Predrag “Sasha” Danilovic: Gerçek Bir Şampiyon

12/Eki/20 13:56 Ekim 12, 2020

admin69

12/Eki/20 13:56

Eurohoops.net

“Avrupa Basketbolunun 101 Büyüğü”, 2018 yılında EuroLeague basketbol tarafından hazırlanan ve 60 yıllık Avrupa basketbolu tarihi boyunca oyunu günümüzdeki noktasına getiren isimleri onurlandıran bir listedir. 1969 yılından beri Avrupa Basketbolunu takip etme şansı yakalayan yazar Vladimir Stankovic, oyuncuların hikayelerini paylaşarak Avrupa Basketbolunun dünya çapındaki oyuncuları nasıl etkilediğini gözler önüne sermek istiyor.

by Vladimir Stankovic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 20 Haziran tarihinde EuroLeague’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

1986 yazında Partizan’da oynayan Zeljko Obradovic, antrenörlük lisansı almak için Zlatibor dağında düzenlenen bir kursa katılıyordu. Diğer öğrenciler ve Zeljko, zorunlu olarak almaları gereken dersleri alıyordu. Zeljko, iyi bir oyunculuk kariyerinin ardından kariyerine antrenör olarak devam etmek istediğine emindi. İlk dakikadan itibaren Zeljko, iyi bir antrenör olacak özelliklere sahip olduğunu belli etmişti. Kampta 15-16 yaşında genç oyuncular da vardı. Zeljko, içlerinden bir tanesini uzun ve ince fiziği sayesinde dikkatini çekmişti. Zeljko, bu gence bir Partizan forması hediye ettikten sonra o dönem takımın koçluğunu yapan Düşko Vujoseviç’e, “ Sarajevo’da bir çocukla tanıştım. Onunla hemen sözleşme imzalamalıyız. Adı Predrag Danıloviç ve Bosna Sarajevo’da oynuyor.” dedi.

Obradovic’in Vujoseviç’e başka hiçbir şey söylemesine gerek yoktu. Koç, gerekli ayarlamaları yaptı ve 16 yaşındaki oyuncu kısa bir süre sonra Belgrad’a geldi. Ancak gerekli belgeler olmadığı için Bosna transferi onaylamadı. Çünkü Bosna takımı da ellerinde çok büyük bir yetenek olduğunun farkındaydı. Sasha, ailesinin de desteğini alarak favori takımında oynamak için Belgrad’da ne kadar gerekiyorsa beklemeyi kabul etmişti.

Bosna Sarajevo ise bu transfere izin vermedi ve genç Danıloviç, kurallar gereği bir sene boyunca maçlara çıkamadan sadece antrenman yaptı. Bu sırada Vujiseviç, genç oyuncuyla sürekli özel antrenmanlar yaparak Danıloviç’e yardımcı oluyordu. Bu esnada günümüzde hale devam eden bir arkadaşlığın da kökleri atılmış oldu.

Bu hikayeye devam etmeden önce Danıloviç’in ismiyle alakalı bir şeyler söylemek istiyorum. Predrag isimli birisine “Sasha” lakabının takıldığını çok görmezsiniz. Bu lakap, normalde Aleksandar isimli kişilere verilir. Ancak diğer her şeyde olduğu gibi Danıloviç sıra dışı bir aileye sahipti. Babası, çocuklarına Predrag ismini vermek istemişti, annesi ise “Sasha” ismini tercih ediyordu. Aile bu anlaşmazlığı çözmek için bir anlaşma yaptı ve resmi olarak isminin Predrag olmasına ancak Danıloviç’e Sasha ismiyle seslenilmesine karar verdiler. Böylece problem çözülmüştü.

1988 yılına gelindiğinde Sasha, sonunda Partizan oyuncusu olarak sahaya çıkabilecekti. Mükemmel kariyeri 1988 yılında düzenlenen U18 Avrupa Şampiyonasında başlamıştı. Takımın koçu Vujoseviç’ti ve kadroda Arıjan Komazeç, Zan Tabak, Rastko Cvetkoviç, Dzevad Alihodzic gibi kaliteli oyuncular yer alıyordu. Benim de salonda canlı izlediğim şampiyonluk maçında Yugoslavya, İtalya’yı 84-75 yenmeyi başardı. Alihodzic 23 sayi ile oynarken Komazeç 20 sayı kaydetmişti. Turnuvayı 9.4 sayı ortalamasıyla bitiren Sasha ise final karşılaşmasında 14 sayı kaydetmişti. 28 Ağustos 1988 tarihında Sasha, kariyerinin ilk altın madalyasını kazanmıştı.

1988-89 sezonunda Danıloviç, Partizan’ın profesyonel takımıyla kariyerine başladı. İlk sezonunda oynadığı 21 maçta toplam 123 sayı atan Sasha, 5.4 sayı ortalaması yakalamaştı. arko Paspalj, Vlade Divaç, Sasha Djordjevic ve mentörü Obradovic’in yanında oynayan Sasha, çok değerli tecrübe kazanmış ve 2 kez de şampiyonluk sevinci yaşamıştı. Jugoplastika karısında Yugoslavya Kupasını kazanan Partizan, sezonu finalde Cantu’yu yenerek kazandığı Koraç kupasıyla kapatıyordu. İlk karşılaşmayı 89-76’lik skorla kazanan Cantu, 2. maç öncesi net favori olarak görülüyordu. Ancak şampiyonluk maçını Partizan, 101-82 kazanmayı başardı. Bu maçta Divaç 30, Paspalj 22, Djordjevic 21 ve Sasha da 10 sayı ile oynamıştı.

Sezon sonunda milli takım antrenörü Duşan İvkoviç, Sasha’yı 1989 yazında Zagreb’de oynanacak EuroBasket için kadroya çağırdı. Drazen Petroviç, Toni Kukoc, Vlade Divaç, Paspalj ve Dina Radja gibi isimlerle beraber milli takımda yer alıyordu. Turnuva boyunca 8.2 sayı ortalamasıyla oynayan Sasha, Yugoslavya’nın Yunanistan’ı mağlup ettiği final karşılaşmasında da 4 sayı kaydetmişti. Sasha, bu şampiyonlukla birlikte kariyerinin ilk yılında tam 4 şampiyonluk yaşamıştı.

Bir sonraki sezon yaşadığı ciddi sakatlık sebebiyle sadece 11 maçta oynayan Sasha, bu karşılaşmalarda sayı ortalamasını yukarıya çekmeyi başararak 14.3 sayıya çıkartmıştı. 1990 yazında Arjantin’de oynanan Dünya Şampiyonasını kaçıran Sasha, 199091 sezonunda maç başına 13.1 sayı attı ve Yugoslavya ile birlikte 1991 Avrupa Şampiyonasında bir kez daha şampiyonluk sevinci yaşadı.

İstanbul’daki Mucize

1991-92 sezonunda Yugoaslavya Ligi, ülkeler arasındaki savaşın neticesi sonucunda Hırvatistan ve Slovenya takımları olmadan oynanıyordu. Sasha’nın maç başına 21.8 sayı ile oynadığı sezonu Partizan şampiyon olarak tamamlamıştı. EuroLeague’de maç başına 19.4 sayı üreten Sasha ve Partizan, savaş nedeniyle iç saha maçlarını İspanya’da oynuyordu. O sezon İstanbul’da oynanan Final Four’a kalan Partizan, iki mucizeye de imza atmıştı. Yarı finalde Philips Milan’ı mağlup eden Partizan, Djordjevic’in meşhur son saniye basketiyle finalde Joventut Badalona’yı yıkıyordu. Danıloviç, final karşılaşmasında 25 sayı – 5 ribaund kaydederek final maçının MVP’si seçiliyordu. Son saniyede galibiyeti getiren Djordjevic, 23 sayi ile oynarken bu iki isim beraber durdurulamaz gözüküyordu.

İstanbul mucizesinin kahramanları kariyerlerine İtalya’da devam etti. Djordjevic, Milano ile anlaşırken Sasha Knorr Bologna ile sözleşme imzaladı. Takımın başında henüz genç bir koçluk kariyerine sahip olan Ettore Messina vardı. 3 yılda 3 kez İtalya Ligini kazanan Danıloviç hakkında 1993 yılında New York Times’ta yeni Toni Kukoc olduğunda dair makaleler çıkmıştı.

Yeni Toni Kukoc benzetmesi, belki de İtalyan takımının aklını çelen şey olmuştu. Onu izleyen eski NBA koçu Hubbie Brown, Sasha hakkında “Kesinlikle NBA seviyesinde bir şutör. O seviyede bir skorer değil ama muhteşem bir şutör.” yorumlarını yapmıştı.

Sabonis’in Üzerinden Vurduğu Smaç

Sasha, NBA’de şansını denemeden önce Yugoslavya ile kariyerinin üçüncü altın madalyasını kazandı. Avrupa Şampiyonasının unutulmaz finalinde Yugoslavya, Litvanya’yı 96-90 mağlup ederken Djordjevic 41 sayiyla karşılaşmanın en skoreri oluyordu. 23 sayı ile oynayan Sasha ise tartışmasız şekilde maçın en büyük hareketine imza atmıştı. Arvydaş Sabonis’i posterlemişti! O pozisyonda Sasha’nın karakterini görebiliyordunuz: cesaret, mücadele, azim, hırs, yetenek… Kendisine güvenmeyen birisi 2.21 boyundaki bir duvarın üzerinden smaç yapmaya çalışmazdı. Ancak bunu başaran Sasha, hala o pozisyonun o kadar da etkileyici bir şey olduğunu düşünmüyor.

‘Bir boşluk gördüm ve smaç basmaya karar verdim. Sabonis’in önümde olduğunu biliyorum ama en kötü faul alırım diye düşünmüştüm. Sonucu beklediğimden iyi oldu.” diyerek pozisyonu hatırlıyor Sasha. Sezonu 3. Avrupa şampiyonluğunu kazanan Sasha, FIBA tarafından Avrupa’nın en iyi oyuncusu seçilmişti.

Hubbie Brown, Sasha hakkında haklıydı. Miami ve Dallas formalarını giydiği 75 maçlık NBA kariyerinde 12.8 sayı ortalamasıyla oynamış ve 3 sayılık atışlarının %37.9’unda isabet sağlamıştı. New York Knicks karşısında bir maçta 7’de 7 üçlük isabetiyle 21 sayı atarak NBA kariyerinin en iyi anlarından birisini yaşamıştı. Sasha, 30-35 sayı attığı başka maçlar olduğunu ama Madıson Square Garden’daki maçın kendisi için çok özel olduğunu söylüyor.

NBA’de iyi basketbol oynamasına ve takımlar tarafından beğenilmesine rağmen Sasha, Amerikan yaşam tarzına uyum sağlayamadı ve 1997 senesinin Şubat ayında Avrupa’ya dönmeye karar verdi. Avrupa’ya dönmeden 1996 Olimpiyatlarında Atlanta’da Yugoslavya milli takımının formasını giyen Sasha, 16.8 sayı ortalamayla bitirdiği oyunlarda gümüş madalyayı da evine götürmüştü.

Büyülü Anlar

Avrupa’ya dönen Sasha, 1997 yazında kariyerinin 4. EuroBasket şampiyonluğunu yaşadı. Maç başına 15.0 sayı ortalamayla oynayan Sasha, final karşılaşmasında da İtalya potasına 10 sayı göndermişti. 1997-98 sezonunda Bologna ile muhteşem bir performans gösteren Sasha, Barcelona’da oynanan Final Four’da kulüp tarihinin ilk EuroLeague şampiyonluğunu kazandırdı. AEK’yı finalde deviren Bologna’da Sasha galibiyete 13 sayı – 5 ribaundluk katkıda bulunmuştu. Sasha, EuroLeague’de sezonu 17.5 sayı – 3.8 ribaund ve 3.2 asist ile tamamlamıştı.

Ancak o sezonki en iyi performansını henüz göstermemişti. Lig finalinde Fortitudo Bologna ile oynanan serinin 5. maçında 16 saniye kala Sasha ve arkadaşları 4 sayı gerideydi. Yaklaşık 8 metreden atarak kaydettiği üç sayılık atış esnasında NBA efsanesi Dominique Wilkins tarafından faule maruz kalan Sasha, faul atışını da sayıya çevirerek karşılaşmayı uzatmaya taşımayı başarmıştı. 45 dakikanın 43’ünde sahada kalan Sasha, maçı 20 sayı ile tamamlamış ve sezonun sonunda da lig MVP’si seçilmişti.

Bir sonraki sezon Sasha, Bologna ile şampiyonluk sevinci yaşayamasa da Yugoslavya formasıyla kariyerinin 5. Avrupa Şampiyonluğunu yaşadı. Fransa’da düzenlenen turnuvada esnasında bana emekli olmayı düşündüğünü söylemişti. Ama henüz 29 yaşında olduğu için ben buna inanmamıştım. Ancak Saporta Kupasının finalinde AEK ve milli takım ile 2000 Olimpiyatlarının çeyrek finalinde alınan mağlubiyetlerden sonra Sasha, daha 30 yaşındayken emekli olmaya karar verdi.

Daha sonra bana “Kendimi yorgun hissediyordum. Oyuncu olarak antrenmanlarda çok sıkı çalıştım. Daha fazla bu tempoyu kaldıramayacağım. Eskisi kadar hırslı değildim. Eşim, ilk çocuğumuza hamileydi ve Belgrad’da bir ev almıştım. Düşününce benim emekli olmam için harika bir zamanlamaydı.”

Bologna, Sasha’nın jübilesi için Partizan ile bir maç düzenledi. O karşılaşmaya EuroLeague temsilcisi olarak katılma onurunu yaşamıştım. O gün, Bologna taraftarlarının gerçek bir şampiyona ne kadar büyük hayranlık duyduğunu anlamıştım.

Erken emekliliğinin ardından Sasha, yakın arkadaşı Vlade Divaç ile birlikte Partizan’ı yönetmeye başladı. İlk olarak başkan yardımcısı olarak görev alan Sasha, daha sonra başkanlık da yaptı. Yönetici olarak çalıştığı 15 yılda 25 kupa kazanan Sasha, Partizan’ın 2010 yılında bu yüzyılda ilk kez EuroLeague Final Four’u oynamasını da sağladı.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

EuroLeague’de transfer gelişmeleri için tıklayın!