Fenerbahçe’nin Yeni Transferi Dyshawn Pierre, Sarı-Lacivertliler’e Ne Katar?

09/Tem/20 09:10 Temmuz 9, 2020

admin69

09/Tem/20 09:10

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko transfere Dyshawn Pierre’le başladı. Eurohoops Fırın, Sarı-Lacivertliler’in yeni forveti Pierre’in teknik analiziyle karşınızda!

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’deki temsilcilerimizden Fenerbahçe Beko, efsane koçu Zeljko Obradovic‘in ayrılığı sonrası koç Igor Kokoskov’u getirdi ve hemen üzerine oyuncu özelinde ilk hamlesini Dinamo Sassari’nin Kanadalı forveti Dyshawn Pierre’le yaptı.

EuroLeague’de 2019-20 sezonu istediği gibi geçmeyen, üstüne üstlük Obradovic‘le yolları ayrıldıktan sonra takım bütçesinde yaşanacak kesin bir düşüş olacağını birinci ağızlardan açıklayan Fenerbahçe basketbol şubesinin gelecek sezona ilişkin planlamaları çok dikkat çekici olacak.

Bu doğrultuda yeni transfer Dyshawn Pierre’in koç Igor Kokoskov’un şimdiye kadar çalıştırdığı takımlardaki stratejilerine ne kadar uygun olduğu, kişisel becerileri ve karakteristik özellikleri gibi birçok konuya değindiğimiz bir teknik analiz yaptık.

Karşınızda, artıları ve eksileriyle Fenerbahçe Beko’nun yeni forveti Dyshawn Pierre…

17 Kasım 1993, Ontario, Kanada doğumlu Dyshawn Pierre, liseyi Ontario’da okuyup takımını ligde 2011 ve 2012 yıllarında üst üste 2 kez şampiyon yaptıktan sonra kolej hayatına Dayton Üniversitesi formasıyla giriş yaptı.

2012-16 yılları arasında mezun olana kadar Dayton Flyers’ın formasını terleten Pierre, 2016 NBA Drafti’nde seçilmeyince soluğu Avrupa’da aldı.

İlk olarak Almanya Bundesliga’da Braunschweig formasıyla kıtaya adım atan Dyshawn, bir sezon orada geçirdikten sonra Dinamo Sassari’nin yolunu tuttu.

2017’den beri halihazırda Sardunya ekibinde oynuyor. 2018-19 sezonunda FIBA Europe Cup’ı şampiyon tamamlamışlardı.

1.98 boyunda ve 104 kilogram ağırlığında olan Dyshawn Pierre, gelecek sezondan itibaren Fenerbahçe Beko’nun başarısı için ilk kez EuroLeague’de ter dökecek.

Biz kendisini sezon içerisinde Eurohoops Mercek yazı dizimizin İtalya Ligi bölümünde üst seviyeye çıkabilecek oyuncular arasına dahil etmişik zaten. Şimdi sözü fazla uzatmadan oyuncunun saha içindeki profilini değerlendirmeye başlayalım.

Atletizm + Fizikalite = Ribaund Katkısı

Dyshawn Pierre’in oyununda en çok göze çarpan özelliği istatistiklerine de olumlu ölçüde yansıdığı üzere ribaund katkısı olarak gözüküyor.

Günümüzde forvet oyuncularından alınan ribaund katkısının çok çok önemli bir yer taşıdığı bu oyunda Pierre’in bu özelliğiyle ön plana çıkması sahiden Fenerbahçe’ye transferi açısından büyük bir pozitif olarak haneye yazılmalı.

Geçen sezonlarda Sarı-Lacivertliler ribaundlarda inanılmaz parlak bir takım mıydı diye kendimize bir soracak olursak bu noktada önümüze iki oyuncu çıkıyor: Ekpe Udoh ve Nicolo Melli.

Udoh’un Fenerbahçe forması giydiği 2015-16 ve 2016-17 sezonunda takım yine EuroLeague’in en parlak ribaund takımı değildi ancak bunu bir eksi olarak düşüneceğimiz bir ortam da yoktu. Çünkü boyalı alanda hem savunma açısından hem de rebounding açısından kaydadeğer bir koz oluşturuyordu Zeljko Obradovic‘in elinde.

Melli‘nin durumuysa daha farklıydı. Udoh’un ayrılığı sonrasında takıma katılan İtalyan oyuncu, Fenerbahçe‘nin artık boyalı alanda domine edemediği 2 sezon boyunca hem yardım savunmasına yaptığı katkılarla hem de ribaund gücünü görece istenen seviyede tutmasıyla bulunmaz bir hint kumaşıydı.

Gigi Datome ve Nikola Kalinic‘in ribaund katkıları 2015-2020 yılları arasında hep belirli bir düzeyde seyretti. Sahada farklı farklı meziyetleriyle Obradovic‘in kurduğu mükemmel sistemin birer parçası olan bu iki oyuncu ne yazık ki Udoh ve Melli gibi iki gücün olmadığı 2019-20 sezonunda ribaund konusunda takımı yukarıya taşıyamadılar.

Alttaki tabloya baktığınız zaman Fenerbahçe’nin Mellili 2018-19 sezonuyla Mellisiz 2019-20 sezonu arasında ribaund averajı olarak çok büyük düşüş yaşamadığını görüyoruz ancak hava durumlarında hissedilen hava sıcaklığıyla ölçümlere yansıyan sıcaklıklar her zaman bir olmuyor.

 Ribaund Katkısı Fenerbahçe
2015-16 4.4 3.3 34.9
2016-17 3.7 3.1 32.7
2017-18 3.4 1.6 31.9
2018-19 3.6 3.3 29.7
2019-20 3.4 2.5 29.0

Pierre’in bu noktada takıma neler getirebileceğini biraz onun Dinamo Sassari’deki profiliyle özetlemek sizleri bilgilendirmek açısından kritik olacaktır.

Kanadalı forvet, Gianmarco Pozzecco’nun İtalya Süper Kupası ve FIBA Europe Cup şampiyonluklarıyla taçlandırdığı koçluk kariyerinde takımın en büyük ribaund gücü olarak karşımızdaydı hep.

Bu sezon averaja vurunca maç başına 7 ribaund çeken bir isim olarak (FIBA Şampiyonlar Ligi’nde bu rakam 8.4’e kadar çıkıyor) ön planda olan Dyshawn’ın maçlarını biraz izlediğiniz zaman bu noktada nasıl fark yaratabilecek bir oyuncu olduğunu anlıyorsunuz.

Hücumda topu elinde tutan takım arkadaşı, savunmada 5 rakibinden herhangi biri gözünü çembere çevirdiği anda forvetten boyalı alana hareketlenmeye başlaması onun topu çekemese dahi ribaund ortamını karıştırması için yeterli oluyor.

Bu ona iyi bir sıçrama için ivme kazandırırken aynı pozisyondaki rakiplerine karşı ciddi bir avantaj oluşturmasını sağlıyor eşleşmelerde.

Fiziksel olarak da iyi bir düzeyde kendisini gösterdiğini farz edersek Fenerbahçe’nin kanayan yarasına derman olabileceğini düşünüyorum. Geçen sezon Ataşehir’de oynanan Valencia maçında temsilcimizin rakibine 50’nin üzerinde ribaund alma fırsatını tanıdığı bir ortamda hele…

Bir Sırtı Dönük Spesiyalisti Olarak Hücumdaki Artıları – Eksileri

Dyshawn Pierre’in hücumculuğuna ilişkin söyleyebileceğimiz en büyük özelliği sırtı dönük oyundaki harika becerisi olmalı.

Topu alçak postta aldığı zaman pek çözüm üretilmesi kolay bir isim değil. Bunun da çeşit çeşit sebepleri var. En önemlisi hücumu kendi bitirmeye karar verdiği zaman hızlıca aldığı kararları uygulamaya koyabiliyor olması. Bu onu izlerken en keyifleneceğiniz anları size vaadeden çok olumlu bir özelliği.

Ayak hareketleri, atletizmi, fiziği, falanı fistanı derken çok estetik bir oyuncuya dönüşebiliyor sırtı dönük oynadığı zamanlarda. Öte yandan post-up oynarken harika top dağıtıyor cidden. O anlarda onun hiç de azımsanmayacak kadar iyi bir pasör olduğunu ve uzunlarla iletişiminin üst düzeyde olabileceğini söyleyebiliriz. Bu, Melli‘de de çok gördüğümüz bir durumdu.

Aynı övgüleri yüzü dönük oyunda yöneltmek mümkün mü diye soracak olursanız benim cevabım hayır olur. Pierre’in Sassari’deki hücum rolüne bakınca direkt olarak farkına varacağınız ilk şey zaten ne kadar topla haşır neşir olduğudur.

Yani Fenerbahçe‘nin o rotasyonda yüzü dönük oynayabilen bir oyuncusu yoktu zaten geçtiğimiz 5 yılda. Bu yüzden Pierre profilinde bir oyuncunun geri bakış attığımız zaman Zeljko Obradovic Fenerbahçe‘sinde başarılı olabilecek bir “potansiyele sahip olduğunu” söylemek bana göre mümkün.

Dış şut meselesine gelecek olursak, Dyshawn’dan beklentileri iyi ayarlamak gereken noktalardan birisi de bu. 3 numara rotasyonundan Datome gibi bir dış şut gücünün ayrılığı sonrası onun yerini en az onun kadar kaliteli bir şutörle doldurmanız gerekir ki, aynı katkıyı bekleyesiniz.

Pierre o oyuncu değil. Serie A’da yüzde 45’lere kadar çıkan bir yüzdesi olsa da daha fazla denediği Şampiyonlar Ligi kulvarında yüzdesi 32.9’a kadar indi. Şutu her zaman şüphe edilen bir nitelikteydi ve hala ilerletilmeyi bekleyen bir özelliği olarak öylece duruyor.

Fakat savunmasından kurtulduğu ve ayakları sabit olduğu anlarda forvetlerden olsun, köşelerden olsun iyi yüzdeyle üçlük sokabilen bir isim. Bu yönüyle Nikola Kalinic‘le pek ayırt edilecek bir tarafı olduğunu düşünmüyorum shooting bakımından.

Mekanik olarak da Datome gibi topu elinden çıkardığı zaman o topun gidişini izlerken keyif alacağınız bir isim olmamasına rağmen sağlıklı bir stili var.

Dyshawn Pierre’in ofansif özelliklerinden bahsederken üzerinden geçmemiz gereken çok çok önemli bir şey daha var. Hızlı hücumlardaki etkinliği.

Üst seviye atletizminin ve algılarının sürekli açık olmasının bir getirisi olarak hücuma ilk çıkan kişinin o olmadığı Sassari hücumu bulmanız zordu hakikaten. Müthiş bir sprinter olarak gördük onu İtalya döneminde. Bu tarz hücumlarda topu taşıyan kişilerin bulmak isteyeceği iyi de bir bitirici aynı zamanda.

Fenerbahçe geçtiğimiz 7 yıl boyunca pek tempolu basketbol sergileyen bir ekip değildi ancak yeni koçtan en büyük beklenti bu tempo olgusunu takıma yerleştirmesi yönünde.