkileri Avrupa’nın her yerinde farklı kararların ortaya çıkmasına neden oldu. Birçok lig ve kupa, sezonun iptali yönünde karar verirken İspanya Ligi ise tam tersi bir yolda gitti ve 12 takımlı bir turnuvayla sezonu bitirmeye çalışıyor. Halihazırda da bu maçlar bu günlerde Valencia‘da oynanıyor.

Bu Barcelona için iyi bir haber çünkü burası da iptal olsaydı, kurdukları o görkemli kadro sonrasında bu sezonu kupasız bir şekilde tamamlamış olacaklardı. Şimdi ise en azından 2014’ten beri ilk kez ligi kazanıp, sezonu bir nebze başarıyla tamamlayabilirler.

Tabii bu durum, geçen yaz kurdukları görkemli kadrodan sonra ortaya çıkan hedeflerle aynı değil ama mevcut şartlar onları bu duruma getirdi. Diğer yandan Barcelona’nın EuroLeague sezonun tamamlanmamış olması da çok fazla sorunun havada kalmasına neden oldu.

Sezonun geneline baktığımızda kadro kaliteleri sayesinde ligin rekabetçi takımlarından biri olduklarını ortaya koydular. Sezon içerisinde bir ara ligin lideri onlardı. Sonrasında bu ünvanı Efes‘e kaybettiler ama her şey yolunda gitseydi, normal sezonu en kötü ilk 3’te tamamlayacaklardı.

Yine de sonuç olarak işler fena olmasa da beklenen basketbol kalitesi açısından o kadar da işler iyi gitmedi. Yeni kurulan bir takım olarak dengelerin kolay kolay oturmayacağı herkes tarafından bilinen bir gerçekti. Sonuçta oyuncuların kalitesi ne olursa olsun uyum dediğimiz şey, kaliteden daha çok zamandan gücünü olan bir olgu. Üstelik Barcelona’nın sezon başında yaşadığı oyun kurucuların sakatlanması problemi de bu uyumun yakalanmasını zorlaştırdı.

Bu açıdan Pesic’in haklı sebepleri olsa da oynanmaya çalışılan basketbol ve oyunculara verilen roller bana sorarsanız pek doğru değildi. En basitinden Malcolm Delaney’in Kyle Kuric’den sadece 1 fazla şut kullanıyor olması bence doğru bir rol dağılımı olmadığının işareti. Zaten bunun doğru olmadığını sezon içerisinde çıkan haberlerde de gördük. Özellikle Amerikalı oyuncuların rollerinden memnun olmadığı kulübe yakın kaynaklar tarafından yazıldı.

Elbette bu haberler yalanlandı ama Malcolm Delaney’in takımdan ayrılış şeklini ve Pesic’le basın önünden yaşadıkları tartışmayı düşünürsek, bu haberlerde doğruluk payı olduğunu söylememiz yanlış olmaz.

Bu durumda geleceğe dair birçok soruyu beraberinde getiriyor.

Takım içerisindeki uyum problemi, zaman içerisinde çözülebilir mi yoksa koçla takım arasındaki daha büyük bir açıklık mı var? Malcolm Delaney’in ayrılışı nasıl bir etki yaratacak? Daha iyi basketbol oynayan bir Barcelona izlememiz mümkün mü? Barcelona’nın Pesic ısrarı takımı felakete sürükleyebilir mi?

Gelin bu zor soruların cevaplarına birlikte arayalım…

Sözleşmesi bitenler / Ayrılanlar: Malcolm Delaney (Milano), Kyle Kuric, Ante Tomic, Kevin Pangos
Gelenler: –
İddia: Nick Calathes

Kadro Dizilimi

PG: Thomas Heurtel – Pau Ribas
SG: Cory Higgins – Leandro Bolmaro
SF: Adam Hanga – Alex Abrines
PF: Nikola Mirotic – Victor Claver – Rolands Smits
C : Brandon Davies – Pierre Oriola – Artem Pustovyi

1- Nick Calathes Doğru İsim mi?

calathes_barcelona

Barcelona bir yandan sezonu tamamlamaya çalışsa da diğer yandan yaza dair en büyük hamlesini yapmış durumda.

Henüz resmi olarak açıklanmasa da Eurohoops kaynaklarının da belirttiği gibi; Katalan ekibinin gelecek sezonki ana oyun kurucusu Nick Calathes olacak. Malcolm Delaney’in ayrılışı sonrasında Calathes gibi bir ismin gelişi elbette birçok şeyi değiştirecek çünkü ikisi birbirinden farklı profilde oyuncular…

Bu noktayı değerlendireceğiz ama öncelikle gelin, bir yaz önceye gidelim.

Barcelona o görkemli kadroyu kurarken uzun bir süre oyun kurucu transferi için Kostas Sloukas‘ın peşinden koşmuştu. Hatta Yunan guard, Fenerbahçe‘yle uzatmadan önce Katalan devi, sarı-lacivertlilerin önerdiği kontrattan daha iyisini bile önerdi. Fakat bu transfer gerçekleşmeyince Barcelona da Malcolm Delaney’i getirdi.

Pesic’in sezon içerisinde Panathinaikos ve Fenerbahçe maçları öncesinde yaptığı açıklamalara bakarsak bu oyuncuları ne kadar çok beğendiğini görebiliyoruz. Bu sebeple muhtemelen Calathes transferi, en çok Pesic’i mutlu etmiştir.

Peki tecrübeli koç için bu transfer neden bu kadar mutluluk sebebi?

En temelden başlarsak; Barcelona, geçtiğimiz sezon saha içerisinde kısa liderini bulmakta çok zorlandı. Takımın yaşadığı sakatlık problemleri bir yana, bu rolü doldurması beklenen Cory Higgins’in özellikle büyük maçlarda geride kalması takımı etkiledi.

Sezon başında rolünün ne olduğu belirsiz olan Delaney ise bu açığı sezonun devamında yavaş yavaş doldurmaya başladı – Fenerbahçe ve Efes maçlarını hatırlarsınız – fakat Pesic ile Delaney’in saha içinde oynamak istediği basketbol da farklıydı. Bu farklılığı da en çok ayrılık sonrası açıklamalarda gördük.

Calathes ise Pesic’in kısa oyuncularından istediği birçok şeyi elit seviyede sunuyor.

Bir kere belki de EuroLeague’in en fizikli guardlarından biri. Pozisyonuna göre özel bir savunmacı ve işin hücum tarafında da elit bir saha içi generali… Geçirdiği son birkaç sezona bakarsak; herhalde tempoyu kontrol etmek, takım arkadaşları için yaratıcı olmak gibi konularda Yunan guardı rahatlıkla modern EuroLeague’in zirve guardlarının arasına yazabiliriz.

Barcelona gibi belki de 5-6 tane çok özel diyebileceğimiz oyuncuya sahip bir kadro için de bunlar çok değerli özellikler. Calathes rahatlıkla kimin ne zaman devreye gireceğini ayarlayabilir ve bitirici oyunculardan çok daha fazla katkı alabilir. Bu açıdan Pesic’in neden bu transferi istediği gayet anlaşılabilinir.

Fakat Calathes, büyük getirileri olduğu kadar büyük defoları olan da bir oyuncu…

Mesela bu transferle birlikte bana sorarsanız, Adam Hanga ile Calathes’in aynı dakikalarda oynama ihtimali kalmadı. Evet, bu takımın önemli şutörleri var ama aynı beşte iki tane böyle şutu problemli olan oyuncu olunca savunmada ne kadar özel olursanız olun, işin hücum tarafı akıcılıktan baya bir uzakta kalıyor.

Diğer taraftan Thomas Heurtel ile ikisi çok uyumlu bir ikili gibi gelmiyor bana…

İkisi de toplu oyunda yaşayan guardlar ve hücum süresinin birçok kısmında topu elinde tutuyorlar. Böylesine 1 guard bile Barcelona gibi çok fazla oyuncunun şut kullanmak zorunda olduğu bir takımda problem olabilirdi. Aynısından iki tane olunca ise işler çok daha korkunç hale geliyor.

Son olarak ise Calathes için tabii bu macera önemli bir sınav olacak.

Son yıllarda görece kalitesiz kadroları, ayakta tutma ve bunu başarırken de iyi istatistikler ortaya koymakta Yunan guard önemli bir performans sergiledi. Bu açıdan onu takdir etmemiz gerekiyor ama ne zaman yanında dominant başka kısalarda oldu, o zaman onun arka planda kaldığını gördük. En basitinden 2018’de tüm sezonu domine ettikten sonra Mike James’in takıma geri dönüşü onun dengelerini baya bir bozmuştu.

Şimdi ise Yunan guard, belki de EuroLeague’in en kaliteli takımına oyun kuruculuk yapacak ve bu konuda önemli bir sınav yapacak.

Bütün bunları birleştirirsek; evet, Pesic ve onun basketbol planı için Calathes uygun bir isim olabilir. Calathes’le birlikte oyunu çok daha iyi kontrol eden bir Barcelona izleyebiliriz. Keza işin savunma tarafında ellerinde çok daha görkemli bir rotasyon olacak. Fakat Yunan guardın kadronun geneliyle uyumu konusunda işler bu seviyede parlak değil.

Belki Barcelona, Heurtel’den çıkıp başka bir guardı getirebilse o zaman daha olumlu olabilirdi ama bu şekilde gelecek sezon da sanki hücumda zaman zaman verimsizlik ve hareketisizlikten çatlama noktasına gelen Barcelona hücumları izleyebilirmişiz gibi geliyor.