by Vladimir Stankovic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 22 Haziran tarihinde EuroLeague’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bu başlığı daha önce İspanya Ligi’nin web sitesi için bir profil yazarken kullanmıştım. Burada tekrar kullanıoyurm çünkü Mirza Delisabic’in basketbol zekasını daha iyi anlatabilecek bir başlık yok. 9 Ocak 1954 tarihinde Tuzla’da doğan Delisabic, 9 Aralık 2001 tarihinde Sarajevo’da gözlerini hayata yumdu. Onu 1971 yılında düzenlenen U16 Avrupa Şampiyonası’nda ilk kez izleme şansını yakalamıştım. Daha sonra 1971 yılında Zadar’da düzenlenen U18 Avrupa Şampiynası’nda takım arkadaşı Dragan Kicanovic ile birlikte favori oyuncumdu. Beraber 1971 yılında Avrupa Şampiyonu olduktan sonra 1978 yılında Dünyai 1980 yılında ise Olimpiyatlarda birinci sırada yer aldılar. 1975 ve 1977 yıllarında kazandıkları Avrupa Şampiyonları da işin cabası. Delibasic, muhteşem bir basketbol oyuncusu olmadan önce yetenekli bir tenis oyuncusu olarak görülüyordu. Tenis kariyerine memleketi Tuzla’da başlayan Delibasic, alt yaş kategorilerinde Bosna Hersek’te birçok şampiyonluk kazanmıştı. Ancak genç yaşlardaki tenis koçu, Delibasic yerine kendi oğlunu şampiyonaya götürme kararı alınca o da spor değiştirmeyi düşünmeye başladı. Bu basketbol için muhteşem bir gelişmeydi.
Yetenek ve Zerafet
Delibasic’in doğal bir yeteneği ve zerafeti vardı. Sahada yaptığı her hareket çok kolay ve doğal gözükürdü. Sayı atmayı dünya üzerindeki en kolay iş gibi gösterirdi ve attığı paslarda da bu hisse kapılırdınız. Yugoslavya’nın o döneminde çok iyi bir basketbol gözlemcisi ağı vardı, bu yüzden yetenekli oyuncular çok kolay keşfedilebiliyordu. Altyapı kategorilerinde koçluk yapan Mirko Novosel, 1971 yılında Gorizia’da düzenlenen U16 Avrupa Şampiyonası kadrosuna Delibasic’i de davet etmişti. Finalde ev sahibi İtalya’yı yenerek şampiyonluğa ulaşan Yugoslavya’da Mirza sayı kralı olmayı başarmıştı. Bir yıl sonra bu sefer Zadar’da düzenlenen U18 Avrupa Şampiyonası’nda da forma giyen Delibasic, bir kez daha sayı kralı olarak Yugoslavya’yı bir şampiyonluğa daha taşıyordu. Aynı yaz döneminde Mirza, Bosna Sarajevo ile sözleşme imzaladı. O dönemde takımın başında olan Bogdan Tanjevic, belki de elinde nasıl bir yeteneğin olduğunun farkında bile değildi.
Novosel, milli takımın başına geçtikten sonra ilk büyük şansı Kicanovic’e vermişti. Delibasic, 1974 yılında Dünya Kupasına katılan kadroda 13. oyuncu konumundaydı ve zamanının büyük kısmını takım arkadaşlarını izleyip onlardan bir şeyler öğrenerek geçirdi. Takımın önemli parçalarından birisi olmak için Delibasic’in 1975 yılında oynanan Akdeniz Oyunlarını beklemesi gerekti. 1982’de İspanya’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’na kadar da düzenli olarak milli takımda yer aldı. Milli takım formasıyla toplam 8 şampiyonluk kazanan Delibasic; 2 kez EuroBasket, bir kez Dünya Şampiyonluğu, bir kez Olimpiyat Şampiyonluğu yaşadı. Yugoslavya milli takımıyla toplam 176 maça çıkan Delibasic, bu karşılaşmalarda 147 galibiyet aldı ve maç başına 10 sayı ortalamayla oynadı. Yugoslavya milli takımı tarihinin en skorer 10. oyuncusuydu. Delibasic’in 1977 yılında oynanan Balkan Şampiyonasında Bulgaristan karşısında 36 sayı atarak kariyer rekorunu kırdığı maçı da yerinde izleme şansım olmuştu.
1.97 boyundaki Delibasic, kısa forvet oynuyordu ancak takımı ihtiyaç duyduğunda şutör guard ve oyun kurucu pozisyonlarında da görev yapabiliyordu. Muhteşem bir oyun görüşü ve pozisyon hazırlama içgüdüleri olan Delibasic, gerçek bir bounce pass ustasıydı. Bu pası Mirza’nın icat ettiğini söylemek bile yanlış olmaz.
Bosna’nın Büyük Lideri
Kreso Cosic, Drazen Dalipagic, Zoran Slavnic ve Kicanovic gibi isimlerin bulunduğu takımda Delbasic değerli bir oyuncuydu ancak aynı zamanda da takımın bir parçası olmayı başarıyordu. Kulübü Bosna’da ise tartışmasız şekilde patron oydu. Bosna’nın takım olarak başardıklarının benzerini günümüzde görmemiz pek mümkün değil çünkü artık kimse takımların gelişim göstermesi için sabretmek istemiyor. Tanjevic, Bosna’nın başına geçtiğinde takım ikinci ligdeydi ve başarılı koç takımın oyun kurucusu olarak Partizan’dan Svetislav Pesic’i getirmişti. Delibasic ile de sözleşme imzalayan Tanjevic, daha sonra “altın el” lakaplı Zarko Varajic’i de kadroya kattı. Ratko Radovanovic’in de gelişim göstererek iyi bir pivot haline gelmesi için sabır gösterdi. Bu şekilde Bosna, 7 yıl içerisinde ikinci ligden Avrupa basketbolunun zirvesine çıkmayı başardı. Tüm bu emeklerin meyvesi ise 5 Nisan 1979 tarihinde Grenoble’de alındı. O sezonun EuroLeague finalinde Bosna, üst üste 10. finalini oynayan Emerson Varese’yi 96-93’lük skor ile mağlup etti. Final maçında Varajic, 45 sayı ile oynayarak hala aynı olan rekoru kırmayı başarmıştı. Delibasic de 30 sayı ile oynayarak muhteşem bir performans göstermiş ve takımının şampiyonluğa ulaşmasında çok önemli rol oynamıştı. Bosna, uluslararası arenada şampiyonluk yaşayan ilk Yugoslav takımıydı.
Delibasic, 1981 yılında Real Madrid ile sözleşme imzalandığında hak ettiği gibi gerçek bir yıldız olarak karşılanmıştı. İki yıl sonra kendi isteğiyle, sözleşmesi devam etmesine rağmen takımın bir pivota ihtiyaç duyduğu için Madrid’den ayrıldığında herkes onu gerçek bir idol olarak görüyordu. Delibasic, Madrid kulübünün yabancı hakkını daha iyi kullanabilmesi için kendisini feda etmişti. Delibasic, daha sonra Indesit Caserta ile sözleşme imzaladı ve eski koçu Tanjevic ile tekrar bir araya geldi. Ancak sezonun devamında yaşadığı beyin kanaması nedeniyle Delibasic, 29 yaşında emekli olmak zorunda kaldı.
1983 yılının Ağustos ayında, basketbol “son romantiğine” sağlık sorunları nedeniyle veda etmek zorunda kalıyordu. Kimse oyunu, onun anladığı gibi anlayıp bunu rekabet, tutku ve güzellikle birleştiremiyordu. Onun en büyük cephanesi, oyunundaki zerafetti fakat bunu verimli bir şekilde sahaya yansıtabiliyordu.
Basketbolu bırakmasına sebep olan sağlık sorunları dışında Mirza, hayatının son yıllarını pek kolay geçirmedi. Bosna’daki savaş esnasında Mirza, Sarajevo’daydı ve şehrinden ayrılmayı istemedi. Ailesi ve arkadaşlarının yanında kalan Mirza, şehrin kalanıyla aynı zorlukları yaşadı. Bosna Hersek milli takımı için koçluk ve kordinatörlük yapan Delibasic, melankolik yapısı ve “Hayata bir kez geldik” anlayışıyla kendisine de çok bakmadı. Sağlığı git gide kötüleşse de Delibasic, hayatını kendi istediği gibi yaşamaya devam etti.
2000 yılının Ekim ayında Madrid’de oynanan yeni EuroLeague’in açılış maçında Delibasic’i de aramızda görebildiğimiz için çok gururluyum. Real Madrid ile Olympiacos arasında oynanan karşılaşmaya Delibasic, altın konuk olarak gelmişti ve Madrid’li taraftarlar tarafından ayakta alkışlanmıştı. Delibasic’in 15 yaşındaki oğlu Danko da o gün, efsane ismin yanında bu atmosferin tadını çıkarıyordu. Yıllarda babasının bir Real Madrid efsanesi olduğuna dair dinlediği hikayeleri birinci gözden görebiliyordu. O gün, Delibasic’in Madrid’e yaptığı son ziyaretti. Bu ziyaretten kısa bir süre sonra 8 Aralık 2001 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
Ancak Avrupa basketbolunun son romantiğinin efsanesi, yaşamaya devam ediyor…