Wayne Brabender: Sıradışı Bir Yıldız

2020-11-13T11:47:42+00:00 2020-11-13T11:47:42+00:00.

admin69

13/Kas/20 11:47

Eurohoops.net

“Avrupa Basketbolunun 101 Büyüğü”, 2018 yılında EuroLeague basketbol tarafından hazırlanan ve 60 yıllık Avrupa basketbolu tarihi boyunca oyunu günümüzdeki noktasına getiren isimleri onurlandıran bir listedir. 1969 yılından beri Avrupa Basketbolunu takip etme şansı yakalayan yazar Vladimir Stankovic, oyuncuların hikayelerini paylaşarak Avrupa Basketbolunun dünya çapındaki oyuncuları nasıl etkilediğini gözler önüne sermek istiyor.

by Vladimir Stankovic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 11 Haziran tarihinde EuroLeague’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Wayne Brabender, 16 Ekim 1945 tarihinde dünyaya geldi. Amerika’nın Minnesota eyaletinde Montivideo şehrinde hayata gözlerini açan Brabender, memleketinin en büyük sporcularından birisi haline geldi.

Basketbolu ilk olarak 7 yaşında o dönemdeki koçu Terry Donay’den öğrenmeye başladı. O cılız sarışın çocuğun, fiziksel profilin çok önemli olduğu bir sporda başarılı olması hiç de mümkün gözükmüyordu. Ancak buna rağmen Brabender, basketbol sahasına ilk adım attığı andan itibaren çok farklı bir yeteneğe sahip olduğunu herkese gösteriyordu. İyi bir fundamentala, sıçrama yeteneğine, harika bir asvunmaya ve en önemlisi kusursuz bir şuta sahip olan Brabender, okuduğu lisenin basketbol takımının en iyi oyuncusu haline geldi.

22 yaşına geldiğinde Brabender artık bir beden eğitimi öğretmeniydi. Fakat gelecekte hayatını basketboldan kazanacağı da belliydi. 1967 yılında NBA Draftına katılan Brabender, 145. sıradan Philadelphia 76ers tarafından seçildi. Ancak kaderin Brabender için farklı planları vardı.

Pedro Ferrandiz: Yol Gösterici

Real Madrid‘in efsanevi koçu Pedro Ferrandiz, birçok konuda öncüydü. Ferrandiz, özellikle Amerikalı oyuncuları Avrupa’ya getirme konusunda çok başarılıydı. Ancak başarılı koç, kolay kolay kimseye güvenmezdi. Bu yüzden bir oyuncunun iyi olduğunu duyduğunda mutlaka gidip kendisinin izlemesi gerekirdi. Ferrandiz, bu oyuncuyu izlemek için uzun bir yol gittiği için de genellikle birkaç oyuncu daha izlemeden ülkesine dönmezdi. Bir menajer, aracı ya da videolar olmadan Pedro çantasını toplar ve Amerika’yı boydan boya gezerek iyi oyuncuları arardı. Genellikle de Madrid’e geleceğin yıldızını bulmuş şekilde dönerdi.

Brabender’i gördüğü ilk anda da onun özel bir oyuncu olduğunu anlamıştı. Ferrandiz’in EuroLeague kuralları gereği kadrosunda yer verebileceği 2 Amerikalı oyuncu hakkı vardı. Ferrandiz, Brabender’i izledikten sonra gidip evin kapısını açtı. Brabender, basketbol sahası dışında çok daha ufak tefek gözüktüğü için efsanevi koç, yeni yıldızına ağbisi olup olmadığını sormak zorunda kalmıştı. Bu yanlış anlaşılma giderildikten sonra Brabender, Real Madrid tarihinin en karlı anlaşmalarından birisine imza attı.

26 Ağustos 1967 tarihinde Brabender, Madrid’e geldi ve İspanya’daki macerasına başladı. Brabender, aradan geçen 50 yıllık süreye rağmen hala Madrid’de yaşamaya devam ediyor. O dönemde Madrid’deki taraftarladan medya mensuplarına kadar herkes yeni Amerikalı oyuncunun görünüşüne çok şaşırmıştı. Normalde Ferrandiz, Amerika’dan yanında uzun oyuncularla dönerdi. Real Madrid’in kadrosunda İspanya Ligi’nin önemli kısalarından Miles Aiken da bulunuyordu. Bu yüzden Brabender sadece takımın çok önem verdiği EuroLeague maçlarında oynayacaktı. Haftasonları tek başına antrenman yapmak ya da sadece EuroLeague maçlarında oynamak Brabender için kolay bir şey değildi. Ancak Brabender bu durumu gayet iyi idare etti ve kulüp de ona yeteri kadar saygı gösterdi.

1967 yılında Real Madrid’in düzenlediği geleneksel Noel turnuvasında Amerikalı çaylak, 30 sayılık bir patlamaya imza atarak ne kadar yetenekli bir hücum oyuncusu olduğunu herkese gösterdi. Brabender harika bir şutördü ve Aiken ile Clifford Luyk’un oyun tarzlarına da çok güzel eşlik ediyordu. İlk andan itibaren Ferrandiz, Brabender’in takım için çok önemli bir ekleme olacağını anlamıştı. Bu yüzden Brabender’e İspanyol pasaportu teklif ettiler. Genç oyuncu da bu teklifi kabul etti ve bu sayede İspanya muhteşem bir oyuncu kazanmış oldu. Brabender’in hala İspanya’da yaşaması da bu bağın ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor.

10 Mayıs 1969 tarihinde Brabender, İspanya milli takımıyla ilk maçını Badalona’da Küba karşısında oynadı. Daha sonra EuroBasket elemelerinde İspanya’nın Belçike ile oynadığı maç esnasında dizinden sakatlanan Brabender, 10 ay boyunca parkelerden uzak kaldı. Ancak sakatlığı iyi bir şekilde atlatmayı başaran Brabender, hem milli takıma hem de Real Madrid’e dönmeyi başardı. 1973 EuroBasket’te Brabender, gümüş madalya kazanan İspanya takımının önemli bir parçasıydı. Bu madalya, 1935 yılından sonra İspanya’nın kazandığı ilk madalyaydı. Turnuvanın final maçında İspanya, Yugoslavya’ya 78-67’lik skorla mağlup olurken Brabender 20 sayı üretmişti. Skorer oyuncu, turnuvayı da 19.3 sayı ortalamasıyla tamamlayarak İspanyol basketbolunun yeni yıldızı olduğunu herkese gösteriyordu.

Arka Arkaya Şampiyonluklar

Brabender, İspanyol milli takımıyla toplam 190 maçta oynadı ancak yıldız oyuncunun faydasını en çok gören takım Real Madrid oldu. Madrid’de oynadığı 16 yıl boyunca Brabender, 13 Lig şampiyonluğu, 7 İspanya Kupası, 3 Kıtalararası şampiyonluk ve 4 kez de EuroLeague şampiyonluğu yaşadı. O dönemde Real Madrid, tartışmasız şekilde İspanya’nın en güçlü takımıydı. Ancak Avrupa arenasında Ignis Varese, CSKA Moscow ya da Maccabi Tel Aviv, gibi oyuncularla rekabet edebilmek için Madrid’in Brabender gibi muhteşem bir oyuncuya ihtiyacı vardı. 

Real Madrid’in Brabender’in katkılarıyla kazandığı ilk Avrupa şampiyonluğu 1968 yılında Lyon’da geldi. Final maçında Spartak Brno ile karşılaşan Madrid, Brabender’in 22 sayılık katkısı sayesinde şampiyonluğu kazanan taraf olmuştu. Madrid’in sonraki Avrupa kupası ise 1974 yılında Varese karşısında alınan 84-82’lik zaferle gelmişti. Brabender, final mücadelesinde bir kez daha 22 sayı ile oynayarak maçın kazanılmasını sağlamıştı.

4 yıl sonra aynı rakipler şampiyonluk için bu kez Münih’te karşı karşıya geldi. Madrid sahadan 75-67’lik galibiyetle ayrılırken Brabender 16 sayıyla mücadele etmişti. Brabender’in son Avrupa şampiyonluğu ise 1980 yılında Maccabi Tel Aviv karşısında alınan 89-85’lil galibiyetle geldi.

1982-83 sezonunun sonuna kadar Madrid ekibinin formasını giyen Brabender, basketbol kariyerini 2 sene daha Caja Madrid’de oynadıktan sonra noktaladı. 1985 yılında 39.5 yaşında basketboldan emekli olduğunda Brabender’in sahip olduğu istatistikler, İspanyol basketbolu üzerine yaptığı etkiyi anlatabilecek seviyede değildi bile.

Brabender sıradışı bir yıldızdı. Takım arkadaşları tarafından sevilen, rakipleri tarafından saygı gören bir oyuncuydu. Oyuncu olarak muhteşem bir kariyere sahip olduktan sonra Brabender, koçluk yaparak basketbolun içinde kalmaya devam etti. Real Madrid, CB Canarias, Forum Valladolid ve CB Illescas’ta koç olarak çalışan Brabender’in oğlu David, 1970 yılında Madrid’de dünyaya geldi ve 12 yıl boyunca İspanya Ligi’nde mücadele etti. Brabender ismi, özellikle Wayne sayesinde İspanya basketbolunda silinmeyecek bir iz bıraktı.

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!