Alberto Herreros: EuroBasket ve Dünya Kupası Sayı Kralı

07/Ara/20 10:57 Aralık 7, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

07/Ara/20 10:57

Eurohoops.net

Vladimir Stankovic’in kaleminden Alberto Herreros profili…

by Vladimir Stankovic / Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 2 Temmuz 2020 tarihinde EuroLeague.net‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Avrupa Basketbolu’nun 101 Büyük Oyuncusu. 2018 yılında EuroLeague Basketball tarafından sınırlı sayıda yayımlanan bir koleksiyon, Eski Kıta’da basketbolun bugünkü seviyeye gelmesinde rol oynayan isimleri onurlandırıyor. Bu büyük isimlerin birçoğunu 1969 yılından itibaren yazmaya başlayan yazar Vladimir Stankovic, efsanelerin kişisel hikayelerini anlatıyor ve Avrupa basketbolunun köklerinin, başka hiçbir yerde olmayan bir takım dinamiği yaratarak burada dünyanın her yerinden sporcu ile beslendiğini ve çok uzun olduğunu gösteiyor. O, kitabı kaleme aldığı dönemde emekli olmuş ve kendilerinden sonra gelen birçoklarını etkilemiş oyuncuları konu alıyor. Dileriz keyif alırsınız!

Üçlük konusunda profesyonel

Eğer elit bir sporcunun bir hayali varsa, muhtemelen o hayal genelde takımına önemli bir zafer kazandıran son golü atmak, son şutu sokmak veya son sayıları kaydetmek olur. Alberto Herreros, o anı yaşayacak kadar şanslıydı. 26 Haziran 2005 günü İspanya Ligi playofflarının finalinde Real Madrid ile Tau Ceramica arasındaki seri, beşinci ve son maça kadar uzadı. Her iki finalist de seride birer deplasman maçı kazandı ancak beşinci maç, Tau’nun ev sahibi avantajı nedeniyle Vitoria’da oynanıyordu. Tau Ceramica taraftarları galibiyeti ve hâliyle şampiyonluğu bekliyordu. Son dakikada takımları da 69-61 öndeyken kutlamalar başlamıştı.

O anda yalnızca basketbolda görülebilecek mucizelerden biri yaşandı. Ortada bir sebep de yokken ev sahibi takım hatalar yapmaya başladı. Luis Scola ve Jose Manuel Calderon, serbest atışları kaçırdı; Pablo Prigioni ve Tiago Splitter, topu kaybetti. Real Madrid, farkı 2 sayıya kadar indirdi ancak şampiyonluk hâlâ Tau’ya daha yakındı. Herreros, seride çok oynamamıştı fakat Madrid’in o dönemdeki en iyi skoreri Louis Bullock’un 2/9 üçlük isabet oranı ile 11 sayı attıktan sonra beşinci faulünü alıp kenara geldiği kötü performansı sonrası baş antrenör Boza Maljkovic, Herreros’u denemeye karar verdi. Sahada yer aldığı üç dakikada attığı tek şutu bitime 6 saniye kala kullandı. Herreros, topu sağ köşede, en sevdiği yerde aldı. Şuta kalktı, şutu kullandı ve deliksiz isabeti buldu. İspanya Ligi kariyerinin 1.233. üçlüğü oldu bu ve kırılması zor bir rekora imza attı. Ancak bu üçlük, takımı için şampiyonluk anlamına geliyordu. Herreros, bunun son maçı olacağını bilmiyordu. 36 yaşında ve böyle bir isabet bulmuş bir oyuncu olarak 654 maç, 9.759 sayı ile geçirdiği 17 yıllık elit kariyerine daha iyi bir veda edemezdi. İspanya Ligi tarihinin en skorer oyuncusu oldu. Basketbol, harika bir skorer ve hünerli bir bileğe sahip modern forvet olan Herreros’a adil davranmıştı. Bir anda basketbol, ona yılların karşılığını vermişti.

Estudiantes’ten Real’e

20 Nisan 1969 günü Madrid’de dünyaya gelen Alberto Herreros, mahallesinin takımı Estudiantes’te oynayarak başladı kariyerine. Ancak birçokları gibi (Fernando ve Antonio Martin, Alfonso ve Felipe Reyes, Juan Antonio Orenga ve Jose Miguel Antunez) Real Madrid‘e gitti. Estudiantes ile tek kupasını 1992’de İspanya Kral Kupası’nda kazandı. Estudiantes, o kupayı 29 yıl sonra kazanmıştı. Çeyrek finalde Estudiantes, Real Madrid‘i 82-80’lik skorla elerken Herreros da 19 sayı attı. Yarı finalde Joventut Badalona’yı 78-77 yendikleri maçta Herreros’tan 13 sayı geldi. Final maçında Estu, CAI Zaragoza’yı 61-56 mağlup etti ve Herreros ile Rickie Winslow, 16’şar sayı atarken John Pinone, takımdaki sekizinci sezonunda MVP oldu.

Estudiantes ile geçirdiği sekiz sezonun ardından 1996’da Herreros, İspanyol başkentinde takımını değiştirme kararı aldı. Estudiantes taraftarı onu bu yüzden hiç affetmedi fakat kendi adına haklı bir tutkusu vardı: İlerleyip kupalar kazanmak… Büyük bir oyuncunun da bunun için büyük bir takımda olması gerekiyordu. Real Madrid formasıyla 2000 ve 2005 yıllarında iki kez lig şampiyonluğu ve bir kez Saporta Kupası zaferi yaşadı. Saporta Kupası finali, 15 Nisan 1997 günü Güney Kıbrıs’ta oynandı. Rakip, Scaligera Basket Verona’ydı. Zeljko Obradovic‘in liderliğindeki Real Madrid’de Dejan Bodiroga, 20,2 sayı ortalaması ile ligin en skorer oyuncusuydu ve maçı 78-64 kazandı. Herreros, 5/5 ikilik, 2/3 üçlük ve 3/3 serbest atış isabet oranları ile 19 sayı attı. Kulüp seviyesinde tek Avrupa kupasını böyle kazandı. Real Madrid’in güçlü bir takımı vardı. Bodiroga, Herreros, Joe Arlauckas, Alberto Angulo ve Juan Antonio Orenga gibi isimler o kadrodaydı fakat o yıl takım, EuroLeague’e kalamamıştı.

EuroLeague’de ise Herreros, şampiyonluğa en çok 1991-92 sezonunda yaklaştı. Estudiantes, o yıl İstanbul’da Final Four oynadı ancak Joventut Badalona karşısında yarı finalde kaybetti. Joventut’un lideri Jordi Villacampa, 28 sayı attı ve maç 69-61 bitti. Estudiantes, grup aşamasında ise maçlarını Yugoslavya’daki savaş nedeniyle FIBA’nın emri gereği Madrid yakınlarında Fuenlabrada’da oynamak zorunda kalan Sırbistan ekibi Partizan’ı 75-95 ve 75-72’lik skorlarla iki kez mağlup etmişti. Fakat Partizan, o sezon finalde Sasha Djordjevic’in son anlardaki meşhur üçlüğü ile Joventut’u mağlup etmesini bildi. Basketbol böyle bir şey işte…

Estudiantes’in EuroLeague’deki ilk yılında o sezon harika bir takımı vardı, yeni formatta basketbolun en güçlü ülkelerinden üçer temsilci yer alıyordu. FIBA’nın bu formülü UEFA’nın Şampiyonlar Ligi’nde 1992-93 sezonunda uygulamasından bir yıl önce uyguladığını da unutmayalım. Winslow’un ortalamaları 18,5 sayı, Herreros’un 18,0, Pinone’nin 14,3 ve Orenga’nın 11,2’ydi. Estudiantes, organizasyondaki ilk yılında Final Four yapan ilk takımdı.

Şampiyonluklar kazanamasa da Alberto Herreros, Avrupa’nın turnuvalarında izini bıraktı. 7 Aralık 1993 günü takımının Reggio Emilia’ya 97-81 kaybettiği maçta 42 sayı ile rekorunu kırdı. Neredeyse kusursuz oynadı: 10/11 ikilik, 5/7 üçlük ve 7/7 serbest atış isabet oranları yakaladı. İşi sayı atmaktı. Çok sayı atmak. Ancak bir keresinde Korac Kupası’nda Bayer Leverkusen karşısında da 10 ribaund almıştı. 1,99’luk bir oyuncu için hiç fena değil.