Fenerbahçe Beko’nun Alex Perez Transferi Ne Vaat Ediyor?

24/Kas/20 09:58 Kasım 24, 2020

admin69

24/Kas/20 09:58

Eurohoops.net

EuroLeague’de zor bir dönem geçiren yeni model Fenerbahçe Beko’nun yepyeni hamlesi Alex Perez’in takıma yapabileceği potansiyel katkıları Eurohoops Fırın inceledi.

By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Turkish Airlines EuroLeague ve ING Basketbol Süper Ligi’nde 2020-2021 sezonu heyecanı devam ederken yeni koçu Igor Kokoskov ve yepyeni yapılanmasıyla takvime umutlu bir giriş yapan Fenerbahçe Beko, son dönemde çeşitli eksikler ve oyun anlamında yaşanan aksaklıklar sebebiyle dertli bir konuma geldi.

Son dönemde takımın yıldız oyuncuları çerçevesinde yaşanan sakatlıklar ise Zeljko Obradovic döneminin alışkanlıklarından çok uzakta zorlu fikstüre dayanıksız bir Fenerbahçe gerçeğini gözler önüne serdi.

Tüm bunlar aslında hiç bilinmeyen yahut beklenmeyen şeyler değildi ancak her ne kadar kusurlu olduğu öngörülebilen bir takım kurulsa da öyle bir sezon hazırlık dönemi ve başlangıcına nazaran işlerin darmadağın olması bazı ihtiyaçları da beklenenden daha erken doğurdu.

Sarı-Lacivertliler de yeni yapılanmayı ilerleterek takımı tekrar EuroLeague’in büyük takımlarıyla muasırlaştırmak amacıyla geçtiğimiz hafta önemli hamlelere imza attılar. Oyuncu Yönetim ve İzleme Direktörü olarak Zarko Cabarkapa’yla anlaşan Fenerbahçe, guard rotasyonuna da sezona Bahçeşehir Koleji’yle giren Meksikalı-Amerikan Alex Perez’i ekledi.

Eurohoops Fırın olarak biz de bugün “imdat çekici” olarak nitelendirilebilecek Perez transferini değerlendirmek adına sizlerin karşısındayız. Dilerseniz oyuncunun Kokoskov’un Fenerbahçe’sinde neler yapabileceğini incelemeden önce ufak bir biyografik bilgiseli yapalım.

1 Temmuz 1993 tarihinde San Diego’da dünyaya gelen Alex Perez, profesyonel basketbol kariyerine 2013-14 sezonunda Meksika’nın Soled de Mexicali takımında başladı. 2016’ya kadar Avrupa’ya yolu düşmeyen oyun kurucu İsrail’le adımını attığı kıtada Letonya ve Türkiye maceralarıyla adından oldukça söz ettirdi.

Bandırma’daki başarılı çıkışı onu EuroLeague seviyesine Zalgiris Kaunas formasıyla yükseltirken Litvanya dönemi hem kişisel hayatı hem de kariyeri adına çok tatsız izler bıraktı. Hem babası hem de büyükbabasının kansere yakalanmasıyla çok zor bir döneme giren Perez ülkesine dönmek zorunda kaldı.

2020-2021 sezonu ise Alex için yeniden Türkiye’nin kapılarının açılması manasına geldi ve 27 yaşındaki Meksikalı oyuncuyu Bahçeşehir Koleji formasıyla izleme fırsatı bulduk. 7DAYS EuroCup’ta çıktığı 8 maçta 12.7 sayı – 4.4 asist ortalamasıyla takımına hizmet eden Alex Perez tekrardan EuroLeague’e dönme fırsatını Fenerbahçe’yle buldu.

Peki, Igor Kokoskov ve ekibi Alex Perez’den ne çeşit katkılar alabilir? Fenerbahçe Beko için kesinlikle olması gereken isim Perez miydi? Gelin, birlikte inceleyelim.

Kasım Biterken Fenerbahçe’nin Ahvali

Sezonun ilk yarısını tamamlamak için yaklaşık bir aylık daha zaman var ancak şimdiye kadar sahada varlık gösteren, hatta daha doğrusu pek de varlık gösteremeyen Fenerbahçe Beko’ya ilişkin elde toplanan olumlu veriler, olumsuzların yanında azınlık kalıyor. Bu durumu değerlendirirken değinmemiz gereken kişiler arasında sezon öncesi kadro mühendisliğini üstlenen yönetici ya da antrenörler ve form durumlarını sezon başına göre çok çok aşağı çeken oyuncular gelir.

Aslında şu anda Fenerbahçe Beko’ya ilişkin çok olumsuz ifadeler kullanmak, yaz aylarında önemli beklentilere kapılmışlığın bir yansıması olur fakat söylenmesi gereken şeyler erken erken söylenmeli. Normal sezonun bitmesine 20 hafta kala -uzun bir süre gibi görülebilir ancak geride kalan 10 hafta da su gibi aktı- yalnızca 4 galibiyet elde edebilmiş bir Fenerbahçe bekliyor muyduk? Beklemiyorduk desek de yalan, bekliyorduk desek de…

Guard rotasyonunda Lorenzo Brown’ın birkaç hafta aksaması, kanatlardan sezon öncesi beklenen verimin Dyshawn Pierre -o da görece- haricinde alınamıyor oluşu ve hiç iyi sinyaller vermeyen vücut dilleri ışığında güçlü rakiplerden gelen farklı yenilgiler gerçek anlamda sarı-lacivertli takımın taban değerlerini yakından görmemizi sağladı.

Takımın taban değerlerini fiilen görmek açıkçası yazın muhabbet arasında kötümser kötümser üzerine konuşulduğu kadar rahat olmuyor. İzleyiciyi daha da derinden yaralıyor.

Igor Kokoskov’un öğrencileri geride bıraktığımız 10 haftalık EuroLeague serüveni boyunca hızlı bir basketbol ortaya koymaya çalıştı ancak bunun meyvelerini çürüklerden almak durumunda kaldı.

Böyle tempolu bir oyunda haliyle organizasyon oluşturmaktan uzak bir yapıya geçen takımın asist/top kaybı oranları pek iç açıcı seviyelere gelmedi. Ligin en çok top kaybeden takımı toplamda 149 top kaybıyla Fenerbahçe Beko oldu ve burada bir hem saha içi hem de saha dışı yönetim sorunu olduğu açıklık kazanmaya başladı.

Ribaundlarda ilk 5 takım arasında yer alan ekip hücum ribaundlarında ligin 14. sırasına yerleşmiş durumda. Sezon başında önemli umutlarla kadroya katılan Johnny Hamilton’ın EuroLeague’de aldığı toplam süre ise 56 dakika.

Takımın son mücadelelerdeki en büyük umudu 38 yaşındaki Ali Muhammed oldu. Bu çok abes kaçan bir şey olmayabilir, bir takımın her oyuncusundan yararlanmaya odaklanmasında teorik olarak bir sıkıntı gözükmeyebilir fakat sakatlığı sebebiyle Nando De Colo’yu saymazsak Lorenzo Brown ve Leo Westermann gibi sahada yönetim kurulunu oluşturabilecek iken, Edgaras Ulanovas – Jarell Eddie – Dyshawn Pierre gibi sırtı dönük + dış şut toplamı silahları kuvvetli forvet oyuncuları mevcutken ne kadar formda olursa olsun 38 yaşında ve geçtiğimiz 2 sezon boyunca hiç böyle bir role sokulmayan bir ismin kalkıp takımına böyle katkılar yaptığı bir ortam her ne kadar Kokoskov haklı olarak Ali Muhammed‘in “şarap gibi oyuncu” olduğunu düşünüp beyan etse de normal değil.

Bu ortamda topu taşıyacak oyuncuları teker teker saydığımız zaman Fenerbahçe’nin bir oyun kurucuya ihtiyacı olmadığını öne sürmek de yerinde bir tespit olmazdı. Eğer Westermann’ı sağlıklı bir şekilde ve adil dakikalarla izleme şansı bulsaydık (bu belki de Hamilton için de öne sürülebilir) bu konuda yorumlar daha da keskinleşirdi ancak ortada kimin neye, niçin ihtiyacı olduğunu da pek kavrayamadığımız bir durum baş gösterdi.

“Westermann ya da Hamilton neden oynamıyor? Onlar oynasa daha iyi değil mi?” gibi bir yaklaşımda bulunmuyorum çünkü Perez ile Westermann arasında zihnimde ufak bir kıyasa girdiğim zaman Fenerbahçe’nin ihtiyaçlarına kimin daha uygun olduğunu tartışacak bir yön görmüyorum.

Sadece onların daha akla mantığa uygun süreler alıp rotasyon dışına itilmediği bir Fenerbahçe Beko’nun geride kalan 10 maçlık periyotta şimdikinden ne kadar farklı bir durumda olup olmayacağını test etmeyi isterdim. Bu oyuncuların bu kadar dışarı itilmesine karşılık şahsen “De Colo ve Vesely‘nin yanlarını doldurup onların her maça çıkacağına mı inanıp yola koyuldunuz” şeklinde bir soru sorma hakkını da taraftarda ve medyada görürüm.

Ligde Fenerbahçe Beko’dan 3 maç az oynamış, 2 maç az oynamış, bir maç az oynamış çok fazla takım var ancak şu an görünen tabloda ligin averaja vurulduğunda en az sayı atan 2. takımı Sarı-Lacivertliler. Çok farklı bir şey düşlerken, 80’lerin üzerinde sayı atan -80’lerin üzerinde yese de 80’lerin üzerinde atan- bir takım düşlerken misafir umduğunu değil bulduğunu yedi.

Sezon öncesinde iyi hamleler yaptıkları düşünülse de uğurlarına bu denli gaza gelinmeyen Baskonia, Bayern Münih ve Valencia gibi ekiplerin oynadıkları basketbola bakınca Fenerbahçe’ye şaşırmamak elde değil. Yanlış anlaşılmasın, bir maçı eksik Baskonia‘nın da tıpkı onlar gibi sadece 4 galibiyeti mevcut. Ancak sahaya yansıttıkları ve izleyicinin gördüğü şey sanki 10 maçta 8 galibiyeti olan bir takım olgusu…

Hayal dünyalarını süsleyen tempolu oyunun icrası açısından doğru bir takım kurulduğundan 2020 yazında birçoğumuz emindik. Fakat ligin 1/3’lük bölümü geride kalırken ortaya çıkan sonuç hiç hoşnut edici değil ve devamında stratejik olarak nelerin değiştirileceğini de bilmediğimiz bir dönemde Alex Perez transferi yapıldı.

EuroLeague’in devlerine karşı direnmekte zorluk çeken Fenerbahçe Beko’da Alex Perez’in varlığı ne ifade edecek?