By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
İki gözümüzün çiçeği sonunda geri döndü.
Coronavirüsü sebebiyle Mart ayından beri oynanamayan Turkish Airlines EuroLeague, bu haftayla birlikte tekrardan hayatımıza girdi.
Açık konuşmak gerekirse; basketbol kalitesi olarak biraz beklentilerin altındaydı. Özellikle hücumda takımlar oldukça kısır bir hafta geçirdi. 9 maçta sadece Olimpia Milano, 80 sayının üstüne çıkabildi. Takımların ve oyuncuların çok uzun süre basketbol oynamadığını ve hazırlık döneminin de bununla birlikte normalin dışında bir şekilde yaşandığını düşünürsek bu durum garip değil.
Bu hazır olmama durumu ise en çok da ligin iddialı takımlarını etkiledi.
İlk haftada basketbolseverler birçok sürpriz sonuca şahit oldu. Bunların ilki ise Anadolu Efes ile Zenit St. Petersburg karşılaşmasından geldi. Temsilcimiz, favori olduğu maçta bir ara 8 sayı farkla öne geçmeyi başarsa da son çeyrekte Kevin Pangos’u durduramayınca maçı kaybetti.
Haftanın ilk maçı sürprizle nasıl sürprizle başladıysa son maçı da öyle oldu. Ligin iddialı takımlarından Real Madrid, Vitoria’da Baskonia‘ya Pierria Henry’in müthiş oyunu sebebiyle boyun eğdi.
Olympiakos’un kendi evinde Zalgiris‘e kaybetmesi ve playoff yarışında olması beklenen Khimki’nin de bu sezon güçsüz gözüken Panathinaikos‘a mağlup olması haftanın diğer sürpriz sonuçlarıydı.
Sezona en hazır giren takımlara baktığımızda ise ilk sıraya diğer temsilcimiz Fenerbahçe Beko’yu koyabiliriz.
Sarı-lacivertliler, Zeljko Obradovic sonrasında Igor Kokoskov yönetiminde yeni bir yapılanmaya gitse de ilk hafta Kızılyıldız karşısında iyi bir basketbol oynayarak sahadan galibiyetle ayrılmayı başardı.
Maçlarının favorisi olan Barcelona, Maccabi Tel Aviv, Valencia ve Olimpia Milano ise çok kolay olmasa da en azından haftayı galibiyetle geçti.
Anadolu Efes – Zenit St Petersburg: 69-83 (Vasilije Micic 17 sayı, Kevin Pangos 23 sayı)
Olympiakos – Zalgiris Kaunas: 67-68 (Hassan Martin 12 sayı, Marius Grigonis 15 sayı)
Maccabi Tel Aviv – ALBA Berlin: 80-73 (Angelo Caloiaro 18 sayı, Marcus Eriksson 18 sayı)
Valencia – LDLC ASVEL: 65-63 (Derrick Williams 15 sayı, Moustapha Fall 14 sayı)
Barcelona – CSKA Moskova: 76-66 (Brandon Davies 18 sayı, Tornike Shengelia 15 sayı)
Khimki Moskova – Panathinaikos: 76-78 (Devin Booker 15 sayı, Ioannis Papapetrou 16 sayı)
Fenerbahçe Beko – Kızılyıldız: 77-63 (Lorenzo Brown 17 sayı, Jordan Loyd 15 sayı)
Bayern Münih – Olimpia Milano: 79-81 (Wade Baldiwn 18 sayı, Malcolm Delaney 17 sayı)
TD Systems Baskonia – Real Madrid: 76-63 (Pierria Henry 23 sayı, Facu Campazzo 17 sayı)
Peki haftanın sonuçlarıyla birlikte en çok öne çıkan isimleri kimlerdi? Gelin, ödülleri de dağıtalım:
Haftanın MVP’si: Kevin Pangos – Zenit St. Petersburg
EuroLeague’in kurallarına göre bu haftanın MVP’si ödülünü Pierria Henry’e gidecek ama bizim tercihimiz daha farklı.
Amerikalı oyuncu, gerçekten Real Madrid karşısında etkileyici bir basketbol sergiledi ama Kevin Pangos’un İstanbul’da yaptıkları çok daha heyecen vericiydi.
Takvim yaprakları 2018’i gösterdiğinde Zalgiris’i Final Four’a götüren Kanadalı guard, o dönem Avrupa’nın en iyi oyun kurucuları arasında gösteriliyordu. Sonrasında Barcelona’ya giden Pangos ise orada tam bir hayal kırıklığı yaşadı.
Kötü geçen ve gözden düştüğü iki yılın ardından bu sefer Zenit ile karşımıza çıkan yıldız oyuncu, yeni döneminin eskisi gibi olmayacağını en baştan gösterdi.
Sezonun ilk haftasında Zenit St. Petersburg, geçen sezonun en iyi takımı Anadolu Efes‘i deplasmanda mağlup etmeyi başarırken Pangos da resmen maça damgasını vurdu.
Mükemmel bir ikinci yarı oynayan Kanadalı yıldız, önce üçüncü çeyrekte attığı üçlüklerle takımını maçın içerisinde tuttu, sonra da son çeyrekte hücumda ne isterse yaparak Rus ekibini galibiyete taşıdı.
Sadece ikinci yarıda 18 sayı, 4 asistle oynaması bile onun ne kadar etkileyici bir basketbol oynadığının kanıtı…
EuroLeague’in geri döndüğü haftada, Pangos da geri döndü. O sebeple hikaye de onun MVP olmasını istiyor!
Haftanın İlk Beşi
- Kevin Pangos (23 sayı, 7 asist, 25 EFF): M.V.P
- Pierria Henry (23 sayı, 6 asist, 32 EFF): Geçen sezonu felaket geçiren Pierria Henry de yeni sezona bambaşka başladı. Facu Campazzo gibi bir oyun kurucu karşısında muhteşem bir maç çıkartan Amerikalı guard, özellikle maçın kırılma anı olan 3. çeyreğin sonu, 4. çeyreğin başında harika bir basketbol oynayarak Baskonia’yı galibiyete taşıdı.
- Marius Grigonis (15 sayı, 6 ribaund, 4 asist, 17 EFF): Bu hafta geri dönen sadece Pangos ile Henry değildi. Geçen sezon yaşadığı ağır sakatlık sebebiyle uzun süre oynamayan Marius Grigonis de yeni sezonla birlikte geri döndü. Hem de ne geri dönmek! Bu sezon zayıf gözüken Zalgiris, Pire deplasmanında Olympiakos’u geriden gelerek mağlup etmeyi başarırken Grigonis ise takımına harika bir liderlik yaptı. Forvetten oyunu yönetme yeteneğini bir kez daha gösteren Grigonis, bu sezon kendisi için patlama yılı olabileceğinin ışıklarını verdi.
- Angelo Caloiaro (18 sayı, 4 ribaund, 25 EFF): Angelo Caloiaro ise Maccabi’yi sürprizlerin haftasında kötü bir sürprizden kurtardı. İsrail devi, ALBA karşısında beklentilerin uzağında bir basketbol oynasa da Caloiaro ikinci yarıda ve özellikle son çeyrekte yaptıklarıyla en azından takımının bir hata yapmamasını sağladı ve galibiyeti getirdi. Onun geçen sezon da böyle kritik dokunuşlarını hatırlıyoruz ama istatistik olarak en etkileyici maçlarından biri, kesinlikle buydu.
- Brandon Davies (18 sayı, 4 ribaund, 20 EFF): Saras geldi, Brandon Davies kendini hatırlamaya başladı. Geçen sezonu bir tık beklentilerin altında geçiren Amerikalı pivot, yeni sezona ise bomba gibi bir giriş yaptı. Haftanın maçında Barcelona, onun önderliğinde uzunlarıyla maçı domine ederek kazanırken Davies ise özellikle agresifliği ve ikinci çeyrekte yaptığı harika ayak hareketiyle haftanın beşine girmeyi hak etti.
Haftanın Takımı: Fenerbahçe Beko
EuroLeague’de sezonun ilk haftasında birçok sürpriz sonuçla karşılaştık. Bu yüzden belki de benden sürpriz bir galibiyet alan takımı seçmemi beklediğiniz fakat ben farklı bir açıdan bakmak istiyorum.
Yeni sezonun ilk haftasında en iyi basketbolu Fenerbahçe Beko oynadı.
Aslında beklenti biraz daha farklıydı. Igor Kokoskov’la birlikte yepyeni bir takım olan sarı-lacivertlilerin, sezonun başında yeni bir takım olmanın getirdiği o uyumsuzluğu yaşaması bekleniyordu.
Fenerbahçe belki %100 hazır değildi ama buna rağmen Kokoskov’un aklındaki basketbolu oynamayı başardı. Topu tamamıyla Nando De Colo’ya emanet edem sarı-lacivertliler, tempoyu sürekli artırarak Kızılyıldız’ın oyunu sertleştirmesine izin vermedi. Jan Vesely ile Lorenzo Brown’un da bu oyuna uyumlu gözükmesi gelecek adıma bir başka önemli noktaydı.
Henüz sezonun çok başı. Dolayısıyla Fenerbahçe zaman içerisinde çok daha uyumlu ve hazır olacaktır.
Bu haliyle bile sarı-lacivertlilerin sezona çok iyi bir şekilde girdiğini söylemek yanlış olmaz.
Haftanın Koçu: Xavi Pascual
Zenit sonunda gerçekten bir EuroLeague takımı…
Geçtiğimiz sezon tarihinde ilk kez bu organizasyonda mücadele eden Rus ekini, ilk sezonunda hiç de iyi değildi. EuroCup’ta bile başarılı olması imkansız olan bir kadroyla vasat bir oyun ortaya koyarak sezonun zevksiz takımlardan biri oldu.
Geçtiğimiz sezonun son bölümünde takımın başına geçen Xavi Pascual, yeni sezonda ise takımına bambaşka bir görüntü vermiş.
Anadolu Efes gibi yaratıcı oyuncuların çok fazla olduğu bir takıma karşı bile topa baskıyı çok iyi yapan Pascual ve öğrencileri, sezon boyunca ligin sert takımlarından biri olacağını gösterdi. Zaten Pascual’in takımından da tam olarak bu beklenir.
İşim hücum tarafında da iyi bir Zenit vardı. Uzun rotasyonunda Poyhtress ve Gudaitis’in rollerini çok iyi ayarlayan Pascual, kısalarında da o uyumu yakalamayı başarmış gibi gözüktü.
Eğer Kevin Pangos sezon içerisinde istikrarlı bir şekilde bu performansına devam ederse Zenit beklentinlerin üstüne çıkarak playoff yarışında olabilir.